Kuranda uyarıcılar

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
Kuranda uyarıcılar

Kuran’ın Allah kelamı olduğu söylenir. Ben, Biz ve O diye konuşan varlığın Allah olduğu ve kuranın açıklayıcı bölümlerinde kendisinden başka hiçbir varlığın kuranda direkt sözünün bulunmadığı söylenir. Bakalım öyle mi?

Bakara 163: Sizin ilahiniz bir ilah (Allah) tir. Ondan başka hiç bir ilah yoktur. O Rahmandır, Rahim'dir.

Burada Allah mı konuşuyor, kendisine O diyerek mi hitap ediyor, ilginç.

Allah şöyle buyurdu: … ( HUD 46, İSRA 63, MÜMİN 60...) ile başlayan ayetlerde var kuranda.

Madem Allah konuşuyor o halde ne diye Allah buyurdu deniyor.

Zuhruf 14: Suyu semadan bir takdir edilmiş bir ölçü ile indiren O'dur. Böylece biz onunla kuru topraktan bitkiler çıkardık.

Burada hem O, hem de Biz zamiri kullanılmış. Hem O, hem de Biz diye işaret edilen sadece Allah mı, yoksa O ile işaret edilen Allah, Biz ile işaret edilenler başka varlıklar mı? Eğer öyle ise Bu kendilerine biz diyen varlıklarda kim oluyor? Bir bakalım:

Allahtan başkasına ibadet etmeyin. Şüphesiz ki ben, O'nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. ( HUD 2, ZARİYAT 50-51)

Bu ayetler oldukça ilginç. Hem Allah tarafından gönderildiklerini söylüyorlar hem de uyarıcı olduklarını söylüyorlar. Kim bu uyarıcılar? Bakalım kimlermiş:

-Hiç kuşkusuz biz uyarıcılarız. ( Duhan 3 )
-Hiç kuşkusuz biz resuller (peygamberler) göndeririz. ( Duhan 5 )
-Rabbinden bir rahmet olarak. ( Duhan 6 )

Bu ayetleri düzgün olarak bir araya getirirsek, sizinde göreceğiniz gibi şöyle olur:

'' Rabbinden bir Rahmet olarak hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz. Hiç kuşkusuz biz uyarıcılarız.'' ( Duhan 3-5-6 )

Peygamberler gönderen bu uyarıcıların Allah ya da peygamber olmadığını biliyoruz artık. Çünkü Allah, Allah tarafından gönderilmiş bir uyarıcıyım demez. İkinci olarak da; Peygamberin kuranda direkt sözü bulunmaz, bulunursa kuran zaten Allah kelamı değildir. O halde melek mi bu uyarıcılar, bir bakalım:

-Elçilerimiz Lut'a vardığında onların yüzünden fenalaştı. ( HUD 77 )

Burada elçi olarak işaret edilen varlıklar, meleklerdir. Elçilerim denmiyor, elçilerimiz deniyor. Kimin elçileri, bizim elçilerimiz. BİZ KİM? -Hiç kuşkusuz Biz uyarıcılarız. ( DUHAN 3 ) Yani anlaşılacağı üzere Uyarıcıların görevlendirdiği meleklerden bahsediliyor. Biz Cebrail’i görevlendirdik gibi ayetlere de rastlarsınız. Demek ki bu Biz denilen Uyarıcılar, peygamber gönderdikleri gibi, peygamberlere de melek gönderebiliyorlar.

Görüldüğü gibi sözler Allah'a ait değil, Peygambere de ait değil, Meleklere de ait değil, UYARICILARA AİT.

Bu uyarıcılar kuranda kendilerinden nasıl bahsediyor bir bakalım:

saffat suresi

164. "Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır."
165. " Şüphesiz biz,orada sıra sıra dururuz."
166. "Ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz."

MERYEM 64:

‘’ Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O’na aittir’’.

Anlaşıldığı üzere, bu uyarıcılar, Allah’ın emri ile inip peygamberler gönderiyorlar, (Duhan 5) peygamberlere melekler gönderiyorlar. (Elçilerimiz denen birçok ayet var. )

Sonuç olarak, yukarıdaki yazımı iyi bir şekilde araştırıp idrak ettiğinizde kuranın Allah kelamı olmadığı anlaşılır. Zaten mantık olarak bile düşündüğümüzde Allah’ın insanlara kitap göndermesi de oldukca tuhaf ve gereksizdir. Allah, kullarını yaratıyor ve onlara bedenlerini nasıl kullanmaları gerektiğini anlatan bir kullanma klavuzu mu gönderiyor.

Allah için her şey kusursuz ve eksiksizdir. Olan her şey onun için Olmaktan başka bir şey değildir. O’nun istemediği hiçbir şey gerçekleşmez. O sadece gözlemcidir. Sürece asla müdahale etmez. O’nun kim olduğunu ve ne için bizleri var kıldığını anlamak tüm gizemi ortadan kaldıracaktır.

