İnsani Duyguları yok etmek

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

az4p

Kayıtlı Üye
Katılım
31 Mar 2013
Mesajlar
29
Tepkime puanı
4
İnsani duyguları yok etmek soğuk kanlı korkusuz olmak insana ait olan zayıflıkları yok etmek nasıl mümkündür
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
İnsani duygular dan kastınız nedir ? Bizimle paylaşırsanız sorununuzu belki bukadar ağır tabir etmeye gerek kalmadığını görürsünüz.
Çok korktuğunuz birşey varda onu yok etmek istiyorsanız bu mümkündür.
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Bati majisinin en felsefi konusu :D sanirim o alana ilgilisiniz?
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Duyguların etkisi azaltmak mümkündür ama tamamen sıfır konuma indirgemek imkansıza yakın bir durumdur. Duygulardan tamamen yoksun hale getirilmiş bir kişinin robottan farkı yoktur.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Kendinize işkence yaptırmak için birilerini tutabilirsiniz.Korku ve acı her şeyi yavaş yavaş siler.
 

Renaskamp

Banlı Kullanıcı
Katılım
11 Ağu 2015
Mesajlar
67
Tepkime puanı
1
Yaş
25
Sizce duygularımızı kullanmadan sadece mantığımızla karar alabilir miyiz? Eğer bir matematik problemi çözüyorsak evet; ama bunun dışında hayattaki bütün seçimlerimizde, bütün kararlarımızda hem duygularımızı hem de mantığımızı aynı anda kullanmak zorundayız.

Eskiden bilim insanları, duygular ve mantığın insan beyninde zeytinyağı ve su gibi birbirlerine hiç karışmadıklarını düşünürlerdi. Mantığın ve duyguların ilgi alanları ve işlevleri farklıydı. Biri diğerinin “işine” karışmazdı.

İnsan beyni ve karar alma üzerine yaptığı araştırmalarla çığır açan Antonio Damasio’nun hastası Elliot’un bilgisinde, hafızasında, mantık yürütmesinde hiçbir eksiklik yoktur. Kusursuz konuşmakta, soyut matematik problemlerini çözmektedir. Ancak en sıradan kararları bile veremez haldedir. Çünkü Elliot’un beyindeki tümör, duygusal zekasına zarar vermiştir. Bütün bilgilere sahip olmasına rağmen, bu verileri işlerken ihtiyaç duyduğu duygulara ulaşamadığı için Elliot, karar alamaz olmuştur. Damasio’nun çalışmaları bize, insanın duygusuz karar alamadığını, tercih yaparken duyguların vazgeçilmez olduğunu kanıtladı.

Biz duygu denince genelde ayrılıkla duyulan bir üzüntü, sinirlendiğimizde duyduğumuz öfke, arkadaşlarla eğlenirken attığımız kahkaha ya da içimizdeki sevgi gibi duyguları hatırlıyoruz. Hâlbuki duygularımız bunlardan öte, kararlarımıza yol gösteren rehberlerdir. Duygularımız olmadan amaçlarımızı, önceliklerimizi belirlememiz mümkün değildir.

Duygusal beynimiz, mantıklı beynimizden binlerce yıl önce de vardı. İnsanoğlunun sahip olduğu mantık, geçirdiği evrim sonucu, duygularının bir uzantısı olarak oluşmuştur. İnsanoğluna mantık, duygulardan çok sonra eklenmiştir. Tehlikelerle başa çıkmak, kendimizi korumak için mantığa ihtiyacımız zaten yoktur. Acil durumlarda “sürüngen” beynimiz bizim yerimize karar verir. Yeni doğan bir bebek, henüz düşünce üretme becerisine sahip değilken bile duygularını kullanarak tepkisini ortaya koyabilir. Bebek bunu duygusal beyniyle (limbik sistem) yapar.

Duygu yoksa karar da yok

Düşünsel beyin (neokorteks) insan beynine yüz yıllar sonra eklenmiştir. Düşünsel beyin yavaştır, hemen karar veremez. Düşünsel beyin bir şeyi anlamaya çalışırken daha iyi karar verebilmek için aynı zamanda ertelemeye de yatkındır. Eğer her gün yaptığımız seçimleri, sadece mantığımızı kullanarak yapsaydık, hem çok zaman harcar hem de o kadar yorulurduk ki akşam olmadan beynimiz bizi uykuya zorlardı. Yolda karşıdan karşıya geçmek, bir yemek seçmek gibi kolayca yaptığımız işler bile eziyet olurdu. Alacağımız her kararda bütün bilgileri toplamak, bütün olasılıkları düşünmek, bunları değerlendirmek ve sonunda bir karar almak gibi bir yol izleseydik hayat yaşanmaz olurdu.

