Tavşan Sembolizmi

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Çin’de Budist mağara tapınaklarından, Antik Mısır’ın hiyerogliflerine, İpek yolu boyunca, Ortadoğu’da, Macaristan’dan Polonya, Almanya, İsviçre ve Britanya adalarına kadar tavşan sembolizmine hep denk geliriz. Beyaz tavşan; gizli örgütlerin yıllardır en sık kullandığı sembol haline gelmiştir.

Çok zengin Tavşan Sembolizminde;

Tavşanlar, üçlü birliğin sembolleridir ve herşeyin farkındadırlar. Herşeyi görür ve duyarlar.Kulakları da üçgen biçimindedir.

Ay ile olan bağlantıları nedeniyle tavşan Zaman ile özdeşleştirilir.
Alice'in kitabındaki beyaz tavşan da zaman takıntılı, saatine bakıp duran bir tavşandır.
Yaşam, iyileşme, açık görüşlülük, güven, vb konulara da atıfta bulunulur.
Her bahar olduğu gibi, hayatın yeniden doğum ile tekrar devam etmesi nedeni ile, tavşan yaşamın yenileneceğini ve hatta eskisinden de daha güzel olacağını sembolize eder. Bu haliyle (ölüm ve yeniden doğumu hatırlatması sonucu) Isis-Osiris, Dionysus, Tammuz-Inanna, Adonis-Afrodit, Attis-Kybele mitlerini de sembolize eder.

Budizmde tavşan kendini feda etmenin sembolüdür. Tavşan Buda'yı açlıktan ölmekten kurtarmak için kendisini ateşe atar.Tavşan, Budist mitolojide Buda ve tanrılarla ilişkili bir hayvan kabul edilir.Budizm’de de tavşana kut izafe edilmektedir. Budist Uygur sanatları içinde tavşan tasvirlerine rastlanmaktadır (Çoruhlu, 1999:256). Budist hikâyelerinde fedakârlık simgesi olarak görülen tavşan, Göktürk devresinde ve İslamiyet sonrasıTürklerde bolluk, iyi şans ve kurnazlık simgesi olarak görülmüştür (Çoruhlu, 1999:182-184).

Tavşan doğurganlık sembolüdür (kısırlığın karşıtı olarak. Hatta bir dişi tavşan yılda 42 tavşan yavrulayabilir.

Keltler Eostre adlı Ay Tanrıçası'nın (ki ona Beyaz Tanrıça ya da Dünya Anne de denirdi) sembolü olarak beyaz tavşanı kabul ederler.
Eostre sonrasında Easter adı ile günümüze taşınmıştır (yani Paskalya). Kelt takviminde tavşan av zamanını simgeler.Tavşan ayağı pek çok kültürde şans göstergesidir. Tavşan , Toprak Ana'nın değişiklikler ve özellikle Bahar ile bağlantılıdır.Ay'la ilişkili olan bu hayvan öteden beri doğurganlık ve yeniden doğuşla ilişkili görülmüştür. Atikliği, hızı ve utangaçlığı onu Hristiyanlığın uyanıklık ve yoldan çıkmaktan kaçınmanın sembolü kılmıştır.

Hepimiz tavşanın nüfus gücünü biliyoruz,oldukça hızlı ürerler.Bir anne tavşan bir yılda kırk veya daha fazla yavru oluşturabilir.

Bazı genel sembolik anlamları şunlardır:Aşk Şans Utangaçlık Hız Büyüme Yeniden doğuş Yaratıcılık Armoni Aile Farkında olma Algı Bolluk Ezoterik Bilgi

Tanrıça’nın bir diğer sembolü de tavşandır.

Eğer bir yerde yoğun bir tavşan veya yabani tavşan figürü varsa orada Tanrıça’nın bir sırrı var demektir.Dişilliğin en bilinen sembolüdür ve çağlar boyunca dişil enerji ve Tanrıça ile ilişkilendirilmiştir. Ay döngüsünü temsil eder, doğumu, bereketliliği, uzun ömrü, dişil saflığı (bakire sembolizmini) veya yeniden doğuşun döngüsünü sembolize eder. Yalnız dişil enerjinin bu özelliklerini gösterdiği gibi bir de şehveti (seksüaliteyi), sinsiliği ve korkaklık gibi negatif unsurları da temsil edebilir.Paskalya’nın vazgeçilmez sembolü olduğu gibi paganizmde de Tanrıça Eoster’in (ki Paskalya Ostara geleneğinin devamıdır) sembolü olarak karşımıza çıkar.

Antik Mısır’da tavşan başlı tanrıça olan UNUT formu şeklinde sembolü görürüz. (Hatta hiyeroglifsel gösteriminde tavşan vardır) Yunan mitlerinde bakire ve doğanın vahşi tanrıçası Artemis’in hayvanı olarak geçer. Ayrıca aşkın ve zevkin tanrıçası olan Afrodit’in de kutsal hayvanıdır. antik Roma’da bir kişi aşkını yaşayan bir tavşanı hediye olarak vererek belirtirdi. (Bu ayrıca cinsel birliktelik istediğini de sembolize ederdi) Ortaçağ döneminde tavşan şekilli yüzükler evliliğin sembolü olarak takılırdı. Ayrıca bazı Antik yunan ve Roma mezarlarında tavşan figürlerinin kazılı olduğunu görürüz ki bu da doğum, ölüm ve yeniden doğum döngüsünü sembolize eder. Germen mitlerinde yine vahşi av tanrıçası ve toprak tanrıçası olan Holda’nın kutsal sembolüdür.

Bir şekilde tavşan tanrıça ve ay sembolizmi büyük bir bağ içerir. Tavşanların ayın döngülerini temsil etmesi ve bu döngülerinde Tanrıça’nın döngülerini anlatması antik zamanlardan beri süregelen bir semboller bütünüdür. Örneğin Antik Mayalarda ayın fazlarının değişimi tavşanın zıplamalarına benzetilirdi, ay döngüleri yine tavşanla sembolize edilirdi. O denli sıkı bir bağlantı vardır ki Roma inancında ay gökte gözüktüğünde tavşanların tüm doğayı seyre daldığı düşünülürdü (Ayrıca gözleri açık uyumaları da bu inançta etkiliydi)

Avrupa folklorunda ise bir ayın tüm döngülerini bir tavşanın gözünde görülebileceğine inanılırdı. Bir diğer inanç ise Dolunay gecesi Tanrıça’nın rahip ve rahibelerinin (kadim geleneği takip eden cadıların) yabani tavşana dönüşebilme yeteneklerinin olduğudur. Birçok eski kaynakta kadim zamanlarda Tanrıça’yı çağıranların ormanda dolunayda tavşana dönüşebildikleri ve doğanın bilinciyle bu şekilde temas edebildikleri söylenir.
Bu eski bilgilerin yanı sıra,1662 yılında Hristiyanlığın karanlık çağlarında cadılıkla suçlanarak, işkence gören Isobel Gowdie arkadaşlarıyla birlikte tavşana dönüşebilme yeteneği olduğunu itiraf etmiştir (Elbette o kadar işkence altındaki ifadelerinin doğruluğu tartışılır) ve tavşana dönüşmek için bir dua okuduklarını söylemiştir.

Ruhla da ilgilidir. Erken dönem Türk mitolojisinde beyaz tavşan gök unsurlarına, siyah tavşan yer unsurlarına ait olmuştur. Altaylar ve Yakutlarda duvar ve sarıklara başka hayvanların yanı sıra tavşan derileri asılmakta ve bir töz kabul edilmektedir. Şamanın yardımcı ruhlarından birisi de tavşandır.
Göktürklerde av hayvanı olması sebebiyle uğurlu sayılmış ve bolluğun simgesi olmuştur.

İslamiyet’ten sonra Türk inanışlarında bolluk, kurnazlık ve iyi şansın sembolü olmuştur. Alevi Türkler arasında ise uğursuz kabul edilmektedir.Çoruhlu, 182–184"Alevi-Bektaşilerde tavşan ile ilgili en önemli algı da dişiliğin ön plana çıkarılmasıdır. Belki de Alevi-Bektaşi toplumunda kadının daha saygın yerinin olmasının kökeninde bu inançlar yatmaktadır.

Altay şamanı Umay’a hitap ederken şöyle demektedir:“Elden ele ver,Kötü gözle baktırma, Kötü istekte bulunmaya imkân verme, İnce koynuna saklama, Dar eteklerle çevir, Tavşan sargılarıyla sar!” (Sagalayev, 1991: 71).Altaylarda tavşan en saygın hayvanlardan biridir. Tavşan, Tanrı tarafından yeryüzündeki insanlar ve hayvanlar ile ilgili hayat bahşetme, koruma, kut, bereket, av verme gibi özellikleri ile görevlendirilmiş ve uçsuz bucaksız Türklük coğrafyasında Umay, Yajıl-Kan, Bulut-Kan, Dyaik/Cayık, Ot/Ateş Ene, Ayısıt, Ermen-Kan adlarıyla anılan ruhlar âleminin ortak bir sembolü olmuştur. Bu ruhlar âleminin bir diğer ortak özelliği hepsine de dişilik atfedilmiş olmasıdır. Tavşan eti yememe kültü başta Altaylarda olmak üzere Türk dünyasında da tespit edilmiştir.
Anlatılar oldukça değişmiş, başkalaşmış; yeni dinin sembolleriyle bütünleşmiştir.Fakat ana tema aynı şekilde yaşamaktadır.
Alevilerde tavşan ile ilgili dönüşüm, başka kılığa girme, rehber hayvan olma motifi, bütün Türk dünyasında oldukça geniş bir anlatı yelpazesi içinde yaşamaktadır.

Tavşan; kuyruğu, kafası, ayakları, pençesi, postu, kulağı, göğüs kafesi kemiği,burnu, bazen de kendisi hayatın her safhası ile ilgili törenlerde töz/ilk ata/iye olarak rol sahibi olmuştur. Tavşan, beyaz rengi ile Tanrı mekânı sembolü olmaya; hem toprak altında hem de üstünde yaşadığı için yer-su sembolü olmaya Türk düşüncesi içinde uygun bulunmuştur.Baykal gölünün batısındaki Buryat şamanlarının şu duasında kurt, kuğu, kartalve tavşan, Türk mitolojik düşüncesi ile örtüşmektedir:“Tavşan, bizim koşucumuz,Kurt, bizim haber getiricimiz, Kuğu, şekline girdiğimiz, Kartal, elçimiz olan hayvandır."(Holmberg, 1923’ten Ögel, 1989 I: 47). Buryat Şamanlarının elçileri olarak hizmet veren hayvan ve kuşlar vardır. Yeni başlayan Buryat şamanının yardımcı iyeleri tavşan ve sincaptır (Zelenin, 1936: 389-390). Gilyak şamanına kurt, denizayısı,baykuş, rengeyiğinin yanında tavşan da yardım eder (Zelenin, 1936: 389; Zelenin,1952:258-259’dan Roux, 2005:239).


Ermenilerde ve Süryanilerde tavşan eti yenmez.

Yahudi inancında da yasaklanmıştır. Tevrat’ta tavşan mekruh sayılmıştır (Tesniye, 14: 3). Roux,Tevrat’taki bu inancın Şii geleneğinin ve Hititlerin de yer aldığı yerel kalıntıdanetkilenmiş olabileceğini belirtir (Roux, 1997: 68-69). Zira İran Şiiliğinde tavşan kirlikabul edilmektedir Eti yenmez.

Tavşan Hititlerde “tabu”dur, yasaktır .İran’ın eski inancı Zerdüşt dini metinlerinde ise tavşan “suyun bulunduğu yeri bildiği ve koşarak diğer hayvanlara bildirdiği için” kutsal kabul edilmiştir(Naskali,2008: XIV).Bugünkü Kırgızistan’da bulunan Özön’de, 1600’lerde yazıldığı tahmin edilenbir eserde Satuk Buğra Han’ın 951 yılında insana dönüşen bir tavşan tarafındanİslam’a döndürüldüğü rivayet edilmektedir. Alevi toplumu tarafından anlatılagelen efsanede konumuz açısından dikkati çeken nokta, ilk Müslüman Türk devlet başkanı olarak bilinen Satuk Buğra Han’ın Müslüman olması için ihtiyar bir adam kılığına dönüşerek rehber olan tavşandır.(belki o sebepten tavşan yemiyorlar)
Eski Türk inancına göre göğün dokuzuncu katına yerleştirilen ve kâinatı oradan idare ettiğine inanılan Tanrı Ülgen, çeşitli ruhları çeşitli vazifelerle görevlendirmiştir. Bunlardan Umay, Yajıl-Kan, Bulut-Kan, Dyaik, Ayısıt, Ot Ene ve Ermen Kan Türk coğrafyasının genişliği ve Türk zamanının derinliği içinde kaynaşan ve zaman zaman görev ve rolleri çakışan kutlu ruhlar olmuşlardır.
Bu ruhların konumuz açısından en önemli ortak noktaları, zaman zaman tavşan kılığına girmeleri; tavşanın kendisi, burnu, pençesi, postu, kulağı, göğüs kafesi kemiği, kuyruğu ile temsil edilmeleridir.

İkinci önemli ortak noktaları ise kadın, doğurganlık, bereket ve aile fetişi olarak algılanmalarıdır.

Beltir kamlarının dini törenlerin ayrılmaz bir parçası olarak kullandıkları teflerinin üst kısmında “Ülgen’in yedi ak tavşanı”nın resmi çizilmiştir; onlardan birisi de muhtemelen bu kimliklerden biri olarak yeryüzünde vazifeli olmalıdır.

“İyi ailelerin koruyucusu, Dört saç örgülü Dayık ana! İpek ip dönmektedir.
Bizim embriyoların göbek bağlarının koruyucusu, Ağaç kabuğundan beşiği sallayarak,Çocukların embriyolarını (ruhlarını) koruyor!”(Sagalayev,1991: 70). Dyayık özellikle Altaylılar tarafından doğrudan insanları koruyan varlık olarak önemsenmektedir. Onun varlığı her çadırda tavşan derisi ile temsil edilmektedir.Ülgen tarafından yeryüzüne gönderilen “Dyayık-tavşan, dişi olarak algılanmakta ve aile fetişi” kabul edilmektedir. Alekseyev’in derlemelerinde o, Cayık şeklindeadlandırılmaktadır.

Altay mitlerinde geçen Ülgen’in dokuz kızından biri olduğundan söz edilir. Cayık Ülgen’in kızlarından ve orta dünya/gökyüzü varlıklarından biri olmakla birlikte Altaylılar, onun obada yaşadığına inanırlar. Onun Ülgen tarafından “insanı bütün kötülüklerden korumak ve her şeye can vermek” için yere indirildiğine inanmaktadırlar. Kam ile Ülgen arasında aracı olan Cayık’tır. Kamlar, Ülgen’e kurban götürmek amacıyla gökyüzüne çıkmak için bu tanrıçadan yardım istemektedirler.Cayık’ın tasviri her Altaylının evinde bulunmaktadır. Altaylılar onun tasvirini beyaz tavşan derisinden; gözlerini ise mavi düğmeden ya da boncuktan yapmaktadırlar.Bu tasvirin ayaklarına bazen de beyaz kurdeleler bağlanmaktadır (Alekseyev, 1984:68-72, 171).4

Kam/Baksı/Şaman ve Tavşan

Kötü ruhlar ve hastalıklarla mücadele etmekle görevli kamlar, vazifelerini yaparken bazı hayvanların desteğine ihtiyaç duyarlar. Zor anlarında onlara yardım
edecek olan hayvanların resimlerini, figürlerini yaparak elbiselerine asarlar/dikerler.Bu hayvanlardan biri genellikle tavşandır

Tavşan motifi kamlığa geçiş törenlerinde de ortaya çıkmaktadır. Kamların kullandığı teflerde tavşan önemli bir ayrıntıdır.

Gerek tefin üzerindeki tavşan figürü gerekse tokmağının üzerinde bulunan tavşan derisi, kamların yolculuklarının vazgeçilmez parçasıdır. Çünkü ona binerek uçabilmekte, yukarı âlemlere gidebilmektedirler.Töz,“asıl, kök, menşe” anlamına gelmektedir (Moğollarda ongon, Yakutlarda tangara, Uranhalarda eren). Altaylılar, Uygurlar ve Hakaniye lehçesi konuşan topluluklarda yaygın bir şekilde kullanılan töz, “atalar ruhu hatırası” olarak saklanmaktadır.
Türk kültüründe en fazla kullanılan tözler, ölenlerin suretinde yapılmış bez bebekler, tavşan (kozan/hozan) ve kartal (bürküt)dır

*** İlginç bir nokta, töz kültünün baba boyu ile değil, anne boyu ile ilişkili oluşudur.
Pürüt ve Kaska boyundan Kaçinlere gelin gelen kadınlar yanlarında sırt ve göğüs ağrılarını iyileştirdiğine inandıkları tavşan tözü kültünü getirirler. Bu boylardan kadınla evlenen kişi tavşan tözüne hürmet eder(Zelenin, 1927: 331). Tavşan tözü tedavi amaçlı da kullanılmaktadır. (Zelenin, 1936: 103-104).

Mitolojik iyelerin çocuk fonksiyonunun göstergesi olarak tavşan motifi, ilk saç kesimi ve ilk diş çıkması bayramlarında da ortaya çıkmaktadır.
Saçlar ve dişleraklık dolayısıyla kut kazanmaktadırlar. Gagavuz Türklerinde çocuğun dişi ilk çıktığında diş bayramı kutlanır. Ailearasında kutlanan bu merasimde çıkmış olan bu ilk dişlerin keskin olması dilenir ve bu nedenle de tavşan dişi denilir

Tavşanlar kuraklıkta ortaya çıkar, bu yüzden kuraklık habercisi olarak algılanır.
(Zelenin, 1936: 244- 245). Ava giderken, arabanın önünden tavşan geçerse, o gün av olmaz, uğursuzluktur.(Büyükokutan, 2008:460). İç Anadolu’nun Sivas ve Tokat illerinde yolcunun önüne tavşan çıkması kötüye, kurt çıkarsa iyiye işarettir(Teoman,1952:525; Roux,1997: 68; Roux 2005: 76). Eski Harran’da inşaata başlanırken yılan görülürse uğuruna, tavşan görülürse uğursuzluğuna inanılırdı (Baran, 2006:126).Güney Azerbaycan’da ve Anadolu’da tavşan eti yiyen hamile kadının dünyaya getireceği çocuğun üst dudağının yarık olacağına inanılır. Bu inanç Kerkük ve Bulgaristan Türklerinde de yaşamaktadır. Bulgaristan Türklerinde tavşan musibet bir hayvan olarak bilinmektedir.


Alıntı
 

Love Song

Banlı Kullanıcı
Katılım
17 May 2014
Mesajlar
205
Tepkime puanı
10
İlginçmiş,çoğunu bilmiyordum.

Nedense konu başlığını görünce aklıma Matrix filminden ''Follow the white rabbit'' geldi :D
Teşekkürler.
 
Üst