Şuan ki devirde kişisel bakım neden beğenilme güdüsüne dönüştü?

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,254
Tepkime puanı
3,152
Şuan ki devirde kişisel bakım neden lüks ve şıklığa dönüştü?
Mesela şöyle izah edeyim. Şimdi ki kadınlar ve erkekler kişisel bakımını karşı tarafın beğeni ölçüsüne göre oluşturuyor. Artık farkediyorum ki insanlar kendi için değil etrafın bakışına göre şekil alıyor. (Erkeklerde spor ve tavır, bayanlarda makyaj ve giyim gibi ) Hani anlamıyorum bende mi problem var yoksa etrafımda ki insanlar mı fazla bu konunun üzerine düşüyor?
 

godsadsmoke

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Ocak 2015
Mesajlar
64
Tepkime puanı
5
Konum
Issız Evler Sokağı
Çoğu kişi içten içe bu eyleme eğilimlidir. Bir bakıma beğenilmek "hiç egolu değilim" diyen birinin bile egosunu tatmin eder. Garip varlıklarız.
 

Eirenej

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Şub 2015
Mesajlar
47
Tepkime puanı
7
Sizin gibi düşünüyorum çağımızda çok özenti var sırf çevrede ilgi çekmek için yapmadıkları şey kalmadı :)
 

Bulut_atlası

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ocak 2013
Mesajlar
780
Tepkime puanı
31
Mümkün olduğunca kaçınmaya çalıştığım durumdur.Aksine kendim için birşeyler yapmayı tercih ederim başkası için değil ancak şimdiki duruma göre herkes mükemmelliğe odaklı yaşıyor.En ufak kusurlarını düzeltmek için defalarca bıçak altına yatıyorlar ben de bu duruma üzülüyorum..
 

uzumakikamilov

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Nis 2015
Mesajlar
176
Tepkime puanı
13
Cinsellik içgüdüsü, sağlıklı tüm insanlarda vardır. Bu içgüdü neticesiyle insanlar onaylanmak, beğenilmek ister. Sosyal birr varlıktır insan ne de olsa. Onaylanmak istemeyen insan yoktur. Eskiden nasıldı bilemiyorum, ancak şu an insanlar hiç olmadığı kadar sosyal. Eskiden belki bu kadar baskın değildir, ancak sanıyorum insanlık tarihinde herkes karşı cinsi etkilemek için zevklerini düzenlemiştir. Ancak salt başkasını düşünerek düzenlenen bir yaşam, bana acizlik olarak geliyor.
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Ben hep kendime göre kendi isteğim ve tercihimce belirledim kişisel bakımımı.Ben esmerim,esmerliktir benim tercihim her zaman.Kalkıpta hiç kimsenin zevki için saç rengimi açtırmam,solariuma giriyosam birileri beyaz ten seviyor diye ya da trend diye buna son vermem.Ben kendimden nasıl memnunsam aynen devam.Beni seven beğenen olursada beni değiştirmeye çalışarak değil,benim kendimi sevdiğim gibi beğensin ya da beğenmesin pek te umurum olmaz .:)
İşin lüks kısmına gelince bakım aslında temizlik demektir.Haftada bir banyo yapan ama o yağlı saça hergün fön çektiren ve o vücudu parfümle kamufle etmeye çalışan, kişisel bakım ürünlerine milyarlar harcasada sıfır.Önce kişisel temizlik,sonra lüks kısmı kişinin keyfine kalmıştır bence,isteyen bunu lüks boyutunda yaşayabilir.Tabiki bakım=lüks demek değildir,lüks kısmı kişisel tercihtir.
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Yine bir toplumsal sorun yine ori :D Sosyoloji okumalısın :D
Bence kişisel bakım gayet normal. Ama özellikle bazı kadınlar makyajı çok aşırıya kaçırabiliyor.
Erkeklerde sanıldığı gibi kişisel bakıma önem vermiyorlar değil. Saçlarım dökülüpte 30 yaşımda kel olmayayim diye kerastase e her ay tonla para veriyorum
Sonra after shaveler,parfümler, vitaminler,mineraller, saç ürünleri.. Benim gibide bir sürü erkek var. Ben fitnessada gitmiyorum. Biraz gittim sonra bıraktım. Ordakiler kendi bakımlarına dahada harcıyor,önem veriyor genelde. Protein tozları,kreatinler,her gün farklı caf caflı eşofmanlar,saatler,vitaminler,güneş gözlükleri vesaire..
Evet çok önem veriliyor. Bu da normal karşılanıyor. İsraf etmediğimiz sürece bence sıkıntı yok. Aşırıya kaçmamalı
 

mem_u zin

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ağu 2015
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Rahmetli Anneannemin meşhur bir sözü vardı;"Kendini allayıp pullayıp vitrine çıkan kızlar bunlar,indirimde değerleri düşüyor "derdi.(Ben kibarca çevirdim)
15 cm topuklularla beli iki büklüm yürümeye çalışan kadınlar,kadınlara hoş gözükeceğim diyerek üçgen vücut yapan,yavruyken ilgilenmediği ama büyüyünce sahilde ilgi çekmek için rotweiller ya da pitbull gezdiren erkekler...Hepsinin tek suçlusu sürekli pompalanan popüler kültür ve kendi öz güvenini besleyemeyen insan tipleri.
Ben bunu kendi fikrimce eleştiriyorsam,aynısını yapmamam gerekir değil mi? :) Hiç örneğin şıkıdık terliklerim,pullu elbiselerim ya da elde taşıdığım minicik gece çantam olmadı benim.20'li yaşlarda ki kızlar 40,40'lı yaşlardakiler 30 gösteriyor son yıllarda bunu fark ettim tam da bu yüzden.
 

bluecat

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2012
Mesajlar
142
Tepkime puanı
16
Konum
İstanbul
İnsanların tarzı bu sevgili Ori, en ilkelinden en modernine kadar topluluklar kendilerine güzellik kriteri seçer güruh da ona uymaya çalışır. Uymayanları da ''bugün hasta mısın? Sen depresyonda mısın?'' gibi sorular sorarak toplum kriterlerine geri döndürmeye çalışırlar. Bu zaten hep böyleydi ama bugün neden bakım biraz daha pahallılaştı dersen, televizyondan, internetten holywood yıldızlarını görebiliyoruz.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Şuan ki devirde kişisel bakım neden lüks ve şıklığa dönüştü?
Mesela şöyle izah edeyim. Şimdi ki kadınlar ve erkekler kişisel bakımını karşı tarafın beğeni ölçüsüne göre oluşturuyor. Artık farkediyorum ki insanlar kendi için değil etrafın bakışına göre şekil alıyor. (Erkeklerde spor ve tavır, bayanlarda makyaj ve giyim gibi ) Hani anlamıyorum bende mi problem var yoksa etrafımda ki insanlar mı fazla bu konunun üzerine düşüyor?
Sadece bu devirde değil, hep böyleydi. Şimdi çok fazla seçenekle insanların gerçek zamanlı hızlı etkileşimi, bunu da diğer pek çok konuda olduğu gibi daha çok göz önüne taşıdı. Eski Mısır'da sırf koku ve takı ham maddeleri için orduların savaş stratejisi geliştirdiği bilinir. Tamam dini yönü de var ama Eski Mısır kadınları da erkekleri de süslerine o kadar düşkünlerdi ki, bunu sosyal statü için acımasızca kullanıyorlardı. Yunanlılar ve Romalılar'a da bulaştırdılar hatta bunu.
Ayrıca bu sadece insanda değil, kuş, balık, böcek, memeliler vs. bütün familyalarda neredeyse bu var. Hiç görmedin mi kendini yerden yere vura vura dans edip renklerini şişiren kuşları veya kim daha süslü yuva yaparsa eşi o kapar düellolarını?
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Kisisel bakim her zaman vardi sorunda teskil etmez güzeldirde,her insan hos ve genc görünmek ister fakat günümüzde kisisel bakimda boyut degistirdi, estetik amaliyatindan tutta zayiflamak adina sacma sapan sagliga zararli seyler.Bu bir hirs sanki daha cok.

Turkiye kanallarinin yerel halide öylemi bilmiyorum ama avrupa yayinlarindaki reklamlar kompile estetik üzerinedir, ve cok ilginc.

Bize gelin sizi yeniden yaratalim, burun meme yag aldirma yuzovali duzeltme ohoo daha neler ve kisa bir zamana sigiyor, doktorlarin umrunda degilki o insanlar evlerine döndüklerinde ne tür kompilikosyonlarla karsilasacaklar.Ve ilgilenenler ucuz oldugu icin kabul ediyorlar. Eskiden zenginler yapardi ama artik herkez yapabiliyor. benim anlamadigim sey, bu insanlarin nasil bir kafa halleri varki dusunmeden sirf ucuz diye bunlara cesaret edebiliyorlar.Öyle bir ruhhaliki sagligi bile hice sayabiliyorlar, ne diyelim umarim kinadigim basima gelmez :D
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Evrenin en basit ahlak kuralını baz alarak bir değerlendirme yaparsak kişilerin bakımlı olması başka birine zarar veriyor mu ? Bu bir çark, kozmetik sektöründen evine ekmek götüren milyonlarca insan, sağlık-estetik.Hadi hayvanlar üzerinde yapılan deneyleri geçiyorum onlara diyecek pek bir şey yok.Veya spor yapmanın nesi kötü ? Modern tıp doğal seleksiyonu bozmuş olabilir lakin böyle insanlar hep olacaktır.Marka-reklam sektörü kendi kendini asla yok edemez aksine yeniler.
 

hopefull06

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2014
Mesajlar
283
Tepkime puanı
17
Bakımlı olmak kötü değildir aslında, kişinin kendine verdiği değerin göstergesi.. İnsanın her zaman yeni kıyafetleri olmayabilir ama o kıyafetleri temiz giymek, yada temiz ve ütülü giymek hem kendimize hemde başka insanlara saygıdır.. Bir kadının hafif makyajla çıkması gayet hoş bir görüntüdür, saçına şekil vermeside, sonuçta kuaförler de kazanmalı :) Artık kuaföre bile gerek kalmıyor saç baş için, çünkü 1 tane iyisinden saç maşası varsa elinizde, doğru kullanabiliyorsanız, süper.
Erkeklerde de bu böyle, sonuçta saçına sakalına giyimine özenmek, belli yaştaki kız ve erkeklerin bir birine güzel görünmeye çalışmaları gayet doğal bencede.. Hep vardı ve olmaya devam eder..
Estetik kaygılara düşmek genelde altında psikolojik bir nedendendir.. Örneğin ergenlikte burnuyla dalga geçilmiştir, onu dert edebilir bir kişi, yada kadının silikon taktırmasının nedeninin altında da bir erkek etkisi vardır :) Benim gözlemlediğim erkeklerde tarz olayının sebebi erkek berberi yerine erkek kuaförü olmalarındandır :D Artık giyim kuşam konusu da sonsuz bir yelpaze.. Dikkat ederseniz genç kızlarda da tarz konusuna takıntı sebebi tv de birkaç versiyonu olan o tarz benim şu tarz senin vs. programlar çok etkiledi gibi. İşin en kötü tarafı da dudaklara yapılan botokslar gencecik kızlarda. La-edri nin dediği gibi bir kez başlayınca sonu gelmiyor..
Özetle, tamamen özenti, vücutlara işkence..
 

lviv angeles

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ocak 2014
Mesajlar
2,716
Tepkime puanı
296
Konum
HAYALLERİN GERÇEK OLDUĞU ÂLEM
Bakımsız paspal insan sevmem bende..Lüks veya değil herkes bütçesine göre bakımlı olmalı.Yeri gelince su ve sabunda bakımdır.Estetik ise kişi kendisi memnun değilse estetik cerrahiye başvurabilir sıkıntı yok ama kendisi için olmalı başkası söyledi diye değil.Ölçülü olduğu sürece estetik,moda giyim kuşam,saç,cilt bakımı ,kozmetik ürünler,vs....hepsi olabilir insanın hayatında ve olmalıda ..Çokta düz,bakımsız,ot gibide yaşanmamalı.Bu tip şeyler insanın kendisini iyi hissetmesini sağlayan şeyler aynı zamanda,işin bu tarafıda var.Ha kişi kendini abartı bir dolguyla ya da yaşam statüsüne hiç uymayan yeşilli mavili ya da platin saçla sirk cambazı gibi dolanıyorsa buda kişinin bilinçsizliğinden kaynaklıdır.Ölçü ilk başta kıvamını yakalamak önemli..
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Eskiden insan kendini oldugu gibi kabul ederdi.
Güclüyse savaşçı, zayifsa çifçi olurdu.
Güzelse cariye, çirkinse köle.
Zenginse harem kurar, fakirse cirkin bir kadınla evlenirdi.
Toplumsal statüyü dis gorunus ve para saglardi.
Insanlar bunun bilincinde doğduklari andan itibaren bu sekilde işlendiği icin hayat gercegini kabul ederdi.

Günümuzde bu sinirlar kalkti, insanlar kendilerini oldugu gibi kabul etmiyorlar. Degisebilirim diyor makyaj estetik kiyafetler... Bir degisme telasi var ama kimsenin kendini kabul ettigini goremeyiz.

Simdi acimasiz gercekler olarak dusunmeyin kimseye cirkin-guzel diye yargilamam :)
 

uzumakikamilov

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Nis 2015
Mesajlar
176
Tepkime puanı
13
Eskiden insan kendini oldugu gibi kabul ederdi.
Güclüyse savaşçı, zayifsa çifçi olurdu.
Güzelse cariye, çirkinse köle.
Zenginse harem kurar, fakirse cirkin bir kadınla evlenirdi.
Toplumsal statüyü dis gorunus ve para saglardi.
Insanlar bunun bilincinde doğduklari andan itibaren bu sekilde işlendiği icin hayat gercegini kabul ederdi.

Günümuzde bu sinirlar kalkti, insanlar kendilerini oldugu gibi kabul etmiyorlar. Degisebilirim diyor makyaj estetik kiyafetler... Bir degisme telasi var ama kimsenin kendini kabul ettigini goremeyiz.

Simdi acimasiz gercekler olarak dusunmeyin kimseye cirkin-guzel diye yargilamam :)

İnsanların kendilerini olduğu gibi kabul etmediği konusunda kesinlikle hak veriyorum size. Ancak eskiden insanların böyle bir sorunu olmadığını da söyleyemeyiz, dediğiniz gibi bu sınırlar kalktı. Herkes eskisine göre daha özgür, dilediğini yapmakta çok daha geniş davranabiliyor. Çünkü hayatta kalmak gibi bir sorunu yok.
Stoacı felsefede, "evrensel akıl", "evrensel yasa" vardır. Her şey logostan gelmiştir, ona dönecektir. Fizik yasalar, doğa yasaları, insanların koyduğu yasalar, akıl yasaları evrensel yasadan ayrı olamaz demişler. Stoacı felsefede, toplumları yöneten ayrı toplumsal yasalar olmamalı denmiştir. Bu saf haliyle, sStoacılık demokrasiyi savunan bir haldedir. Ancak Roma, Stoacılığı iki yüzlü bir şekilde kendisine göre evirip çevirip halka yedirmiştir. Kölelik dışta değil, içtedir; kişi içte bağımsızlığını sağlamalıdır, bir imparator bile bu durumda köle olabilirken, bir köle "bağımsız" olabilir deyip halkı bir güzel kandırmıştır. Hep bir şekilde güç sahipleri güçsüzlerin ne yapacağını yönlendirenmiştir. Herkesin kendisini olduğu gibi kabul ettiği bir toplum ancak ütopyada olabilir. Aksi halde köleler ayaklanır, toplumsal düzen değişir. Tarihte herkes kendisini olduğu gibi kabul etmiş olsaydı, diktatörlükten aristokrasiye, demokrasiye geçişler olmazdı toplumlarda.
 

xgenion

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Tem 2011
Mesajlar
392
Tepkime puanı
34
Konum
Nota Alemi
İş
Müzik ve Grafik Tasarım
Bence eski dönemlere göre şu anki kişisel bakım çok farklı. Beğenilmeyi de geçiyorum iş farklı bir boyuta taşındı. Sürüye uyma... İnsanların yapmaya çalıştığı şey bu. Ben bunu gözlemledim. Çevrelerindeki ya da özendikleri insanlar ne yapıyorsa, ne yiyip ne içiyorsa, nerelerde oturup nerelerde kalkıyorsa aynı şeyleri yapmaya çalışıyorlar. Eğer yapmazlarsa küçük düştüklerini, ezildiklerini düşünüp bunu egolarına bir türlü kabul ettiremiyorlar. Ego her şeyden önce gelir oldu. Belki de bu kabul görme ile alakalı bir durumdur ya da farklı bir şey psikoloji okumadım bu yüzden kesin bir şey söyleyemem. Ama gittikçe garipleşen ve mantıktan oldukça uzaklaşan bir düzenin içerisinde olduğumuz kesin.
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
İnsanların kendilerini olduğu gibi kabul etmediği konusunda kesinlikle hak veriyorum size. Ancak eskiden insanların böyle bir sorunu olmadığını da söyleyemeyiz, dediğiniz gibi bu sınırlar kalktı. Herkes eskisine göre daha özgür, dilediğini yapmakta çok daha geniş davranabiliyor. Çünkü hayatta kalmak gibi bir sorunu yok.
Stoacı felsefede, "evrensel akıl", "evrensel yasa" vardır. Her şey logostan gelmiştir, ona dönecektir. Fizik yasalar, doğa yasaları, insanların koyduğu yasalar, akıl yasaları evrensel yasadan ayrı olamaz demişler. Stoacı felsefede, toplumları yöneten ayrı toplumsal yasalar olmamalı denmiştir. Bu saf haliyle, sStoacılık demokrasiyi savunan bir haldedir. Ancak Roma, Stoacılığı iki yüzlü bir şekilde kendisine göre evirip çevirip halka yedirmiştir. Kölelik dışta değil, içtedir; kişi içte bağımsızlığını sağlamalıdır, bir imparator bile bu durumda köle olabilirken, bir köle "bağımsız" olabilir deyip halkı bir güzel kandırmıştır. Hep bir şekilde güç sahipleri güçsüzlerin ne yapacağını yönlendirenmiştir. Herkesin kendisini olduğu gibi kabul ettiği bir toplum ancak ütopyada olabilir. Aksi halde köleler ayaklanır, toplumsal düzen değişir. Tarihte herkes kendisini olduğu gibi kabul etmiş olsaydı, diktatörlükten aristokrasiye, demokrasiye geçişler olmazdı toplumlarda.

Benim anlattigim konu dış görünüs hakkindaydi. Ama konu farkli yerlere cekilebilir tabi... Eskiden baba meslegi ne ise sonraki nesiller onu yapardi. Gunumuzde ciftcinin ogluda doktor avukat hatta bakan olabilir. Ne oldugunu kabul etme konusu mesleki degil. Dış gorunus olarak masaya yatirdim ben , toplumsal olarak degil kisisel olarak kendini kabul... :)
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,254
Tepkime puanı
3,152
Benim anlatmaya çalıştığım insanların beğenilme çabasıdır. İnsanların bakış açısı artık ilişkiye girecek diye kendisini dişiye beğendirmek için dans eden kuşlara döndü. Karşındaki kişiyi önemsersin tabi ama bu onun istediği karaktere bürünmek ve onun hoşlanacağı cinsten değişime girmeyi gerektirmiyor. Herkesin bakış açısı artık dış görünüşten şekillenir oldu.
 
Üst