Bir uzmanın kaleminden antidepresanlar

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
‘Mucize haplar’ olarak sunulan antidepresanlar gerçekten işe yarıyor mu? Psikiyatrist Mutluhan İzmir, gereksiz kullanıldığında cinnet ve intiharı tetikleyen bu ilaçları ‘Antidepresan Tuzağı’ kitabında mercek altına alıyor.

Antidepresan ilaçlar ağır depresyon vakalarında hayli işe yarıyor. Ancak son yıllarda adeta şeker niyetine verilir oldu hastalara. Çevrenize dikkatlice baktığınızda bu ilaçları hayatı boyunca hiç kullanmamış kişilerin pek az olduğunu göreceksiniz. Peki çerez niyetine tüketilen bu ilaçlar sanıldığı gibi mutluluk vaat ediyor mu? Bilinçsiz kullanımı ne gibi zararlara yol açıyor? Antidepresanların uzun bilimsel çalışmalar neticesinde değil tamamen tesadüf eseri bulunduğunu söyleyen Psikiyatrist Doktor Mutluhan İzmir, Hayy Kitap’tan çıkan ‘Antidepresan Tuzağı’ adlı kitabında bu ilaçlarla ilgili bilinmeyen noktalara ve ‘psikiyatrinin karanlık yüzü’ne ışık tutuyor. Zira geçen yıl neredeyse 50 milyon kutuya yakın ilaç kullanılmış ülkemizde. Yani çalışır nüfusu göz önüne aldığınızda her kişiye bir kutu psikiyatri ilacı düşüyor.


Antidepresanlar mutluluk hapı adıyla ve mucize ilaçlar olarak tanıtılıyor, Mutluhan İzmir’e göre. Sanki her sıkıntı ve mutsuzluk durumunda rahatlıkla ve uzun süre düşünmeden kullanabileceğimiz masum ilaçlarmış gibi sunulmasına da oldukça karşı. “Bu imaj çok yanlış, mucize ve çok masum da değiller. İlaç bir hastalık durumunda kullanılan tedavi edici bir maddedir. Antidepresanlar da bir ilaç ve yalnızca hastalık durumunda kullanılmaları gerekir. Ancak mucize ilaç, mutluluk hapı, masum ilaçlar olarak tanıtılınca sanki hastalık dışında, ufak tefek sıkıntı durumunda da rahatlıkla kullanabileceğimiz maddeler gibi algılanıyorlar ve bu nedenle hastalık durumu dışında da kullanımları teşvik edilmiş oluyor.” diyen İzmir’e göre son yıllarda bu ilaçların kullanımındaki patlamada bu imajın büyük rolü var.

Rahatlatması her zaman avantaj değil

Eğer gerçekten hastaysanız, her ilaç gibi bu ilaçlar da hastalığı tedavi ederek kişiye bir rahatlama sağlıyor. Bu ilaçların hastalık dışında da rahatlatıcı etkileri var çünkü kaygıyı azaltıyor ya da ortadan kaldırıyor. Kaygıdan arınmış olarak yaşamak bir avantaj gibi görünse de, bu halin insanları koruyucu işlevi de var. Kaygı bütünüyle ortadan kalktığında sonunu hesap etmeden davranma durumu yaygınlaşıyor. Sonuçta bu ilaçları almazken yapmaktan çekindiğiniz birçok şeyi yapar hale geliyorsunuz. Bu bir avantaj gibi görünüyor, hayatı daha doya doya yaşamak gibi. Ancak doya doya yaşamanın faturası ağır biçimde çıkabiliyor bir süre sonra. Mutluhan İzmir’e göre geriye dönüp baktığında pişman olduğu tercihlerin bir kısmını ya da büyük kısmını, bu ilaçların verdiği mutluluk, rahatlık ve umursamazlığın etkisiyle yapmış olduğunu görüp hayıflanabiliyor insanlar. Rahatlık ve umursamazlığın getirdiği mutluluk uzun vadede insanın aleyhine işleyebiliyor.

