Olmuş olanlar olanlar ve olacaklar

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

han__ozan

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
65
Tepkime puanı
1
arkadaşlar benim sorum biraz değişik yıllardan beri bunu düşünürüm ama net cevabı bulamadım...sorum şu herkesin bildiği bize biçilen bir kader var bir hayat bir yaşam...bu kader semavi dinlere göre önceden yazılıp çizilmiş ve sonucu belli..ne bilim yahudilikte armagedondan tutunda neyin ne olacağı herşey belli ve ya hristiyanlıkta kuyamet savaşları işte ne olucağa ne biticeği ya da biraz daha derine ineli Kuran ı kerim de ya da hadislerde bahsedilir neler olup biticeği en ince ayrıntısına kadar buralar ve bu kısımlar tamam.anlamadığım nokta insanın kendi kaderi ...mesela her insanın ne yapıp ne ediceği kiminle evleniceği vs falan filan levh i mahfuz adlı kader kitabında yazılıymış baştan sona kadar....o halde bizim ölümümüz yaşıycaklarımı evliliğimiz günahlarımız herşeyimiz belli yani mutlaka olucak çünkü yazılmış bitmiş bişey...
o zaman neden sürekli yaratıcı dan bişeyler istiyoruz dua ediyoruz bişeylerin olması için sürekli çırpınıyoruz...ve yaşanılanlara bakarsak müslümanlık ve müslüman alemi yerlerde şu anda hiç abartmıyorum her yerde müslüman dünyası kan ağlıyor... yüzbinler milyonlara varan müslüman ölümleri ve yardım gelmiyor ne bili belki geliyor fakat biz göremiyoruz Allah ın yardımını ....
yani demek istediğim olay kafam karmakarışık soruyu bile sağlıklı soramıyorum kusura bakmayın :) demek istediğim yani bu kaderin değişimi diye bişey varmı kader değişirmi insanın baştan aşağı yazılıp çizildiği hayatı ve kaderi değişebilirmi böyle bi imkan varmı ..en kısa en kestirmeden bu şekil sorayım...am aydınlatıcı ve detaylı bbilgi isterim :) geçiştirme olmasın lütfen mantıklı açıklama bekliyorum....
 

biard

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
311
Tepkime puanı
7
Bence bunları hocalara sorsanız daha iyi. Burda müslüman olmayan insanlar var ve şahsen onlardan biri olarak şuan size "tüm bunlar çelişki, zaten semavi dinler hep eski inançlardan alıntı, dikkatli bakılırsa çelişkiler apaçık ortada" filan yazasım var. Bu da aklınızı daha çok karıştırır tabiki. Ama kaos iyidir bazen. Evet islam aleminin yerlerde olmasını bazı insanlar Allah kullarının sabrını denetliyor, ve onlara dua ettirmek istiyor gibisinden yorumluyor. Bu da bana çok saçma geliyor. Ama aklınızı karıştırmak istemem tabiki.
 

han__ozan

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
65
Tepkime puanı
1
soru bayağ karışık millet yorum bile atmamış :D
 

enesuynk

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Şub 2012
Mesajlar
225
Tepkime puanı
24
Konum
Daren
burası bir din platformu değil , öncelikle sorunuzu paylaşacağınız yer burası değil eminim din platformları size bu konuda garip eleştiriler yapmadan cevap verebilirler , şimdi sorunuz gelelim uzun uzun yazmak yerine sizi yönlendirmek daha mantıklı geldi , bediüzzaman said nursi'nin sözler eserinde 26 . söz kader bahsi derinlemesine bu konuyu işliyor cevabınız orada olduğuna inanıyorum .
 

buzprensi89

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Ağu 2013
Mesajlar
38
Tepkime puanı
0
Yazının tamamını üşenmedim okudum :) Haklılık payın oldukça çok bana göre ... Kader dedikleri olay senin yapacaklarının yazılmış olmasıdır yani Allah ın bilmesidir... Ama senin zorla yapacağın şey veya yapman gereken şey değildir.. Örneğin Allah senin kendi isteğinle nereye gideceğini bildiği için falanca kişi şuraya gidecek diye not almıştır ve sen oraya gitmişsindir oraya gitmeni isteyen Allah değildir senin kararının sonucunu önceden bilmesindendir yazılan çizilen kader...
 

