Hiç doğmamak ?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
bu arada ben doğduğumda ağlamamışım. ilk başta hapşurmuşum, 5 - 10 saniye etrafa bakınmışım sonra ağlamışım. :D:biggrinjester: hapşurduğumuzda kalbimiz durduğuna göre "ben doğarken öldüm" diyebilirim. çok cool ya :rockon:
 

Bulut_atlası

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ocak 2013
Mesajlar
780
Tepkime puanı
31
Hem doğmamış hemde ölmemiş olabiliriz hem doğmuş ve ölmüş de olabiliriz dünyada zaman kavramı çok farklı öteki dünyada şu an kıyamet günü de yaşanıyor olabilir
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
vav çok doğru söyledin bulut be! ben hem doğdum hem öldüm yani! vavvv. çok akıllısın!
 

sisargas

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Haz 2014
Mesajlar
6
Tepkime puanı
0
Sevgili Aja,

Pek yorum yazmami genelde yorumları okumakla yetinirim, ancak bir kac kelam etmek te isterim bu konuda...

hep bu soruyu sormusumdur kendime ve de hep bir hayalin/ruyanın icerisindeki ana karakteri oynar bulmusumdur kendimi, aslında hic dogmamıs sadece yuce bir varlıgın
hayali!!!

Iyi forumlar..
 

La-edri

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2010
Mesajlar
2,195
Tepkime puanı
509
Hz.Isa diyor ki; Kisi ikinci dogumunu gerceklestirmeden melekut alemine ulasamaz, aslinda bana göre yumurta gibi yumurta birkere dogar sonra icindeki ikinci bir dogum ile bambaska bir varlik olarak meydana gelir ve bu onun tekamuludur.
Yumurtayi red edemiyoruz bu noktada o bambaska bir halde ve kendi aleminde herseye sahib, bu olusumun farkini düsünmek elbette bizim icin zor, nasil bir hissiyattir vs ama bana göre o yumurtada koca bir alem var ve hayatta.

Insan icinde durum cok farkli degil, dünyaya geldik diyoruzda ya kendi dünyamizdaysak ? Aynen bir yumurtada gibi ve henuz dogamamisak, ve belkide Isa o sözde böyle bir hakikate dikkat cekiyor, zaten bütün peygamberler yada alimler asagi yukari ayni seyden bahseder. Ölmeden evvel ölmek, dogumdan sonra dogmaktir.

Güzel konu tesekkürler..
 

kıvep

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Şub 2010
Mesajlar
1,516
Tepkime puanı
30
Bende ölü doğup sonra canlanmışlardan biriyim :) Bedenlerimizin ömrü anne karnında başlarda ruhlar ne zaman doğar ölür beni düşünmeye iten bir soru oldu bu. Şöyle garip bir his var ki sanki cevabı biliyorum, beynimde bir yerlerde ama sanki ağzımla söylenmiyecek ve yazılamayacak kadar karışık bir cevap. Konuşmayı nasıl öğrendiğimi hatırlamaya çalışmak gibi. Bebekken öğrendik, şimdide biliyoruz ama nasıl olduğunu anlıyamıyoruz. Çok karışık oldu :)
 

Kabardey

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Ağu 2012
Mesajlar
48
Tepkime puanı
2
Konu gerçekten çok derin, sayın AJA teşekkürlerimi sunuyorum.

Bu dünyaya gönderilmeden önce ruhlar aleminde olduğumuzu düşünürsek, bu dünyayı reddedenlerin veya buraya hazır görülmeyenlerin veya layık görülmeyenlerin ana rahminde öldüğüne kanaat ediyorum. Yanlış hatırlamıyorsam embriyoya belirli bir zaman sonra ruh üfleniyordu. Bu ruh üflendikten sonra ölenleri ilk bahsettiğim kategoriye dahil edebilir miyiz? Bilmiyorum. Bu beden kesinlikle taşıdığımız bir emanet gibi. Ruhun bedene girişi; hamilelik, çıkışı ise; ölüm. Buraya gönderilmeden önce ruhlarımızın bilinç durumu ve uzun bir süre yaşamışlığı var mı diye kendime sormaya başladım. Dejavu dediğimiz şeyin sebebi bu mu acaba? Dejavu yaşadım dediğimizde genelde "rüyanda benzer bir şey görmüşsündür" cevabı veriliyor. Ancak bu halimizle bilmesek bile ruhumuzun bazı deneyimleri, rüya ve bilinçaltı yoluyla bize ulaşıp ipucu veriyor olabilir. Peki öldüğümüzde ruhumuz hangi bilinci yaşayacak? Bence hem bu dünyadaki bilince hemde bu dünyaya gönderilmeden önceki bilincimize sahip olacağız. Böylece, ben dünyaya gelmek istemedim tarzı savunmalarımızın önü kırılacaktır diye düşünüyorum. Çok derin ve zor bir konu, beyin fırtınası yapmak lazım. :)
 

Bulut_atlası

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ocak 2013
Mesajlar
780
Tepkime puanı
31
vav çok doğru söyledin bulut be! ben hem doğdum hem öldüm yani! vavvv. çok akıllısın!
Yaşadığımızı sandığımız hayat aslında bir halüsinasyon gerçek değil ancak hepimizin gördüğü bir yanılsama bunu farkına vardım artık ;)
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Bir çok şeyin yaşamamıza rağmen olanın varlığı üzerinde şüphedeyiz.Var olan doğumun bilinmeyen ölümünde gidip geliyor mantığımız.Ruh hep dingin meraksız gibi ama akıl sürekli sorguluyor.
İçimde ki bir his bir kaç defa doğup öldüğümüzü ve hiç birini hatırlamamamız için set kurulduğunu söylüyor.Zira insan bunu baştan bileydi kesinlikle ya çok sapkın ya da derin yaşardı inancında.Belki değil bilmememiz gerekiyor gibi.
Doğduranla yok edene bir çoğumuz inanıyoruz bunlar farklı dinlerle..Fakat Tanrıyı algılamamıza şu soru yetmiyor; sınanmak için bunca acı çekilirmi.Ya da şöyle bakalım bir elma (tutku) bu kadar milyarlarca insana uzun soluklu bir dert olması ne kadar ''mantıklı'' ?
Bu kadar mükemmel kurulmuş bir düzeni var edenin bizim acımız yada mutluluğumuz karşısında ona dua -şükür etmemize ihtiyacı yokken sürecin böyle gelişmesi neden..
Kimbilir belki de süper uzay üssünde bir yaratıcının maymun yada fareleriyizdir.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst