Canı Sıkılanlara Bilgi Kutusu

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
İnsan beyninde beş ana lob bulunur. Bunlar:


Frontal lob, bilinçli düşünme; zarar görmesi durumunda ruh hali, hissiyat değişikliği olabilir.

Parietal lob, çeşitli duyu organlarından gelen bilgileri birleştirmede önemli rol oynar. Ayrıca nesnelerin kullanılması ve bazı mekansal görüş işlemelerinde (visuospatial processing) parietal lobun kimi bölümleri rol alır.

Oksipital lob, örme duyusuyla ilgili bilgilerin işlendiği lobdur. Hafif zarar görmesi halüsinasyonlara sebep olur.

Temporal lob, ses ve kokunun algılanması, aynı zamanda da yüzler, mekanlar gibi karmaşık uyaranların işlenmesi bu lob tarafından sağlanır.

Serebellum, duyu organlarından gelen bilgilerle haraketi ilişkilendirir. Bu lob özellikle dengenin sağlanmasında önemli rol oynar.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
Edmund Percival Hillary (d. 20 Temmuz 1919 - ö. 11 Ocak 2008), Yeni Zelandalı dağcı ve kâşif. Everest'in zirvesine çıkan ilk insan. 8.850 metre rakımlı zirveye, 29 Mayıs 1953'te, yerel saatle 11:30'da ulaşmıştır. Zirveye Hillary ile birlikte Tenzing Norgay da ulaşmıştır.

Daha sonra Himalayalar'daki 10 zirveye daha tırmanmıştır. 1958'de Güney Kutup Noktası'na ulaşan ekipte yer almıştır.

Eşini ve kızını Nepal'de bir uçak kazasında kaybetmiştir. Oğlu Peter, Everest'te iki kere zirve yapmıştır.

Hayattayken, paralara resmi basılan ilk Yeni Zelandalıdır. 11 Ocak 2008'de 88 yaşında ölmüştür.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
Hârizmî (Farsça: الخوارزمي) ya da tam adıyla Ebû Ca'fer Muhammed bin Mûsâ el-Hârizmî, matematik, gökbilim, coğrafya ve algoritma alanlarında çalışmış bilim insanı. Hârizmî 780 yılında Harezm bölgesinin Hive şehrinde dünyaya gelmiştir. 850 yılında Bağdat'ta vefat etmiştir.

Matematik ile ilgili eserleri
El- Kitab'ul Muhtasar fi'l Hesab'il Cebri ve'l Mukabele
Kitab al-Muhtasar fil Hisab el-Hind
El-Mesahat
Matematik alanındaki çalışmaları cebirin temelini oluşturmuştur. Bir dönem bulunduğu Hindistan’da sayıları ifade etmek için harfler ya da heceler yerine basamaklı sayı sisteminin ( onluk sistem) kullanıldığını saptamıştır. Harezmî'nin bu konuda yazdığı kitabın Algoritmi de numero Indorum adıyla Latinceye tercüme edilmesi sonucu, sembollerden oluşan bu sistem ve sıfır 12. yüzyılda batı dünyasına sunulmuştur.

Astronomi ile ilgili eserleri
Zîc-ul Harezmî
Kitab al-Amal bi'l Usturlab
Kitab'ul Ruhname

Coğrafya ile ilgili eserleri
Kitab surat al-arz

Tarih ile ilgili eserleri
Kitab'ul Tarih
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
220px-Rubik%27s_cube.svg.png


Rubik Küpü, Zekâ Küpü ya da Sabır Küpü; 1974 yılında Macar heykeltıraş ve mimar Ernõ Rubik tarafından icat edilen mekanik bulmaca. Hareketli yüzeylerden oluşan ve çoğunlukla plastikten yapılmış bir küp olan Rubik Küpü, başlıca dört şekilde piyasaya sürülmüştür: 2×2×2'lik Mini Rubik Küpü, 3×3×3'lük standart küp, 4×4×4'lük Rubik'in İntikamı ve 5×5×5'lik Profesörün Küpü. 6×6×6 ve 7×7×7'lik küpler de hâlihazırda üretilmektedir.

Ayrıca 11×11×11 gibi çok katmanlı Rubik Küpleri de vardır.

"Rubik Küpü" diye bilinen standart 3×3×3'lük modelin her yüzünde 9 kare olmak üzere alanı toplam 54 karedir ve hacmi -ortadaki görünmeyen küp hariç- 26 birim 3'tür. Yüzeyindeki kareler genel olarak altı farklı renk ile etiketlendirilmiştir. Bulmaca çözüldüğünde küpün her yüzü tek renkten oluşur.

Yaratıcısı tarafından ilk olarak "Sihirli Küp" adı verilen bulmacaya 1980 yılında "Rubik Küpü" adı verildi ve aynı yılın Mayıs ayında tüm dünyada dağıtımına başlandı. 2007 yılına kadar 300 milyon adet satıldığı ve dünyanın en çok satılan oyuncağı olduğu söylenir.

Kaynak: Wikipedia
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
Kurşun dökmek şamanizm geleneklerinden kalan bir adettir.. Şamanizm’de buna “kut dökme” denir. Kötü ruhlardan birinin çaldığı kutuyu “talih, saadet unsurunu” geri döndürmek için yapılan bir sihri ayindir. Günümüzde Nazarla, büyüden ileri geldiği zannedilen hastalıklarla ruh rahatsızlıklarının giderilmesi için halkın baş vurduğu çarelerden biridir.
 

Ori

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Ocak 2010
Mesajlar
3,250
Tepkime puanı
3,146
Türkçe'de 'saçı başı karmakarışık, üstü başı özensiz kadın' anlamında kullanılır, zaman zaman Alkarısı'na tekabül eder.

Çarşamba gecesi işe başlanırsa, kızan ve o eve kötülük yapan kötücül çirkin bir kadın olarak tanımlanan Çarşamba Karısı, gelip -genelde- evin çocuğunu kaçırır. Yine Anadolu inançlarında haftanın belirli bir günü, yarım kalan işlerin olduğu evlere gelerek işleri karıştıran, insanlara kötülük yapan dişi varlık olarak tanımlanır.
 

Impulse

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2019
Mesajlar
325
Tepkime puanı
340
Üst