Kaderi yenmek

aşk1

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 May 2010
Mesajlar
852
Tepkime puanı
20
Bende zaten, kul kaderi kendi yazar demedim sevgili aşk, öyle olsa buna kader denilmezdi. Kader, tanrının yazdığı yoldur. Bende kader var diyorum yok demiyorum ama kader değiştirilemez diyip oluruna bırakamayız. Özgür irade var, ibadet ve dualarla kader(insana yazılan, gene biz yazmıyoruz) değişir. Kader, yaşadıklarımız başımıza gelenler hayatımız anlamında değil. Yaratıcının verdiği rol anlamında söylüyorum.
Bence biz anlaşıyoruz fikren ama ben sizin gibi kesin bir dille herşey kaderdir diyip, özgür iradeyi reddedemiyorum. Yaptıklarımızın sorumluluğunu, irademizin yükünü aldığımızı düşünüyorum. Eğer berşeyi kadere göre yaşasak, irademiz olmasa hesap günü diye bir şeyde olmazdı diyorum. Benim aklımdan geçenler şuanda bunlar, genel olarak size katılmışımdır
hiçbirimiz değiştiremeyiz deyip oluruna bırakmıyoruz zaten. oldurmak için uğraş veriyoruz. yapılacak her şeyi yapmamıza rağmen olduramadığımız şeyler oluyor. insanlar
dua etmiyor mu ibadet etmiyor mu sanıyorsunuz? ya da kader deyip harekete geçmiyor mu sanıyorsunuz? olmayınca olmayan şeyler yok demek ne kadar doğru? benim iradem özgür olsaydı olmayınca olmayan şeylerinde olmaması gerekmez miydi? özgürlüğümün olduğu halde neden yapamadıklarım var? insana tamamen özgür irade demeyi nasıl uygun görebiliyoruz cüzi irade denilirken İslamda? Müslümanlara bu sözüm.

Tabi ki insan cüzi irade ile ortaya koyduğu bir sonuçtan sorumludur. Sorumluluğundan kaçamaz. Yani ben çirkin yaratıldım çirkin olduğum için sevilmedim sevilmediğim için sevdiğimi öldürdüm deyip suçsuz gösteremez kendini. Eylemlerinden sorumludur. Ama güzel ya da çirkin olmak onun seçimi değil kaderidir. bundan sorumlu tutulamaz.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Allah adalet vermeyecekse adalet istediğimde benim durumuma müdahale etmeyecekse beni nasıl onsuz ayakta güçlü durabileceği düşünür? bir kul nasıl Rabbi olmadan ayakta durabilir?

iyi oluşumuzun ya da kötü oluşumuzun canı cehenneme. kaybedişlerimizin, üzülmelerimizin, hatta üzüntümüzden sağlığımızdan olmanında her şeyinde canı cehenneme.

haketmek nedir ya? Allah ın beni duyması ben burdayım demesi için haketmem mi gerekiyordu.

kukla olmak yeri gelince öyle bir kuklasınız ki. öyle bir yapabileceğiniz hiçbir şey yok ki.

Bu konu çok uzun mesele Alla adalet vermeyecekse kelimesi pek uygun değil
bazı insanlar Allahı gece gündüz bizim isteklerimizi yerine getirmeye hazır ve nazır olarak bekleyen bir varlık gibi görüyor
diliyle bunu demiyor ama hareketleri bunu anlatıyor.
Evet o benim ilahım diyor ama gereğini yerine getirmiyor
Zora düşmeden Allaha dua etmez ama zora düştüğünde Allahın kudretiyle kendisine yardım etmesini bekler
rahatta olduğunda " Allaha için için yalvararak dua edin " ayetine uymaz zora düştüğünde Allah beni duymuyor der
Allahın emrettiği gibi bir kul olduk mu buna bakmıyoruz gerçekten onun büyüklüğünü idrak edebildikmi bakmıyoruz
"namaz kıldığı halde namazından gafil olana azap vardır" ayeti kapsamına giriyormuyum diye kendisini imtihan etmez

hz.ömerin kamçıyla ayaklarına vurarak ey nefsim söyle bakalım bugün ne yaptın davranışını örnek almaz
hz.alinin ağlayarak sakallarını çekiştirerek nefsiyle savaşını kendinde uygulamaz
ama Allahtan çok büyük karşılık bekleriz.

Biz hep şuna odaklanmışız "Allah bana en mükemmeli sunduğunda adaletli olmuş olur" Belki sana en iyiyi sunduğunda berbat bir kul olucaksın ?
Her insanın tekamül seviyesi var kimisi acı ve ızdırapla bunu tamamlar kimi imtihanla Allahın sana neyi neden verdiğini bilemezsin
eyyup peygamber 40 yaşına kadar sağlıklı yaşadı hastalık imtihanına tabi tutulduğunda şifa duası et diyen karısına dedi ki "ben 40 yıl sağlıklı yaşadım hastalık zamanım 40 yılı bulmadıkça ondan şifa istemeye utanırım"

Biz hernekadar ahirete inanıyoruz desekte bilincimiz bu dünyaya öyle bir odaklanmış ki konuşurken ahireti hesap etmeden konuşuyoruz,eve gidince koltuğumuza rahatça kurulucaz dilediğimiz gibi yiyeceğiz içeceğiz peki evimize varana kadar asvaltı bozulmuş yola neden kafayı takılıyoruz ? adımları ata ata onları aşıp evimize varmayacakmıyız ? bu verdiğim örneği dünya ve ahiret için düşünün.

Kendimden bir örnek vereyim size ben panik atak hastasıyım 5 senedir evden çıkamam pek,bu hastalığa tutulduğumda dedim ki dışarıda tecavüzcüsü mafyası rahatça gezerken neden beni buldu bu kimseye zararım yok,sağlıklı olduğum zaman yürüttüğüm ticaret işim için almanyada büyük bir firmayla bir işe girişicektim bayağı ciddi bir yatırım yapıcaktım ben hasta olduğum için yapamadım o yatırımı hasta olduktan 1 sene sonra aldığım bilgiye göre o firmaya yatırım yapan bizden bile güçlü firmaların hepsi batmış iflas etmiş,benim bu işimden aylık gelirim 2500 3000 arası ama ay sonu çoğusu uçup gidiyor kenara birşey koymak pek mümkün olmuyor bu hasta olduğum süre içerisinde bir vesileyle bir sanatla tanıştım saç teli inceliğinde kıl testere ile minik harflerden oluşan şekillerin kesildiği bir sanat bu sanatla tanıştığımda kendimce birşeyler yaptım kendimi iyice geliştirdim sonrasında öğrendim ki bu sanatta yapılan ciddi çalışmalar binlerce tl kazandırıyor kendime yapımı çok zor zor olduğu kadarda muhteşem 10 adet sanat eseri belirledim not defterime ekledim bunları yapıcam diye
ve yavaş yavaş yapmaya başlıyorum onları yapmaya başladıkça adım adım ilerledikçe panik atağımda bir iyileşme seziyorum
önceden odamdan çıkamazken şimdi binanın kapısına kadar iniyorum en son bu sabah denedim sokağın yarısına kadar çıktım
yaptığım çalışmalarda ilerledikçe enteresan bir biçimde panik atağımda geçmeye başlıyor ben burada almam gereken mesajı aldım,bu sanatla tanışabilmem için hasta olup eve kapanıp sıkıntıdan patlıcak duruma gelip nihayetinde sıkıntımı gidermek için bu sanatı keşvetmem gerekiyormuş.
Belki size göre gereksiz olan bu uzun yazımı bir ayet ile son vereyim

"Sizin hayır gördüklerinizde nice şerler şer olarak gördüklerinizde de nice hayırlar vardır Allah çok büyüktür ilim ve hikmet sahibidir"
 

aşk1

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 May 2010
Mesajlar
852
Tepkime puanı
20
Bu konu çok uzun mesele Alla adalet vermeyecekse kelimesi pek uygun değil
bazı insanlar Allahı gece gündüz bizim isteklerimizi yerine getirmeye hazır ve nazır olarak bekleyen bir varlık gibi görüyor
diliyle bunu demiyor ama hareketleri bunu anlatıyor.
Evet o benim ilahım diyor ama gereğini yerine getirmiyor
Zora düşmeden Allaha dua etmez ama zora düştüğünde Allahın kudretiyle kendisine yardım etmesini bekler
rahatta olduğunda " Allaha için için yalvararak dua edin " ayetine uymaz zora düştüğünde Allah beni duymuyor der
Allahın emrettiği gibi bir kul olduk mu buna bakmıyoruz gerçekten onun büyüklüğünü idrak edebildikmi bakmıyoruz
"namaz kıldığı halde namazından gafil olana azap vardır" ayeti kapsamına giriyormuyum diye kendisini imtihan etmez

hz.ömerin kamçıyla ayaklarına vurarak ey nefsim söyle bakalım bugün ne yaptın davranışını örnek almaz
hz.alinin ağlayarak sakallarını çekiştirerek nefsiyle savaşını kendinde uygulamaz
ama Allahtan çok büyük karşılık bekleriz.

Biz hep şuna odaklanmışız "Allah bana en mükemmeli sunduğunda adaletli olmuş olur" Belki sana en iyiyi sunduğunda berbat bir kul olucaksın ?
Her insanın tekamül seviyesi var kimisi acı ve ızdırapla bunu tamamlar kimi imtihanla Allahın sana neyi neden verdiğini bilemezsin
eyyup peygamber 40 yaşına kadar sağlıklı yaşadı hastalık imtihanına tabi tutulduğunda şifa duası et diyen karısına dedi ki "ben 40 yıl sağlıklı yaşadım hastalık zamanım 40 yılı bulmadıkça ondan şifa istemeye utanırım"

Biz hernekadar ahirete inanıyoruz desekte bilincimiz bu dünyaya öyle bir odaklanmış ki konuşurken ahireti hesap etmeden konuşuyoruz,eve gidince koltuğumuza rahatça kurulucaz dilediğimiz gibi yiyeceğiz içeceğiz peki evimize varana kadar asvaltı bozulmuş yola neden kafayı takılıyoruz ? adımları ata ata onları aşıp evimize varmayacakmıyız ? bu verdiğim örneği dünya ve ahiret için düşünün.

Kendimden bir örnek vereyim size ben panik atak hastasıyım 5 senedir evden çıkamam pek,bu hastalığa tutulduğumda dedim ki dışarıda tecavüzcüsü mafyası rahatça gezerken neden beni buldu bu kimseye zararım yok,sağlıklı olduğum zaman yürüttüğüm ticaret işim için almanyada büyük bir firmayla bir işe girişicektim bayağı ciddi bir yatırım yapıcaktım ben hasta olduğum için yapamadım o yatırımı hasta olduktan 1 sene sonra aldığım bilgiye göre o firmaya yatırım yapan bizden bile güçlü firmaların hepsi batmış iflas etmiş,benim bu işimden aylık gelirim 2500 3000 arası ama ay sonu çoğusu uçup gidiyor kenara birşey koymak pek mümkün olmuyor bu hasta olduğum süre içerisinde bir vesileyle bir sanatla tanıştım saç teli inceliğinde kıl testere ile minik harflerden oluşan şekillerin kesildiği bir sanat bu sanatla tanıştığımda kendimce birşeyler yaptım kendimi iyice geliştirdim sonrasında öğrendim ki bu sanatta yapılan ciddi çalışmalar binlerce tl kazandırıyor kendime yapımı çok zor zor olduğu kadarda muhteşem 10 adet sanat eseri belirledim not defterime ekledim bunları yapıcam diye
ve yavaş yavaş yapmaya başlıyorum onları yapmaya başladıkça adım adım ilerledikçe panik atağımda bir iyileşme seziyorum
önceden odamdan çıkamazken şimdi binanın kapısına kadar iniyorum en son bu sabah denedim sokağın yarısına kadar çıktım
yaptığım çalışmalarda ilerledikçe enteresan bir biçimde panik atağımda geçmeye başlıyor ben burada almam gereken mesajı aldım,bu sanatla tanışabilmem için hasta olup eve kapanıp sıkıntıdan patlıcak duruma gelip nihayetinde sıkıntımı gidermek için bu sanatı keşvetmem gerekiyormuş.
Belki size göre gereksiz olan bu uzun yazımı bir ayet ile son vereyim

"Sizin hayır gördüklerinizde nice şerler şer olarak gördüklerinizde de nice hayırlar vardır Allah çok büyüktür ilim ve hikmet sahibidir"

güzel yazınız için teşekkürler çok güzeldi. Evet bazen neyin hayır neyin şer olduğunu bilemiyoruz, isteklerimizde. gerçekleştiremediklerimiz de.

sizin kendinizden verdiğiniz durumla benim gerçekleşmesini istediğim şeyler farklı. siz gerçekleştirseydiniz sizin için hiç iyi olmazmış. ama ben gerçekleştirseydim iyi de kötü de olsa sonuç beni yıkmazdı kötü bile olsa yine mutlu kalırdım. beni yıkan üzen gerçekleştirememiş olmak yaşıyor olamamak. keşke istediğim gibi gerçekleştirmeme izin verseydi.

haddi aşıyorum aşmıyor değilim bi kul olarak ama bu acımdan kederimden yapamayışımdan kendimi kaybedişimden.

keşke gerçekleştirseydim de istediğimi gerçekleştirdiğime pişman olsaydım. istediğim seçimimi hayırda şerde olsa yaşabilseydim.
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
güzel yazınız için teşekkürler çok güzeldi. Evet bazen neyin hayır neyin şer olduğunu bilemiyoruz, isteklerimizde. gerçekleştiremediklerimiz de.

sizin kendinizden verdiğiniz durumla benim gerçekleşmesini istediğim şeyler farklı. siz gerçekleştirseydiniz sizin için hiç iyi olmazmış. ama ben gerçekleştirseydim iyi de kötü de olsa sonuç beni yıkmazdı kötü bile olsa yine mutlu kalırdım. beni yıkan üzen gerçekleştirememiş olmak yaşıyor olamamak. keşke istediğim gibi gerçekleştirmeme izin verseydi.

haddi aşıyorum aşmıyor değilim bi kul olarak ama bu acımdan kederimden yapamayışımdan kendimi kaybedişimden.

keşke gerçekleştirseydim de istediğimi gerçekleştirdiğime pişman olsaydım. istediğim seçimimi hayırda şerde olsa yaşabilseydim.
Sorununuz nedir bilmiyorum bu kelimeleri ney için dediniz onuda bilmiyorum belki bilseydim daha net birşeyler söylerdim ama keşke yapsaydımda pişman olsaydım dememelisiniz yaşayacağınız bir pişmanlık size sadece pişmanlık getirmez çok başka şeylerde getirir belki bir hastalığın kapısını açar yada ileride kuracağınız hayatta çok perişan günler geçirmenize sebep olucaktı.

Açıkçası bu yazınız biraz karmaşık geldi bana sanki yapmak istediğiniz kötü birşey vardıda yapamamışsınız gibi pişman olacağınıza kesin emin olduğunuz birşey var gibi ama bakın daa yapmak isteyipte yapamadığınız şey için bukadar isyan ediyorken ve bu psikolojide olduğunuz için keşke yapsaydımda pişman olsaydım diyorsunuz yapıpta pişman olsaydınız şu anki psikolojiden kat kat kötü olduğunuzu düşünseneze,bazen yaptığımız şeyler ilerideki bütün hayatımızı perişan edebilir küçücük bir pişmanlık ne felaket kapıları aralar bilemezsiniz,derdinizin ne olduğunu bilemediğim için diyeceklerim ancak bukadar olabiliyor
 

Sitra_Ahra

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2013
Mesajlar
213
Tepkime puanı
129
Konum
Zion
Kimisi kader konusunda islama dil uzatmış kimisi özgür irade yok demiş islam tarihinde kader ile ilgili kaç kitap okudunuz ? yada islam kelamcılarının kader ile ilgili yaptığı kaleme alınmış binlerce tartışmadan kaçını okudunuz ? Hasan el basri'nin kader risalesini okuyanınız varmı acaba ?
Bazı insanlara şaşırıyorum gerçekten fıkı bilmez kelam bilmez ahkam bilmez ayetleri ayetler ile bağlamayı bilmez islamın kader anlayışına dil uzatır :)

İslamın kader anlayışı tam yerli yerine oturmuştur mantığa tamamen uygundur çelişen hiçbir durum yok

Allah biryerde size irade verdim diyo biryerdede benden izinsiz yaprak bile oynamaz diyo burdaki mantık şudur
biz birşey için karar veririz o kararı verişimizde bize karışılmaz ama kararı verdiğimiz zaman verdiğimiz karara göre kaderimizyazılmaya başlanır
bunun için ayette diyor ki " siz hangi yolu seçerseniz biz o yolu size kolaylaştırırız "
başka ayettede buna işaret ederek diyor ki " biz her kulun kaderini kendi çabasına bağlı kıldık "
geçenlerde bir haber sitesinde gördüm adamın biri karısını doğramış ben kader makumuyum diyo,kader mi bıçağı eline tutuşturdu.
Allahın herşeyi bilmesini herşeye müdahale ediyor diye anlamayın peki herşeyi bilmesine rağmen bana niye iyi şeyler yazmıyo kötülükleri engellemiyo ?
Peki sen hergn çeşit çeşit yemekler mideye indirirken niye afrika için bir damacana su ayırmıyosun ?
Herkez hakettiğini alır dua kaderi değiştirir bazı şeylerde imtian gereğidir sabretmek gerekir
Allah sadece benim lutfum ile sevinin dünya geçicidir onundan gelenlerle sevinmeyin derken Allahın lutdunu takan yok sonra bazı şeyler başımıza geldimi
aman efendim Allah yazmış ben kuklayım.
Yusuf ta esir pazarında kul parçası denilerek satılmıştı sonra mısıra sultan oldu
kader ile imtianı karıştırmayın ikisi çok farklı şeylerdir Allah sadece bizim neyi seçeceğimizi biliyor ama seçim bizim elimizde
onun birşeyleri bilmesine rağmen müdahale etmesini istiyorsak biraz bunu haketmek gerek düşünüyorum armut pişsin ağzıma düşsün mantığı insana pek birşey getirmez bence.

Hayır seçim bizim elimizde değil. Bizim nasıl biri olacağımıza da o karar vermiyor mu? bizim hamurumuzu zeki / aptal / sinirli / uysal / kıskanç / çalışkan / tembel / isyankar / öfkeli / sadık şeklinde, doğuştan gelen özelliklerimizi o belirlemiyor mu?

Bu konuyla ilgili Gene Roddenberry'nim şöyle bir sözünü hatırlatayım:

''Hatalı insanları yaratıp, sonra onları kendi hataları yüzünden suçlayan her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten bir Tanrı hikayesinin mantığını sorgulamamız gerekir.'' (yanlış anlaşılmasın ateist değilim..)

demek istediğim bizim vereceğimiz kararlarda yaratılışımıza göre değişiyor, ve bizde kendimizi yaratmadığımız için vereceğimiz kararlarıda dolaylı olarak o belirlemiş oluyor.

Madem Allah hepimizi aynı hamurdan yarattı, nasıl oluyorda biri Muhammed olabiliyorken diğeri nefsine yenik düşüp yoldan sapıp cehennemi hakedebiliyor?

nasıl oluyor da Muhammed ve diğer peygamberler, evliyalar tek bir dünya yaşamı içinde bu kadar tekamül edebiliyorlar?

hepimiz aynı hamurdan eşit bir şekilde yaratılmadık mı?

onların nefsi, iradeleri neden benimkinden daha kuvvetli?

Şimdi tekrar gelelim Allah'ın saptırmasına:

Şeytan'ın insanı saptırdığı herkesçe bilinir, Kur'an da aynı şeyi söyler.

Hacc 4. Onun(şeytan) hakkında şöyle yazılmıştır: Kim onu yoldaş edinirse bildin ki şeytan kendisini saptıracak ve alevli ateşin azabına sürükleyecektir.
Şeytan tarafından saptırılan insanın kaçacağı tek yer Allah'a sığınmaktır. Peki, Allah'da insanı saptırırsa o zaman ne olacak?

İbrahim 4. Allah'ın emirlerini onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola iletir.''

Zavallı insan... bir taraftan şeytan tarafından saptırılmakta bir taraftan Allah tarafından saptırılmaktadır.. Üstelik Allah'ın saptırması daha da kötü olmakta, insan bir kere Allah tarafından saptırıldımı artık gidecek yeri kalmamaktatır.

Araf/186 Allah kimi şaşırtırsa, artık onun için yol gösteren yoktur, ve onları azgınlıkları içinde şaşkın olarak bırakır.

Zümer/36 Allah kuluna kâfi değil midir? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar, Allah, kimi saptırırsa artık onun yolunu doğrultacak biri yoktur.

Allah kullarına karşı seçici de olabiliyor kimi hidayete erdirirse o doğru yolu buluyor.

Araf/178 Allah kimi hidayete erdirirse, doğru yolu bulan odur. Kimi de şaşırtırsa işte asıl ziyana uğrayanlar onlardır.

vs...

Senin yaşayacağın hayatı yaratılışın, çevren, paran belirliyor; vereceğin kararlarda bunlara göre değişiyor...Hindistanda doğup büyüyen bir budist rahibi olsan vereceğin kararlar farklı, çinde bir dilenci olarak yaşayıp büyüsen vereceğin kararlar farklı, arabistanda zengin bir petrol kralı olsan buna bağlı yine vereceğin kararlar yaşadığın hayata göre değişecekti. Hayat sana dayatıyor ne yapman gerektiğini senin özgür iraden falan yok. toplum seni yetiştiriyor hangi toplum/kültür içinde büyürsen sende oranın adamı oluyorsun farklı biri değil, o yörenin dilini öğreniyorsun o yörenin geleneğine bağlı kalıyorsun (%95'lik kesim böyle) Örneklendirerek anlatalım.

Elimize bir mısır tohumu alalım. Daha önce ekilmiş bir mısırdan alınan bu tohum kendi içinde bir mısırın tüm özelliklerini kendisinden önce gelen tohumdan almış durumdadır. Dolayısıyla o mısır tohumunun tüm özellikleri nesillerden beri ekilen kendisinden önce gelen mısır tohumlarının niteliklerinden ibarettir. Bu mısır tohumundan sadece mısır olur, elma ya da armut falan değil, mısır... o kadar. Bu tohum kendi niteliklerini ve özelliklerini hiç bir şekilde değiştiremez. Armut olmak istese de olamaz, kaderi mısır olmak!

Bu mısır tanesinin büyüyüp mısır verebilmesi için ekilmesi gerekir. Ekildikten sonra yeni bir mısırın çıkabilmesi için tohum toprakta önce çürür ve özünden yeni bir mısırın doğuşu gerçekleşir ve yeni mısırlar bu tohumdan yetişmeye başlar. Çiftçi de bu tohumu güzel bir ortam ve çevre oluşturarak yetiştirir... yani su, güneş, gübre ve toprağın mineralleri bu tohumun iyi gelişmesi için güzel bir çevre oluşturur ve iyi bir hasat için gereklidir.

Ancak dikkate alınması gereken bir de kontrol dışı faktörler vardır. Örneğin fırtına ve rüzgar veya dolu ya da kuraklık vs gibi. Zira bunlarda mısırın gelişimini etkileyen faktörlerdir. Çiftçinin bu tohumu yetiştirirken kontrolü olmayan faktörler mısırın gelişimini olumsuz etkileyebilir... ama bu çiftçinin elinde elbette değil... yani depremi, seli falan kontrol edemezsiniz.

Özet olarak bu tohum geçmişteki mısır tohumlarından aldığı özellikleri içinde bulunduğu çevreyle bir araya geldiğinde iyi bir mısır mı olacak yoksa kötü bir mısır olacak belli olacak. Sizde taktir edersiniz ki mısır geçmişteki mısır tanelerini etkileyemiyor ve özellikleri onlardan geliyor ve yapacak bir şey yok bu konuda... gelelim hangi çiftçinin eline düştüğüne... o konuda da bir seçimi olmadı... iyi bir çiftçide olabilir kötü bir çiftçi de olabilir... sonra hangi topraklara ekildi ve ne tür su mineral ve güneş vardı o da çiftçinin kontrolündeydi ve yetişmesinde ki en önemli faktör de aslında bu safha çünkü çiftçinin iyi bir ürün için mısırın gelişimi için ideal koşulları elinden geldiğince oluşturabilir... bir de sel deprem dolu gibi kontrol dışı faktörler var o konuda da yapacak bir şey mısırın kafasına yukardan buz düşerse ve dağılırsa yapacak bir şey yok...

Şimdi gelelim insan dediğimiz varlığa...

Babasından aldığı ve tüm atalarının geçmişinin bir bilgi olarak bir damla spermde ki birikimiyle bir rahimin içine ekilmesiyle hayat maceramız başlıyor. Dikkatinizi çekerim babanızı da annenizi de seçmediniz. Hayat sizi bir adam ve bir kadının beraberliğinin sonucu yaptı. Şimdi buna göre karakteristikleriniz uzun geçmişe dayalı atalarımıza dayanıyor ve onların birikimi içimizde bilgi olarak yer ediyor ve doğuyoruz. Hadi bismillah... mısır tohumu gibi...

Şimdi bizim anne ve babamız çiftçi rolünde. Bu insanlar iyi olabilir, kötü olabilir, okumuş olabilir cahil, psikopat, zengin, fakir, güzel, çirkin vs vs olabilirler burada işin özü şu... biz onların da atalarından aldığı gibi bir birikim alıp doğuyoruz. Bu arada yeni doğan çocuklar için “ay bu ne kadar da akıllı bi şi böööle” demeleri artan birikimden gelen izlenimlerden kaynaklanıyor bu yüzden her nesil daha akıllı ve daha gelişmiştir.

Çocuk yetişeceği çevreyi tıpkı o mısır tanesi gibi seçemeden içine konulduğu çevrede büyümektedir ve çevrenin etkisi altında gelişmektedir. Bu yüzden çocukta yüzeye çıkan nitelikler ve birikim çevrenin etkisiyle şekillenmektedir. Burada çocuğun hiç bir özgür seçimi bulunmamaktadır. Gideceği okul, etrafında bulunacak insanlar, kendisini olumlu ya da olumsuz etkileyecek ortamlar hiç bir şekilde çocuğun kontrolünde değildir ve yetişimi sonunda, içinde yaşadığı çevrenin etkisiyle niteliklerinin bir araya gelmesi onun ne mal olacağını tayin etmiştir. Tıpkı mısır tanesi gibi. Çevrenin etkisini iyi bilen insanlar bu yüzden çocukları yetişirken onlar için hep iyi çevre oluşturmaya çalışırlar. Bizde şansa bala Türkiye'de bir islam coğrafyasında doğduk. dünyada 2000'den fazla din ve farklı kültür var;

Hadi diyelim Amerika'da koyu katolik bir ailede doğdun. İncilde İsa'nın son peygamber olduğu, ve ondan sonra gelecek peygamberlerin sahte olduğu yazar.

''İsa Zeytinlik Dağı’nda otururken öğrencileri özel olarak O’na yaklaşıp, “Bizlere açıkla” dediler. “Bu olaylar ne zaman olacak? Gelişini ve çağın sona erdiğini gösteren belirti ne olacak?”
İsa yanıtladı: “Dikkat edin, kimse sizi kandırmasın. Çünkü birçokları adımla gelip, ‘Ben Mesih’im’ diyerek nicelerini kandıracak. Savaş sesleri, savaş söylentileri duyacaksınız. Sakın dehşete kapılmayasınız. Bu olayların olması gereklidir, ama daha son gelmemiştir. Çünkü ‘ulus ulusa, krallık krallığa karşı ayaklanacak.’ Çeşitli yerlerde kıtlıklar çıkacak, depremler olacak. Bunların tümü sancıların başlangıcıdır.
“Bunun üzerine acı çektirmek için sizi ele verecekler ve öldürecekler. Adıma bağlılık yüzünden tüm ulusların hıncına uğrayacaksınız. ‘Birçokları suç işlemeye sürüklenecek.’ Kişi kişiyi ele verecek, birbirlerine hınç besleyecekler. Birçok yalancı peygamber ortaya çıkacak. Bunlar nicelerini kandıracak. Kötülüğün çoğalmasıyla birçok insanın sevgisi soğuyacak. Ama kim sonuna dek sabrederse o kurtulacaktır. '' Matta 24:1-14

Ve tüm hristiyan ve musevi dünyası Hz Muhammed'in sahte peygamber olduğunu söyler... Şimdi bunu kader yönünden inceleyelim.

İslama göre Kur'an ı ve Hz Muhammed'i kabul etmeyen biri ne yaparsa yapsın cehennem ehlidir. hatta Kur'an yahudileri ve hristiyanlara müslüman olun diye çağrı yapar. Fakat incil ve tevratta gelecek olan peygamberlerin sadece yahudi soyundan geleceği yazar; hemde hz İsa'dan sonra peygamber gelmeyeceği, gelsede sahte peygamber olacağı geçer.

Allah hem incilde Son peygamberi İsa Mesih ilan etmiş, ama sonradan Hz Muhammed'i (yahudi değil ismail soyundan) seçip kabul etmeyeceklerini bile bile hristiyanlara ve yahudilere islama girin çağrısı yapmıştır. ( o dönemde hristiyanlar ve yahudiler hz Muhammed'de peygamber vasfı bulmadıkları için onu kabul etmemişlerdir.) Madem son peygamberi hz Muhammed olarak gönderecektin neden İncilde böyle bir ifadenin bulunmasına , insanları ikilemde bırakacak sahte peygamber ayetine izin verdin? Eğer İncil değişti diyorsan hangi ayetleri değişti ve kanıt ne?, madem değişti herşeye gücü yeten Allah neden incil'i korumadı da bu çelişkilerin oluşmasına izin verdi? Tevrattada aynı şekilde museviler Hz İsa'yı sahte mesih kabul eder, Hz Muhammed'e hiç girmiyorum bile...

Ben sadece hristiyanlık açısından inceledim daha bunun hindusu var, budisti var, sihisti var, pagan'ı var, varoğlu var...

Sonuç olarak doğduğun yerin dini dili örfü adeti neyse o senin kaderin oluyor. Hamurunda ne varsa ona göre yaşıyorsun, üstte bahsi geçen mısır gibi; birde üstüne üstlük Allah seni saptırıyor, Allah insanı saptırıp cehenneme koymayı aklına koymuş bir kere kaçarın yok. :willy_nilly:

zaten bunun böyle olduğu Kur'anda da geçiyor.

''İsteseydik her cana hidayetini verirdik. Ancak benden: "Andolsun ben cehennemi cinlerden ve insanlardan dolduracağım" sözü hak olmuştur.'' secde 13

Senin dinin, dilin, örfün adetin yaşadığın çevreye göre şekilleniyor. Yaşadığın çevrenin neresi olacağına da Allah karar verdiğine göre ve hamurunuda o yarattığına göre vereceğin kararıda o belirlemiş oluyor.

İslam ya da diğer dinlere göre tek bir hayat için adalet ve eşitlik yoktur. (tek bir hayat dedim, reenkarnasyon/tekamül mekanizmasına göre konuşmadım.) Saptıran ve hidayeti verende Allah olduğu için özgür irade de yoktur.

Ya Amerika'da koyu katolik bir ailede doğsaydın? :)
 

aşk1

Banlı Kullanıcı
Katılım
31 May 2010
Mesajlar
852
Tepkime puanı
20
Sorununuz nedir bilmiyorum bu kelimeleri ney için dediniz onuda bilmiyorum belki bilseydim daha net birşeyler söylerdim ama keşke yapsaydımda pişman olsaydım dememelisiniz yaşayacağınız bir pişmanlık size sadece pişmanlık getirmez çok başka şeylerde getirir belki bir hastalığın kapısını açar yada ileride kuracağınız hayatta çok perişan günler geçirmenize sebep olucaktı.

Açıkçası bu yazınız biraz karmaşık geldi bana sanki yapmak istediğiniz kötü birşey vardıda yapamamışsınız gibi pişman olacağınıza kesin emin olduğunuz birşey var gibi ama bakın daa yapmak isteyipte yapamadığınız şey için bukadar isyan ediyorken ve bu psikolojide olduğunuz için keşke yapsaydımda pişman olsaydım diyorsunuz yapıpta pişman olsaydınız şu anki psikolojiden kat kat kötü olduğunuzu düşünseneze,bazen yaptığımız şeyler ilerideki bütün hayatımızı perişan edebilir küçücük bir pişmanlık ne felaket kapıları aralar bilemezsiniz,derdinizin ne olduğunu bilemediğim için diyeceklerim ancak bukadar olabiliyor
pişmanlık derken hani diyoruz ya. ya şerse istenen ve bundan dolayıda pişmanlık yaşanır kötü oluruz diye. bende istediğim şerse bile benim için ben yinede istediğim o şeyi gerçekleştirmeyi isterdim. ve şerde olsa pişman olmazdım. çünkü benim seçimim o. ben o seçimle mutluyum. seçim kula bırakılmalı bence. ama bu yok. ben hayırda şerde olsa istiyorsam istediğim seçimi yaşayadabilmeliyim. zaten şerrine takılsam derdim hayır getirmeyecekse verme diye. ah ah gerçekleştirmeme izin verseydi de her saniye perişan olsaydım :(
 

lacivert83

Kayıtlı Üye
Katılım
29 May 2014
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Benim kendi görüşümü göre kader meselesi tamamen insanın anlama kapasitesinin çok dışında

Biz sadece elimizdeki veriler ile denklemi çözmeye çalışıyoruz ama denklemdeki tüm bilinmeyenlere vakıf mıyız acaba?

İnsanlar bazen her şeyi yapabileceğini bütün sorulara cevap bulabileceğini zanneder

ama insan burnunun ucunu bile görmekten acizdir
 

Similar Threads

Üst