Hallacı mansur ve şeytan

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
Hallac ve şeytan
Azazil ve Âdem ve diğer melekler yok iken,
sadece Allah var idi.

Allah, kendisine ibadet edecek ve isyan edecek
kendinden “başka”
iki varlık daha olsun diledi.

O’nun dilemesi “olmak“ tır.
Olan O’nun ilmidir.
Olmak, başkasını yaratmak değildir
Yaratmanın sırrı budur.

Allah,
ezeli itaat ve ebedi kulluk halinde kalan melekler olarak
teklik’ten
(ahadiyetten);
sayısız sonsuz melekler olarak
çokluk (kesret) âleminde tecelli etti.
Bundan dolayı “melekler” Hak’tır.

Allah;
kendisine “evvel”de itaat
“şimdi”de isyan
ve
sonsuza kadar da isyanına devam edecek
varlık olsun diledi.

Allah’a, kendisine ezelde isyan eden bir varlık olamazdı.
Çünkü ezelde sadece kendisi vardı.

Fakat Allah’da
ezelde kendisi ile birlikte var olan
“isyan”edeceklerin ilmi mevcuttu.

Bu isyan ilmi ile birlikte mevcut olan “itaat” ilmi de vardı.
İsyanın itaate, itaatin isyana dönüşebilmesi de vardı.

Tüm bu ilimler birleşerek ”AZAZİL“ mânâsı ZAHİR oldu.

Bundan dolayı
AZAZİL’in
BÂTIN’ı, ZÂHİR’i, EVVEL’i ve ÂHİR’i
HAK’tır.

HAK kendisindeki “ÂSİYE” (isyan eden itaat etmeyen, başkaldıran) mânâsına İBLİS libasını giydirerek
“BÂTIL” boyutuna Şeytan yansıması yarattı.

Hak, ona “secde et” diye emir verdi;
İblis, “Senden gayrıya secde etmem” dedi.
Hak, “O halde ebedi olarak ben’den uzaklaştırılacaksın” dedi.
İblis, yine aynı cevabı verdi; “Sen’den başkasına secde etmem!“

Ve İblis şu şiiri okudu:

“İnkârlarım seni takdis
aklım, önünde tehvis (hevesle itaat halinde)
senden ayrı bir şey mi ki Âdem?
orta yerde kimmiş iblis?
senden başkasına yok benim yolum
seni seven boynu bükük bir kulum”

“Secde et” emrine “melekiyet” tecellileri hemen uydu.
Çünkü melekler sadece itaat kökenli esmadandı.

Bu arada;
evvel, âhir, zâhir, bâtın…
zât, sıfat, esmâ, ef’al
ve
itaat ve isyan…
vahdet ve kesret…
asıl ve tecelli…
gibi bir ayrıma düşmeden
Allah,
Hak olarak
İNSAN gerçeğinde
kendisine secde eden ve secde etmeyen mânalarını seyrediyordu.

İnsan;
tüm esmayı kendisinde seyretti.
Hiçbir var oluş ve tecelli ile sınırlanamayan
Allah ismi ile işaret olunanın
Hak, Batıl, Âdem, Melek ve İblis
olarak kendi nefsinde “cem” olduğunu fark etti.

Hak, Şeytan’a sordu; ”Kibirlendin mi?”

Şeytan cevap verdi;
“Seninle birlikteliğim sonradanlık şeklinde olsaydı
senden ayrı fakat senin mahlukun olarak kibirlenmek bana yaraşırdı.
Halbuki benim seninle olan birlikteliğim ezelidir.
Bundan dolayı kibirlenen ben değilim sensin ! “

Ve şu şiiri okudu;

“Ondan üstünüm ben!
Hizmetim ondan kıdemli
Şu âlemlerde seni benden iyi tanıyan var mı ki?
Benim sende muradım
Senin de bende muradın var.

Ve senin beni isteyişin daha eski.
Ya senden başkasına secde etseydim?

Secde etmeyince aslıma dönmem gerekti.
Çünkü sen beni ateşten yaratmışsın.

Bu bir gerçek.
Ve ateş ateşe dönecek
Netice olarak,
Takdir edip seçme senin elinde.

Ne kaldı kopacak, ne var korkacak?
Nasıl olsa uzak düşmüşüm sana
Anladım bir bana, yakınla uzak,
Sevgiyle ayrılık olur mu yoldaş?
Ayrıldım, ayrılık oldu arkadaş.

