Psikolojik mi parapsikolojik mi

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Dune

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2014
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
Merhaba İyi geceler herkese

Çok yakın arkadaşımın annesi kötü günler geçiriyor. Şuan ki durumu bizi korkutuyor. Kendi kendine konuşuyor, evde ki objeleri inceliyor ve farklı anlamlar yüklüyor, sürekli izlendiğini belirtiyor. ( Annesi ) Karanlıkta birgün tek başına otururken arkadaşım eve girdiğinde korktuğunu belirti. Karanlıkta duş aldı. Çok garip davranışları var artık kesinlikle normal davranışlar değil. Saldırgan değil ama bilinci yokmuş gibi sanki yazarak anlatmaya çalıştım ama ciddi bir şekilde kimseyle iletişim kurmuyor ve biz korkuyoruz. Bu duruma nasıl geldiğini konuştuk. Annesinin çok yakın arkadaşı ile aynı iş yerinde çalışıyorlar. Arkadaşı kurşun döken bir kadın ve araları bozulmuş. Görüşmüyorlar. 3 kişilik bir aile ( 2 Kız kardeş ) yakın olarak yardım edicek bir akraba yok. Arkadaşım malesef bu konularda hiçbir bilgisi yok ve din konusunda yakından uzaktan alakası yok. Ben dualar okumasını söyledim fakat Annesi istemiyor. Doktara gitmiyor. Kabul etmiyor. Ben onun için çok endişileniyorum. Aklıma gelebilecek her soruyu arkadaşıma sordum. Eve giren yabancılar odalarınıza girdimi gibi garip birşey oldu mu diye konuştum. Hiç dikkat etmediğini söyledi. Büyü yapıldı mı acaba yoksa nazar mı üzerinde diye anlamaya çalışıyorum. Yani bu konuda gerçektten yardıma ihtiyaçımız var. Yapılacak aklınıza gelen bilgileri mesaj olarak ya da burdan paylaşırsanız çok yardımcı olursunuz.

Admin Notu: Lütfen konu içeriği ile başlık uyumlu olsun. Düzeltildi.
 

Dune

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2014
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
Teşekkürler herhangi bir kişilik bozukluğu mu diye çok düşündük, hiç saldırgan değil kendi halinde sürekli korkak bir yapısı var. Önceki günler internet modemin ışıklarının yanıp sönmesini görünce arkadaşımı çağırıyor ve annesi gizlice bak dedi ( sessizce ) onlar diyor. En küçük bir durumu cinlere yoruyor malesef bu yüzden korkuyoruz.

İlginiz için çok teşekürler
 
Ü

Üye silindi 15237

Peki bu duruma bir anda mı geldi yoksa aşama aşamamı
 

yule

Yönetici
Katılım
4 Haz 2008
Mesajlar
3,141
Tepkime puanı
1,556
İş
Parapsikolog & Enerji Terapist /Sosyolog
Buradan paylaşılacak tüm fikir ve öneriler sadece farazi olur. Sizi yanlış yönlendirir. Öncelikle bu durumun sebebi ister psikolojik ister parapsikolojik, yani ne olursa olsun kişi bunun bir rahatsızlık olduğunu ve bu durumdan kurtulmayı istemesi gerekir. Ve ondan sonra kontroller gerçekleştirilir. Varlıklar akli dengeyi bozmazlar hatta bozamazlar. Akli dengesi yerinde olup sağlıklı bir insan tanımı yapabileceğimiz biri olduğu halde açıklayamadığı bazı şeyler görüyor duyuyor ya da hissediyorsa o zaman paranormal bir olay olma olasılığı büyüktür. Eğer ki sağlıklı bir akli dengeye sahip değilse bilimden faydalanılmalı, sağlıklı bir akli dengeye sahip ve farklı bir deneyimler yaşıyor ise ilim sahibi bir kişiden faydalanmalıdır.
 

Dune

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2014
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
Aşama aşama sanırım birden herşeye sus işareti yapmaya başladı. Kimse özel birşeyimizi bilmesin kimseden birşey almayın eve birşey getirmeyin. bir ara hiç konuşmamaya başladı. Sorulan sorulara sus işareti yaptı eliyle sanki dinlendiğini düşünüyordu . Halen konuşturtmuyor

Yakın çevrede yardım isteyebileceğimiz birisi olmadığından hastaneye götüremedik. İstemiyor ve bizde zorla hiçbir şekilde götüremiyoruz. Anlamaya çalışıyoruz. Komşu yakınlığı olmadığı için birilerinden de yardım alamadık
 

yule

Yönetici
Katılım
4 Haz 2008
Mesajlar
3,141
Tepkime puanı
1,556
İş
Parapsikolog & Enerji Terapist /Sosyolog
Aşama aşama sanırım birden herşeye sus işareti yapmaya başladı. Kimse özel birşeyimizi bilmesin kimseden birşey almayın eve birşey getirmeyin. bir ara hiç konuşmamaya başladı. Sorulan sorulara sus işareti yaptı eliyle sanki dinlendiğini düşünüyordu . Halen konuşturtmuyor