İntihar ve cinneti tetikliyor

Antidepresanlar her ne kadar şeker niyetine verilir hale gelse de kullanmadan önce iki kez düşünmek gerekiyor. Zira bu ilaçların bilinçsiz kullanımı dürtü kontrolünün bozulması, hesapsız hareket etme, kolay boşanma, maddi zararlara uğrayacak ilişkilere kolay girme, kontrolsüz cinsel ilişkide artış, saldırganlık, öfke kontrolünde bozulma gibi ciddi yan etkilere sebep oluyor. Halk arasında cinnet olarak bilinen ‘mani’ durumunu da tetikliyor. Bu sebeple ciddi hastalıklar dışında kullanılmaları doğru değil.

Depresyon, ilaçlar piyasaya sürülünce ortaya çıktı

Bu ilaçların piyasaya sürülmesiyle birlikte giderek artan depresyon teşhisi sayısının kafalarda bir kuşku uyandırdığı görüşünde Doktor Mutluhan İzmir. “1960’ların ortasında tarihte ilk kez antidepresan olarak adlandırılan ilacın piyasaya sürülmesiyle birlikte, depresyon adlı bir hastalık da ortaya çıkıyor ve her yeni ilaç piyasaya sürüldükçe depresyon teşhisinde artış yaşanıyor. Şu anda elimizde antidepresan ilaç olarak adlandırdığımız ve 40 yıl önce ortalıkta hiç olmayan çok sayıda ilaç var ve bunların tedavi ettiğini iddia ettiğimiz depresyon adlı hastalık da 40 yıl öncesine göre binlerce kat artmış durumda.” diyor. Hatta bu durumda depresyonun varlık nedeni bu ilaçlardır demek abartı olmaz, diye de ekliyor.

***

Tesadüf eseri bulunmuş!

Olumsuz duygular ve depresyona çare olarak sunulan antidepresan ilaçlar aslında uzun süreli ve yoğun bilimsel araştırmaların sonucunda bulunmuş ilaçlar değil. İlaçların bulunuş hikâyesini Mutluhan İzmir anlatıyor: “Geçen yüzyılın ilk yarısında çok ciddi bir sağlık sorunu olan tüberküloz (verem) hastalığının tedavisi için bulunan yeni antitüberküloz ilaçların bazılarının, hastalar üzerinde depresyonu düzeltici etki yaptıkları tesadüfen gözlenmiş ve bu gözleme dayanarak ilk antidepresan ilaçlar üretilmiş.” Ancak o sıralarda henüz bu ilaçlara antidepresan denilmiyordu. O dönemde henüz depresyon olarak adlandırılan bir hastalık ortada yokken, bu ilaçlar melankoli olarak isimlendirilen psikiyatrik tablolarda tedavi amacıyla kullanılmaya başlanmış. Ancak o dönemde kullanımlarının çok sınırlı ve bugüne göre de kısa süreli oluşuna dikkat çekiyor İzmir. 5-10 yıl önce bulunmuş ilaçları, uzun vadede ne gibi bir etkilerinin olacağını bilmeden rahatlıkla ve yaygın biçimde kullanılmasını da eleştiriyor.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Antidepresan iyi bir psikiyatrist kontrolunde gerçekten iyileştiriyor.Tabi öyle şeker gibi içilip,kulaktan duyumla ilaç alınırsa durum tehlike arz ediyor.Ben ilk panik atak geçirdiğim zaman; uyuyamamaktan helak olmuştum.Doktorumun verdiği ilaç yalnızca yeşil reçeteyle satılıyor.İlk günler kullandırdı sadece o vahim durumum geçene kadar..Zaten ilacı aldığım gece hemen uyudum:)İlaç nokta kadar bişeydi.:).Üç beş gün sonra kesmişti ilacı.Diğer tedavi edici antidepresanlarla yola devam ettim.Bilinçli olduktan sonra hayat kurtarıyor antidepresan.Herşeyde böyle aslında kontrollu olmak ve dozunu bilmek .Olay bu.Abartılan herşey zarardır.
 

