Gevezelikler gevezelikler....

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
süper! beni benden olan çok fazla soru sordun! nasıl veda edilir? nasıl yolcu edilir? bu iki soruda da neredeyse her zaman boğazımda bi yumruk olur.. sarsıcı..
 

nazom

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Tem 2011
Mesajlar
207
Tepkime puanı
17
Konum
İZMİR
Hiç bıkmadan , ara ara tebessüm ederek okudum . Uzun yazıları sevmem oysa ...
Devamını da okuyacağıma eminim . :)
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Geçenlerde kontrol manyağı bir paranoyak olduğumu öğrendim.Aynanın karşısına geçmiş iki lensimi aynı anda çıkarma çalışmaları yapıyordum ki birden aklıma görmemem gereken ve bilmemem gereken bir çok şeyi görüp ve bildiğim geldi.Sanırım fazla şüpheci,gözlemci,sinsi,sessiz falanım.Bunlar benim ilerde olurda-bu cümlenin devamına yazıcak hiç bir şey bulamadığım için küçük bir latife yaparak bir tire açtım ve yine aynı şakacı tavrımla tireyi kapatmadan nokta koyucam.Az önce yaptığım dil bilgisi katliamı için kimseden de özür dileyecek değilim çünkü,gerçekten o cümlenin sonuna yazıcak bir şeyler bulamadım.İlerde sinsi,gözlemci falan olmam çok spesifik olurdu kabul ama bunlar çok da iyi şeyler değiller sanırım.Şüphecilik güvensizlik demek,güvensiz insan güvenilir değil demek ki ben sadık bir dostum.Suratımda ki sivilcelerden dolayı sinirlerim çok bozuk ama.Hayır askere gidicem hala ergenlik sivilcesiyle uğraşıyorum.Ve ciddi bir şekilde acıyorlar.Kendime barışık olmayı geçtim kendimle iş birliği yapıp o sivilceleri yok etme planları bile yapabilirim.Hayır çok kişilikli değilim ama gerçekten sivilce-stres cenderesinden çıkamıyorum.Stres sivilcelerimi tetikliyor neden çünkü suratımda sivilceler var.Sivilcelerimi görünce daha çok stres oluyorum ve daha çok sivilce daha çok stres..Dünyanın en çaresiz kısırdöngüselliği.Kısırdöngüzellik demişken bu kelimenin birleşik yazılıp yazılmadığından da çok emin değilim.Dur bakıyım bir daha yazıyım; kısırdöngüsellik.Bu kelime bu aralar tam da beni anlatıyor.Çünkü sürekli aynı kitapları okuyup aynı müzikleri dinliyorum ve umutsuz bir tirayki gibi hep aynı ucuz dumanda demleniyorum.Yeni bir kitap demek zaten dolmak üzere olan belleğime gerekli gereksiz bir sürü şey sıkıştırmaya çalışmak demek.Hayır 175 boyla her şeyi öğrenme çabalarımı da anlamıyorum.Beş santim daha uzun olmak isterdim.Hatta uzun olduğum için şikayet etmek isterdim.Kısa olduğu için şikayet eden insanlar çok klişe-demode-zamanı geçmiş-üzerinden sular akmış-eskimiş-pörsmüş-değersiz-turfa.Evet içimdeki bütün kini döktüm o insanlara.Geçen yazılarımı çok fazla insanın okumamasının iyi bir şey olduğuna karar verdim.Eğer takipcim çok olsaydı daha ciddi ve insanlara bir şeyler öğretmeye veya aktarma amacı taşıyan-güden şeyler yazmaya çabalardım fakat iki üçtane çok sevgili ve samimi insanlarla hayatımdan kesitler paylaşmayı daha çok seviyorum.Cümlede ki bağlacı doğru kullanmamış olabilirim.
Açıkçası yazdğım şeyleri okurken sıkılyorum ve içgüdüsel olarak-yazmak ne zaman içgüdüselleştiyse-daha farklı şeyler yazmak istiyorum.Ama zaten her kes çok marjinal-farklı-cool falan.Bıraksınlarda ben biraz sıradan ve sade olayım.Bıraksınlar da hayatım sıkıcı olsun.Az önce beni bu konuda kimsenin tutmadığını fark ettim ve bıraksınlar diye haykırmanın anlamsız olduğu kanısına vardım.Şu hayatta sürekli yeni şeyler öğrenmek ne kadar güzel.Ama bu hayat güzel değil.Dilemiştim ki şu İstanbul Anadolu'ya yaklaşık 10 milyon göç versin.10 milyon insanın yer değiştirmesi neden çünkü metrobüste artık oturmak istiyorum.Ve hiç tanımadığım insanlara o kadar yakın olmak istemiyorum.Ayakta kitap okumak yeterince yorucu.
Hayatımda üç tane büsbüyük dert var.Bildiğimiz ölüm kalım meselesi ama benden başka kimse ölmeyecek.Çok üzücü ama üzülemiyorum.Çünkü beynimi uyuşturan bir şeyler var..Anti depresan kullandığım günlerde de böyleydi.O zamanlar gülemiyordum da.Şimdi gülebiliyorum ama.Belkide üzülememem her şeyi benden önce planlamış beynimin bir çıkış yolu bulmasındandır.Belkide üzelen mantığımdır.
Bilmiyorum.Psikoloğum intihar mektubunda beni suçlamış.Şaka şaka.Yok öyle bir şey.Kendisi gayet mutlu maaşallah.Ne zaman bu kadar laçkalaştım bilmiyorum.Allahım içimdeki çocuk bir garip gerçekten.Annesi babası nerde bunun ? Kendimi alışveriş merkezlerinde anası ve babası tarafından top havuzuna bırakılan hiperaktif çocuklar gibi hissettim birden ama geçti.
Yedi gün sonra doğum günüm.Artık yasal olarak özgür olabileceğim.Hayatıma katıcağı tek nokta artık bu sitede ki çalışmalara katılabilcem.Bende böyle bir insanım işte.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
En büyük gunahımı gevezelik kabul ediyorum ve af diliyorum boşa saçtığım her bir kelime için.Onca güle,onca güzele ziyan ettiğim yüzlerce kelime için özür diliyorum.Göğsümün ağrısını,gözümün yaşını,yalnızlığımı ziyan ettiğim için acıyorum kendime.Yaşanan yaşandığıyla kalsın,belki arada bir otobüs camının buğusuna yazıp çizerim yetim kalmışlığımı.
Yetim derken de özür diliyorum dünyadaki bütün yetim kalmış çocuklardan.Sizin acınıza zerre yaklaşamadan yanıp tutuştuğum için özür diliyorum.Benide anlayın arada lütfen,
Kendime bir dost lazım kılıyorum.Belki bir ama,ve söküp atmaya an diçiyorum gözlerimi bulduğum anda.Cesaret edebilirsem,verip de tutmadığım sözler içinde bir af diliyorum.
Yapamıyor insan,tutunamayan insan sözlerinide tutamıyor.
Ve kalıyor bi çare insanlarımda bir kahvenin kırk yıllık hatrı.Kalıyor bir demet papatya..
Tahammul kalmıyor bazen,ne müziğim,ne kitabım çare.
'ey en akıllı kişisi dünyanın
bazan yaz ortasında gündüzün
sevgim acıyor
kimi sevsem
kim beni sevse.'
 

nazom

Kayıtlı Üye
Katılım
26 Tem 2011
Mesajlar
207
Tepkime puanı
17
Konum
İZMİR
:hurray: :hurray: :hurray:

Nice ifade edilememiş duygular , bir parçasında ben ve kimbilir hangi cümlesi kaç kişinin ??
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bu yaşta tükenir mi insan ? Tükeniyormuş işte. Gevezelik edicek hiç bir şey kalmayınca...
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Nedir beni bu kadar uyuşturan,bu hissizlik hissinin mealini kim yapabilir bana ? Hangi sokak çocuğuna ağlamadığım kaldı daha ? Kaç yitip giden gençliğe üzülmedim..Kaç kez ayrılık planladım dostlarımdan..Gitsem,yitsem sanki hiç acıtmayacakmış gibi.Kimseye hayır diyemem,beni yutan bir konuşma isteği..Ah dinleseler bütün hayatımı dolasam dilime,sağda solda anlatsam...
Ne hayatım kaldı ne cevabım,bir şarkım var ve bir kitabım..Kesiklerim yavaş yavaş kapandı,biraz daha gülünç suratım,suretim siyah,kıyafetlerim siyah...Aramaya kalsam kimse yok..Gecenin bu saatinde arayacak kimsem yok
Kimse yok
Kimse yok
Bana uğrasın bütün züleyhalar...Bütün gömlekler bana yırtılsın,dünyanın bütün kuyuları benim üzerime kapansın..Bir çöl gecesinde.Setterhan..
Ah Setterhan,Ah Zehra...
İçtiklerim,içtiklerim zehir zıkkım.Yıllardır bir kez,gitmeden önce,her gün gitmeden önce bir kez sarılma bekledim..Sadece bir sefer kollarım kollarına dolansın istedim.Nasıl bu kadar nasip olmayana isyan ettim,nasıl terbiyesizlik ettim..Muazzam hatalar yaptım,aklına gelmez..Söylemeye utanırım dahi.
Vallahi aşığım.
Billahi aşığım.
İyiki aşığım,iyiki hala aşığım.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Merhaba.Güneşin doğmasına sanırım bir saat var.Elimde bir bardak sütle bilmek istersen nil karaibrahimgil'den bu mudur dinliyorum.Ahşap bir masanın üzerinde bilgisayarım ve kafasına yukarıya kaldırmış beyaz ışık yayan bir gece lambam var.Hemen sol yanımda bir sehba ve üzerinde boş bir tabak ve beyaz üzerine yanında kırmızı kalpler olan bir kedi çizilmiş fincan var.Hemen yanlarında da bir yastık ve ben.Günlerdir sabahlıyorum.Gündüzlerimin ne bir değeri kaldı,ne de önemi.Kahvaltıya kalkıyorum ve tekrar uyuyorum.Havalar nasıl bilemem,bu akşam birazcık yağmur yağdı.Kar yağsın istiyorum,okulum kar yağdığında çok güzel ve soğuk oluyor.Alt taraftaki gölden esen rüzgar insanın ciğerini deşmek istiyormuş gibi.İlginç.Şarkıyı sürekli başa sarıyorum.
Eğer bilmek istersen her şey sanki bir derin dondurucunun içine girmiş gibi,büyümesi durdu saçlarımın.Ne uzuyorum ne de kısalıyorum.Zaman durdu.İç sesim öldü.Tanrı beni terk etti.Şeytan beni terk etti.Meleklerim beni terk etti.
Öyle garibim ki,kendimi izlemek için zar zor ikna ettiğim bir filmde olur olmadık sahnelere ağlayasım geliyor.Hiç olmadık insanlara,doluyor gözlerim.Boşver çekiyorum,şuana kadar değmedi bu saatten sonra da değmez.Kimse gözlerinin dolmasına değmez.Ben çok zor ağlarım,çok zor.
İçimdeki boşluğa ne dağlar ne ırmaklar kattım da dolduramadım.Olmuyor.Kimse dolduramıyor.Ruhumu ruhuna katabileğim kimse karşıma çıkmıyor.Şiirler yazabilceğim kimse çıkmıyor.
Güneş hiç doğmasın istiyorum,bu karamsarlık bu karanlık nereye kadar.Söyle bana kim bir mum yakmışta ben söndürmüşüm..Merak ediyorum bu bedenden ayrılınca halim nasıl olucak.İsmi Ali olan bu çocuk bir gün ölücek,geriye ben kalıcam.Ali'yi özler miyim acaba ?
Biri çıksın karşıma,yalvarırım birini gönderin.Söz düzelticem her şeyi.
Ama eğer çıkmassa korkarım daha fazla taşıyamam bu boşluğu.İçine düşerim,kendimin içine düşerim.
Bilmem kaç metre yüksekten.
 

Mrs.Şeytan

Kayıtlı Üye
Katılım
20 May 2014
Mesajlar
415
Tepkime puanı
66
Konum
Cehennem
İş
İngilizce Öğretmeni
HazaR bütün yazılarını yeniden okudum. Yazarak rahatlıyorsun değil mi :) bu yazdıklarını bir kitap haline getirsen ne güzel olur :)
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Cümleleri çok dokunaklı sıralıyorsun gerçekten :)
bu arada bir ara zahmet olmazsa dolmuş mesaj kutunu boşalt :D
 

yare-i yarim

Moderator
Katılım
10 Ocak 2013
Mesajlar
2,247
Tepkime puanı
879
İş
Sanatsal tablolar oluşturmak/Mutfak eşyaları dalında ticaret
Bende diyorum neden cevap gelmedi.:D Kutuda sürekli doluyor ya,hayran mesajları falan :D (allahım ego)
Yeteneğim olsaydı sana telepatiyle haber göndericektimde oda yok maalesef :D
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Sıcak bir şey içerken buharlaşan gözlük camlarımın yoksunluğundan kaynaklanan bu yitik hissiyatım.Hayatımın inişlerini en az zararla kapatmaya çalışan içimde ki hayvanın inlemeleri.Hayvanın boynunda bir tasma,tasmanın ucunda bir zincir.Zincir diğer ucunda ben.Benim içimde ben,ben ve hayvanım.Bu vahşi doğa,bu soğuk tabiat,bu şeytan insanları...Bu bitmeyen açlığım,bu utanç verici açlığım.Bu hayatımı ikinci kez mahveden adına baba denilen adam.Bu artık bir aileden kopmuşluğum.
Bu iyileşmenin mavi yangını.Yağmursuz ıslaklık.Denizsiz dalgalar,martısız gökyüzü.Ağaçsız toprak,ölüsüz mezar,bu günahsız şeytan.Bir çizginin kalbmin odacıklarında kıvrılması,sıcak,en dibe gömdüklerimi sökmeye dalan,bu yırtılan kalbim,bu delik yüreğim,bu boşluk korkum.Boşluklardan korkum,bu suyun intiharı,bitmeyen soğuk duşlarım,içime sinmişlikten kalkamayan kafam,bu dost kayıplarına el sallamam,bu yuvadan ayrılık..Ah ayrılık.
Bu kuralsız cümlem,ve kesin kararım; Artık hiç bir şey zaman bırakılmayacak.
Ölmeyi yahut yaşamı seçmem,dirilmekten sıkılıp çürümeyi seçmem,bir tohumu baharında öldürüp,fidanında beslemem.Bu herşeyin elimde oluşu,bu seçimin sadece bende oluşu.Bu öldürme arzum,bu utan verici yok etme arzum.Yine içimin hayvanı,içimin hayvanları.
Adını bir kez daha anmayacağım,yanında olmayacağım.Bütün gurbetlerimi bu saatten sonra içimde yaşayacağım,uzak olduğum dünya insanından belki bir nebze daha uzaklaşacağım.Yanlızlığıma bildiğim bütün müzikleri giydireceğim.Kitaplarımı okuyup atacağım.
Her şeyin daha iyi olması için dua edeceğim,yeni bir yaşama bir kez daha umut ekeceğim.
Bir kez daha umut edeceğim.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Bir daha gevezelik yapmak yok,konuyu zirvede--bırakmak isterdim ama en iyisi tadında bırakalım.
Lütfen kilitlensin.
 

