Ağlarına düşürdeklerini kolay kolay bırakmayan örümcekler

black_angell

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Eyl 2013
Mesajlar
31
Tepkime puanı
0
Obsesyon denilen olayda, bir insanı hükmedecek derecede etkisi altına alan veya almaya çalışan bedensiz ruha verilen ad.Bunlar spatyumdan yapmaya çalıştıklarını, enkarne oldukları takdirde bedenliyken de aynı şekilde yapmaya çalışırlar; mürşit geçinen sahtekarların bir kısmı bunlardır.

Neo-spiritüalist bilgilere göre, obsedör varlıklar, insanları etkileri altına almak için ne kadar kurnazca ve ustaca hareket ederlerse etsinler ve ne kadar akıllı, zeki ve hâkim görünürlerse görünsünler, bulundukları ‘realite’lerin dışına çıkamamış, spatyumdaysa ‘teşevvüş’ (

Obsedör varlıkların en büyük gereksinimi, kendilerini kemiren hükmetme hırslarının tatminidir. Bunlar kayıtsız şartsız kendilerine teslim olacak çömez, mürit ararlar. Bir bedenliyi ele geçiremezlerse ıstırap duyarlar. Bunlar dünyada bedenliyken de çevrelerine bazı safdil kimseler toplamış, onların hem ruhlarına hem bedenlerine istedikleri gibi tasarruf etmiş, yalan yanlış düşünce, inanış ve görüşlerini onlara aşılamış ve bu şekilde belirli bir zümre üzerinde hükmetme hırslarını tatmin etmiş varlıklardır. Kendilerine körükörüne bağlı olabilecek kimi zayıf ruhlu insanları her ortamda bulabilmişlerdir. Onlarda dünyadayken yerleşmiş hükmetme hırsı spatyumun ilk aşamasındaki teşevvüş anlarında da devam eder; yani orada da emirlerini körükörüne kabul edecek müritler arar, fakat bulamazlar. Çünkü spatyumda bütün ruhlar serbestliklerini kazanmışlardır. Ne kadar geri olurlarsa olsunlar, orada onların böyle bir varlık tarafından yanlış bir yola zorla sürüklenmelerine meydan verilmez. Bu durumda, hükmetme hırsıyla yanan bu ruhlar arzularını ancak ilişki kurabildikleri bedenlilerin (insanların) üzerinde uygulamaya çalışırlar. Avları hakkında sinsi ve kurnazca bir araştırma ve inceleme yaptıktan sonra fikirlerini avlarına kabul ettirmeye çalışırlar. Amaçlarına ulaşmak için her yola başvururlar ve çeşitli taktikler kullanırlar.

Bu taktiklerden bazıları şunlardır:

• Kendilerini güzel, iyi, faziletli, bilgin gibi göstermeye çalışma;

• Avlarının huylarına göre ifadeler kullanarak telkinlerde bulunma;

• Laf kalabalığı yaparak ve her bilim dalından yalan yanlış sözederek kendilerini bilgili ve görgülü olarak kabul ettirmeye çalışma;

• Yüksek sırlardan söz ediyormuş gibi poz yaparak, birçok mucizevi olaylar (fantom, levitasyon, doğrudan ses vb.) meydana getireceğini vaat etme;

• Bilinmeyen veya gelecekteki bazı olayları bildirerek avlarının güvenlerini kazanma;

• Sorularla sıkıştırıldığında daha sonra yanıtlayacağını söyleme gibi kaçamak yollara başvurma;

• Karşısındakileri bilgisizlikle nitelendirerek, her söylediğini rahatlıkla empoze etmeye çalışma;

• Din, tasavvuf, mistisizm ve kutsallıkla ilgili konulara yapışarak, kendilerine çeşitli payeler biçme. (Genellikle, geçmişte yaşamış ünlü insanların isimlerini kullanırlar.) >Taklit

Obsedör varlıklar, birbirlerine göre çeşitli düzeylerde bulunurlarsa da bunları iki genel grupta ele almak mümkündür:

1- Bu tür varlıklardan nisbeten yüksek düzeyde olanları insanlar için aldatıcılık bakımından daha güçlü olabilir. Bu gruptakilerden bazıları öyle ustalıkla, öyle kuvvetli bir mantıkla ve dünyasal realiteler dahilinde insan aklının yatabileceği öyle bir şekilde konuşurlar ki, sözleri aklı başında birçok insana bile bir büyü gibi etki edebilir ve o insanlar kendilerine büyük hakikatleri açıklayan yüce bir varlıkla karşı karşıya bulunduklarını sanabilirler. Bu gruptaki obsedör varlıklar, kurbanları olacak insanlar üzerinde etkili olabilmek için gerekirse vatanperver bir kahraman, gerekirse bir bilim adamı, gerekirse bir din misyoneri, gerekirse herhangi bir yüksek varlık kılığına girebilirler.

2- Bu gruptaki varlıklara çok daha sık rastlanır. Yalnız yüksek ve tanınmış kişilerin adlarını takınarak onların ağzından yalan yanlış, yarım yamalak sözler söyler, şiirler yazdırır, öğütler verir, acemice telkinlerde bulunurlar. Obsedör varlıklardan nisbeten aşağı düzeyde olanlarıdır. Bunların obsesyonlarına yakalanma tehlikesi daha azdır. Çünkü bu varlıkların çelişkilerini fazla zeki olmayan bir insan bile ortaya çıkarabilir. Ancak, bunu bile beceremeyecek kadar düşünmesi gelişmemiş ve aklı kıt bir insan sözkonusu spiritizm deneylerine tek başına girişir ve böyle bir varlığın etkisi altına girerse tehlike diğer obsesyonlardan daha büyük olur. Çünkü bu varlıkların yapacağı zararlar öncekilerde olduğu gibi yalnız moral ve fikrî olmakla kalmaz, fiziksel rahatsızlıklar ve teşevvüşler halinde kendini gösteren zararlar da meydana gelir. Derin ya da ağır obsesyon denilen hali oluşturan obsedör varlıklar bu gruptaki varlıklardır.

Obsedörlerin genel niteliklerinden bazıları şöyle özetlenebilir:

1- Bağnazlık: Bu varlıklar tümüyle dünyasal birtakım belirli, sabit inanışlara saplanıp kalmışlardır. Realitelerini değiştirmekten nefret ederler ve kanaatlerini, inanç sistemlerini sarsabilecek herhangi bir düşünceye dayanamazlar, böyle düşüncelerden ürkerler. Bu kararlı halleri ise kimi deneyimsiz insanlar üzerinde daha etkili olmalarına neden olur.

2- Sevkedicilik: Bu varlıklarda herkesi kendi yollarına sürükleme ve bu yollarda kendilerini bir lider olarak gösterme hırsı vardır. Bu amaç uğrunda öğüt, rica, maddi ve manevi çıkar vaadi, ısrar ve gerekirse tehdit gibi her yola başvururlar.

3- Hükmedicilik: En belirgin özellikler hükmetme, yönetme, emretme, kendini üstün gösterme özellikleridir.

4- Kurbanı bilgi kaynaklarından uzaklaştırıcılık: Üstteki nedenlerden ötürü bu varlıklar yapıştıkları insanı kendilerinden başka kimseyi dinlememeye, genel kültür ve bilgi edinerek uyanmasını sağlayacak kitap vb. her türlü yayından uzak tutmaya çalışırlar. Bunun için de bunların değersiz, hatta zararlı olduklarını telkin ederler. Böylece obsede kendi âlemine çekilerek, yalnız kendisine etki eden obsedör ruhtan aldıklarını mutlak hakikat olarak kabul eder ve günden güne gerileten bir bağnazlık içerisine yuvarlanır.

5- Eleştiriden kaçmak: Bu varlıklar eleştiriye dayanamazlar. Eleştiri kavramını obsedede de yok etmek isterler ve bunun için insanın akıl, muhakeme, düşünme, yaratıcı imajinasyon yeteneklerini köreltmeye ve giderek yok etmeye uğraşırlar. Kimi obsedör varlıklar bu amaca ulaşmak için “Ben seni akıl yolu ile değil, kalp yolu ile hakikatlere ulaştıracağım. Akıl yolu şeytani, kalp yolu rahmanidir” gibi fikirler telkin ederler.

6- Bilgilerinin sınırlı ve belirli oluşu: Bu varlıkların bilgilerinin çok eksik ve sınırlı olmalarına karşılık, bu küçük bilgilerine sıkı sıkıya bağlı olmalarından (yani fikirlerini bağnazlıkla savunmalarından) ötürü deneyimsiz insanlar gözünde o bilgilerinin abartılması sözkonusu olur. Eleştiri de sözkonusu olmayınca, obsedörün her saçmalaması eleştirilmemesi gereken büyük hakikatler ve hikmetler düzeyinde kabul edilir. Oysa hakikati gören, deneyimli bir kimse o varlığın bütün sözlerini biraraya toplasa, orada herkesin bulup söyleyeceği basit bir iki fikrin veya dünyada belirli formüllere saplanıp kalmış bazı tarikat talimatının yüzlerce kez tekrarından başka bir değer bulamaz.

7- Araştırmacı sorulardan kaçıcılık: Dolayısıyla insan, obsedör varlığın söylediklerinden biraz daha fazla hakikati öğrenmek ister ve söylediklerini biraz kurcalamaya kalkışırsa, derhal çok belirgin çelişkilerle, garip fikirlerle, anlamsız ve hatta tehlikeli telkinlerle karşılaşır. Obsedör varlıklar böyle sorularla karşılaştıklarında şaşırır, kızar, hatta tehditlerde bulunabilirler. Sonunda, soru sormaktan, daha ilerisini araştırmaktan men ederler.

8- Yapışkanlık: Bu varlıklar kolay kolay defedilemezler. Kapıdan kovulsalar pencereden girerler. Gideceğiz deseler de, aynı ya da başka bir kisveyle yine gelmeye çalışırlar.

>Obsesyon, Obsesyondan Kurtulma,

Taklit

- Alparslan SALT -

(KAYNAK: META ANSİKLOPEDİ,DHARMA ANSİKLOPEDİ)

-alıntı
 
Üst