damned

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
566
Tepkime puanı
53
Gerekli gereksiz antidepresan kullanmak moda gibi bir şey oldu insanların arasında. Birçoğu da reçetesiz satıldığı için ulaşılabilmesi oldukça kolay. İnsanlarn doktor gözetimi olmaksızın birbirlerine ilaç tavsiye etmesine ( özellikle antidepresan) çok sık rastlar oldum. Bilinçsiz ilaç kullanımın negatif etkilerini birkaç nesil sonra çok net bir şekilde göreceğimizi düşünüyorum.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Kiş ağır bir depresyon geçiriyorsa ,bipolar vs ağır psikaitrik şikayetleri varsa mutlaka psikatrist gözetiminde kullanmlaıdır çünki intihar rsiki vardır,toplumda yaygın olan depressif durumlarda psikosomatik yakımalarda,ilgi kayıplarında vs hafif etkili olanalr düşük dozlarda rahatça kullanılabilir işe yarıyor.
 

berylliuum

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Ağu 2014
Mesajlar
106
Tepkime puanı
3
Çok dikkatli kullanılmalı ama günümüzde ne yazık ki doktorların şeker gibi dağıttığı ilaçlar. Lisede en ufak bir şeyden psikiyatri giden öğrencilerin hepsine yazıyorlar antidepresan. Daha geçen hafta öğrencinin biri kendi sakinlestiricileriyle intihar etti yani. Öyle bir dururma geldi ki kullanan böyle cool filan oluyor çok ilginç. 16 yaşında bu kadar neyin sorunuysa..
 

Hiperaktifejderha

Banlı Kullanıcı
Katılım
26 Tem 2015
Mesajlar
190
Tepkime puanı
7
Konum
Lily Dale
Özellikle sınav dönemindeki öğrencilerin çoğu kullanıyor. Resmen çay kahve içer gibi tüketiliyor. Bir sürü yan etkisi var ve bunlar gözardı ediliyor. Şahsen ben mecbur kalınmadıkça antidepresan kullanımına karşıyım. Ayrıca bazı bitki çayları da rahatlatma konusunda oldukça iyi.
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Sağlık mafyasının işleri.
Yasal zehir.
 

madasin

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Şub 2015
Mesajlar
359
Tepkime puanı
9
Ben daha önce bu konuda hissettiklerimi paylaşmıştım bir sayfada. Sn Origanum haklısınız. Çevremde küçücük çocuklara her ne hikmetse , ya hiper aktivite ya da dikkat dağınıklığı teşhisi konuluyor. Küçücük , fakat bakışları bile çocuksu olmayan, bana sentetik lastik çocuklarmış hissini veren yeni teknolojik çocuklar var çevremde. Şimdi iyi de anneler , babalar ...... Yıllar sonra o çocuklar karşınıza nasıl bir yeni oluşum insan olarak çıkacaklar o belli değil. Beyindeki salgıları ve hormonları kontrol ediyor bu ilaçlar. Bu kontrolün sonucunda da insan , yani duygusu olan insan oluşuyor. Yani, kontrol altına alınmış yeni insan tipi yaratılıyor yavaş yavaş. Yıllar sonra göreceğiz bu yeni insan tipini. Hayırlı olsun.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Bir ara sayılarla bu konuyu irdelemiştim. Silah sektöründen sonraki en büyük finans döngüsüne sahip sektör. Muazzam bir iki yüzlülük örneğidir bu iki sektör de. O kadar ciddi benzerlikleri vardır ki dersiniz belki silah şirketleri CEO'ları yönetiyor ilaç şirketlerini.. Dersiniz belkiye gerek yok, zaten öyle merak etmeyin.. :)
 

Madmen

Kayıtlı Üye
Katılım
14 May 2015
Mesajlar
69
Tepkime puanı
25
Tabi ki antidepresanlar icat edilmeden önce depresyon icat edildi. Kişilerin hayati fonkisyonlarının bütünlüğüne yönelik dengeler, nasıl kontrol edilir, nasıl bozulabilir? Onların ön hazırlığı çalışması yapıldı. Dünyevi kudret uğruna ne yazık ki.

Spor, doğal beslenme ve doğal yaşam, tatminkar cinsellik, ruhsal hürriyet, Sahte ego benliğinin çözülmesi ve dönüştürülmesi. Bütün bunlar zaten kişilerin; Duygusal\Bedensel vücut fonkisyonlarında işlev gören anti-depresif salgıları, hormonları kendiliğinden harekete geçirirler. Depresyon; aslında kişilerin iç ve dış dünyalarındaki uyumsuzluğa karşı verdikleri bir tepkidir. Bu tepki her organizmada vardır. Her organizmada aynı zamanda, Hayatta kalma ve hayatını güvenle sürdürme içgüdüleri olduğu için...
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Çok dikkatli kullanılmalı ama günümüzde ne yazık ki doktorların şeker gibi dağıttığı ilaçlar. Lisede en ufak bir şeyden psikiyatri giden öğrencilerin hepsine yazıyorlar antidepresan. Daha geçen hafta öğrencinin biri kendi sakinlestiricileriyle intihar etti yani. Öyle bir dururma geldi ki kullanan böyle cool filan oluyor çok ilginç. 16 yaşında bu kadar neyin sorunuysa..
Doktorlar bunu yazıyorlar ama doğru dürüst bir sağlık sistemi yok:ruhsal sorunları olan bir kişi bir psikiatriste gider psikiatrist ona 45 dk zaman ayırır konuşurlar gerekirse eşi,annesi babası yada arkadaşları ilede konuşur tüm yaşamı irdelenir,arkadaş çevresi iş,okul çevresi ve sonunda gerekirse ilaç yazılır duruma göre randevu verilip bu durum devam eder tedavi yıllarca sürebilir,kapının önü ağzına kadar hasta dolu hastalar homurdanıp duyor sağlık bakanı açıklma yapmış bir hastaya 3 dk ayırmanız yeter....... bu şartlarda sağlıkta olmaz hiç bir şeyde olmaz,psikitrist günde 5-10 hasta kabul edebilir 60 değil.Doktorlar yerine sağlığa bütçe ayırmayan yönetecileri ve cahil milleti suçlayıalaım lütfen.
 

madasin

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Şub 2015
Mesajlar
359
Tepkime puanı
9
Sn Asterix ; Hizmet alıcı olarak haklısınız, fakat bu kadar nüfus artışı ile bu nasıl olacak ? Burası Baltık ülkesi değil ki. Semt poliklinikleri artsın örneğin. Neyse , içerikten uzaklaşacağız şimdi. İsyan ederken, kendi öz yapımızı, insanımızı , ülkeyi düşünme özelliğimden dolayı böyle bir tespitte bulundum sadece.
 

glfm

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Eki 2010
Mesajlar
91
Tepkime puanı
1
3 yıldır panik atak hastasıyım. Hastalıkta ileri olmasam da bazen kafama göre bıraktım için ilacın geri dozu arttı başladım. Kış aylarında daha çok mevsim geçişlerinde ataklar artıyor. Çok düşünen bir yapım var. Bazen bu hastalığın 1 hafta etkisinin olduğu zamanlar savaş gibi geçiyor. İlaçlar gerçekten iyi değil bağımlılık yapıyor ve beyni yatıştırmasının uyuşturucudan farkı yok. Yan etkileri de oluyor bazen kendime zarar vermemek için mücadele veriyormuşum gibi hisler oluyor. Terapi şart diyorlar belkide panik değilsin başka bir sorun var diyorlar ama şu hayat o kadar zor ki, sağlıktan yararlanmak için çalışmak, çalışmak içinde sağlık gerekiyor. Terapiler o kadar pahalı ki parası olmayan delirsin der gibi. Devlet hastanelerinde varsa bile mesai saatleri uymuyor. Allah bizim gibilere yardım etsin çok zor. Özellikle sizi seven insanları da üzmemek için çabalamak iyiyim demek zor..
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Ruh sağlığı kişisel bir hastalık değildir tam anlamıyla aslında,o kişinin ailesi başta olmak üzere yakın ve de uzak çevresi toplum hastadır sadece zayıf halkada patlak vermiştir.Dünya fokur fokur kaynıyor şiddet her yerde iken kimi tedavi edecen bir de bu konu var,sular kirlendi.
 

Ashina

Kayıtlı Üye
Katılım
15 May 2016
Mesajlar
182
Tepkime puanı
18
Antidepresanların bu kadar rahat yazılması ve hatta bazılarının reçetesiz bile alınabilmesine inanamıyorum! Ya içinde ne var nereye nasıl etkisi olur hiç bakmadan bilmeden etmeden insan nasıl kullanabiliyor? Toplumu bu noktada bilinçlendirmeliyiz özellikle devlet hastanelerinde doktorlar 5dk dahi dinlemeden direkt antidepresanı yazıp yolluyor ben merak ediyorum bu adamlar geceleyin nasil rahat uyuyor? Asıl hastalar psikiyatrlar bu yerde. Ufak sorunlarla doktora gidip antidepresan tedavisi sonrasi klinik depresyon ve panik atakları baş gösteren insanlar var. Yine anksiyete ve depresyon okb gibi rahatsizliklarla gelip psikoza kadar ilerleyen rahatsizliklar var. İlaç bağımlısı olanlar da var ki bu muhtemelen doktorun da ilaç şirketlerinin de işine geliyor.
Kesinlikle çözüm de değil kişiyi aptallaştırıp yatağa bağlayıp her şeye sırıtmasından başka bir işe de yaramıyor. Ben 2 yılı aşkındır kullanmıyorum gayet berbat zamanlar da geçirdim/geçiriyorum ancak en azından kötü hissetmek hissizlikten iyidir bu noktada hepinize garanti verebilirim. Kişi kendi çabasıyla yükselmelidir antidepresan buna köstek oluyor.
Bir de her şikayeti bir kalıba sokup sen şu hastasin diyen doktorları da anlamıyorum. Ülkede hasta olmayan birey yok bu insanlar sırf doktora görünmedi diye kendini sağlıklı zannediyor ve gayette yaşamına devam ediyor. Bu yazıyı da gören herkesten ricam ne kadarı doğru yanlış o sizin takdiriniz ama çok mühim bir rahatsızlığınız olmadıktan sonra kesinlikle ne idiğü belirsiz haplara kendinizi teslim etmeyin.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,246
Tepkime puanı
3,122
Arkadaslarımdan biri dısarıdan kendı kafasına gore temın edıp kullanıyor. Ne kadar soylesemde zararlarını benı dınlemeyınce anlatmayı bıraktım. Kısılıgındekı degısımlerı gozlemlıyorum. Beynın dusunce yapısını gerçekten fazla uzun sure gecmeden degıstırebılıyor. 4-5 aya cıddı bır anlamda kişiliği değişiveriyor ve çok kötü gidiyor. Hataları gun gectıkce artıyor ve saglıklı dusuncelerden uzaklasıyor. Bu ilaç öyle birşey ki kontrolsuz alındıgında daha bır felaket olabılıyor. Kontrollu alındıgında da aynı haltın laciverti. Kımseye onermıyorum etrafımda hatta kotuluyorum.
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Antidepresanların bilinçsiz kullanıldığı doğruamam hiç bir işe yaramaz demek yanlış uzmanca çok kontrollü bilinçli kullanılması lazım,yarar gören çok hasta var zor zamanlarında ,üfürkçüyemi gitsin kişi onbinlerce uzman her gün gözlüyor etkisini yaraıda var zaraır nasıl kullanıldağına bağrı,tek başına ilaçla tedavi olmaz,adam işten kovulmuş borcu var bu adama iş bulamazsan tedavi edemezsin olayı daha geniş değerlendirmak lazım bu zor olduğu için herkez kolayıseçiyor.
 

jokerstyle

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Tem 2013
Mesajlar
93
Tepkime puanı
9
Yaklasik 10 yil önce agir panik atak hastasiydim ve hic unutmam gittigim doktorum bana antidepresyan önermisti bende kabul etmemisdim.Ölüm korkusunu (panik atagimi) cesitli vesileler ve Rabbimi bularak yenmemi nasip olmusdu!!!Ailemden birkac kisi Agir depresyon yasiyorlar ve hap bagimlisi olmalarida sanirim ki beni bu durumda antidepresyani kabul etmememi sebeb olmusdu....
 
Üst