İlişkiler üzerine

Yakinas

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Şub 2014
Mesajlar
109
Tepkime puanı
5
İş
Öğrenci
Kadınlar Neden Daha Çok Konuşur?
İnsan beynini en çok çalıştıran eylem, kelime üretmektir. Sözcüklerin linguistik özellikleri sol beyne, anlam bölümü sağ beyne, duygular ise beynin derinliklerine yazılıdır. Sözcük üretirken hepsi birden ortak çalışmalıdır. Kadınlarda ve dişi hayvanlarda bu özelliğin, biyolojik eğilim olarak üstün olduğunu görüyoruz.

Konuşmanın psikolojik dinamiğinin başlıca özellikleri şunlardır.
1. Kadın üzüntülü olduğunda kendini iyi hissetmek için konuşma eğilimindedir. Erkek ise susmayı tercih eder.
2. Kadın yüksek sesle düşünür. Ne söylemek istediğini yüksek sesle araştınr.
3. İçtenlik ve paylaşımcılık hisleri kadını konuşmaya iter. Yakınlık ve yalnız olmama isteği konuşma ihtiyacını artırır.
4. Kadın bilgi paylaşımı için konuşur. Erkek için ise konuşmak sadece bilgi aktarma işidir.

Konuşmada Zamanlama
Karşı cinsle ilişkilerde herkesin sessiz bir zamanı olmalıdır. Kadın erkeği keyifsiz gördüğünde onu ısrarla konuşmaya zorlarsa beklemediği bir tepkiyle karşılaşabilir. Erkek kabuğuna çekilip sorununu kendi kendine çözmeye çalışırken eşinin ona yardım etmek istemesini yetersizlik gibi düşünebilir. Kadın üzüntülü iken gereksiz konuştuğunda erkek onu terslerse sevilmediğini ve değersiz olduğunu varsayacaktır. Oysa erkek, sadece eşini dinlediğinde onun
gevşediğini görecektir. Kadının üzüntülü iken eşine sessiz zaman tanıması, erkeğin de eşi üzüntülü iken onu anladığını hissettirmesi, iletişimi sağlıklı hale getirmeye yeter. Erkek suskun veya stresli, kadın çok konuşkan ya da üzüntülüyken onda "Yanlış yapıyorsun" hissini uyandırmak, en büyük iletişim hatasıdır. Erkek ve kadın birbirlerini ego doyumlannın tek aracı haline getirdiklerinde muhatapları, ruhlannın bile kontrol edildiği hissini duyabilir. Halbuki kendini özgür hissedemeyen kişinin mutlu olması çok zordur.

Aşırı İlgi Güvensiz Yapar
Bazı erkekler, eşlerinin her yaptığına karışırlar. Evin düzeninden yemeğin ve sofranın biçimine kadar hep son kararı veren taraf olmak isterler. Yahut bazı kadınlar, eşlerine annelik yaparlar. Diş fırçalamalarından "Cüzdanını aldın mı?" demeye kadar sürekli müdahale içindedirler. Bu iyi niyetli çabalar karşı tarafa kendisini güvensiz hissettirir ve onu rahatsız eder. Ev hayatında kadın, dışarıdaki yaşamda da erkek, son karar veren kişi olmanın konforunu yaşamalıdır.

Erkek Nasıl Konuşturulur?
Erkeğin temel psikolojik ihtiyaçlarından bir tanesi, bağımsızlık ve özerk olma ihtiyacıdır. Erkek bir kadına yakınlaştığında birden bağımsızlığının gittiğini düşünmeye başlar ve kendisini geri çeker. Bu geri çekilişte kadın onun üzerine giderse geri çekilme kovalamacaya döner. Kadının kendisine fırsat tanıması halinde belli bir süre sonra eşinin sevgi ve yakınlığına yeniden ihtiyaç duyacağından geri gelecektir. Erkekler konuşmak için konuşmazlar, konuşmak için bir nedenleri olmalıdır. Zamanlama ve yaklaşım biçimi uygun ise konuşmaya başlarlar. Konuşması için bir erkeğin ilgi alanını bulmak gerekir. Erkek konuştuğunda suçlandığını veya baskı altında olmadığını hissederse yavaş yavaş açılmaya ve iletişim kurmaya başlar. Erkeği olduğu gibi kabul eden ve bunu hissettiren kadın, eşinde olumsuz duygular uyandırmadığı için aranan eş olur. Erkek geçici bir sessizlik ve yalnızlıktan sonra kadına döndüğünde kadın onu suçlar ve eleştirirse erkek gerçek duygularını bastırır ve iletişim bozulur. Cezalandırıldığını hisseden erkek, geri dönmek istemez, konuşmaktan, ilgi ve sevgi göstermekten kaçınır.

Duygularda İniş Çıkışlar
Kadınların iç dünyalarının gelişmiş olması, onları erkeklerden daha çok duygusal dalgalanmaya götürür. Kadınların duyguları, bahar mevsimi gibi özel ritm ve döngüye sahiptir. Erkekler bunu çoğunlukla anlayamazlar ve kendi davranışlarından kaynaklandığını zannederek onların hislerini değiştirmeye çalışırlar. Nasıl ilkbaharda hep güneş olmazsa kadının duygu dünyasında da hep neşe yoktur. Sebepsiz üzüntüler yaşar, basit şeyleri dert edebilirler. Herhangi bir konuyu uzatır, zihinlerinden atamaz ve günlerce düşünürler. Kadının inişe geçtiği zaman erkek ona moral vermeye kalkıp düzeltmeye çalışırsa bir süre sonra tükenir. Kadının o anda ihtiyacı fikir değil, yanında birisini bulmak, o kişi tarafindan dinlenmek ve anlayış görmektir. "Sev, değer ver, paylaş" desteği kadına yetecektir. Kadın olumsuz duygularını bastırdığında onları içinde biriktirir, ama bardağı neyin taşıracağını kestiremezsiniz. Menfî duygularını ifade edemeyen, hep neşeli roller oynayan kişinin güzel duyguları körelebilir. Bu durum da eşinin kendisini yanlış anlamasına sebebiyet verebilir. Doğal olmak, ama zamanlama ve yaklaşım biçimini çok iyi düzenlemek lazımdır. Karşı tarafı gerçekçi olmayan beklenti içinde tutmak, ona evde bir taht hazırlayıp sonradan şikayet etmek ne derece doğru olur? Akıllı kadın eşine özgür olma hakkı tanırken akıllı erkek de eşine üzülme hakkı vermelidir. Böylece erkekler ilişkide nefes alırlar. Sessizlik zamanlarında zihinleri geviş getirir. Kadınlar da duygusallıkları sebebiyle anlaşıldıklarını hissettikleri için kendilerini güvende bulurlar.

Kadına Göre Para
Erkek bakışı genellikle paranın tüm sorunları çözeceği yönündedir. Yoksul kimseler bütün meseleleri ekonomik gerekçelere bağlayarak yıllarını geçirirler. Zengin olduklarında problemlerin farklı şekilde de olsa devam ettiğini görür, ancak buna bir anlam veremezler. "Her dediğini yapıyorum, yediği önünde yemediği arkasında bu kadına rahat batıyor!", erkeklerin çok sık söyledikleri sözlerdendir. Kadınlar maddî ihtiyaçları karşılanmadığında duygusal ihtiyaçlarını daha çok fark ederler. Duygusal ihtiyaçlar sevilmek, değer verilmek, önemsenmektir. Ancak böylece kendilerini mutlu ve güvende hissederler.
Erkeklerin anlamakta zorluk çektikleri bir konu da, kadınların duygusal dalgalanmalara, üzülme ve dertlenmeye psikolojik ihtiyaç hissetmeleridir. Bir kadının her zaman mutlu olmasını beklemek, gerçekçi ve mümkün değildir. Onlar bu hislerini yaşamak için erkeğe ihtiyaç duyarlar. Kendilerini güçsüz ve mutsuz hissettiklerinde dayanacak omuz, kendilerini destekleyecek kollar ararlar. Kadının alış verişle kendini mutlu etmeye çalışması gerçekçi değildir. Bazen eşine kızıp onun parasını lüzumsuz şeylere harcayarak öç alır eşler. Ancak genellikle anlık doyum için yapılan alış veriş, geride paketleri hiç açmamış, sevgi ve ilgi açlığını yapay olarak gideren kadınlar bırakır. Modern hayatın getirdiği tüketim hastalığının hedefi, kadınlar ve çocuklardır. Estetik kaygıları gelişmiş olan kadınların kontrolsüz alış verişleri, onlann cinsel kimliklerinin ön planda tutulmasıyla artmaktadır. Tüketimin bu derece teşvik edilmesi, günlük ihtiyaçların modanın da etkisiyle birden 20'ye çıkması sonucunu doğurmuş, bilhassa kozmetik sanayii popüler kültürle desteklenmiştir. Bu noktada geliriyle eşinin ihtiyaçlarını karşılayamayan erkek, kendisinde yetersizlik ve güçsüzlük duyguları hissetmektedir. Ancak alış verişin sadece maddî şeylerden ibaret olmadığını, duygusal yaşantıda da alış veriş kurallarının geçerli olduğunu söyleyebiliriz. Psikoloji yasaları, sevgi cömerdi olan kişilerin, bu
ilişkilerine cömertçe karşılık göreceklerini söylüyor.
Cinsler, birbirlerinin duygusal ihtiyacını karşılamayı karşı taraftan beklememelidir. Tarafların konuya farklı açılardan bakmaları, ihtiyaçların tam manasıyla karşılanmasına engel olabilir. Mesela kadının ilgi ihtiyacı aynı kalmasına rağmen erkek evlendikten sonra ilgisini işi üzerinde yoğunlaştırabilir. Bu da kadının alaka yoksunluğu yaşamasını netice verir. Ama kadın ilgi istemekten vazgeçmeyeceğine göre onu kişilik tipine göre farklı biçimde aramaya devam edecektir.
Akıllı kadınlar, erkeklerin savunma içgüdülerini harekete geçirmezler. Onlann duygusal ihtiyacı olan güven, yeterlilik, başarı hislerine ihtimam gösterip bunlan desteklerlerse kendilerine sevgi, ilgi, anlayış ve değer verildiğini görürler. Erkeğin kendine güveni, eşinin bitmeyen yakınmaları ve hiçbir şeyden memnun olmayan tavırları sebebiyle zarar görür. Bunu da kişiliğine göre tepki vererek cevaplar ve sonuçta iletişim kazaları ortaya çıkar.
Kadın, erkeğe takdir, onay ve övgü ile yaklaştığında erkekten de saygı ve anlayış ile cevap alacaktır. Erkek, kadının üzüntülerine ve bundan kaynaklanan dertlenmesine hak verdiğinde kadının kendisine yöneltilen onay ve beğenilme hisleriyle karşılaşacaktır. Hayat boyu eşinin desteğini yanında bulan kadın, erkeğin ihtiyacı olan teşvik, takdir ve sadakati fazlasıyla verecektir.

Kadını Mutsuz Eden Kendisidir
İnsanoğlu sorunlarını çözümlemede mucize aramaya çok yatkındır. Kolay ve zahmetsiz çareleri çok sever. Meselenin sorumluluğunu kendi dışında bir sebebe bağlar. Mesela "büyü" der, "nazar" der, "sihir" der ve mesuliyetten kaçar. Bilhassa mutsuz olan kadınlar, sorunu ekonomik problemler, eşinin anlayışsızlığı ve sevgisizliği gibi sebeplerde ararlar. Böylece hiçbir şey yapmamak için iyi bir özre sahip olurlar. Ancak bir insan kendini tanımayı başardıkça kendisine yardım edecek, böylece başı daha dik duracak, daha güçlü ve mutlu olacaktır.

Erkeklerden Çok Şikayet Etme
Kadınlar erkeklerden şikayeti çok severler. Hatta bu mevzu, bir araya geldiklerinde en çok zevk aldıklan konulardandır. Talk-showların da en önemli malzemesidir. Bunun arka planında, erkeklerin kendilerini beğenmesine olan ihtiyaçları yatar. Kadın, erkeği değiştirmek için hep yalanır. Oysa sızlanmak yerine plan yapıp adımlar atsa daha kolay bir dönüşüm olduğunu görecektir.

Erkekleri İlk Yardım Çantası Gibi Görmek
Kadınlar, yaralarının tedavisinde erkekleri acil tedavi ekibi gibi görerek bağımlılıklarını artırırlar. Kadın erkek ilişkilerinin eşit ve güvenli bir seviyede gitmesi için herkes kendi sorununu kendisi çözmeli ve en ufak bir meseleyi dahi eşine yansıtmaktan kaçınmalıdır.

Erkeğe Bağlanarak Kişilik Kazanmak
Bir kadın tarafından düşünülmek ve onun tarafından değer görmek, erkek için hoş bir durumdur. Fakat bu tek taraflı işlerse bir müddet sonra erkek, karısını yetersiz görmeye başlar. Kadın bir erkeğe bağlanarak değil, erkeğin eksiklerini tamamlayarak sevilir ve önem kazanır. Ama erkeğin de kendi eksiklerini tamamlamasına fırsat vermesi şartıyla... Kadın, eşine bağlanarak şahsiyet kazanmak yerine kendisi olarak, kendisini geliştirerek, sosyal ve eğitici bir rol üstlenerek kalıcı bir yer edinir. Çünkü bağlanmak kolaycılıktır. Zor olan, çaba sarf etmektir. Bu, hem kendisini iyi hissetmesi hem de evliliğinin geleceği için faydalıdır.

Erotizm ile Romantizmin Karıştırılması
Tek gecelik beraberliklerde erkekler sadece erotizmi düşünürler, ama kadın o kişiden ertesi gün telefon bekler. Bu durum kadını değersizleştirir, erkeğin efendiliğini bilmesini engeller. Aslında cinsel dürtü tüketicidir. İnsanın içinde dalga dalga yükselirken, çalışmayı ve düşünmeyi engeller. Fakat romantik duygu üretkendir. Şiir ve sanatın kaynağını oluşturur. Fakat kadın, güçlü silâhlarından birisi olan romantik duyguyu doğru ve yerinde kullanamazsa erkeğin gözünde değersizleşir. Kısa sürede cinsel ilişkiye giren kadına hiçbir erkek değer vermez. Romantik duygu ile erotik duyguyu karıştırmak -maalesef- kadını küçültür.

Birlikte Yaşamanın Bedeli
Evlilikten korkan ve evleneceği kişiye güvenmeyen bazı genç kızların, nikah olmaksızın bir erkekle yaşaması, günümüzde sık rastlanan durumlardan biridir. ABD'Li psikolog Dr. David Myers "Mutluluk Arayışı" kitabında, 13 bin yetişkinle yapılan bir çalışmayı aktarıyor. Evlilikten önce birlikte yaşayıp, uzunca bir dönem flört ettikten sonra evlenen çiftlerin 10 sene içinde üçte birinin boşandığını ve bunun ortalamanın çok üstünde olduğunu belirtiyor. Benzer sonuçlann Kanada ve İsveç çalışmalarında da doğrulandığını ifade ediyor. (Laura Shlessınger, 1997)
Kadınlar psikologlara, kendilerine saygı gösterilmesi için ne yapmaları gerektiğini sorarlar. Buna verilecek cevap, "Erkekten almanız gereken psikolojik ihtiyaçlarınızı almak için yollar bulun, onu kontrolsüz ve sorumsuz bırakmayın." şeklindedir. Bir kadın hiç söz almadan bir erkeğin yanına taşınırsa, erkek onu kazanmak için fazla bir şey yapmasına gerek olmadığını düşünür. Bir müddet gönül eğlendirdikten sonra başka sevgililer bulabilir kendisine. Böylece kadın, kendisine saygı duyulacak zemini kaydırmış olur.

Erkeğe Evde Taht Kurmak
Hayattan korkan, öz güveni eksik kadınlar, eşlerinin her dediğine evet derler. Duygularını bastırırlar. Kendi kişilik sınırlarını yok sayarlar. Sabırlı olmayı "içine kapanık olmak" olarak algılarlar ve ruh sağlıkları bozulur. Erkek de hep almaya alıştığı için bencilleşir. Eşinin duygulannı önemsememeye başlar. Başka arayışlara yönelir... Eşinin haklı ve mantıklı isteklerine karşı kendi fikrini söyleyebilmesi, kadının benlik saygısını artırır.

Beklentiyi Yüksek Tutmak
Herkesin çok başarılı olduğu bir aileden gelen veya mükemmelliyet duygusu yüksek bir kadın, eşinin eksiklerine odaklanır. Sürekli onun başarısızlıklarını vurguladığından, eşinin evi sığınak gibi görmesini engeller. Dürüst, çalışkan, şefkatli yönlerini göz ardı eder, parasının azlığından yakınır. Birçok evlilik bu yüzden yıkılmıştır. Erkekte güvensizlik ve yetersizlik, suçluluk duyguları oluşturan, tatmin edilemeyen kadın, "geçimsiz" olarak bilinir. Böyle bir zor kişilikte biriyle yaşayan erkeğin evlilik gemisini yürütmesi büyük beceri gerektirir.

Kendi Hayatınızın Başrolünde Olmak
Feminist gündem genellikle erkeği suçlar. Fakat çoğu zaman kadınlar, erkek egemen kültüre çanak tutarak kendi hayatlarını zorlaştırırlar. Kendi içindeki şeytanla yüzleşebilen ve onu taşlayabilen kadın, biraz yorulacaksa da sonunda mutlu ve saygıdeğer olacaktır.

Düşünmeden Tepki Verme
Çocuklar ve olgunlaşmamış kişiler, herhangi bir konuda düşünerek davranmak yerine reaksiyon gösterme eğilimindedirler. Davranışın uzun vadeli sonuçlarını ve mantıklı seçeneklerini düşünmediklerinden, deneme yanılma yoluyla zaman, enerji ve kaynaklarını boşa harcarlar. Fevri kimseler, düşünmeden konuşur, akıllarına ilk geleni söylerler. Önce konuşup sonra düşündükleri için de istemedikleri şeyleri duyarlar... En son duyduğuna inanan, aklına ilk geleni söyleyen bu tipler zor kimselerdir. İstediklerini söyleyenlerin, istemediklerini duymaya alışkın olmaları gerekir. Bu kimselerin kişilikleri oturmadığından onlara farkındalık eğitimi gerekir.

Duygusal Farkındalık
Sıkıntınız, öfkeyle yer mi değiştirdi? Korkunuzun sebebi nedir? Gerçekte neye kızıyorsunuz? Böyle sorularla duyguların arka plânını anlayarak insan kendisini geliştirebilir.

Sonuç Bilinci
Düşünülen şeyin yapılması durumunda muhtemel sonuçları kendine sormak demektir. Hesap edilen ve edilemeyen riskleri tartabilmek, sonuç farkındalığıdır. Çözüm bilinci, muhtemel çözüm yollarını düşünüp, birine karar verip yola devam edebilmeyi gerektirir. İnsanoğlu, sorunlarının sorumluluğunu kendi denetimi dışındaki olaylara ve insanlara yansıtmaktan hoşlanır; fakat bu, hiçbir şeyi düzeltmez. Meselâ eşine karşı sevgisini belirtecek davranışlardan uzak bir erkek, onun kendisine bağlanmasını nazar-büyü gibi sebeplerle ilişkilendirerek sorumluluktan kurtulur; ama bu, problemi çözmeyeceği gibi yeni sorunlar vücuda getirir.

Duygusal İhmalin Sonuçları
Bazı insanlar, sevilmediklerini, değersiz olduklarını, özellikleri bulunmadığını hissederek büyürler. Bu tiplerin kendilerine güvenmeleri için hiçbir şey yapılmamıştır. Bu sebeple de dünyayla savaş halindedirler. Zor durumdaki insanlara karşı şefkat hissetmezler ve yardım etmezler. Muhalif çatışmaya eğilimli, hemen üstün taraf olmaya çalışan kimselerdir. Sürekli aşağılanmış olduklarını düşünür veya kendilerini hatalı hissederler. Kaybetmeye dayanamazlar. Her istediklerini almaya yemin etmiş gibidirler. Başkaları tarafından incitilmekten korkar hâle getirirler. Hem incitici hem sihir bozucudurlar. Her şeyi kişiselleştirip üzerlerine alırlar. Sorunları genelleştirirler. X ile Y arasında kolayca bağlantı kurarlar. Bu örnekte anlatılana benzer şekilde içinde nefret tohumu taşıyan bir kişi, sizi karizması ve kuvvetleriyle etkileyebilir. Kendinizi özel, önemli, âdeta bir kahraman gibi hissettirir. Bütün bu nişlerinizi sömürerek iyi niyetinizi tam bir bozguna dönüştürebilir. Dikkatle yaklaşılması gereken böyle bir erkek-kadın, kişiyi depresyona sürükleyen bir kişilik tipidir. Peki böyle bir kişiye nasıl davranılmalıdır?
1. Onlarla savaşa girilmez. Kazanılsa bile başarının zevkini çıkarmaya izin vermeyecek tiplerdir.
2. Onlarla tartışma ve sürtüşmeye girilmez, onlar asla kaybetmeyecek insanlardır. En iyisi, çıkarlarınız doğrultusunda davranarak yolunuza devam etmeniz olur.
3. Onları değiştirmeye çalışmak, kediyle aynı çuvala girmeye benzer. Mesafeli olmak, değişmenin onların sorumluluğu olduğunu bilmek yeterlidir.

Alıntı.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Bence bu konuya hiç girmemeliydiniz :D Geçmiş olsun .
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Kadın erkek tartışması yüzyıllardır sürer.Buna bakış açısı malesef hala değişmedi bunuda gündemden görebiliriz.Değişmelimi evet ,ama neye kime göre ?Her kafadan ayrı ses.Dolayısıyla bu tartışma bitmeyecek. ;)
 

Yakinas

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Şub 2014
Mesajlar
109
Tepkime puanı
5
İş
Öğrenci
Aslında bu konu tartışılmaya gerek bile olmayan bir konu. Çünkü yapılması gerekenler vardır ve eğer kişi mutlu olmak istiyorsa bunları yapmak zorundadır. Gereksiz tartışmaların çıkmasına da sebebiyet veren tek şey insanlığın çıkarlarının peşinde koşma arzusunda doruk noktasına ulaşmasıdır. Bu sıkıntılar elbet yüzyıllardır devam ediyordu. Fakat sorun, günümüzde bunların çok çok fazla artması. 100 yıl önce bu sorunların ufak bir kısmı bile mevcut değildi. Bu konuda doğru olanı bulmak için çoğunluğun düşüncelerine ve davranışlarına bakmak da çözüm değil. Eğer çoğunluk doğru olanı yapıyor olsaydı etraf mutlu aile tablolarıyla dolardı.
Farklı düşünce ve görüşlere gelirsek de artık herkesin konuşma hakkı var. Her kafadan farklı ses çıkmasının sebebi de bu; onlara konuşma hakkı verilirse bunu acımasızca kullanacaklardır. Hem de bilgileri olmasa bile… Eşitlik böyle bir olay olmamalı. En azından bunu kapsamamalı. Daha aklını dahi işletemeyen insanlar çıkarlarını koruyabilmek için arzu ettiği şekilde ağzına geleni söyleyebiliyor. Yargılamıyorum. Fakat mutlu olmak istiyorlarsa boş konuşmak yerine adil olmalılar. Çıkarlarını böylesine gözetmek yerine kendilerinden bir şey vermeliler. Fakat insanlar vermek yerine sürekli almak üzerine kuruyor ilişkilerini. Basit düşünenin istekleri de basit oluyor.
Savaşlar, afetler vs. kötü derler hep. Fakat bir toplumun silkinmesi için, kendine gelmesi için bunlar gerekli. Ne kadar zor olsa da, acılar ve sıkıntılar farkındalığı ve değer vermeyi arttıran en önemli şey bana göre.
Neyse fazla alakasız gitmiş olabilirim burada kesiyorum. :)
Sevgiyle kalın.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Aslında bu konu tartışılmaya gerek bile olmayan bir konu. Çünkü yapılması gerekenler vardır ve eğer kişi mutlu olmak istiyorsa bunları yapmak zorundadır. Gereksiz tartışmaların çıkmasına da sebebiyet veren tek şey insanlığın çıkarlarının peşinde koşma arzusunda doruk noktasına ulaşmasıdır. Bu sıkıntılar elbet yüzyıllardır devam ediyordu. Fakat sorun, günümüzde bunların çok çok fazla artması. 100 yıl önce bu sorunların ufak bir kısmı bile mevcut değildi. Bu konuda doğru olanı bulmak için çoğunluğun düşüncelerine ve davranışlarına bakmak da çözüm değil. Eğer çoğunluk doğru olanı yapıyor olsaydı etraf mutlu aile tablolarıyla dolardı.
Farklı düşünce ve görüşlere gelirsek de artık herkesin konuşma hakkı var. Her kafadan farklı ses çıkmasının sebebi de bu; onlara konuşma hakkı verilirse bunu acımasızca kullanacaklardır. Hem de bilgileri olmasa bile… Eşitlik böyle bir olay olmamalı. En azından bunu kapsamamalı. Daha aklını dahi işletemeyen insanlar çıkarlarını koruyabilmek için arzu ettiği şekilde ağzına geleni söyleyebiliyor. Yargılamıyorum. Fakat mutlu olmak istiyorlarsa boş konuşmak yerine adil olmalılar. Çıkarlarını böylesine gözetmek yerine kendilerinden bir şey vermeliler. Fakat insanlar vermek yerine sürekli almak üzerine kuruyor ilişkilerini. Basit düşünenin istekleri de basit oluyor.
Savaşlar, afetler vs. kötü derler hep. Fakat bir toplumun silkinmesi için, kendine gelmesi için bunlar gerekli. Ne kadar zor olsa da, acılar ve sıkıntılar farkındalığı ve değer vermeyi arttıran en önemli şey bana göre.
Neyse fazla alakasız gitmiş olabilirim burada kesiyorum. :)
Sevgiyle kalın.

Bravo.Ne demek istediğimi uzun uzun anlatmışsınız benim yerime. :Angel_anim:
 

Similar Threads

Üst