Yakın çevrede yardım isteyebileceğimiz birisi olmadığından hastaneye götüremedik. İstemiyor ve bizde zorla hiçbir şekilde götüremiyoruz. Anlamaya çalışıyoruz. Komşu yakınlığı olmadığı için birilerinden de yardım alamadık

Paranoid davranış bozukluğu olabilir

Yaptığınız bu açıklamadan sonra osmanlı torununun yaptığı açıklama doğru görünüyor. Bu konuda çevrenizden ya da yakınlarınızdan yardım beklemek yerine sağlık kuruluşlarından yardım isteyebilirsiniz. Eğer şizofreni ise kendisine ve çevresindeki insanlara zarar verebilir. Şizofren türlerinde ataklar ilerleyebilir gerileyebilir durağan döneme geçebilir. Özellikle paranoid şizofreniler en yakınlarına zarar verme eğilimindedir. Yaralama hatta öldürme noktasına kadar gidebilir.
 

Dune

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2014
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
Teşekkürler yule ama şizofreni olduğunu düşünmüyoruz. Ses tonu bile yükselmiyor. Zarar vermesi imkansız gibi çok iyi anne, sürekli korku halinde ( korumacı yaklaşım ) 1 ay içinde ( aşama aşama bu durumda ) 1 ay öncesinde her zamanki gibiydi. Yardımınız için teşekkürler
 

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,097
Tepkime puanı
4,972
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Şizofreni, kişide, sanrılar(hezeyanlar) ve varsanılarla(halüsinasyonlar) karakterize olarak görülen, düşünce ve duygulanım bozukluğu ile ortaya çıkan bir hastalık olarak tanımlanabilir. Şizofreni tanısı konulabilmesi için, en az 6 ay sürmesi gereklidir. Buna ek olarak da, en az 1 ay süreli “aktif evre belirtileri” adı verilen belirtilerden en az 2 tanesinin devam etmesi gerekmektedir. Aktif evre belirtileri olarak kastedilen belirtiler ise, hezeyanlar, hallüsinasyonlar, dezorganize davranışlar(anlamsız veya organize olmayan davranışlar), katatonik(çevrede olanlara tepkisiz ve hareketsiz kalma) davranışlar, olarak sıralanabilir.


Şizofreni hastalığının farklı alt tipleri vardır. Şizofreninin DSM IV-TR’ ye göre sıralanan alt tipleri; Paranoid şizofreni, Dezorganize tip, Katotonik tip, Farklılaşmamış Rezidüel tip olarak sınıflaması yapılmıştır.


Şizofreninin Alt tiplerini çok kısa tanımlarsak;
Dezorganize Tip; şizofreninin bu alt tipinin en belirgin özellikleri kişinin donuk ve uygun olmayan davranışlarıdır. Kişinin konuşmaları da, içerik ve tarz olarak dağınıktır. Günlük yaşamlarını sürdürme konusunda ciddi sorunları olur. Nöropsikolojik ve bilişsel testlerde performans göstermeleri zordur.


Katatonik Tip; şizofreninin bu alt tipinde en belirgin özellik, hareketsizlik, aşırı negativizmle birlikte psikomotor bozukluk göstermeleridir. (Balmumu duruşu) Bazen de aşırı hareketlilik olarak psikomotor bozukluk gösterebilirler.


Farklılaşmamış, rezidüel tip; şizofreninin bu alt tipinde, net ayrımlaştırılamamış belirtilerle karakterize olması söz konusudur. Diğer alt gruplar için belirginleşen özellikler görülemez. Belirtilerin süreleri de net değildir.


Paranoid şizofreni, hastalık sınıflamaları içerisinde, en kesin tanı koyulabilen ve özellikleri en az değişkenlik gösterenlerden biridir. Bu hastalığın başlangıcı genellikle sinsidir ve farkına varılması çok zor olabilir. Hastalığın başlangıcı diğer şizofreni tiplerine benzer, ancak diğer alt tiplere göre biraz daha ileri yaşlarda başlar. Ayırt edici özellikleri daha sonra sabitleşerek netleşir. Paranoid şizofrenler, nöropsikolojik testlerde veya diğer bilişsel testlerde çok az belirti verir, veya hiç vermediği de görülür.


DSM IV-TR’ nin bu hastalıkla ilgili tanı ölçütlerini aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür;
1. Karakteristik belirtiler; bir ay veya daha uzun süreli olarak aşağıdaki dört maddeden ikisinin bulunması.
a. Sanrılar(hezeyanlar)
b. Varsanılar(halüsinasyonlar)
c. Karmaşık, anlamlandırılamayan(dezorganize) konuşmalar
d. Davranışlarda bozulma
e. Duyuşsal donukluk, konuşmama(aloji),
2. Toplumsal ve Mesleki İşlevlerde Bozulmalar; kişinin sosyal ortamında veya iş ortamında, hastalığın başladığı dönemden daha olumsuz bir pozisyona gelmesi,[[. Zaman; kişide belirtiler ortaya çıkmaya başladıktan sonra en az 6 ay kalıcı olma özelliği gösterir.

Şizofreni psikiyatrik bozukluklar arasında, toplumda yaygın kabul edilebilecek bir hastalıktır. Dağılım olarak kadınlarda ve erkeklerde eşit olarak görüldüğü araştırmalarla rapor edilmiştir. Hastalığın seyrinin oldukça karmaşık olduğu rahatlıkla söylenebilir. Genellikle bu rahatsızlıkla birlikte kişi, sosyal ve mesleki yaşamda yavaş
yavaş gerileme ve belli aralıklarla yinelenen ataklarla sürer. Şizofreninin farklı tipleri bulunur. Bahsettiğimiz Paranoid Şizofreni bu şizofreni tiplerinden biridir.

Hastalığın başlangıcı genellikle, ergenlik çağında veya genç yetişkinlik çağında başladığı bilinmektedir.

Paranoid şizofrenler, kendilerini sosyal yönden izole ederek yaşamlarını sürdürmeye çalışırlar. Zamanlarının çoğunu hayal kurarak, kendi kendilerine anlamsız şeyler söyleyerek geçirirler. Yalnız kalmak daha çok tercih ettikleri bir durumdur. Kurdukları hayaller, kendileri üzerinde çok etkilidir ve günlük yaşamlarını düzenlemeyi olumsuz yönde etkiler. Çevreleri tarafından anlamlandırılamayan garip davranışları vardır.

Bu kişiler, kendilerine iltifat edilmesini bile olumsuz yorumlarlar. Kendilerine yardim edilme çabalarını, kendilerinin yetersiz algılanması olarak algılarlar ve bu nedenle geri çevirirler. Kıskançlık duygulanımları ile ilgili kanıtlar toplamaya çalışırlar. Kandırılacakları kaygısıyla ilişkilerinde kontrolü ellerinde bulundurma çabası içindedirler. Güvensizlikleri nedeniyle kendi baslarına yeterlilik gereksinimleri yüksektir.

Bireysel olarak kendi yaptıkları hatalarda bile, kendilerini suçsuz olarak algılarlar, o sırada çevrelerinde olan kişileri veya bir şekilde uygun gördükleri başka kişileri suçlarlar. Kurguladıkları veya hayal ettikleri, kendilerine yönelik tehditlere karsı, yasal yollara yönelirler. Bu kendilerine yönelik olarak algıladıkları tehditleri çevrelerinin onaylamasına gereksinim duyarlar. Kişilik yapılarında gerçeklerle bağdaşmayan, hayali “aşırı büyüklük, güçlülük, önemli bir birey olma” düşünceleri vardır. Kendileri için uygun bulmadıkları, yakıştıramadıkları olumsuz özellikleri yansıtma, yani, projeksiyon adı verilen savunma mekanizmasıyla, çevrelerindeki uygun buldukları diğer bireylere veya kurguladıkları hayali kişilere yansıtırlar.

Paranoid şizofrenlerin sanrı olarak tanımlanabilecek bazı düşünceleri vardır. Çeşitli sesler duyduklarını iddia edebilirler ve görüntülerden bahsedebilirler. İnsanların kendileri hakkında konuştukları, kendisine karşı özel bir ilgilerinin olduğu, kendisine komplolar kurulduğu gibi… bunlar pek çok konuda olabildiği gibi cinsel içerikli de olabilirler. Bu tür sanrılar, kişinin durumuna göre farklı zamanlarda ve farklı zaman aralıklarıyla ortaya çıkabilir. Bu kişilerin kurdukları sanrılar sistematiktir ve gerçekle hayali olayların farklı şekillerde karıştırılarak yorumlanması şeklinde ortaya çıkar. Oldukça geniş ve sistemli bir şekilde detaylandırılmıştır. Bu sanrısal sistemde kendilerinin çok önemli bir kişi olarak rolü olduğu özellikle vurgulanmalıdır.

Paranoid şizofrenlerin hezeyanlarında, birden çok hezeyan bir arada bulunabilir. Bu kişilerin gördükleri halüsinasyonlarda, gördükleri sanrısal temanın içeriği ile ilgili olur. Hezeyanlar genellikle işitsel halüsinasyonlarla ilgilidir.

Fiyoloji

Şizofreni ile ilgili ilk psikolojik modeli psikanalitik kuramcılar yapmışlardır. Freud, paranoid düşüncelerin eşcinsel isteklerle bağlantılı olduğunu ileri sürmüştür. Bu eşcinsel isteklerin yarattığı kaygıların ortaya çıkarttığı savunma mekanizmalarının, karşıt tepki oluşturma ve bu dürtünün kabul edilebilir hale getirilme çabası olarak açıklamıştır.

Fikanaliz ekolünde bazı araştırmacılarda yukarıdaki yorumda farklı olarak, ailenin rolü üzerinde durmuşlardır. Paranoid şizofrenlerin, erken çocukluk çağlarında anneleriyle ilişkilerinin olumsuz yöndeki etkileri üzerinde durmaktadırlar. Bu düşüncedeki psikanalistler, aşırı korumacı, dominant davranan, soğuk yapılı annelerin etkili olduğunu vurgulamaktadırlar. Bu yapıdaki annelerin, çocuğun egosunun gelişmesini olumsuz yönde etkilediği düşüncesini savunmaktadırlar.

Bazı çalışmalarda, şizofreninin, bireyin yaşadığı sosyal sınıfla negatif yönde bağlantılı olduğunu öne sürmektedir.
Tedavi

Şizofrenler kendilerinde psikolojik bir bozukluk olduğunu kabul etmezler ve tedavi görmeye gereksinimleri olmadığını iddia ederler.
Tedaviye razı olduklarında da gergin ve şüpheci bir davranış içerisine girerler. Terapilerde karşılıklı güven oluşturulması zor ve zaman alan bir durumdadır.
Paranoid şizofrenler için ilaç tedavisine(antipsikotik) öncelikli olarak gereksinim vardır. İlaç tedavisinde belli bir düzen sağlandıktan sonra terapötik yardım verilmeye başlanmalıdır.
Terapi esnasında özellikle sosyal yaşamlarının düzenlenmesi aşamasında davranışsal metotlar etkili olurlar. Davranışsal metotların, kişiler arası ilişkilerin düzenlenmesi üzerinde yoğunlaşması olumlu sonuçlar vermektedir.
Paranoid Şizofrenlerin ilaç tedavisi ve terapötik yardımın yanı sıra, özel ve destekleyici bir çevre, aile ortamı çok önemlidir.


Alıntı
 

Dune

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2014
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
Teşekkürler farklı düşünen arkadaşlar olursa paylaşabilir sevinirim
 

hopefull06

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2014
Mesajlar
283
Tepkime puanı
17
Farazi olarak söylüyorum, anlattığınız olayın gidişat durumuna göre, belki bilinç altında büyü yada büyü yapanlardan, cinlerden korkusu olduğu için kafasına çok takmış ve durumu sahiplenmiş olabilir yada etrafındaki birileri takıştığı kişi ile abartıp korkutmuş olabilir.. Buda dolaylı olarak pisikolojisini ciddi anlamda yıpratmış olabilir. İlk önce böyle ihtimaller varsa bence onunla iyi iletişim kurabilen birileriyle konuşturmaya çalışın. Gerekirse eve bir doktor getirin, yada ortamdan uzaklaştırmaya ikna edin. Özetle pisikolojisini bozan insanlardan uzak tutmaya çalışabilirsiniz..
 

Dune

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2014
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
teşekkürler arkadaşımla konuştuk sabah ve bizde böyle düşünüyoruz. İyi bir iletişim için nasıl ve kimle konuşmasını gerektiğini düşünüyoruz yorumunuz aydınladıtıcı oldu tekrar teşekkürler
 
Ü

Üye silindi 15237

Sayın dune bence bukadar bu konuyu uzatmaya gerek yok . Bizler sadece size öneriler sunabiliriz hastanın durumu belli
psikolojik bir rahatsızlık ilk önce tıpa başvurulması lazım gerekli tetkik ve tedaviler uygulandıktan sonra yine hastada
değişiklik olmaz ise diğer tedavi yolları aranır
 

Dune

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Eyl 2014
Mesajlar
21
Tepkime puanı
0
Konum
İstanbul
düşündüğünüz için teşekkürler bizimde ilk tercih ettiğimiz tedavi yöntemi her zaman tıp bununla bir problemimiz yok, sayın hopefull06 bize yardımcı oldu.
Konu kapandı.

Teşekkürler
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst