İslam dinindeki soru işaretlerimiz?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

striker

Kayıtlı Üye
Katılım
19 May 2012
Mesajlar
446
Tepkime puanı
19
Sayın forum üyeleri, bu konuyu uzunca bir müddet düşündüm, açıp açmamakta kararsız kaldım. Bunun nedeni platformun İslam'i bir zemin olmaması ve farklı inanca sahip insanların empoze olarak algılamasından dolayı sürekli çekindim. Hiç bir insanı kırmadan kendi inancım olan İslam dininin hayatımıza dahil olmuş İslama aykırı olgularını kendi düşüncelerim ile sizlerle paylaşmak istiyorum.
Öncelikle, kabir azabından bahsetmek istiyorum. Müslüman olanlar bilirler, çocukluğumuzdan, yetişkinliğe kadar sürekli korkutulduk, mezarlıklar, azap mekanı olarak belleklerimize kazındı. Sevdiğimiz insanların ölümleri hep içimizde sıkıntı olarak yer edindi. Kabirde azap çekiyor mu çekmiyor mu, mekanı cennet mi cehennem mi, sürekli böyle soru işaretleri ile ölmüş yakınlarımızın yasını tuttuk.
Kur'an okuyor, ruhuna hediye ediyor, Allah'tan affetmesini diliyorduk. Cuma günlerini özlüyorduk, çünkü cuma günü kabir azabı kaldırılır diye bize empoze edildi. Cuma günü ölenleri şanslı sayıyorduk, çünkü ölenler şehit oluyordu ve daha niceleri...
Hayatımızı bu kadar derinden etkileyen, belki psikolojimizi bile değiştiren bu olguların cevabını hiç Kur'an'dan aramadık. Allah ne diyor diye hiç sormadık, çünkü hacı, hocalar bize böyle öğretti, bizlerde kabul ettik.
Oysa ki, Kur'an muazzam bir şekilde ölüm ve sonrası hakkında ayetler ile donatılmış. Kişinin ölümünden tutun, öldükten sonra ne olacağı, ne kadar süre ölü olarak kaldığına kadar, detaylı bir şekilde açıklıyor. Çok tuhaf bir durum var, bu kadar ölüm ve sonrası ayetler olmasına rağmen tek bir ayet bile kabir azabı yada kabir ritüelleri hakkında bilgi vermiyor. Hatta kabir azabı ile ilgili en küçük bir işaret bile yok. Münker ve Nekir'den tutun Azrail isimli meleğe kadar, neler neler biliyorsak, bunların hiç ama hiçbiri Kur'an'da yer almıyor.
Kur'an'da olmayan bu durumları niçin Kur'an lafzı gibi hayatımıza katıyoruz?

Önceden, Azrail'in bütün canları tek seferde alabilecek kudrette olduğunu sanırdım, hatta güneş örneği verirlerdi, güneş nasıl bütün insanları aynı anda aydınlatıyor ise Azrail'de bunun gibi bütün insanları aynı anda öldürebilecek kudrete sahiptir diye belleğime yerleşmişti.
Azrail kelime olarak Kur'an'da geçmez, Kur'an bu konuda Melek-ül mevt olarak ölüm meleğinin ismini açıklıyor. Bir melek olarak da ifade edilmez, ölüm melekleri olarak bahsedilir.
Bir de bunun masalsı teferruatları vardır, o kadar uzun ve insanı farklı bir dünyaya götüren anlatımlarla hafızalara yer edinir ki asla unutmak mümkün olmaz.