Ey tek kudret, sana hamd sana senâ
Seçkin bir kul eğilmez başkasına.”

Şeytan’ın kendisinin Âdem’den eski olduğunu, hizmetinin daha kıdemli olduğunu söylemesi zamansallıkla ilgili değildir.

Üstünlük iddiasında da (kendine göre) haklıdır. Bazı yönlerden (kendine göre) üstündür.

Mesela tenzih;
(Allah’ın varlığı yanında başka varlıklar kabul etmemek)
ve
teşbihte
(varlıkların Hak’kın tecellileri olduğunu kabul etmek)
o an için Âdem’den daha üst bilgiye sahiptir.

Tenzih ilminde, kendi varlığının Allah’dan ayrı bir varlık olmadığını bilir. Allah’ı başka varlıkla var olmaktan böylece tenzih eder.

Teşbih ilminde, kendi sanal varlığının ÂSİ kökenli esmâ topluluğu olduğunu bilir. Böylece kendi varlığının Hak olduğunu teşbih eder.

Âdem, Şeytan’ın bu ilmine onda olmayan başka bir ilimle cevap verir. Bu ilim aslında tenzih ve teşbih ilminin birleştirilmesi olan TEVHİD ilmidir.

Âdem; Allah’ın tecelli etmek (teşbih) ve tecelli etmemek(tenzih) gibi bir durumu olmadığını, her an kendisi olarak var olduğunu TEVHİD ilmi ile bilir. Böylece melek ve şeytan kavramlarının kendi hakikatindeki itaatkarlık ve isyankarlık kuvvetleri olduğunu fark eder.

Şeytan’ın kendisine secde ettiğini görür
ama Şeytan secdesinin Allah için olduğunu itiraf edince
“secde etmedi” kabul eder.

Ve şeytan’ın secdesinde
“Ey âdem! Zâhiren secdem seni meydana getiren esmâ topluluğunadır.
Yoksa senin toprak varlığına değildir.
Secdem sana değil Hak’kadır.
Sen kendini Âdem olarak görüyorsan secdem sana değildir.
Sen kendini Hak olarak biliyorsan secdem Hak’kadır.
Her halükarda secdem sana değil Hak’kadır !”
Dediğini işitir.

Melekler ise hiçbir yorum yapmadan secde etmişlerdir. Çünkü melekler Hak’kın varlığını hangi isim ve resim altında olursa olsun tanırlar ve secde ederler. Meleklerin boyutunda tek varlık Hak’tır. Hatta melekler hâlâ Âdem’in varlığından dahi haberdar değillerdir.

Âdem ise meleklerin, Şeytan’ın ve kendisinin var olmadığını, var olanın Hak olduğunu TEVHİD ederek ezeli ve ebedi yalnızlığını yaşamanın hüznü ile dolu olarak GÖZ YAŞI (ilim, irfan) dökmektedir.
alıntıdır
 
Ü

Üye silindi 38107

Şey ben fazla anlamadımda ayrıntıları kaçırdım. 4 kez okudum ama bazı yerleri hala anlayamadım.Biri böyle değilde normal olarak yazabilirmi?
 

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
yani kısaca diyorki şeytan dediğimiz varlıkta allahın örevlendirdiği bir varlıktır.:)
 

partos

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ocak 2013
Mesajlar
115
Tepkime puanı
4
Benim anlamadığım birşey var hakka ibadet eden zahirden neden ademe secde etmesi istenmiştir kendinden üstün olması ona secde edilmesimi demek oluyor?
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
Benim anlamadığım birşey var hakka ibadet eden zahirden neden ademe secde etmesi istenmiştir kendinden üstün olması ona secde edilmesimi demek oluyor?

Tebrik ederim. Düşüncene katılırım veya katılmam o ayrı bir konu ama eleştirel ve sorgulama adına yaklaşımın çok iyi.
 

01anavarza

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 May 2013
Mesajlar
501
Tepkime puanı
6
Benim anlamadığım birşey var hakka ibadet eden zahirden neden ademe secde etmesi istenmiştir kendinden üstün olması ona secde edilmesimi demek oluyor?[/QUOTE' Alıntı:
Secde etmek Hz.Ademe selam vermek anlamına geliyordu.Hem şeytanın imtihanı bu şekildeydi.Yani Allah şeytanın hür iradesine karışmadı.Onu kötülük yapsın diye de yaratmadı.Sadece Allah olacak her şeyi biliyordu.Büyük bir yanlış anlaşılma var...
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
Bence semavi dinlere ait kutsal kitaplardaki yorumlar yaratıcıyı küçük düşürüyor. Ve ben anlatılmak istenenin bu olduğuna asla inanmıyorum. İmtahan (özelliklede ödül ve ceza sistemi ) çok komik geliyor. Zaten bu derecede kutsal kitapların böyle basit ve hemen anlaşılır olmasını da beklemiyorum.
 

01anavarza

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 May 2013
Mesajlar
501
Tepkime puanı
6
Bence semavi dinlere ait kutsal kitaplardaki yorumlar yaratıcıyı küçük düşürüyor. Ve ben anlatılmak istenenin bu olduğuna asla inanmıyorum. İmtahan (özelliklede ödül ve ceza sistemi ) çok komik geliyor. Zaten bu derecede kutsal kitapların böyle basit ve hemen anlaşılır olmasını da beklemiyorum.
Kuranda müteşabih ayetler vardır.Örneğin Allah'ın eli onların üzerindedir.Bu ayette başka anlam vardır.Yoksa Allahın eli falan yoktur.Mesala Allah yemin eder.Bunun farklı sebebleri vardır.Mesela Allah kendinden biz diye bahseder bazı âyetlerde.Buralarda yanlış anlaşılma olmasın...
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
Kuranda müteşabih ayetler vardır.Örneğin Allah'ın eli onların üzerindedir.Bu ayette başka anlam vardır.Yoksa Allahın eli falan yoktur.Mesala Allah yemin eder.Bunun farklı sebebleri vardır.Mesela Allah kendinden biz diye bahseder bazı âyetlerde.Buralarda yanlış anlaşılma olmasın...

Bana kalsa bir çok yerinde yanlış anlaşılma var :)
 

Agita

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ara 2011
Mesajlar
139
Tepkime puanı
2
Bu hangi kültüre inanışa has tam olarak oku oku anlamadım.. Bence bilgi karmasıyla olayı özetlemiş biri..
 

codzombi

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2011
Mesajlar
1,169
Tepkime puanı
119
Hallacı mansur özetlemiş olayı , Her şey Allah'tan..şeytanı yargılamak, dinsizi yargılamak ,Allah'ı yargılamaktır..Bu da şirk oluyor sanırsam..
 

memories

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
16
Yazının kaynağı Kuran ama yorumlama da yapılan yanlışlar haddinden fazla olduğu için bu da ana düşünceyi oluşturan bilgiyi geçersiz kılıyor.İblise secde et diye emir verildiği Bakara suresinde açıkca belirtilmekte.Ama burdaki secde kelimesi iman edilme manasında kullanılmıyor.Eğer bu manada olsa iblisin davasında haklı olduğu düşünülünebilinirdi.Yazının içeriğinde bildirilen düşüncede secde kelimesinin sanki iman etme manası taşıyor gibi lanse edilmesi.Bu çok büyük bir yanlış.Bu yazıyı yazan insan keşke ana kaynağını yani Bakara Suresini kavrayabilseydi.Ben elimden geldiği kadar Bakara Suresinde anlatılmak istenen ana düşünceyi ayetlerle belirteceğim.

Kuran`a göre insan yaratılmadan önce cinler vardı.Ve şeytanda cinlerdendi.Meleklerin katında yer edinmiş bir kuldu.Ne zamanki insan yaratıldı ki problem burda başlıyor.İlgili ayeti inceleyelim.

Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz." demişler, Allah da, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti.(Bakara-30)

Halife kelimesi mana olarak birinin arkasından gelmek, yerine geçmek anlamlarına gelen half kökünden türetilmiş olan halife (çoğulu hulefa, halâif), birinin yerine geçerek onun adına iş yapan demektir.Fakat bu kelime idare eden,koyulmuş olan hükümleri devraldığı hüküm koyucudan sonra aynı şekilde uygulanmasında devamlılığı sağlayan, temsil hakkını taşıyan kişi manasını da içinde barındırmaktadır.Peki ya bu temsil ve idare hakkı daha önce kimdeydi veya birilerine verilmişmiydi? Kuran`da bununla ilgili kesin ve net bilgiye ben rastlamadım.Zaten yaratacağım kelimesi geçtiği içinde böyle bir hakkın daha önce herhangi bir canlıya verilmiş olma ihtimalide ortadan kalkmakta.İblis, yani şeytanın, meleklerin hocası olduğu, tasavvufçular tarafından iddaa olarak geçmekte ama bu net olarak Kuran`da belirtilmemekte.Bunu bir yana koyalım unutmamak için.Şimdi 3 ayeti Kuran`da olduğu gibi sırasını bozmadan yazıyorum.

Allah Adem'e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin" dedi.(Bakara-31)

Melekler, "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin" dediler.(Bakara-32)

Allah şöyle dedi: "Ey Adem! Onlara bunların isimlerini söyle." Adem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, "Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?" dedi.
(Bakara-33)

Az önce iblisin meleklerin katında bulunan ama cinlerden olan bir kul olduğunu Kuran`daki ayetle belirttik.Kuran`da yazmasa bile bazı iddaalara göre meleklerin hocası olduğunuda yazdık.Yani iblisin meleklere ilim veren, bilge sahibi olan bir varlık olduğu da iddaa edilmekte.Ademin halife olarak yaratıldığını belirten Bakara-30 dan sonraki 3 ayeti yukarıda yazdım.Dikkat ettiyseniz bu 3 ayette Allah kendi ilminden bilgileri Adem`e öğretiyor ve bu bilgiyi melekler bilmiyor ve daha sonra Adem meleklere bu bilgiyi öğretiyor.Burda aklınızda bir cevap belirdimi acaba? :) Belirmediyse suredeki ayetlerin sırasını bozmadan sonraki ayeti yazayım burda cevap yazmakta.

Hani meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.(Bakara-34)

Yazının en başında belirttiğim gibi secde kelimesi mana olarakta eğilme manasına gelmektedir zaten ama bu iman etme manasında kullanılmamıştır Kuran`da.Bunu belirtmek içinde özellikle saygı ile eğilin diye belirtilmekte zaten.Ademin yaratılışı ve ona verilen makamın yanı sıra sonrasındada şeytanın bunu kabullenmemesinin sebebi Bakara suresinin 30-31-32-33-34 ayetlerde olayların oluş sırasıyla bütünlük arzedilerek açıklanmakta.Meleklerin katında bulunan iblis ve iddaa edildiği üzere meleklere hocalık yapan bilge bir varlık.Daha sonrasındaysa bizzat Allah tarafından halife olarak yaratılmış ve Allahtan aldığı ilmi daha öncesinden bunu bilmeyen meleklere öğreten Adem.Sonrasında ise Şeytanın buna isyan etmiş olması ve kibirlenmesi.Kısacası bu yazıyı yazan insan bir müslüman ise ve kaynaklarından bir tanesininde Kuran olduğunu kabul ediyorsa çok büyük bir yanlış içinde.Ayrıca Şeytana da haksızlıkta bulunmakta.Çünkü şeytanın davası, bu paylaşımdaki yazının ana düşüncesi ile ortak hiçbir taraf taşımamakta.
 

Agita

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ara 2011
Mesajlar
139
Tepkime puanı
2
Yazının kaynağı Kuran ama yorumlama da yapılan yanlışlar haddinden fazla olduğu için bu da ana düşünceyi oluşturan bilgiyi geçersiz kılıyor.İblise secde et diye emir verildiği Bakara suresinde açıkca belirtilmekte.Ama burdaki secde kelimesi iman edilme manasında kullanılmıyor.Eğer bu manada olsa iblisin davasında haklı olduğu düşünülünebilinirdi.Yazının içeriğinde bildirilen düşüncede secde kelimesinin sanki iman etme manası taşıyor gibi lanse edilmesi.Bu çok büyük bir yanlış.Bu yazıyı yazan insan keşke ana kaynağını yani Bakara Suresini kavrayabilseydi.Ben elimden geldiği kadar Bakara Suresinde anlatılmak istenen ana düşünceyi ayetlerle belirteceğim.

Kuran`a göre insan yaratılmadan önce cinler vardı.Ve şeytanda cinlerdendi.Meleklerin katında yer edinmiş bir kuldu.Ne zamanki insan yaratıldı ki problem burda başlıyor.İlgili ayeti inceleyelim.

Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz." demişler, Allah da, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti.(Bakara-30)

Halife kelimesi mana olarak birinin arkasından gelmek, yerine geçmek anlamlarına gelen half kökünden türetilmiş olan halife (çoğulu hulefa, halâif), birinin yerine geçerek onun adına iş yapan demektir.Fakat bu kelime idare eden,koyulmuş olan hükümleri devraldığı hüküm koyucudan sonra aynı şekilde uygulanmasında devamlılığı sağlayan, temsil hakkını taşıyan kişi manasını da içinde barındırmaktadır.Peki ya bu temsil ve idare hakkı daha önce kimdeydi veya birilerine verilmişmiydi? Kuran`da bununla ilgili kesin ve net bilgiye ben rastlamadım.Zaten yaratacağım kelimesi geçtiği içinde böyle bir hakkın daha önce herhangi bir canlıya verilmiş olma ihtimalide ortadan kalkmakta.İblis, yani şeytanın, meleklerin hocası olduğu, tasavvufçular tarafından iddaa olarak geçmekte ama bu net olarak Kuran`da belirtilmemekte.Bunu bir yana koyalım unutmamak için.Şimdi 3 ayeti Kuran`da olduğu gibi sırasını bozmadan yazıyorum.

Allah Adem'e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin" dedi.(Bakara-31)

Melekler, "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin" dediler.(Bakara-32)

Allah şöyle dedi: "Ey Adem! Onlara bunların isimlerini söyle." Adem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, "Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?" dedi.
(Bakara-33)

Az önce iblisin meleklerin katında bulunan ama cinlerden olan bir kul olduğunu Kuran`daki ayetle belirttik.Kuran`da yazmasa bile bazı iddaalara göre meleklerin hocası olduğunuda yazdık.Yani iblisin meleklere ilim veren, bilge sahibi olan bir varlık olduğu da iddaa edilmekte.Ademin halife olarak yaratıldığını belirten Bakara-30 dan sonraki 3 ayeti yukarıda yazdım.Dikkat ettiyseniz bu 3 ayette Allah kendi ilminden bilgileri Adem`e öğretiyor ve bu bilgiyi melekler bilmiyor ve daha sonra Adem meleklere bu bilgiyi öğretiyor.Burda aklınızda bir cevap belirdimi acaba? :) Belirmediyse suredeki ayetlerin sırasını bozmadan sonraki ayeti yazayım burda cevap yazmakta.

Hani meleklere, "Adem için saygı ile eğilin" demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen saygı ile eğilmişler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.(Bakara-34)

Yazının en başında belirttiğim gibi secde kelimesi mana olarakta eğilme manasına gelmektedir zaten ama bu iman etme manasında kullanılmamıştır Kuran`da.Bunu belirtmek içinde özellikle saygı ile eğilin diye belirtilmekte zaten.Ademin yaratılışı ve ona verilen makamın yanı sıra sonrasındada şeytanın bunu kabullenmemesinin sebebi Bakara suresinin 30-31-32-33-34 ayetlerde olayların oluş sırasıyla bütünlük arzedilerek açıklanmakta.Meleklerin katında bulunan iblis ve iddaa edildiği üzere meleklere hocalık yapan bilge bir varlık.Daha sonrasındaysa bizzat Allah tarafından halife olarak yaratılmış ve Allahtan aldığı ilmi daha öncesinden bunu bilmeyen meleklere öğreten Adem.Sonrasında ise Şeytanın buna isyan etmiş olması ve kibirlenmesi.Kısacası bu yazıyı yazan insan bir müslüman ise ve kaynaklarından bir tanesininde Kuran olduğunu kabul ediyorsa çok büyük bir yanlış içinde.Ayrıca Şeytana da haksızlıkta bulunmakta.Çünkü şeytanın davası, bu paylaşımdaki yazının ana düşüncesi ile ortak hiçbir taraf taşımamakta.

Şimdi eger iblise iman et diyorsa allah o zaman burda allah çelişkiye düşer. Çünkü tüm kutsal kitaplarda aşşa yukarı kendine iman edilmesini söylüyor. Hallacı mansur ayrıca bunu yorumlarken azazil falan diye tevrattada bir göz atmış benim anladıgım kadarıyla. Kısaca gördüklerinin hepsini birleştirmeye çalışmış..
 

andrah

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Nis 2011
Mesajlar
145
Tepkime puanı
4
Bence inanilmaz yanlisliklar var bu hikayede,bana kalirsa Kur'an daki yorumlanmaya bile gerek duymayacak kadar net ayetleri yanlis olarak yorumlanmasiyla olusturulmus bir hikaye,
 

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
tanrı ademe secde edilmesini neden istiyor önemli olan bu noka yoksa bakalım kimler secde edecek durumu yok.ki yaradan herkesin amelini herkesen daha iyi bilir.
ademde tanrının nefesi vardı.dolaısıle ademin içinde olan tanrıydı.ademe secde tanrıya secde etmekti.
onun için insan sevmek yaradanıı sevmektir.
kabede simgeseldir batıni olarak insan gönlünü temsil eder.ttanrıda o gönüldeydi şeytanın anlamadığı inanmadığı bilmediği konuyda buydu.
ama tanrı dileseydi oda inanırdı.
 

memories

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Eyl 2012
Mesajlar
150
Tepkime puanı
16
Şimdi eger iblise iman et diyorsa allah o zaman burda allah çelişkiye düşer. Çünkü tüm kutsal kitaplarda aşşa yukarı kendine iman edilmesini söylüyor. Hallacı mansur ayrıca bunu yorumlarken azazil falan diye tevrattada bir göz atmış benim anladıgım kadarıyla. Kısaca gördüklerinin hepsini birleştirmeye çalışmış..

İblise zaten iman et dendiğini iddaa etmiyorum,öyle bir ayete rastladınız mı? veya benim yazdıklarımda böyle bir cümleye rastladınızmı? Sizin anladığınız manada Ademe iman edilmesi ne meleklerden,nede şeytandan istendi.Secde kelimesi kullanılırkende özellikle ayette saygı ile eğilin vurgusunun bulunduğunu belirttim.Bu yetkilendirmeyi, yani halifeliği devralmış varlık için saygı, yani onu ve makamını kabullenebilme istendi .Çünkü siz bir varlığı veya en basitinden insanı kabullenebilmeniz için ona saygı duymanız gerekir.Saygının olmadığı yerde kabullenme asla yer bulmaz.Sizin müdürünüze veya amirinize saygınız yoksa, o sizin gözünüzde asla bir müdür veya amir olamaz.Önce o saygınlığı sizden kazanması gerekir makamından dolayı.Bu saygınlığı kazanamamışsa,onun makamınında sizin gözünüzde bir manası olmaz.Halifelik makamı da aynı zamanda idareciliğide içinde barındıran bir kavramdır ve saygı gösterilmeyi hakeder.Çünkü bu makamı ona uygun görüp Ademe veren bizzat Allah`tır.Ayrıca şeytanın anlamadığı bilmediği konu olarak Ademe secde etmek, Tanrıya secde etmekti, bunun farkına varamadı Şeytan diye belirtmişsiniz.Şeytanın anlayamadığı veya farkına varamadığı hiçbir husus yoktu bu konuda inanın.Sizin anlayamadığınız husus iman etmek, secde etmek ve saygı göstermek kavramlarını aynı kalıbın içine sokmanız.Melekler Ademi ilah veya ilahlığı devralmış bir varlık olarak görüp secde etmedi.Örnek verdiğim ayetleri okumadınız sanırım.Meleklerin hocalığını yapan iblis ve halifelik makamını devraldıktan sonra meleklere Allahtan aldığı ilmi öğreten Adem.. Bu konu üzerine yoğunlaşmalısınız çünkü Kuran`da, Adem`in yaratılışından sonra özellikle bu konu vurgulanmakta.Şeytanın bilgi eksikliği değil,tam aksine bu gerçeği kabullenememesi(bu makamın Adem`e verilmesini kabul etmeyişi) onu yanlışa itti.Çünkü o da saygı ile eğilseydi biliyorduki Ademin makamını kabul etmiş olacaktı.O bu makamın Ademe verilmesini kabullenemedi ve reddetti,sizin iddaa ettiğiniz biçimde Ademe iman etmeyi değil.Kendi makamını üstün gördü çünkü.Yazınızdaki anlamlandırmayı neye dayanarak çıkardınız bana ilginç geldi.Benim bir önceki yazımı tekrar okuyun ve örneklendirmelerimi iyi inceleyin lütfen.
 
Üst