hazaR

Kayıtlı Üye
Katılım
30 Haz 2011
Mesajlar
2,233
Tepkime puanı
674
Konum
İstanbul
İş
Passenger.
Her zaman ki gibi yine kendimle çelişip çenemi tutamadım ve başladım gevezelik yapmaya.Bu konuya yazmayalı uzun zaman oldu.Amacım gözlerim gördüğünü, hissettikerimi sevinçlerimi veya hüzünlerimi yazıya dökmek.Benim ve muhtemelen milyonlarca insanın da kullandığı bir meditasyon tekniği.Keşke başka birileri de bu konuda gevezelik yapsa.Tamam bazen yazılar ciddi sıkıcı ve çöp niteliğinde oluyor ama burda önemli olan çöp üretebilmek.Üretebiliyorsak var oluyoruz...Belki hiç kendi sebzelerimizi yetiştiremeyeceğiz,belki hiç kendimize ördüğümüz kazağı giyemeyeceğiz..Maleesef bunu istemeyen bir sistemle baş başa bırakıldık.Yıkmaya çalışanları yok eden bir sistemle..Ama bizi böyle durduramazlar..Binlerce kelime dökebilirim şu ekrana.Belki kağıtlara yazar saklarım..Durdurulmazım.Yazdıkça güçlüyüm.Her genç yazarın düştüğü bir ilüzyon vardır benimde zamanında düştüğüm.Evet hala gencim ama artık okundukca değil yazdıkca var olduğumu biliyorum.Okunmak için değil yazmak için yazıyorum.Ben burada edebiyat yaparken yazıya başlamadan altını kısıp koyduğum çaydanlık kaynıyor muhtemelen.Az önce mecazı mürsel yaptım.Çaydanlıklar kaynamaz içindeki su kaynar sonra hazar alır o suyu kahve yapar.Sabaha kadar uyuyamaz.Öğlen yapacağı bütün işleri bir sonra ki güne erteler.Ertelemek sanırım gece uyumayan insanların laneti.Dünyanın en tehlikeli alışkanlığı..Spor yapmayı erteliyorsunuz, ders çalışmayı, dostlarınızla görüşmeyi vs..Ve sonunda kendiniz anı yaşayamıyor sürekli ertelediğiniz şeyleri düşünüyorsunuz.Geçmiş zaten geçmiş oluyor,gelecek yarın oluyor ve elinizde kalan tek anıda yarını düşünmekle harcıyorsunuz.Ertelemeyin gençler ve büyükler.Gece uslu uslu uyuyup ertesi gün erken kalkmalıyız.Günde bir fincandan fazla kahve içmemeliyiz.Dişlerimizin rengi beyazdan saman sarısına dönmesin.Sigaraya hiç değinmiyorum ki zaten konumuz yeşilay da değil.Ay demişken sevgili dolunayı da anmadan olur mu ? Hepimize çektiren dolunay.Yaramaz bir çocuk gibi..Hele beni dumurdan dumura uğrattı.Bi ara etrafımda ki her şeye bağırarak tepki veriyordum.Sineklere, rüzgara,sıcağa ve seslere..Beni gürültü kadar rahatsız eden bir şey yok.Günde beş yüz defa ev halkını uyarırım şu televizyonun sesini kısın artık diye.Tamam kabul yüksek sesle hard rock dinlediğim günler oldu ama o bile gürültü değil.İnsanın kulağı bir kere sert müziğe alıştı mı bildiğiniz ninni gibi geliyor.Az önce mübalağ yaptım.
Geldim.Tabii ki bunu siz anlayamadınız.İçeriye gidip içeceğim kahve mi hazırladım.
Belki elinde sürekli kahve kitap gezen enteller gibi algılanmış olabilirim lakin hiç onlardan olmadım.Ben kahve içerken aynı anda ekmek arası(halk ekmek) soğan domates ve yeşil biber yiyen bir insanım(evet şuan).O yüzden entel değilim, sert içkileri seviyorum sadece.
Fark ettiyseniz hep iç dünyamla ilgili yazdım.Çünkü neredeyse gezmek için hiç dışarı çıkmıyorum.İstanbulun mekanları beni sarmıyor.Ben kafamın içinde geziyorum sokaklarımı.Kafamın içinde rastlıyorum sevdiceğime..İstanbul kalabalık, çok kalabalık.Ne kadar az insan o kadar ben.Ne kadar az ses o kadar ben. Burada bile o kalabalık duygusunu hissediyorum.Sadece belli kişilerin mesajlarını okuyor, belli kişilere cevap veriyorum.Bunun kalabalıkla hiç bir alakası yok ama.
Az önce yukarıda belirttim mi hatırlamıyorum bu konuyu halka açmıştım.Benden sonra başka birinin gelip bu formatta veya kısmen başka bir formatta gevezelik yapmasını istiyorum.İleride dil anlatım kitaplarında acaba yazılı anlatıma bağlı metinler kategorisine gevezelik ile girebilir miyim.Ne güzel olurdu değil mi ? Gevezeliği icat eden adam.Ama ona dışarıdan bakarsanız göreceğiniz tek şey, donuk bakışları,siyah cübbesi ve kitabı olcaktır.Ve konuşması sanki ihtimal dahilinde bile değil gibi gelecektir gözünüze.
İnsanlar kendinden bahsetmeyi, kendilerini izlemeyi o kadar çok seviyorlar ki bir bilseniz.İşte bu beni çıldırtıyor..Kimse kötü yönlerinden bahsetmek istemiyor.Oysa bizi iyi yönlerimiz insan yapmıyor.Benim inancıma göre Hz Adem bir hatasından dolayı bu gezegene gönderildi.İlk insan hata yaptığı için biz burdayız.Ama hepiniz mükemmelsiniz maaşallah.Herkes heroes dan fırlamış.Herkes edvırd kalın.Herkes astral boyutlarda fink atıyor.Kimse başarısızlığı kabullenmiyor.Hadi hazar bize biraz da kötü yönlerinden bahset.Hayır.Kendimden bahsetmeyi ne kadar seversem kötü yönlerimi konuşmayı da o kadar sevmem.Evet sevgili mabet üyeleri bu benimde aşmam gereken bir sorunmuş.eheheh Bunu geçebilirim.Ama sakın unutmayın.Yüzleşin.Sözüm meclisten dışarı da değil.Sözüm meclise sayın meclis üyeleri.

