Bana kalırsa Duayı hızlandırmak diye bişey yoktur...ALLAH duaları zaten her an kabul ediyor...
(Ve Rabbimiz, şöyle buyurdu: ("Bana dua ediniz ki 'size icabet edeyim''). Bana kul olmaktan kibirlenenler, muhakkak ki hakir ve zelil olarak cehenneme girecekler.)
-Mü'min/60
Benim düşüncem _Cevap içinde ...
__________________________________
Soru: Bir hanımefendi:
“Benim küçüklükten beri Allah’a inancım vardır. Hayatımda hiç pantolon giymedim. Hep namaz kılıp, Kur’an okudum ama 10 yıldır Allah’a aynı duayı ediyorum kabul olmuyorum. Bazen bu yüzden çok sinirleniyorum. Peki, Rabbim neden ona şükredenlerin değilde ona şükretmeyenlerin duasını kabul ediyor?” diye sormuş.
Cevap: Öncelikle duanın kabul olması için bazı şartlar gerekiyor!
Fudale bin Ubeyd (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Sizden biri dua edeceği vakit Rabbine hamd ve sena ile başlasın. Sonra Nebi’ye salât etsin. Sonra dilediği şeyi istesin’ buyurdu.”
Tirmizi: 3708
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz dua ibadetin ta kendisidir.”
İbni Mace: 3828
Ebu Hureyre (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Sizden biri acele edip de: Dua ettim bana icabet olunmadı demediği müddetçe o kimseye icabet olunur’ buyurdu.”
Tirmizi: 3609, İbni Mace: 3853
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor:
“Rabbimiz Tebâreke ve Teâlâ çok hayâlıdır ve çok cömerttir. Kulu Ona ellerini kaldırdığı vakit onu bomboş olarak geri çevirmekten hayâ eder.”
Ebu Davud: 1488, İbni Mace: 3865
Siz dua etmeyi terk etmeyiniz. Hadiste görüldüğü gibi “duam kabul olmadı” demediğiniz sürece Allah (Azze ve Celle) kabul eder. Ama birde şu yönden düşünmek gerekir belki yaptığınız dua sizin için hayır değildir ve bunun için kabul olunmuyordur. Sizin şer bildiğinide hayır, hayır bildiğiniz herhangi bir şeyde de şer olabilir. Yada Allah (Azze ve Celle) sizin sabrınızı da ölçüyor olabilir.
Siz dua etmeye devam ediniz. İnşallah hakkınızda hayırlısıyla Allah duanızı kabul etsin.
Uyarı: İnsanlardan çoğu, çaresi yok ve şifasız zannedilen kötü bir hastalığa yakalansa, Allah’tan ümidini keser. Allah’ın halleri değiştirmeye kadir olduğuna inançsızlığı sebebiyle de duayı terk ederek Allah’a sığınmaz. Herhalde şeytan, bu durumdaki kimselerin kalbine dua etmeme ve duanın tedavi için faydası olmayacağı vesvesesini atmaktadır.
Sanki onların durumu Allah korusun kanser hastalığına yakalanan kimselerin durumu gibidir ve genelde onların dua etmediğini görürüz. Bu hastalığın tehlikeli olduğunu ve genelde ölümle sonuçlandığını, dolayısıyla duanın kendisine fayda vermeyeceğini sanır.
Belki akrabaları da aynı sebeple hastaya dua etmemektedirler. Bu hareket dua babında bir hatadır. Bu Allah’a karşı bir ümitsizlik, O’nun veçhinin celaline ve sultasının azametine yakışmaz bir gaflettir.
Allah’ı tenzih ederim. Bunlar Allah’ın her şeye kadir olduğunu, işlerin hallinin O’nun elinde olduğunu ve O’nun bir şeye “OL!” dediği vakit o şeyin mutlaka olacağını bilmezler mi?
Zararı yazanın, onu gidermeye gücünün yeteceğini ve Allah’ın o kimseye şifa verebileceğini bilmezler mi? Yahut kulun başına gelen bazı sıkıntıları onunla hafifleteceğini bilmezler mi?
Yahut bu duanın fazileti sebebiyle, o kimseyi sağlıklı iken bulamadığı hoşnutluk, sebat ve itminan halleriyle rızıklandıracağını bilmezler mi?
Kısırlık veya çocuğun gecikmesi ile imtihan olunan kimselerden bazıları da böyledir. Onlardan kimisi, salih bir zürriyet vermesini isteyip Allah’a dua etmekten yüz çeviriyor.
Bu husustaki gerekçeleri, bunun kendilerine yazılmış bir kader olduğu ve bu iş için duaya gerek yoktur; onun peşine düşmenin hiçbir faydası bulunmamaktadır...(!) iddialarıdır.
Müslüman bir kimseye böyle bir söz yakışmaz. Allah (Azze ve Celle) kısırlığı ve çocuğun gecikmesini takdir etmiştir. Allah insana çocuk bahşetmeye kadirdir. Emir Allah’ın emri, kader Allah’ın kaderidir. Müslüman kardeşim! Allah’ın rahmetinden ümit kesme. Zekeriyya (Aleyhisselam) şöyle demişti:
“Rabbim, bana katından temiz bir zürriyet bağışla, sen duaları işitensin.”
Ali İmran: 38
Allahu Teâlâ da ona icâbet etmişti. Bunların tamamı, Zekeriyya (Aleyhisselam) yaşlılığın son haddine ulaştığı ve hanımının da kısır olduğu halde gerçekleşti.
Çocuklarının ıslahından ümit keserek onların lehine, düzelmeleri için onlara duayı terk eden bazı anne ve babaların durumu da aynıdır. Bu durumdaki bir baba:
“Ben çocuğumun ıslah olmasından ümidimi kestim ve onun için dua etmekten de vazgeçtim.” der.
Subhanallah! Allah’ın rahmetinden ümit mi kesiyorsun? Sen bilmiyor musun ki, babanın oğlu için yaptığı dua kabul edilir ve hayırlı dua bir zaman sonra da olsa o kimseye ulaşır. ***ALINTI***