Günlük hayatımızı hiç zahmetsiz sürdürmemizi duygularımızla aldığımız kararlara borçluyuz. Biz yolda yürürken karşıdan gelen insanlara çarpmadan, yanımızdakiyle konuşup aynı zamanda etrafta neler olup bittiğinin farkında olabiliyorsak duygularımızın bizim adımıza birçok kararı alması sayesindedir. Duygusal beynimiz ihtiyaç duyduğumuz seçimleri yapar.

Duygu olmadan bilginin bir değeri yoktur. Duygu bilgiye anlam ve bağlam katar. Bizi uyaran, ihtiyaçlarımızın karşılanıp karşılanmadığını değerlendiren, alternatifleri ölçeklendirip derecelendiren, neyin iyi veya kötü olduğu bilgisini bize veren duygularımızdır. Elliot’un bütün bilgilere sahip olmasına, mantığının çok berrak olmasına rağmen karar alamaması duygulardan yoksun olmasındandır. İnsan önemli önemsiz bütün kararlarını duygularını ve mantığını birlikte kullanarak alır.

Duygusal beynimiz, öğrenmenin de merkezidir. Bir bilgiyi öğrenmek için, beynimizde biyo-kimyasal bir değişiklik olması gerekir. İnsan bir konuyu öğrenirken ne kadar çok duyu organını devreye sokarsa konuyla ne kadar sıkı duygusal bağ kurarsa öğrenmesi o ölçüde kaliteli ve kalıcı olur. Birden fazla duyunun uyarılması, beyinde aynı anda birçok bölüme değen zengin bir ağ (network)oluşmasını sağlar ve bilgi kalıcı hale gelir.

Martin Lindstrom, son bilimsel verilerin bize, “satın almaya dair bildiğimiz her şeyin yanlış olduğunu” öğrettiğini söyler. Hala pek çok şirket, eski alışkanlıklardan kurtulamayıp insanları mantık yoluyla ikna edeceğini zannedip boşa çaba sarf ediyor.

Son yıllarda insan beyni üzerine yapılan araştırmalar bize, insanların “satın alma düğmesine” basmak için onların duygularını harekete geçirmenin şart olduğunu kanıtladı. İnsanoğlundaki acı, korku, sevgi gibi en güçlü duygulara dokunmayı başaran markaların rekabet avantajı yakaladıklarını gösterdi. Bir marka ne kadar çok duyguyu harekete geçiriyorsa tüketiciyle o kadar çok yakınlık ve güçlü bağlar kuruyor.

Satın alma sürecimiz “mantıkla” değil, “hissederek” başlıyor. Önce duygularımızla karar veriyor ve sonra verdiğimiz kararı mantıklı bir zemine oturtmaya çalışıyoruz. Dolabında onlarca elbise olmasına rağmen gideceği akşam daveti için hiç elbisesi olmadığını “düşünen” kadının davranışını mantıkla açıklamaya çalışmak yersizdir; çünkü burada önceliği duygular almış ve karar vermiştir. Mantık arkadan gelip duruma uygun gerekçeler “icat” eder. Hepimiz biliyoruz ki bu “mantıksız” davranışlar sadece kadınlara özgü değildir. Erkeklerin de davranışları en az kadınlar kadar mantıksızdır. Bu mantıksızlık tamamen insani yani yüzde yüz insan doğasını yansıtan davranışlardır. Pazarlama ve marka yöneticilerinin üzerine düşen, insanın bu mantıksız davranışlarını yargılamak değil, bunları bütün doğallığıyla kucaklamaktır.

Sadece özel hayatımızda değil iş hayatında da karar alırken duygularımız son derece belirleyicidir. Her kararını mantıkla aldığını iddia eden iş insanları bile büyük ortaklıklara ya da projelere imza atarken duygularıyla karar verirler.

Duygu yoksa karar da yok

Antonio Damasio, “Biz hisseden düşünme makineleri değiliz, düşünen hissetme makineleriyiz.” der. Bu görüş, Descartes’tın “Düşünüyorum öyleyse varım.” görüşüne taban tabana zıttır. Bugün sahip olduğumuz bilimsel verilerle değerlendirdiğimizde Descartes değil, Damasio haklıdır.

Eskiden duygularımızın “değişken”, “anlaşılmaz”, “kaygan”, “kontrol edilemez”, dolayısıyla “güvenilmez” olduğunu zannederdik. İnsanlık Aydınlanma Çağı’ndan beri aklı yüceltip duyguyu ikinci plana itti. Oysa bugün anlıyoruz ki bırakın ikinci plana atmayı duygular olmadan karar bile alamayacağımızı anlamış durumdayız. Bugün pazarlama ve marka yöneticilerinin yapacakları en akılcı iş, duygu dilini anlamaktır.

Hepimiz, kendimizden başlayarak insanı daha iyi anlamaya çalışmalıyız. İnsanı hiç yargılamadan olduğu gibi kabul etmeliyiz. İnsanın hiç sahip olmadığı akılcılığı insanda varmış iddiasında bulunmamalıyız.

Elbette akıl insana özgü bir özelliktir ama insanın her koşulda akılcı kararlar aldığını iddia etmek, insanı hiç anlamamak demektir. İnsanın sadece aklıyla karar aldığını zannetmek, bizi sadece gerçeklerden koparmakla kalmaz aynı zamanda hem özel hayatımızda hem de iş hayatımızda büyük yanlışlara sürükler.

Beğensek de beğenmesek de insan duygularıyla ve sezgileriyle karar alan, zafiyetleri olan, karar verirken fazla mantıklı olamayan bir canlıdır. Dünyanın en akıllı canlısı olsa bile durum budur.
--alıntıdır-- kusura bakma çok uzun ama hepsini bende okudum bence bu fikrinden vazgeçeceksin bunu okuduktan sonra
 

nikotin-34

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2012
Mesajlar
195
Tepkime puanı
3
insani duyguların tümünü yok etmekten bahsediyorsanız equilibrium adlı filmde bu konu işlenmiş, izleyip pek matah bir şey olmadığını anlayabilirsiniz. yok eğer istediğiniz cesaret ve soğukkanlılıksa bunlar günümüzde yapılan çalışmalarla mümkün. kişisel önerim biraz korku ve heyecan genelde iyidir. kontrolu sağlar ve zinde tutar.
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Aslında hepimiz insani duygularımızla savaşmıyor muyuz? Mesela kibir,kıskançlık,öfke bunlar fıtri duygular. Fıtratımızla, yani bize kolay gelenle savaşıyoruz ki doğru olanda bu.
Bu insani isteklere biz nefis diyor olabiliriz. Ve nefsini öldürmeyi başarabilen çok az kişi vardır ve çok uzun zaman sürer. Bi alim yapmış, yanlış hatırlamıyorsam kırk yıl çölde yaşamış tek başına. Sonra ağzından dışarıya bi köpek çıkmış. Ve galiba o köpeğide öldürmüştü. Hikayeyi tam bilmiyorum,yanlış anlatmış olabilirim.
Ama bence nefsini öldürmeye gerek yok. Bizi biz yapan şeylerden biri bu
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
İnsani duyguları yok etmek soğuk kanlı korkusuz olmak insana ait olan zayıflıkları yok etmek nasıl mümkündür
Nano cerrahi ile beyindeki gerekli alanlara müdahale ederek. Henüz başka bir zarar vermeden sadece bunu yapacak bilgi birikimi yok. Başka sıkıntıların çıkması önemli değil derseniz bu tarz bir şey var. Bu arada bunu imzalı denek olarak da kabul etseniz resmi olarak yapacak yer de yok. Meksikayı tavsiye ederim kafanıza koyduysanız. Evet başka bir yolu yok dediğinizin.
 

Semar

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Tem 2015
Mesajlar
126
Tepkime puanı
6
bence mümkün olsa bile izni olmamalı .. yeterince soğukkanlı ve duygusuz insan var zaten yeryüzünde.. belki sadece belli başlı meslek gruplarında askerler gibi.
her zaman inançsız ve duygusuz insanlardan her türlü kötülük yapabileceklerini düşündüğüm için korkmuşumdur.
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
İnsani duyguları yok etmek soğuk kanlı korkusuz olmak insana ait olan zayıflıkları yok etmek nasıl mümkündür[/QUOTE

Insan bosluk kabul etmez güven olgugunun biraktigi bosluga korku yerlesir. Sizin güveninizi artirmaniz gerekiyor.

Karekter baska bir sey fitrat baska birsey. Insanin fitrati degismez ama karekteri degisir.

Insana ait zayif özelliklerin her birisinin altinda bir anakaynak var, bu kaynakdan dogar olumlu ve olumsuz özellikler.

Özlemek arzulmak nefret etmek ve kin duymak, her birisi sevgi altyapilidir. Sevmek ise fitratendir degismez, ama karekterlrini degistirebilirsiniz.

Cesaret ve korku Güven altyapilidir, yagci olmak bir zayifliktir olumsuz yani ama alt yapisinda güven yatiyor. Ve yine dobra dürüst olmak güven alt yapilidri, güven olgusunu söküp atamazsiniz cünki o fitrat ama onun karekterlerini dönüstürebilirsiniz, cesaret korkunun yerini alabilir, almalidirda..
 

Saklanbac

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Haz 2011
Mesajlar
43
Tepkime puanı
4
Bir olay karşısında hissedilebilicek duygular değiştirilebilir. Duygular düşüncelere yüklenen komutlarla oluşuyor. Bu komutlar değiştirilerek mesela bilinçaltımızdaki "biri size küfrettiğinde kızarız" komutu değiştirilerek size küfür edildiğinde başka bir duygu komutu yüklenebilir diye biliyorum mutluluk gibi. Biraz abes bir örnek oldu biri bize küfrettiğinde neden mutlu olalım dediğinizi duyar gibi oldum ama böyle bir örnek verebildim şuan. Duygusuzluk için bir düşüncedeki bütün duygular silinse bile yerine zamanla başka bir duygu yerleşecektir. Mesela e.f.tde de komutlar değişiyor olumsuz komutları silip olumlu komutlar koyuyoruz yerine. Eğer olumlu komutları koymazsak yine bir duygu ile dolucaktır o düşünce diye düşünüyorum.
 

Love Song

Banlı Kullanıcı
Katılım
17 May 2014
Mesajlar
205
Tepkime puanı
10
Tam olarak nasıl olabilir böyle bir şey bilemiyorum en azından normal şartlarda imkansız gibi.
Mesela savaşa gönderilmek üzere çocukken yetiştirilen askerler olduğunu duymuştum ne kadar doğru bilemem fakat sadece savaşta hayatta kalmak üzerine bir eğitim aldıklarını duydum,çocukken hadım edilip bütün insani duygulardan uzak bir şekilde eğitiliyorlarmış,korkutucu fakat sizin bu kadar ileri gitmek isteyeceğinizden emin değilim.

Yinede eğer bu konuda kararlıysanız Chillout fransız lejyonunu iyi biliyor sanırım,keskin nişancılar bulundukları bölgedeki hareket eden her şeyi vurmasıyla ünlüdür, bir arkadaşım daha önce ırakta kazı çalışmaları yapmak için kendi ekibiyle birlikte gitmişti,tahliye edilemeden körfez savaşı patlak vermişti orada bir süre kalmak zorunda kaldı,döndüğünde keskin nişancıların tereddüt etmeden koşan çocukları bile hızlı bir şekilde vurduğunu anlattı,arkadaşım uzun süre tedaviden çıkamamıştı bende daha fazla üstelemedim.

Sanırım insani duyguları yok etmenin en basit yollarından birisi asker olmak,eğer isterseniz Chillout ile konuşabilirsiniz,benim fazla bilgim yok.

İnsani duyguları asgari seviyeye çekmek mümkün sayılabilir fakat bu genellikle tramvalar sonucu ortaya çıkar yada kişinin kendi kişiliği böyle şekillenmiş olur yani doğuştan gelir.

Bence isteklerinizi gözden geçirin.
 

Gwendoline

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Eyl 2013
Mesajlar
131
Tepkime puanı
14
İnsani duyguları yok etmek soğuk kanlı korkusuz olmak insana ait olan zayıflıkları yok etmek nasıl mümkündür
Bence ya arkadas kendini iyi ifade edememis, yada yanlis anlasilmis. Nedense benim aklima "insani" duygu deyince tek birsey geliyor o da "merhamet". Bunu yok ettiginde birine acimaz, canina kast edebilirsin mesela. Senin soylediklerine gore yorum yapiyorum. Ayni zamanda merhametli olup yada insani duygulara sahip olup sogukkanli, korkusuz da olabilir. Sogukkanlilik olaylar karsisinda duygularini kontrol edebilme yetisidir. Ben burda korkusuzluktan kastinin; korkuyu yenmek, gundelik olaylar karsisinda huzursuzluk, tedirginlik gibi hislerden uzak durmak yada bir insandan korkmak veyahutta bir fobiyi yok etmek seklinde anladim. Eger anladigim gibiyse evet, tabiki bu mumkun :)
 

İzanagİ

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Tem 2015
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
İnsanların maske taktıgını görmen seni onlardan sogutur. Hayatta kendine bir felsefe takın. Ben hiçbir insanın şuanda samimiyetine pek inanmıyorum buda duygularımı zamanla kapattı sende o inceyi görürsen seninde kapanır sadece kendini düşün kimsenin sana faydası olmaz mantıgım bu benim
 

yule

Yönetici
Katılım
4 Haz 2008
Mesajlar
3,141
Tepkime puanı
1,556
İş
Parapsikolog & Enerji Terapist /Sosyolog
Bu kadar mesaja cevap bile vermemiş arkadaş. Yeterince açıklama da yapılmış ve birçok üyemiz de yardımcı olmaya çalışmış. Bir konu açarken sadece öylesine soru sormak için açılmasını tasvip etmiyoruz. Bu yüzden konu kapatılmıştır.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

[XTR] Similar Threads

Cevaplar
1
Görüntüleme
214
Cevaplar
33
Görüntüleme
1K
S
Cevaplar
5
Görüntüleme
537
Schwarzenegger
S
Üst