Bu arada aceleyle hazırladığım kahvenin tadı da bir ayrı olmuş.Sanki fırında dana yaptı gibi şeyler duymamayım çünkü granül kahve içmeyi bırakalı çok oldu.Yine başladı bu çocuk entel muhabbetlere ne kahveymiş be dediğinizi de duymayayım.Ama dediğim gibi bu başlığın altında istediğiniz her türlü eleştiriyi ve yorumu yazabilirsiniz.Güzel yorumlarınız üst benliğimin çok daha hoşuna gidecektir ama beni bir adım daha ileriye götürecek olanlar eleştirilerdir.Biri kalkıp da hazar hayat dışarıda çık ve biraz dolaş derse tepem atar diyim.Ama dışarı çıkarım.Çarşıya inerim belki demek isterdim ama istanbul da her yer çarşı maaşallah.Her şey çiğköfteci.Her yer de led tabelalar.Led ki canımdan çok sevdiğim bir gösterge diyotudur.Şimdi ucuz ve göz alıcı diye her yer led oldu.Ve artık onuda görmek istemiyorum.Burda da küçük bir elektronikçi geyiğini dinlediniz.

Bu arada yazımı yavaş yavaş sonlandırmaya çalışayım çünkü kendime bir sınır koydum.Bu aralar yazdığım şeylerin kaç kelime olduğuna fazla takılıyorum.Evet burdan benim çok da gerekli detaylara takılan bir insan olmadığımı çıkarabilirsiniz.Bence bunu sizde yapmalısınız..Gerçi benim kadar boş vaktiniz var mı bilmiyorum..Teşekkürler.

Gevezeliklerinizi bekliyorum.Büyük ihtimal kimse bir şeyler yazmayacak ve bende arka fona arabesk rap koyarak bu konuya her gün bakacağım.
 

brighthouse

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Eyl 2014
Mesajlar
8
Tepkime puanı
0
İlk metinde de dediğin "vandan girip izmirden çıkma" yeteneğine hayran kaldım. Kahveden ledlere ne ara geldik :)
 
Üst