Kader olayını anlaman için önce öncelikle Boyut kavramını özümsemen gerekir. Herkesin bildiği üzere 3 boyut vardır ve biz bu 3 boyutlu dünyada yaşamaktayız. Dünyada gördüğümüz , dokunduğumuz ve inceleyebildiğimiz herşey 3 boyutludur. Tv ekran görüntüsü bile 2 boyutlu olarak gözükse de çok az da olsa bir eni vardır. Hatta mikroskobik yaratıkların bile tek boyutlu bir nokta gibi algılandığı fakat elektron mikroskobunda bakıldığında onların da 3 boyutlu birer varlık olduğu gözlemlenebilmektedir. Yani yaşadığımız dünya tamamen 3 boyutlu objelerden oluşan bir dünyadır.
Bu kısa bilgiden sonra konumuzun asıl açıklamasını sağlayacak konuya açıklık kavuşturalım , yani “zaman”
Zaman nedir?
Zamanı 3 boyutlu uzayımıza göre tanımlarsak geçmişten geleceğe doğru giden , sonsuz uzunlukta bir ip gibi düşünebiliriz. Bu ip her ne kadar sabit gibi gözükse de aslında çok değişken titreşimlere uğrayabilmektedir
Keza zaman hıza ve çekim gücü dediğimiz kütlenin uzayı bükmesi durumuna tepki vermektedir. Hız arttıkça zaman yavaşlar , çekimgücü de arttıkça zaman yavaşlar. Bununla beraber hız ve çekimgücünün azalmalarıyla ise hızlanır... zaman aslında 3 boyutlu dünyada , kütle ve hıza göre değişkenlik gösteren hamur gibi birşeydir. Bildiğimiz zaman , karadeliklerde durmaktadır. Hatta uzay istasyonlarında yaşayan insanlar için de zaman hızlı geçmektedir. Şimdi zaman algımız biraz değiştiğine göre boyutlar teorisine girebiliriz.
Boyutlar teorisinde dünyamızın sadece 3 boyuttan ibaret olmadığı , çok daha farklı biçimlerde olaşan ve biçim olarak bizim hayal dünyamızın sınırlarını aşacak (zorlayacak kelimesi çok basit kalmaktadır , hayalini bile kurmanız mümkün değildir , ancak matematik formülleriyle tasvir edilebilir, ne beyniniz nede herhangibirsey görsel yada algısal olarak bu dünyaları bize sunamaz) boyutlar olduğunu kanıtlamıştır. “E bu teori değil mi? Teori kanıt değildir” diyen arkadaşlar için ise şöyle bir şey diyeyim:
Kendi boyutunda olan hiçbir varlık üst boyutlarını gözlemleyemez. Yani algı olarak bunu göremez , inceleyemez. Bu dediğime göre 1 boyutlu yada 2 boyutlu canlılar 3 boyutu inceleyemez , çünkü derinlik algıları yoktur. Bizde aynen bu şekilde üst boyutları algılarımızdan ötürü gözlemleyemiyoruz ama olduklarını biliyoruz.
Üst boyutları ise şu şekilde tasvir etmemiz gerekirse ;
Elinize bir kağıt alın. Eğer bu kağıdı 2. Boyutu ve eni sıfır olan cisim gibi düşünürsek , onu bükerek silindir (aslına küre olur fakat işin matematiğine girmek istemediğim için bu şekilde anlatmak istiyorum) konumuna getirin. Şu an 2 boyutlu bir maddeyi bükerek 3 boyut haline getirdiniz. Derinlik algısı olmayan birşeye derinlik kattınız.
4. boyut için ise bu 3 boyutlu maddedeki zamanı bükerek ulaşırsınız. Zamanı 2 boyutlu bir çizgi gibi düşünürseniz , aynı yukarıda yaptığımız gibi bükerek bir silindir oluşturmak temeline oturur. 4. Boyutta artık zaman geçmişten geleceğe akan bir çizgi değil , bir döngü halindedir. Yani 4. Boyutta yaşasaydık doğduğumuz andan şu ana kadarki zaman içerisinde serbestçe hareket edebilir ve hepsini aynı anda yaşayabilirdik. Hayalini kurmak bile zor değil mi? Bakın 4. Boyut bile algımızı aştı, keza 11 boyut vardır… (cin dediğimiz varlıklar bu 4. boyut varlıklardır.)
5. boyutta ise zaman içinde olasılıkları barıdıran bir durum sergiler. Bizim 3. Boyutta zaman algımız olan geçmişten geleceğe giden çizginin , kelebek etkisi ile oluşturabileceği her türlü ihtimallerin 4. Boyuttaki zaman döngüsü ile birleşmesi sonucu oluşan bir durum sözkonusu olmaktadır. Yani küçük olayların hayatımızın tek bir çizgiden olan zaman içinde yaptığı tüm kırıklıklar , bu dünyada tek bir seçim yaparken 5. Boyutta hepsine gider. Yani 5. Boyutta yaşayan bir canlı , hem doğduğu andan şu ana kadar olan herşeyi aynı anda , hem de olması ihtimal tüm yaşam olasılıkları da aynı anda görmekte ve yaşamaktadır. işte 5. Boyutta bile kafa gitti değil mi?
6. boyutta ise durum tamamen farklıdır. 6. Boyutta tüm ihtimaller geçmiş ve gelecek bir nokta gibidir. Yani 6. Boyutta yaşayan bir kimse big bang’dan kıyamete kadar olan herşeyi tüm ihtimalleriyle beraber , zaman içinde serbestlik ile görebilir. 6. Boyuttan bakan birisi için dünya var oldu , her türlü olası olmuş ve olacak gelecekler oluştu ve dünya yokoldu. Hepsini aynı anda görebilmektedir. Maalesef bizde böyle bir beyin yapısı yok , dediklerimi gerçekten anladıysanız bunun hayalini kurmak bile imkansızdır.
Şimdi burada kader konusuna değineceğim:
Allah 6. Boyuttan bile baktığında sizin yaptığınız , yapacağınız , ihtimal gelecekleriniz vb. herşeyi durumu aynı anda görmektedir. Yani aslında yapılan herşeyi özgür iradeniz ile siz seçmektesiniz fakat üst boyutta olan Allah sizin yatığınız-yapacağınız-yapma ihtimaliniz olan herşeyi bilmektedir. Yapacağınız herşey ve her sonuçtan siz sorumlusunuz. Ama Tanrı'nın bir boyut algısı çok farklıdır ve bu şekilde herşeyi bilir. İşte senin yapacağın tüm ihtimalleri Allah'ın farklı bir boyuttan görmesine biz kader diyoruz.
Melek dediğimiz varlıklarda 6. bilinç boyutunda yaratılmış varlıklardır, daha önceleri medyumlar cinleri aracılığı ile bu meleklerden gayb haberlerini öğrenir gelecek hakkında bilgi edinirdi, fakat 571 yılında Hz Muhammed'İn doğumu ile araya bir set çekilmiş gayb haberi dinleme olayı yasaklanmıştır.
Allah ise 11. Boyut varlığıdır ve bu boyutta zaman algısı yoktur. Yani zaman diye birşey yoktur. Geçmiş yok , gelecek yok.
Yukarıdaki dediklerim arasında sadece 4. boyutu bile algılayamayan bir beynimiz vardır , 11. boyut ise tüm ihtimallerin , tüm kütlelerin ve tüm bilinenlerin tükendiği yerdir. Yani 11. boyut varlığı demek anlayan için (anlamak İMKANSIZDIR, anlamaya çalışan için demek daha doğrudur) en yüksek mertebedir. Yaşanan herşey Allah katında ''ezelde'' yaşanmış ve bitmiştir fakat bizim zaman algımız çok daha düşük olduğu için bize göre hala hayat devam etmektedir; fakat Allah için tüm olasılıklar ''ol'' dediği anca gerçekleşmiş ve bitmiştir, fakat dediğim gibi biz bunu kendi mantığımızla asla anlayamayız.