Uzuuun uzuuuun anlatırsan dinlerim.
Kilitleme ve şifreleme detayını öğrenmek isterim açıkçası.Uygulayamasakta amaç öğrenmek ve bilgi edinmek benim için.
Düşünce canlıdır. Kainatta hiçbir şey yok olmaz ancak dönüşür. Fiziki beyin yok olmadan zaten düşünceler yok olmaz. Fiziki beyin yok olsa dahi düşünce bir başka beyin veya objeye aktarılmışsa hala varlığını korur, ta ki o obje veya sirayet eden diğer beyinler de yok olana kadar. Zihin hızı diye tabir edebileceğimiz bir hız türü var diyelim, bu hız ışığın hızından daha ötededir. Bu artık hız kavramının da dışındadır. Böylece ışığın trilyonlarca katrilyonlarca yılda katedeceği bir yolu, zihin neredeyse salisede yol alır. Bu da yayılabilirlik ve ulaşılabilirlik halidir. Yani bir nevi zamandan bağımsız hale gelebilir.
Şimdi, düşünce bir enerji ise (öyledir) fiziki olarak da mevcuttur. Atomları göremiyor olmamız fiziki olarak olmadığı anlamına gelmiyor örneğin. Bu fiziki mevcudiyete sahip olan düşüncenin yapı taşına isim uydurup atom değil de ''
datom'' diyelim.. Atomlar nasıl bir araya gelince önünüzdeki ekranı, sizi ve yıldızları oluşturuyorsa, datom da oluşturur hem de saliseler içinde.. Zihninizde canlandırdığınız şey gerçektir bu sebeple. Gerçek nedir ne değildir bu tamamen bakış açısıdır. Emin olun ki düşünce ve hayalleriniz gerçek. Belki sizin istediğiniz gibi şuan ki gerçeğinize yansıtamıyor olabilirsiniz ama bu da kurallar sebebiyle böyle. Düşünsenize düşündüğünüz her şeyin anında sizin deneyimlemek istediğiniz her gerçeklikte gerçekleştiğini? Bu kaos olurdu ve vaadedilen ''cennet'' zaten budur. İşte bu yüzden saflaşmadan ''cennet'' tanımını kazanmamız engelleniyor. Cennet fiziki bir yer değil zaten. Ruhun var olacağı boyutlar üstü bir olgudur. Orada da düşünce vardır ve düşünce orada maddenin ta kendisidir yani ''datom''. Buradaki atom ise çok sınırlı ve ilkel bir haldir. Ruhun bedenden farkı budur işte. Yani düşündüğünüz anda ruhsal boyutta aslında her şey gerçektir. Bedensel boyutta ise dediğim gibi önceden tasarlanmış engellere tabidir.
Şimdi düşüncenin gücünü, sınırsızlığını anlatmaya çalıştım ve bir de bir yapı taşı ismi uydurdum. Gelelim unutmaya. Bu datomlar, bizim atomlardan meydana gelen beynimiz aracılığıyla bu gerçekliğe tezehür eder. Yani siz atom beyinle bir şey düşündüğünüzde, boyutlar arası olan ''datom'' ları kullanırsınız. Haliyle boyutlar üstü olan nötr datomları siz negatif veya pozitif diye ayrıştırıp kullandığınız an, atom beyninize kazınır. Yok olmaz beyin ölene kadar. Beyin öldükten bir süre sonra ''işte o engelleri tasarlayan'' sizin oluşturduğunuz datomları hesaba çekip sıfırlayana kadar o datomlar da kıyamete kadar boyutlar arasında özel bir alanda salınırlar.
Sana verilen ''datom işleme yetkisini'' Dünya stajında nasıl kullandığın sistem tarafından bu şekilde analiz edilir. En çok neyi istiyorsan da o gerçeklik şekillenir. Ahiret diye tabir edilen olguda da, sonsuz datom işleme yetkisine devam edip etmeyeceğin bu şekilde belirlenir. (ikinci üçüncü staj hakkı var mı yok mu, yaz okuluna kalınıyor mu, kurtarma sınavı var mı yok mu onu da Allah bilir) Diyelim ki bu yetkiyi alacak yeterlilikte değilsiniz orada ne yapılır onu da bilmiyorum. Bir de yetkiyi ısrar ve inatla bile bile kötüye kullanmak vardır orada da, sizin negatif işlediğiniz datomlar ve daha fazlasının her salise gerçekliğe dönüştüğü bir cehennem olgusu vardır. Bak sen bu kadar datomları negatif işledin, evrene ve boyutlara ve içindekilere işte böyle zarar verdin, bunu da bile bile yaptın, buyur demek ki senin en büyük dileğin budur, en çok madem bunu istiyorsun al deneyimle.
Düşünce canlıdır, biz onu yok edemeyiz bununla birlikte dönüştürebiliriz. Datom işleme yeteneğinizi nasıl kullanacağınız size kalmış. (Yazarken
Düşünce ve
atom'u birleştirip uydurduğum bir tanım)