Allah, Kur'an'da bir insan öldükten sonra dünya ile ilgili bütün işlemleri sona erer diyor. Yeniden dirilişe kadar ölen kişi dünya hayatına dair hiçbir eylemde bulunamaz diyor.
Fakat bizlere böyle öğretilmedi, evliyalar, şehitler, Allah dostları dediğimiz kişiler vs bunlar insanlara yardımlarını sürdürmeye devam eder diye empoze edildi.
Türbelere gider, dua ederiz, yardım dileriz, adak adarız, bütün isteklerin sonunda Allah'ım sen yardım et diye noktalarız. Sen etmezsen kimse yardım edemez der ve psikolojik olarak çok sadık bir müslüman profilini beynimize aşılarız.
Oysa Fatiha suresini arapça ne güzel okuruz fakat içerisine bir baksak Allah ne diyormuş diye bir merak etsek, bu yaptıklarımızın nasıl İslam'a aykırı bir durum olduğunu hemen farkederdik.
Neden türkçe okuyalım ki, orjinalini okumak daha sevap diye öğretildi, anlamasak bile sorun değil, ses titreşimleri ile sevap kazanmaya devam...
Kur'an'ı hayatımızı şekillendiren bir kitap olarak değil, sevap makinası olarak gördük.
Kur'an hayatımızı şekillendirmiyor sa gece gündüz okunsa da bir fayda etmeyeceğini yine Kur'an bizlere söylüyor. Fakat bu olgular öyle bir empoze edilmiş ki Kur'an söylediği halde vazgeçemiyoruz. Beyin o kadar kabullenmiş ki Allah kitabında ifade ettiği halde vazgeçemiyoruz.

İslam'ı akıl dini olarak değil nakil dini olarak görenlerin argümanlarından olan Hurileri sanırım bilmeyen yoktur. Hitap açısından kadınlara iltifat olarak kullanıldığından hafızalarda en güzel kadın figürü olarak yer edinmiştir.
Erkekler, cennette kendilerine verilecek Huriler ile sevinirken kadınlar 2. plana atılmaya çalışılmış. Baş rolde hep erkekler var, Huri erkeklere veriliyor, kadınlara birşey yok yada ölen şehitler kadınlara diye saçma sapan bir anlayış İslam dinine girmiş bulunuyor.
Kur'an'ı bir kez okuyan insan Hurilerin cinsiyetinin bile geçmediğini görecek ve bu tanımlamaların aslında cennet hizmetkarları olduğunu anlayacaklardır. Fakat insanlar ************ objeleri yaratmayı tarih boyunca sevmişlerdir. Bunun için Kur'an'ın hizmetkar olarak bildirdiği Huri, Gılman vs gibi varlıkları ************ ihtiyaçlarını karşılayan canlılarak olarak tanımlamışlardır.
Malumunuz en çok sabote edilen konulardan birisidir. Senaryolar o kadar çoktur ki saymakla bitmez. Her eyleme bir Huri her amele bir Huri diye masallar ve iftiralar sürüp gitmektedir.

Allah'ın yaratmış olduğu, Kur'an'da ismi geçen varlıkların iradelerinin sadece Allah'ın iradesine bağlı olduğunu sanırım Kur'an'ı anlamadan, anlayamayacağız.
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
Konuyu açıp açmamakta kararsız kaldım demişsin ya, önce o konuda bir şey söyleyeyim. Sen düşünceni açıkla kim neyi nasıl anlamak istiyorsa anlasın.Bence hiç önemli bir şey değil. Zaten ortada bir kural ihlali olursa yöneticiler müdahale eder, aksi halde bence birileri kızacak, birileri üzülecek (inançlara saygıdan bahsetmiyorum ) çok ta önemli değil bence. En iyisini yapmışsın.

Parçalara değilde bütüne yorum yapmak istiyorum.

Evet bence de İslam dinin en büyük eksikliği Kur'an a göre gidilmemesi. Hatta onuda geciyorum bence hiç bir dil bir diğerine tam anlamıyla çevirilemeyeceğinden, yaklaşık anlamlarda bile birçok noktada hata var.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Bu ssizin düşncelerniz mi yoksa alıntımı yaptınız bilmiyorum fakat bakış açısı harika.Bize müslümanlık yanlış analtıldı.İnançların yıllarca kurbanı olduk gerceği ööğrenene kadar.
 

striker

Kayıtlı Üye
Katılım
19 May 2012
Mesajlar
446
Tepkime puanı
19
Bu ssizin düşncelerniz mi yoksa alıntımı yaptınız bilmiyorum fakat bakış açısı harika.Bize müslümanlık yanlış analtıldı.İnançların yıllarca kurbanı olduk gerceği ööğrenene kadar.

Tamamı kendi yazımdır, site yöneticilerinden müsade istedikten sonra düşüncelerimi yazıya döktüm.
Beğendiğiniz için teşekkür ediyorum.
 

biard

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
311
Tepkime puanı
7
Kuran da hıriler nasıl geçmiyor? nebe suresi elmalılı meali: [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]31 - Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]32 - Bahçeler var, bağlar var. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]33 - Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var. [/FONT]

bu 33. ayette bahsedilenler ne?
 

striker

Kayıtlı Üye
Katılım
19 May 2012
Mesajlar
446
Tepkime puanı
19
Maide 101 suresini okuduktan sonra birçok yanlış bildiğim yada İslam ile alakası olmayan olguların nasıl hayatımı etkilediğini daha iyi anlamaya başladım.
Kur'an'ın bütün sureleri muazzamdır fakat bazı insanlar bazı sureleri okuyunca gerçekler beyinlerinde canlanmaya başlar.
Şuan Maide 101'i açıklamak istesem inanın roman olur. O kadar muazzam bir ayettir ki, kendisiyle beraber yüzlerce ayete de ışık tutar.

Allah, insanlara diyor ki, bilmediğinizden sorumlu değilsiniz. Kur'an'da Peygamberimize, İbrahim'in dini gibi kolay bir din olduğunu da belirtiyor. Sadece genel düşünürsek bile,
hayatımız Kur'an'da olmayan olgularla kaplanmış durumdadır. Tuvalete sol ayak ile girmek yok sağ ayakla çıkmak, banyoda şöyle yapmak böyle etmek, yemeği sağ elle yemek, sofrayı şöyle kurmak, ailelerle şu şekilde iletişimde bulunmak, kişilerle şöyle mesafede olmak diye, her kafadan farklı bir ''şöyle, böyle'' tanımlaması çıkmaktadır.
Bu tarikatlar bazında yada mezhepler bazında daha vahim boyutlara ulaşır. Ben mezheplere karşı değilim sakın yanlış anlaşılmasın.
Sakaldan tutun da kılık kıyafete kadar bir kurallar silsilesi İslam diye dayatılıyor. Sorduğumuz zaman nerede bu emirler diye ses yok.
Şuan yazmaktan utandığım birçok cümle sadece sakal için ifade ediliyor, daha ne rezil anlayışlar var.

Peki Maide suresi bize ne diyor; Sadece büyük bölümün bir parçasından çıkardığım sonuç; kısaca Allah hayatımızda ki büyük bir boşluğu kendi tercihlerimize bırakıyor. Uygunu ne ise kişilerin seçimine bırakıyor. Çünkü Kur'an evrenseldir, evrensel hitaplar, kişileri kendi çağına göre şekillendirmez. Kur'an'ın anlayışının farkına varamayanlar hep bin yıl öncesine saplı kalarak, Kur'an'ın ifade etmediği olguları sahiplenerek, Kur'an dışı yaşamaya mahkumdurlar.
 

striker

Kayıtlı Üye
Katılım
19 May 2012
Mesajlar
446
Tepkime puanı
19
Kuran da hıriler nasıl geçmiyor? nebe suresi elmalılı meali: [FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]31 - Kuşkusuz takva sahipleri için bir kurtuluş var. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]32 - Bahçeler var, bağlar var. [/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]33 - Memeleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar var. [/FONT]

bu 33. ayette bahsedilenler ne?

Bu bahsedilenler Kur'an'ın ifadesi değil, tefsircinin yorumudur. Huriler cennet varlıklarıdır, cinsel obje olarak asla Kur'An'da ifade edilmemiştir. Kaldı ki cinsiyetleri ile alakalı hiçbir söz yoktur. Tefsircinin tomurcuklanmış sözlerinin araştırmasını yaparsan, gerçeği de bulursun. Fakat Kur'an'ı googleden parça parça öğrenmeye çalışırsan bu gibi yanlış bilgiler ile, şekillenirsin.
 

biard

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
311
Tepkime puanı
7
Ama bunlar kuran meali. Hani kuran anlaşılırdı? hani evrenseldi? Meallerin de doğru olması gerekmez mi? hem ben bu meali elmalının sitesinden aldım elmalılı kuran meali. Hem bildiğim kadarıyla elmalılı eski bir mealci. Ayrıca arapça bilen tanıdıklarıma sorduğumda da kuranın çok az bir çarpıtma ile çevrildiğini söylediler.
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
32- Hadâika ve a’nâbâ(a’nâben).

1. hadâika : ağaçlı bahçeler
2. ve a'nâben : ve üzüm, bağ



33-Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).

1. ve kevâıbe : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı
2. etrâben : aynı yaşta, yaşıt
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
anladım teşekkür ederim

İşte ben yanlış yorum derken bundan bahsetmiştim. Konunun kadın, kız, huri peri ile hiç bir alakası yok.Bir sonraki ayetide ekleyeyim.

32- Hadâika ve a’nâbâ(a’nâben).

1. hadâika : ağaçlı bahçeler
2. ve a'nâben : ve üzüm, bağ


33-Ve kevâıbe etrâbâ(etrâben).

1. ve kevâıbe : ve genç, göz alıcı, şahane endamlı
2. etrâben : aynı yaşta, yaşıt

34-Ve ke’sen dihâkâ(dihâkan).
1. ve ke'sen : ve kadehler
2. dihâkan : dolu


Kabaca yorumlarsak;

Aynı boyutta (yaşıt ) irilikte, göz alıcı, şahane üzümlerle kadehler doldurulacaktır.
 

biard

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
311
Tepkime puanı
7
evet yorum farklılıkları. siz bunları bir yerden mi alıntılıyorsunuz? yoksa kendi çevirileriniz mi?
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
evet yorum farklılıkları. siz bunları bir yerden mi alıntılıyorsunuz? yoksa kendi çevirileriniz mi?

Arapça bilmiyorum ama arapça kelimelerin Türkçe karşılıkları veren bir siteden alıyorum. Aynı sitede yorumsuz olarak bütün ( ünlü diye tabir edeyim ) meallerde alt alta yazılmış şekilde bulunuyor. Site linki vermek yasak olduğu için veremiyorum kusura bakmayın.
 

biard

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
311
Tepkime puanı
7
yok anlıyorum. :D farklı kaynaklardan araştırmak gerekiyor tabi.
 

John Constantine

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Haz 2014
Mesajlar
71
Tepkime puanı
4
eyvallah kardeşim bakış açını sevdim ve bunu yazdığın içinde seni kimsenin yargılayabileceğini düşünmüyorum saygılar iyi geceler.
 

striker

Kayıtlı Üye
Katılım
19 May 2012
Mesajlar
446
Tepkime puanı
19
Arkadaşlar, amacım sadece doğru olanların konuşulmasıdır. Burada ben doğruyum demiyorum, kişisel düşüncelerimi sizlerin yorumunuza bırakıyorum. Yanlışlarımı da bu şekilde düzelteceğimi umuyorum. Paylaşarak, konuşarak, saygı duyarak fikirler beyan edildikçe her zaman olumlu sonuçlar doğacağına inanıyorum.
Hepimiz doğru bildiğimizi konuşursak sorunlarımız asgariye inmeye mahkumdur.
 

codzombi

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2011
Mesajlar
1,169
Tepkime puanı
119
Kurandaki "öldürün" ayetleri çok açık bir şekilde ortada. işidin gerçek islamı temsil ettiğini düşünürsek hiç de fena sayılmaz. kafa keserken müşrikleri öldürün diyor allah deyip kafayı kesiyorlar. kunut duasını bilmeyen şoförlerin kafasını kesiyorlar , akşam namazı kaç rekat diye soruyor sonra alevi oldukları ortaya çıkınca kurşuna diziyorlar. çünkü kuranı rehber olarak almışlar. kuranda tek tek öldürün diyor adam napsın ,şeriata bağlı hareket ediyor. yani kuranın açıkça böyle emirler vermesi geçmişteki milletlerin islamı nasıl seçtiklerini düşünmemize sebep oluyor. kılıç zoruyla tabi.. cihad diye birbirlerini yırtıyolar ,öldürelim keselim asalım diye..

bazı yanlışlara değinmişsin ama kurandaki böyle ayetlere hiç değinmemişsin. karınızı dövün diyor , kocayı dövmek yok . karınızı 3 defa boş ol derseniz boşarsınız erkeklere yok . erkeklere huri var , kadınlara yok ama benim tahminim nuri var. öldürün diye emir veriyor yav. bu nasıl bir evrensel kitaptır anlamadım gitti... evet evet akıl dinidir islam , çünkü ayetler apaçık ortada.



"""bakara suresi 191
onları yakaladığınız yerde öldürün; onların sizi çıkardıkları yerden siz de onları çıkarın.

bakara suresi 218. ayet
iman edip (gerektiğinde) allah yolunda hicret ve cihad edenler var ya, işte bunlar allah’ın rahmetini umabilirler. allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur.

tevbe suresi 5
o haram aylar çıktığında artık müşrikleri, kendilerini bulduğunuz yerde öldürün. yakalayın onları, kuşatın onları, tüm geçit noktalarını tıkayın onların. bunun ardından tövbe eder, namazı gereğince kılar, zekâtı verirlerse, yollarını açın onların. kesin olan şu ki, allah gafûr’dur, rahîm’dir.

nisa suresi 91
diğer bazılarını da bulacaksınız ki, hem sizden emin olmak hem de kendi toplumlarından emin olmak isterler. ama fitneyle yüz yüze getirildiklerinde başaşağı içine dalarlar. bunlar sizden uzak durmazlar, sizinle barışa gitmezler ve ellerini sizden çekmezlerse onları yakalayın, tuttuğunuz yerde öldürün. işte böylelerinin üstüne gitmeniz için size açık bir izin ve kuvvet verilmiştir.

bakara suresi 246. ayet
"mûsâ’dan sonra israiloğullarının ileri gelenlerine dikkat ettin mi? o vakit onlar aralarındaki peygambere: “ne olur, bize bir hükümdar tayin et de biz de allah yolunda cihad edelim!” demişlerdi. o cevaben: “ya savaşma emri size farz kılınır, siz de savaşmazsanız?” deyince onlar: “ne diye allah yolunda cihad etmeyelim ki vatanlarından çıkarılan biz, çoluk çocuğundan ayrı düşenler yine biziz!” dediler. fakat savaşma kendilerine farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, hepsi dönüverdiler. allah o zalimleri pek iyi bilir "

al-i imran suresi 142. ayet
allah, sizin içinizden cihad edenlerle sabır gösterenleri ortaya çıkarmadan, kolayca cennete girivereceğinizi mi zannettiniz

al-i imran suresi 200. ayet
ey iman edenler! sabredin! sabır yarışında düşmanlarınızı geçin! cihad için daima hazırlıklı ve uyanık bulunun! ve allah’a karşı gelmekten sakının ki felâh bulup başarıya eresiniz.

maidde suresi 33
allah ve o'nun resûl'ü ile harp edenlerin ve yeryüzünde fesat ve bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası, ancak öldürülmeleri veya asılmaları ya da ellerinin ve ayaklarının çapraz kesilmesi veya bulundukları yerden sürülmeleridir. bu onların dünyadaki rezilliğidir. ve ahirette ise, onlara “büyük azap” vardır.

nisa suresi 89
onlarla eşitlenesiniz diye kendilerinin küfre saptığı gibi küfre sapmanızı istediler. o halde, allah yolunda göç edecekleri vakte kadar onlardan dostlar edinmeyin. eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın ve bulduğunuz yerde öldürün. bir daha da onlardan ne dost edinin ne de yardımcı.

nisa suresi 84. ayet
artık allah yolunda cihad et!sen ancak kendinden sorumlusun. müminleri de buna teşvik et.umulur ki allah kâfirlerin savletini uzaklaştırır. allah en güçlü ve cezalandırması da en çetin olandır.

nisa suresi 95.-96
özür sahibi olmaksızın cihaddan geri kalan müminlerle, allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad eden müminler elbette bir olmaz. allah malları ve canları ile mücahede edenleri, derece bakımından cihada gitmeyenlerden üstün kılmıştır.gerçi allah hepsine de en güzel yurt olan cenneti vâd etmiştir, ama mücahede edenleri, cihada katılmayanlardan çok daha büyük mükâfatlarla, tarafından derece derece rütbeler, hususi bir mağfiret ve rahmetle mümtaz kılmıştır. değil mi ki allah gafurdur, rahimdir

enfal suresi 72. ayet
iman edip allah yolunda hicret edenler, mallarıyla ve canlarıyla allah yolunda cihad edenlerle onları barındıran ve onlara yardım eden ensar var ya, işte bunlar birbirlerinin velileridir (malda da birbirlerinin vârisidirler).iman edip de hicret etmeyenlere gelince, onlar hicret etmedikçe, sizin için mirasda onlara hiçbir velayet yoktur.bununla beraber eğer din hususunda sizden yardım isterlerse sizinle aralarında sözleşme bulunan bir topluluk aleyhine olmamak şartıyla, onlara yardım etmeniz gerekir. allah bütün yaptıklarınızı görmektedir.

enfal suresi 74. ayet
iman edip hicret edenler, allah yolunda cihad edenlerle onlara kucak açıp yardım eden ensar var ya, işte gerçek müminler bunlardır.bunlara bir mağfiret, pek değerli bir nasip vardır.

enfal sur 75. ayet
bunlardan sonra iman edip hicret edenler, sizinle beraber cihad edenler var ya, işte onlar da sizdendir.allah’ın hükmüne göre, akrabalık yönünden yakınlıkları olanlar, birbirlerine vâris olmaya daha lâyıktırlar. muhakkak ki allah her şeyi hakkıyla bilir.

tevbe suresi 12
eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini bozar, dininize saldırırlarsa, o zaman küfrün elebaşlarını öldürün. çünkü onların yeminleri yoktur. böyle yaparsanız hal ve gidişlerine son verebilirler.

tevbe suresi 19. ayet
siz hacca gelenlere su dağıtma ve mescid-i haramı mâmur etme işini,allah’a ve âhiret gününe iman edip allah yolunda cihad eden müminin işi ile bir mi tutuyorsunuz?bunlar allah indinde eşit olmazlar. allah o zalimler gürûhunu hidâyet etmez, umduklarına eriştirmez.

tevbe suresi 20. ayet
iman edip hicret edenler, mallarıyla ve canlarıyla allah yolunda cihad edenler var ya, işte onlar allah indinde daha yüksek derecelere sahiptirler ve işte onlardır umduklarına nail olanlar.

tevbe suresi 24. ayet
de ki: “eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabanız, ter dökerek kazandığınız mallar, kesada uğramasından endişe ettiğiniz ticaret, hoşunuza giden konaklar, size allah’tan ve resulünden ve o’nun yolunda cihad etmekten daha sevimli ve önemli ise.o halde allah emrini gönderinceye kadar bekleyin!allah öyle fâsıklar güruhunu hidâyet etmez, umduklarına eriştirmez.

tevbe suresi 41. ayet
ey müminler! sizler gerek hafif, gerek ağırlıklı olarak hep birlikte seferber olunuz,allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad ediniz.eğer anlıyorsanız, sizin için hayırlı olan budur.

tevbe suresi 44. ayet
allah’ı ve âhireti tasdik edenler, mallarıyla ve canlarıyla cihada katılmama hususunda senden izin istemezler. allah, o takvâ ehlini pek iyi bilir.

tevbe suresi 81. ayet
savaşa çıkmayıp resûlullah’tan ayrılarak geride kalanlar, oturmalarından memnun olup sevince garkoldular.allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten hoşlanmayıp “bu sıcakta sefere çıkmayın!” dediler.de ki: “cehennem ateşi, bundan da sıcak! ona nasıl dayanacaksınız?bunu bir bilip anlasalardı

tevbe suresi 86. ayet
allah’a iman edin ve resulü ile birlikte cihada gidin.” diye bir sûre indiği zaman,onlardan servet ve imkân sahibi kimseler senden sefere katılmamak için izin istediler ve “bırak, biz de evlerinde oturan kadınlar ve özürlülerle birlikte oturalım” dediler.

tevbe suresi 88. ayet
fakat peygamber ile beraberindeki müminler hem mallarıyla, hem de canlarıyla cihad ettiler. hayırların her türlüsü onlarındır.felaha erenler de onlardır!

hac suresi 78. ayet
allah yolunda gereği gibi cihad edin. sizi insanlar içinde bu emanete ehil bulup seçen o’dur. din konusunda, size hiçbir zorluk da yüklemedi. haydin öyleyse babanız ibrâhim’in milletine ve yoluna! bundan önce de, bu kur’ân’da da, size müslüman adını veren o’dur. ta ki resul size şahid olsun, siz de diğer insanlar nezdinde hakkın şahitleri olasınız. haydin namazı hakkıyla ifa edin, zekâtı verin ve allah’a sımsıkı bağlanın. o sizin biricik mevlanız, efendinizdir. o, ne güzel mevla ve ne güzel yardımcıdır.

ankebut suresi 6. ayet
kim de cihad ederse sırf kendi nefsi hesabına cihad eder.muhakkak ki allah, âlemlerden ve özellikle insanlardan müstağnidir, kimseye ihtiyacı yoktur.

fetih suresi 16. ayet
o gazaya katılmayıp geri kalan bedevilere de ki: “siz yakında çok kuvvetli ve savaşçı bir milletle savaşmaya dâvet edileceksiniz. onlar teslim olup boyun eğinceye kadar onlarla savaşacaksınız. eğer bu sefer itaat ederseniz allah sizi pek güzel bir şekilde ödüllendirir. ama daha önce yaptığınız gibi arkanızı döner, cihaddan kaçarsanız, o, size gayet acı bir azap verir.

mümtehine suresi 1. ayet
ey iman edenler! benim de sizin de düşmanlarınızı dost edinmeyin. onlar size gelen gerçeği reddettikleri halde, siz onlara sevgi sunuyorsunuz. resulullahı ve sizi, sırf rabbiniz olan allah’a inandığınız için, vatanınızdan kovuyorlar.siz benim yolumda cihad etmek ve benim rızamı kazanmak için yurdunuzdan çıkarılmayı göze aldıysanız, nasıl olur da onlara sevgi gösterip sır verirsiniz? halbuki ben sizin gizlediğiniz ve açıkladığınız her şeyi bilmekteyim. doğrusu içinizden kim bunu yaparsa, artık doğru yoldan sapmış olur."""
 

biard

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
311
Tepkime puanı
7
codzombi. haklısınız türklerin özellikle nasıl müslüman olduklarını okuduğum zaman çok sinirlerim bozulmuştu. gerçeklerin tarih kitaplarında yanlış anlatıldığını farkedince...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst