Bitkiler gerçekten hislerimizi anlayabilirler mi?

Yakinas

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Şub 2014
Mesajlar
109
Tepkime puanı
5
İş
Öğrenci
"büyüklerimiz hep bize çiçeklerinle konuş, onları sev derdi. pek inanmasam da onlarla ara ara konuşurdum. lakin okuduğum şu yazı beni hayrete düşürdü. paylaşmaktan büyük mutluluk duyarım.

"amerikalı yalan makinesi uzmanı cleve backster'ın işi dünyanın her yanından gelen polislere ve görevlilere poligraf denen bu aygıtın kullanılmasını ve inceliklerini öğretmekti. 1966 yılında yoğun bir çalışma gününün sonunda backster odasında otururken yalan makinesinin elektrodlarını "deve tabanı" bitkisinin yaprağına bağladı. backster'in amacı bitkiye su verildiğinde yapraklarda bir tepkinin olup olmayacağını öğrenmekti. saksıya biraz su döktü, bir süre bekledi ama bitkide değişikliği gösteren hareketi poligraf cihazında saptayamadı.

galvanometre yalan makinesinin bir parçasıdır. insanda galvanometre göstergesini sıçratacak denli güçlü bir tepki elde etmenin en etkin yolu, onun yaşamını tehdit etmektir. backster de bu düşünceden yola çıkarak vahşi bir saldırı yapmaya karar verdi. elektrodların bağlı olduğu yaprağı yakacaktı. kafasında yakma düşüncesini canlandırmasıyla birlikte yazıcı uçta bir hareket oldu. backster yerinden kıpırdamamıştı. peki ne olmuştu da yazıcının ucu hareket etmişti? acaba bitki aklından geçenleri mi okumuştu?

kibrit almak için odadan dışarı çıkıp geri döndüğünde, grafik kağıdının üzerinde yeni ve ani bir dalgalanmanın kaydedildiğini gördü. daha sonra yaprağı yakacakmış gibi hamle yaptığında hiçbir tepki görmedi. acaba bitki gerçek ve yapmacık amaçları ayırt edebiliyor muydu?

gördükleri bir rastlantı mıydı yoksa gerçek miydi? bu olay sayısız deneylerin başlangıcı olmuştu. benzeri deneyler, farklı poligraf aygıtlarıyla, otuza yakın bitki üzerinde farklı kişilerle yapıldı. hepsinde de benzer gelişmeler gösteren bu deneyler, yaşama başka bir bakış açısıyla bakması gerektiğini söylüyordu.

bir süre sonra bitkilerin bellekleri olup olmadığını düşünmeye başladı ve bu yönde bir deney hazırladı. backster'in öğrencilerinden altısı, yapılacak deney için gönüllü oldular. bir odaya iki saksı çiçek ve bir kura torbası konuldu. denekler teker teker odaya girecekler ve ne yapacaklarını, çektikleri kurada öğreneceklerdi. kağıtlardan birinde, odada bulunan bitkilerden birini kökünden sökmek, ayağının altına alıp çiğnemek ve tümüyle öldürmek biçiminde bir talimat yazılıydı. cinayet tümüyle gizli işlenecekti. yani ne backster ne de öteki öğrenciler suçlunun kim olduğunu bilmeyeceklerdi. bunu yalnızca odada bulunan ikinci bitki bilecekti.

deney tamamlandı. önce backster ve sonra teker teker deneye katılan öğrenciler içeri girdiler. öteki beş öğrenciye hiç tepki vermeyen bitki, gerçek suçlunun her yanına yaklaşışında, yazıcının ibresini çılgın gibi oynatıyordu. demek ki bitkilerin duyguları algılama ötesinde, geçmişi de anımsayan bellekleri vardı."

ben inanıyorum ki eski insanlar böyle deneyler yapmadan da bitkilerin onları duyduğunu ve anladığını biliyorlardı. yoksa amerikan yerlileri niçin ihtiyaç duydukça ormana gidip, kollarını iki yana açıp, sırtlarını çam ağaçlarına yaslayıp , ağacın enerjisiyle kendi güçlerini tazelesinler? ya da neden solomon adasındaki yerliler kesmek istedikleri ağaçları balta ile kesmek yerine etrafında halka olup kötü sözler söyleyip, lanet etsinler? bu yöntemle bir kaç güne kalmadan ağacın yaprakları dökülür, ağaç kuruyup gidermiş. ya da neden anneannemin en sevdiği çiçeği her gün daha bir aşkla şevkle açıyor, odanın ortasında prenses gibi kasılıyor?

ama benim esas derdim bitkilerin bunu hissetmesinden ziyade biz insanoğlunun yaşadıklarımız karşısında neler hissettiğimiz. insan haricindeki canlılar bile bu tür durumlardan ciddi manada etkileniyorsa biz ne durumdayız kim bilir?"

Alıntı.

Aslında bazı şeyleri farkedebilmemizi engelleyen tek şey saplandığımız düşüncelerimizdir belki de.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Evet anlıyorlar :) Bir çokta deney mevcut.Sadece boyutlarımız farkli.Bilinçli olmak farkındalık yolunda ilerleyenlerin ulaştığıdır.Keşke herkes bilse bunu..
Çöpe atılmış bir çicek benim için bir kediyle aynı.Alır genelde eve götürürüm konuşarak kim attı seni buraya diye :)
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Bir deney duymuştum nekadar doğru bilmiyorum.

Bir kaktüs ile hep konuşmuş bir bilim adamı "Ben seni koruyacağım" vs. diye
sonrasında kaktüs tohumdan çıkıp büyüdüğünde dikenleri olmadan çıktığı gözlemlenmiş
ama bu konuda herhangi bir resim vide vs. görmedim sadece bunu duydum.

Ama bence anlayabilirler bizi neden anlamasınlar ki sadece lisanımız farklı.
Rivayet edilir ki lokman hekim için Allah buyurmuş ki " Biz onun önüne ışık tuttuk "
ve gene rivayet edilir ki lokman hekime bitkilerin dili verilmiş,nezaman bir hastalığı iyileştirmek istese bitkiler konuşurmuş kendisiyle her bitki kendisinin ne işe yaradığını söyler ve doğa bitkilerden ayrı olarak ona bunları nasıl kullanacağını anlatırmış.
Bu biraz mitolojik bir anlatım'dır ama her mitolojinin arkasında bir gerçek var.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Bakın yakınen bir örnek.Bu laleyi ben bahçede bir kenara saksısından sökülüp atılmış vahim bir durumda buldum.Tekrar ektim ve çok daha iyi durumda 10 gündür,her gün laf atarım ona eve geldiğimde . :) Ekli dosyayı görüntüle 6475
 

hopefull06

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2014
Mesajlar
283
Tepkime puanı
17
Benim evim pek güneş görmüyor ama bir tane gardeniam var tam 1 yıldır.. Her sabah uyanınca ona günaydın derim, toprağını kontrol eder ve gerekirse suyunu veririm.. Ve kesinlikle yapraklarını dökmedi, normalde döker, 1 yılda 3 kez çiçeklendi.. Her çiçeklenmeside 3-4 ay sürdü.. Yazın balkonda beraber takıldık hep, şimdide mutfakta takılıyoruz :) Kimseye dokundurmam :) Canım sıkıldıkça konuşurum cevap alamasamda :) Gerçekten çocuk gibi bitkiler, ilgi ve sevgi gördükçe yeşilleniyorlar..
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
bildiğimiz yüzümüzdeki gözlerimiz ve kulaklarımızla değil de kendinizi onları duymaya hissetmeye açın- onları o zaman duyabiliyorsunuz ve hissedebiliyorsunuz.
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Benim annem bir bitki asigi, cok yatkin ve yetenekli acaip bir bagi var bitkileri ile. Bazen arkadaslari ona getirir saksi bitkilerini sanki bitki hastanesi var :)
Annem konusurdu onlarla sanki cocuk yetistiriyor, bazen firca cekerdi, ayar yapardi , ve karsilik alirdi, benim annem müthis suskun bir insandir.Ben ona derdim derdinide ciceklerine anlatiyorsun degilmi, derdi ki saadece Yudas agacina.Agaclarin icinde dertleri tek Judas agaci kaldirabilir asil bir sekilde, onun disinda onun kadar dert kaldirabileni yoktur.zaten öteki bitkileri soldurur insan yükü. ilginctir ama annem böyle olduguna inanirdi.

Judas agaci bildiginiz erguvan agacidir, ve bu agacin bir hikayesi var mis..
Hz. Isa'nin havarilerinden birisi Judas yahudi iken din degisir ve Isa'ya tabi olur, ama zamanla Isa'ya ihanet eder onu ispiyonlar ve Isa bundan dolayi katl edilir..
Judas yogun pismanliklar yasar kendini aff edemez ve gider bir erguvan agacina kendini asar, o günden sonra fitrati beyaz cicekli olan ergvan kirmizi acar yani al renklerine bürünür. Ve rivayet edilirki bu agac böyle bir hikayeye alet odugu icin utnacindan kizarmis.Ve agaclar icinde en büyük derde maruz kalan bu agactir cünki bu agac Isa'yi cok seven bir agac mis.

Ve hurma agaci / kütügü mevzusuda islam dininde vardir.
Rasulullah ilk dönem teblig yapmak icin yuksek bir yer bualamdigi icin bir hurma agaci kullanir, sonra onun ümmetine hitab edebilmesi icin ona yüksek bir mekan insaa edilir, rasulullah o mekani secince, agac tebgi verir, rivayetlere göre aglar ve inlemesi duyulur.Rasulullah tas toprak vs ile konusabilen bir Resuldu bir cogu gibi.
Rivayetlere göre aglayan agacin basina gider ve onla anlasma yapar, sen madem beni bu kadar cok seviyorsun ve ayriligimiza dayanamiyorsun, sana bir teklifde bulunayim. Senle cennette beraber olalim diye teklif eder, agac kabul etmez ve ben seninle gömülmek isterim der. Ve rivayete göre o agacin kütügü Rasulun mezari yanina konulur.

Islam dininde bir inanc daha var. Gerci bu bir cok inancsitemninde vardir. Ölmüs bir insanin mezari basina bir agac dikilir ve tavsiye edilir, agaclar canli oldugu icin onlar sema halindedirler yani zikir, bu zikirler agacin altinda yatana guzellik ferahlik verir..
Yani bitkiler hiss ve duygular üretebiliyorlar. Ben inaniyorum.
 
Üst