şunu belirteyim ben kurana inanan biriyim
fakat kuranı araştırdıkça başka başka gizemler ortaya çıkıyor.
kuranda açıkca bir meclisten bahsedilir.
bana göre biz diye bahsi geçenlerde o meclistir.
 

hazeynahmet

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
192
Tepkime puanı
3
Bir cümleyi veya bir metni ele alırken tamamını ele almamız gerekir. Ornegin isminizi yazın ve harflerin yerlerini degistirin belki bir küfür cikar. Ama buradan sizin adınız küfürdür diyemeyiz. Kuranı anlamak icin oncelikle tefsirleri okumalıyız. Ardından esbab-ı nuzulu bilmemiz arastirmaliyiz. Bunlara bagli olarak Kuranda kes kopyala yapistir yapip iste bunları Tanrı dedi diyemeyiz,bu mantiksizlik olur. Once tefsirleri okumak ardindan Kurana bakıp , ayetlere bakip yorum yapmak gerekir.
 

hazeynahmet

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
192
Tepkime puanı
3
Eger Kuranın gizemlerini merak ediyorsan tasavvufa girip seyri suluk yapmalisin nice yerler kesfedersin....
 

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
saffat suresini bir daha incele o zaman.
164. BİZİM herbirimiz için bilinen bir makam vardır
165.şüphesiz Biz orada sıra sıra dururuz
166.ve şüphesiz Allahı tespih EDERİZ

sorunlardan biride bakmak ve görmek arasındaki fark
 

hazeynahmet

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
192
Tepkime puanı
3
164- وَمَا مِنَّا إِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَّعْلُومٌ “Bizden her birimizin belli bir makamı vardır.”


Ayet, kendilerine ibadet edenlere red olmak üzere meleklerin ubudiyet hâlini itiraflarını hikâye etmektedir. Yani, bizden her biri için marifette, ibadette, âlemin tedbirinde Allahın emrine bağlı olmak üzere belli bir makam vardır.Bu ve 159. ayetteki “Subhanallah”dan itibaren bundan önceki ifadelerin cinlerin kelamından olması da muhtemeldir. O zaman, biraz önce geçen “Allah ile cinler arasında nesep bağı kurdular” ayetiyle mana olarak bütünlük arzeder. Sanki şöyle demiştir:Melekler bu sözlerinden dolayı müşriklerin azap göreceklerini bildiler ve “Sübhanallah, Allahı bundan tenzih ederiz” dediler. Sonra Allahın muhlis kullarını böyle demekten müberra kıldılar.


Ardından müşriklere hitap ederek bununla imtihan edilmenin mukadder bir şekâvet için olduğunu söylediler. Sonra kendilerinin abd (kul) olduklarını ve ubudiyette asla aşamayacakları farklı mertebeleri olduğunu itiraf ettiler.





165- وَإِنَّا لَنَحْنُ الصَّافُّونَ “Biz gerçekten saf tutup duranlarız.”


Tâati edâ etmede ve hizmet menzillerinde bizler grup grubuz.





166- وَإِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ “Biz gerçekten tesbih edenleriz.”


Ve bizler Allahı O’na layık olmayan şeylerden tenzih etmekteyiz.Birinci “Biz” ifadesinin onların tâatteki derecelerine, bu ikincisinin ise, marifetteki derecelerine bir işaret olması muhtemeldir.“Biz gerçekten saf tutup duranlarız.”


“Biz gerçekten tesbih edenleriz” ifadelerinde yer alan “inne” ve “te’kid lâmı” ve ayrıca “biz” ifadesinin söylenmesi, te’kid ve ihtisas bildirir.[6]


Çünkü bunlar devamlı böyle bir hâldedirler. Başkaları için ise böyle fütursuz bir şekilde tesbihte bulunmak söz konusu değildir.


Denildi ki: Bu son iki ayet Hz. Peygamberin ve mü’minlerin sözünü naklediyor da olabilir. Yani “bizden her biri için cennette veya kıyamet günü Allahın huzurunda belli bir makam vardır. Bizler namazda O’nun huzurunda saf saf oluruz, her türlü kusurdan O’nu tenzih ederiz.”
 

dede

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Mar 2013
Mesajlar
80
Tepkime puanı
2
Uzun uzun okunmayacak yazılarla yorum yapmaya luzum olmadığını düşünüyorum ve kısaca şunları söylemek istiyorum
İsmi (sıfat,hernedersen)olan bir yaratıcı(zorunlu varlık,tanrı,evrenin ruhu herne dersen) kendine ismi ile duaedilmesini söylerken neden biz demesin
Ayrıca, Kuran veya diğer kitaplar sahifeler felan,bunları Allah birebir peygamberlerlemi konuşarak anlatıyor yoksa bir melek görevlendirip mi?
Yani Cebrail(a.s) gelip biz diye hitap etmesi veya ona söylemesi gereken şeyleri anlatırken ben mi demesi gerek.Yani arada bir aracı var ve söylemesi gereken şeyler var ve tarif ediyor söylüyor Peygamberimize(sav).
Ha kuran da doğrudan Allahın sözü yokmu var ama burdada allah biz diye konuşmamışki
Yani aracı olmasından ve söylenenlerin doğrudan Allahın sözü olmayıp bazı şeyleri açıklamasından kaynaklanır

Örnek vermek gerekirse, Doğayı kontrol eden,ateşi suyu yıldızı felan falan herşeyin başında bir melek var değilmi? İnsanın yaratılmasında, doğaolaylarında, şerde hayırda, insan oğlunun buyuk sınavlarında aracıdırlar.yani bunu anlatırken Cebrail as biz diye söylemesinden normal ne var?
Buda Peygamber efendimizin duyduğu ve kendisine denilen herşeyi ilettiğinin apaçık kanıtıdır,inanana

Zaten bu yuzden kuranın her suresi aynı güçde değildir(tövbe güçsüz demiyorum kendi arasında sınıflandırıyorum) Şöyleki allahın doğrudan allahın sözü olan ayetler ve işe yaradığı şeyler vardır, zaten çalışma prensibide budur, Evren senin benim' amanın içine alıyorsuuun veriyorsun gelsin paralar gelsin güzel hayat' diyerekten yaptığın çekim kuvvetine cevap verirde Allahın Sözüne cevap vermez? İşte bu yüzden işe yarar evren karşı koyamaz Allahın kelamına
 

Secretx101

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Mar 2014
Mesajlar
28
Tepkime puanı
0
saffat suresini bir daha incele o zaman.
164. BİZİM herbirimiz için bilinen bir makam vardır
165.şüphesiz Biz orada sıra sıra dururuz
166.ve şüphesiz Allahı tespih EDERİZ

sorunlardan biride bakmak ve görmek arasındaki fark
Saffat suresi nin ilk ayetlerine bakıcak olursak; "Andolsun o saf bağlayıp dizilere,o saflar tutturup dizilenlere, o kanatlarını açıp toplayarak uçanlara, o haykırarak şevk edenlere, o göğüs gererek durduranlara,o zikir okuyanlara" burda bahsedilenin melekler olduğunu biliyorum.Sonuçta Cebrail a.s' tan Peygamber'e naklediliyor."Biz ve O" gibi zamirlerin kullanılması normaldir diye düşünüyorum.
 

01anavarza

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 May 2013
Mesajlar
501
Tepkime puanı
6
Kuranda müteşabih ayetler vardır.Örneğin Allah'ın eli onların üzerindedir.Bu ayette başka anlam vardır.Yoksa Allah için eş kavramı diye bir şey yok.Ve Kuran Allah'ın kelamıdır.Herkesin görüşüne saygım var ama resmen hakaret oluyor bu yazdıklarınız...
 

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
.Örneğin Allah'ın eli onların üzerindedir.Bu ayette başka anlam vardır.Yoksa Allah için eş kavramı diye bir şey yok.Ve Kuran Allah'ın kelamıdır.Herkesin görüşüne saygım var ama resmen hakaret oluyor bu yazdıklarınız...
niye hakaret olsunki bak kendin örnek verdiğin ayetde ne yazıyor
Allahın eli onların üzerindedir.
burdan ne çıkarırsın.
şöyle yapalım kelimeyi
O nun eli onların üzerindedir
bunu 2. bir şahsın varlığın söylediği apaçık ortada.

birde şu var kuran ayetlerini getirenin cebrail olduğuna inanıyorsunuzda
bahsedilen bir meclisten geldiğine niye inanmıyorsunuz.
kimbilir belki bu meclisi ala meleklerden üst seviyede Allaha yakın bir meclis olamazmı.

onun haricinde elbette allahın kelamıdır.
 

01anavarza

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 May 2013
Mesajlar
501
Tepkime puanı
6
niye hakaret olsukullanılmaz.in örnek verdiğin ayetde ne yazıyor
Allahın eli onların üzerindedir.
burdan ne çıkarırsın.
şöyle yapalım kelimeyi
O nun eli onların üzerindedir
bunu 2. bir şahsın varlığın söylediği apaçık ortada.

birde şu var kuran ayetlerini getirenin cebrail olduğuna inanıyorsunuzda
bahsedilen bir meclisten geldiğine niye inanmıyorsunuz.
kimbilir belki bu meclisi ala meleklerden üst seviyede Allaha yakın bir meclis olamazmı.

onun haricinde elbette allahın kelamıdır.

Bakınız arapça da biz Türkçede olduğu gibi sadece çoğul anlamda kullanılmaz.Yüceltme anlamında biz kullanılıyor.Allah tevazu yapmaz.Tevazu insanlarda olan bir özelliktir...
 

Similar Threads

Ü
4 5 6
Cevaplar
111
Görüntüleme
9K
Üye silindi 76175
Ü
Üst