Bir etkisi varmı kesin olarak cevap vermek zor.
Fakat 2. dünya savaşı sırasında nazi doktorları bazı insanların paranormal güçleri olduğu konusunda çok derin araştırmalar yapıyorlardı ve bunun için pek çok deneğe fiziksel ve psikolojik işkence etmişlerdi,paranormal güçleri olan insanların güçlü birer silah olarak kullanılabileceğini ve onları kontrol altına alıp geliştirmeyi amaçlamışlardı,hitler ölmeden önce bütün araştırma sonuçlarının ve araştırma bilgilerinin yok edilmesini istemiş,kesin bir sonuca yaklaşan bildiğim kadarıyla sadece onlarmış,sadece bildiklerimiz üzerinden teori üretebiliriz.
Şuan kullanılan bir çok askeri teknoloji II. Dünya Savaşından sonra Almanların çalışmaları devam ettirilerek geliştirildi ya da direk alınarak geliştirildi demek daha doğru olur. Hem çalışmalara el koydular hem de bilim insanlarını tehdit ederek kendileri adına çalışmaya zorladılar. Ya askeri mahkemelerde yargılanıp idam edileceklerdi ya da kimlikleri değiştirilerek Abd vatandaşlığına alınarak Abd ordusu adına çalışacaklardı. Bundan kaçabilen ve bunu istemeyenlerin bir kısmı Afrika'ya, bir kısmı Avrupa'nın ücra köşelerine, bir kısmı da Türkiye'ye kaçtı. Türkiye'ye de çok hizmet ettiler..
II. Dünya Savaşı tarihin en kapsamlı küresel komplolar birleşkesidir ve çok sayıda yalan barındırır. Bu yalanlar yaklaşık olarak önümüzdeki 20 yıl kadar daha geçerli kalacak.
Yalan 1: Türkiye tarafsızdı..
Türkiye her ne kadar resmiyette II. Dünya Savaşında tarafsız görünse de asla tarafsız değildi. Nazilerle yani III. Reich İmparatorluğuyla işbirliğimiz vardı. Bu konuda çok enteresan özel şahıs fotoğrafları da gördüm farklı kişilerde. Savaşa dahil olmak için beklediğimiz şey Stalingrad kapılarında toprağa gömüldüğünden resmi olarak hiç savaşa girmedik. Hitler vaadini yerine getiremedi zaten getiremezdi de çünkü Hitler'i oraya çıkaranlar buna zaten izin vermezdi, eh bunu Hitler de Türkiye de herkes de biliyordu, Hitler yine de denedi.
Yalan 2: Gaz odaları ve öldürülen Yahudilerin sayıları.
Yahudi soykırımı yapıldı bu çok doğru. Özellikle çingene ve Yahudileri, akabinde Nazi hareketine karşı duran öz Almanlar dahil herkesi tereddütsüz yok ettiler. Örnekle sadece Auschwitz kampında 1 milyon Yahudi öldürüldü denir, oysa oradaki ölüm sayısı yaklaşık 380.000 kişidir. Üfürülen balonun aksine gaz odalarında değil, açlık ve tifüs ile bu insanların çoğu ölmüştür. Gaz odalarının direk ölüm amacı taşımadığı ve hatta bulaşıcı hastalıkları önlemek için bir nevi dezenfektan amaçlı yapıldığı da biliniyor. Doğrudur o odalarda deneysel ölümler de oldu ama hepsinin amacı bu değildi. Kimse kusura bakmasın, darılmasın.
Daha çok var da neyse yeri burası değil. Yazdıkça yazasım geldi sanırım yine.
Toparlayalım; duygular psişik aktiviteleri %100 etkiler. Asıl başarının sırrı da bu aktiviteleri duygulardan steril etmekten geçer. Zira duygular kontrol dahilinde değildir çoğu zaman. Haliyle kontrol altında olmayan duygularla açığa çıkan psişik aktiviteden hayır gelmez. Çünküsü hep dediğim gibi, ''kontrolsüz güç, güç değildir.''