Afrasiyab

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ağu 2012
Mesajlar
48
Tepkime puanı
6
Kader konusu iç içe geçik karmaşık süreçlerden oluşuyor ve İslam'da kader çelişik de değildir. En basit olarak şudur: herkes seçimlerinde serbesttir, ancak Allah ezeli ve ebedi bilgisiyle sizin seçimlerinden haberdardır. Yani hem siz serbest hareket edersiniz hem de Allah bunları bilir. Nasıl olur, bu çelişki diyebilirsiniz ama değil. Çünkü biz burada Allah gibi hakkında çok sınırlı bilgiye sahip olduğumuz ve tamamını hayal dahi edemeyeceğimiz çok çok üstün bir varlıktan bahsediyoruz, işte bu yüzden bizim özgür irademizle yapacağımız tüm seçimlerini nasıl bildiğini açıklayamayız. Yani özet olarak bilinenin aksine öyle bir senaryoyu oynama durumu söz konusu değil. Hem seçim var hem de Allah'ın bu seçimleri bilmesi var.
 

Afrasiyab

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ağu 2012
Mesajlar
48
Tepkime puanı
6
İslam aleminin durumuna gelecek olursak, şu andaki durumdan bu insanların gerçekten Allah'ın dinine inanmadıklarını rahatça anlayabilirsin. Hz. Muhammed eğer günümüzde gelseydi seni temin ederim ki şu an Müslüman olduğunu söyleyenlerin en az %90'ı ona karşı çıkardı. Çünkü bugünkü ümmetin çoğu müminlerdeki "Sözü dinleyip en iyisine uyma" vasfına sahip değiller, yobazlık en üst düzeyde. Arkadaşlarım yanlış anlamasın ben Müslümanım ve kesinlikle aşağılamak için yazmıyorum bunları, biraz tarafsız bakarsanız görebilirsiniz. Müslümanların Kur'anla zerre kadar alakası yok, Kur'an arka planda acıklı bir fon müziği durumunda ve içinde yazanları anlamı kimsenin umrunda değil. Toplumun(özellikle Araplar dışındakiler) büyük çoğunluğu Kur'anda ne anlatıldığından habersiz. Her türlü hurafe çeşitli yollarla insanları mahvetmiş durumda.
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Doğduğun yer, annen baban, onların dinleri, maddi durumları, doğacağın ülke önemli.
Bu şekilde doğar doğmaz zaten sahip olacağın veya gelebileceğin hayat bellidir.
Hatta toplumbilimci birisinin kitabında bu oran %90 bellidir şeklinde yazdığını okudum.

Bence belirli olan olasılıklardır. iş konusunda a,b,c,d,e olarak 5 olasılık var.
zekiysen a, zenginsen b, doguştan sahip olduğun yetenekleri kullanırsan c, yeni bişeyler katarsan d,
bütün sınırlarını zorlarsan e olsun. bunların senaryoları bir yerlerde yazılı.
veya bizden ileri yaratıcı veya üstün güçler -adı önemsiz- tarafından bilinir.

Çok fazla seçeneğimiz var gibi mi duruyor. Bana sorarsan durmuyor.
Türkiye 'de astronot olmak, Tibette budist rahip olmak, kutuplarda yaşamak bu olasılıklar bizim kaderimizde yok.

Kaderin belliliği. aslında dünyada çok da fazla seçenek olmayışındandır.
Şartları zorlasan da tutacağın takım bile bellidir. mevcut olan takımlar bellidir çünkü.
zaten hali hazırda kurulmamış bir futbol takımını tutamazsın.

Hayatı; restorana gidince önüne getirilen bir menü gibi düşün.
Menüde olmayan birşeyi zaten alamazsın. isteyince yok derler.
peki o zaman başka bir restorana gideyim dersin.
bizde başka gezegen de yok yaşayabileceğimiz.

Kaderini değişmek aslında bir sonraki olasılığa geçmektir.
Bu da zaten bizden kudretli, bilge güçlerin zaten bildiği olasılık.

Ölüm tarihi de bence değişen birşey. Doktorlar tanrıcılık oynadığı günden beri.
o şartlarda ameliyatsız ölmen gerekiyor. Ancak ameliyatla 10 yıl daha.
(Modern tıbba inanmam,güvenmem. Aslında sevmememin bir nedeni de budur. )
Ya da sigara, alkol gibi maddelerle yaşıcağın hayat belli. bırakırsan fazladan 5 yıl.
hele de kaparsan kendini eve bir de sağlıklı beslenme biz buna 15 yıl daha diyebiliriz.

Kiminle evlenme kısmında ise farklı düşünüyorum. Bu konuda a,b,c,d,e diye olasılıklar yoktur.
Bu evliliklerde çocuk olduğu, yeni hayatlar başladığı için bu daha keskin çizgilerle belirgindir gibime geliyor.
Çünkü bu olay karma olarak ailenizi, toplumu, pek çok süreci etkiller.

Çocuk doğacak evlilik için bence öyle. Çocuk doğmıcak evlilikse bence kişi tercih ediyor olabilir.
Çok meşhur bir laf var: İnsanın birinci eşini yaratıcı, ikinci eşini kendisi, üçüncüyü de şeytan seçer.
Ben bu lafı seviyorum. Ama ne derece doğru bilmiyorum.

İnsanın dış görünüşüne gelince; bu da belli. Genetik olarak demiyorum.
Olasılıklar var ancak insan ne kadar farklı olabilir ki. iki gözün iki kulağın olacak işte.
Herkes birbirinin kopyası aslında. senden aynısını gidip bir ünlüde, başka birisinde bulabiliyorsun.
Hiç akrabalık yokken ikizin kadar benzeyen birisini.

Olasılıklar belli. Ha öyle ha böyle. dünyada senle aynı hayatı yaşamış birileri mutlaka olacak.

Bu kendi fikrim görüşüm. zihnindeki karmaşayı biraz düzeltebildimse ne mutlu.
 

hic1

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Haz 2014
Mesajlar
7
Tepkime puanı
3
İnsanın fitratının tekamülü için aldığı yol kader. Fitratın ne ise kaderin odur. Kaderi değiştirmek fitratı değiştirmek ile mümkün. Ki bu şartlarda bile yaşanan gene kader. Sadece level atlamış olursun. Yani fitrat değişikliği seni mükerrerlikten kurtatır. Bir sonraki seviyeye geçersin. Ama fitrat değiştirmek çok zordur. Demir bir maşayı eritip tekrar döküp kaşık yapmak gibidir. O yüzden maşa halinle yaşadıkların ile kaşık olarak yaşadıkların farklı olacaktır.
 

han__ozan

Banlı Kullanıcı
Katılım
3 Nis 2014
Mesajlar
65
Tepkime puanı
1
arkadaşlar yorumlarınız için teşekkür ederim az çok bu konuda aydınlandım diyebilirim...
özellikle dreamdualty,, yorumunuz mükemmel alıntı yaptınız kendi fikirleriniz mi diye sormak isterim...
diğer arkadaşlar da herkes kendi açısından farklı farklı şekilde konuyu mükemmel yorumlamış
fikirlerinizden çıkardığım sentez demek ki burda anlaşılan kaderde bi değişim sözkonusu fakat bunun nasıl olucağı belirsizliğini koruyor ama olduğu kesin bir olgu...herkes bir bakış açısı sunmuş
benimde az çok kafamdaki düşünceler bunlara benzer şeylerdi hepinize katılıyorum
 

Sitra_Ahra

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eki 2013
Mesajlar
213
Tepkime puanı
129
Konum
Zion
Kader olayını anlaman için önce öncelikle Boyut kavramını özümsemen gerekir. Herkesin bildiği üzere 3 boyut vardır ve biz bu 3 boyutlu dünyada yaşamaktayız. Dünyada gördüğümüz , dokunduğumuz ve inceleyebildiğimiz herşey 3 boyutludur. Tv ekran görüntüsü bile 2 boyutlu olarak gözükse de çok az da olsa bir eni vardır. Hatta mikroskobik yaratıkların bile tek boyutlu bir nokta gibi algılandığı fakat elektron mikroskobunda bakıldığında onların da 3 boyutlu birer varlık olduğu gözlemlenebilmektedir. Yani yaşadığımız dünya tamamen 3 boyutlu objelerden oluşan bir dünyadır.

Bu kısa bilgiden sonra konumuzun asıl açıklamasını sağlayacak konuya açıklık kavuşturalım , yani “zaman”

Zaman nedir?

Zamanı 3 boyutlu uzayımıza göre tanımlarsak geçmişten geleceğe doğru giden , sonsuz uzunlukta bir ip gibi düşünebiliriz. Bu ip her ne kadar sabit gibi gözükse de aslında çok değişken titreşimlere uğrayabilmektedir
Keza zaman hıza ve çekim gücü dediğimiz kütlenin uzayı bükmesi durumuna tepki vermektedir. Hız arttıkça zaman yavaşlar , çekimgücü de arttıkça zaman yavaşlar. Bununla beraber hız ve çekimgücünün azalmalarıyla ise hızlanır... zaman aslında 3 boyutlu dünyada , kütle ve hıza göre değişkenlik gösteren hamur gibi birşeydir. Bildiğimiz zaman , karadeliklerde durmaktadır. Hatta uzay istasyonlarında yaşayan insanlar için de zaman hızlı geçmektedir. Şimdi zaman algımız biraz değiştiğine göre boyutlar teorisine girebiliriz.

Boyutlar teorisinde dünyamızın sadece 3 boyuttan ibaret olmadığı , çok daha farklı biçimlerde olaşan ve biçim olarak bizim hayal dünyamızın sınırlarını aşacak (zorlayacak kelimesi çok basit kalmaktadır , hayalini bile kurmanız mümkün değildir , ancak matematik formülleriyle tasvir edilebilir, ne beyniniz nede herhangibirsey görsel yada algısal olarak bu dünyaları bize sunamaz) boyutlar olduğunu kanıtlamıştır. “E bu teori değil mi? Teori kanıt değildir” diyen arkadaşlar için ise şöyle bir şey diyeyim:

Kendi boyutunda olan hiçbir varlık üst boyutlarını gözlemleyemez. Yani algı olarak bunu göremez , inceleyemez. Bu dediğime göre 1 boyutlu yada 2 boyutlu canlılar 3 boyutu inceleyemez , çünkü derinlik algıları yoktur. Bizde aynen bu şekilde üst boyutları algılarımızdan ötürü gözlemleyemiyoruz ama olduklarını biliyoruz.

Üst boyutları ise şu şekilde tasvir etmemiz gerekirse ;

Elinize bir kağıt alın. Eğer bu kağıdı 2. Boyutu ve eni sıfır olan cisim gibi düşünürsek , onu bükerek silindir (aslına küre olur fakat işin matematiğine girmek istemediğim için bu şekilde anlatmak istiyorum) konumuna getirin. Şu an 2 boyutlu bir maddeyi bükerek 3 boyut haline getirdiniz. Derinlik algısı olmayan birşeye derinlik kattınız.

4. boyut için ise bu 3 boyutlu maddedeki zamanı bükerek ulaşırsınız. Zamanı 2 boyutlu bir çizgi gibi düşünürseniz , aynı yukarıda yaptığımız gibi bükerek bir silindir oluşturmak temeline oturur. 4. Boyutta artık zaman geçmişten geleceğe akan bir çizgi değil , bir döngü halindedir. Yani 4. Boyutta yaşasaydık doğduğumuz andan şu ana kadarki zaman içerisinde serbestçe hareket edebilir ve hepsini aynı anda yaşayabilirdik. Hayalini kurmak bile zor değil mi? Bakın 4. Boyut bile algımızı aştı, keza 11 boyut vardır… (cin dediğimiz varlıklar bu 4. boyut varlıklardır.)

5. boyutta ise zaman içinde olasılıkları barıdıran bir durum sergiler. Bizim 3. Boyutta zaman algımız olan geçmişten geleceğe giden çizginin , kelebek etkisi ile oluşturabileceği her türlü ihtimallerin 4. Boyuttaki zaman döngüsü ile birleşmesi sonucu oluşan bir durum sözkonusu olmaktadır. Yani küçük olayların hayatımızın tek bir çizgiden olan zaman içinde yaptığı tüm kırıklıklar , bu dünyada tek bir seçim yaparken 5. Boyutta hepsine gider. Yani 5. Boyutta yaşayan bir canlı , hem doğduğu andan şu ana kadar olan herşeyi aynı anda , hem de olması ihtimal tüm yaşam olasılıkları da aynı anda görmekte ve yaşamaktadır. işte 5. Boyutta bile kafa gitti değil mi?

6. boyutta ise durum tamamen farklıdır. 6. Boyutta tüm ihtimaller geçmiş ve gelecek bir nokta gibidir. Yani 6. Boyutta yaşayan bir kimse big bang’dan kıyamete kadar olan herşeyi tüm ihtimalleriyle beraber , zaman içinde serbestlik ile görebilir. 6. Boyuttan bakan birisi için dünya var oldu , her türlü olası olmuş ve olacak gelecekler oluştu ve dünya yokoldu. Hepsini aynı anda görebilmektedir. Maalesef bizde böyle bir beyin yapısı yok , dediklerimi gerçekten anladıysanız bunun hayalini kurmak bile imkansızdır.

Şimdi burada kader konusuna değineceğim:

Allah 6. Boyuttan bile baktığında sizin yaptığınız , yapacağınız , ihtimal gelecekleriniz vb. herşeyi durumu aynı anda görmektedir. Yani aslında yapılan herşeyi özgür iradeniz ile siz seçmektesiniz fakat üst boyutta olan Allah sizin yatığınız-yapacağınız-yapma ihtimaliniz olan herşeyi bilmektedir. Yapacağınız herşey ve her sonuçtan siz sorumlusunuz. Ama Tanrı'nın bir boyut algısı çok farklıdır ve bu şekilde herşeyi bilir. İşte senin yapacağın tüm ihtimalleri Allah'ın farklı bir boyuttan görmesine biz kader diyoruz.
Melek dediğimiz varlıklarda 6. bilinç boyutunda yaratılmış varlıklardır, daha önceleri medyumlar cinleri aracılığı ile bu meleklerden gayb haberlerini öğrenir gelecek hakkında bilgi edinirdi, fakat 571 yılında Hz Muhammed'İn doğumu ile araya bir set çekilmiş gayb haberi dinleme olayı yasaklanmıştır.

Allah ise 11. Boyut varlığıdır ve bu boyutta zaman algısı yoktur. Yani zaman diye birşey yoktur. Geçmiş yok , gelecek yok.

Yukarıdaki dediklerim arasında sadece 4. boyutu bile algılayamayan bir beynimiz vardır , 11. boyut ise tüm ihtimallerin , tüm kütlelerin ve tüm bilinenlerin tükendiği yerdir. Yani 11. boyut varlığı demek anlayan için (anlamak İMKANSIZDIR, anlamaya çalışan için demek daha doğrudur) en yüksek mertebedir. Yaşanan herşey Allah katında ''ezelde'' yaşanmış ve bitmiştir fakat bizim zaman algımız çok daha düşük olduğu için bize göre hala hayat devam etmektedir; fakat Allah için tüm olasılıklar ''ol'' dediği anca gerçekleşmiş ve bitmiştir, fakat dediğim gibi biz bunu kendi mantığımızla asla anlayamayız.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst