Kuranda uyarıcılar
Kuran’ın Allah kelamı olduğu söylenir. Ben, Biz ve O diye konuşan varlığın Allah olduğu ve kuranın açıklayıcı bölümlerinde kendisinden başka hiçbir varlığın kuranda direkt sözünün bulunmadığı söylenir. Bakalım öyle mi?
Bakara 163: Sizin ilahiniz bir ilah (Allah) tir. Ondan başka hiç bir ilah yoktur. O Rahmandır, Rahim'dir.
Burada Allah mı konuşuyor, kendisine O diyerek mi hitap ediyor, ilginç.
Allah şöyle buyurdu: … ( HUD 46, İSRA 63, MÜMİN 60...) ile başlayan ayetlerde var kuranda.
Madem Allah konuşuyor o halde ne diye Allah buyurdu deniyor.
Zuhruf 14: Suyu semadan bir takdir edilmiş bir ölçü ile indiren O'dur. Böylece biz onunla kuru topraktan bitkiler çıkardık.
Burada hem O, hem de Biz zamiri kullanılmış. Hem O, hem de Biz diye işaret edilen sadece Allah mı, yoksa O ile işaret edilen Allah, Biz ile işaret edilenler başka varlıklar mı? Eğer öyle ise Bu kendilerine biz diyen varlıklarda kim oluyor? Bir bakalım:
Allahtan başkasına ibadet etmeyin. Şüphesiz ki ben, O'nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. ( HUD 2, ZARİYAT 50-51)
Bu ayetler oldukça ilginç. Hem Allah tarafından gönderildiklerini söylüyorlar hem de uyarıcı olduklarını söylüyorlar. Kim bu uyarıcılar? Bakalım kimlermiş:
-Hiç kuşkusuz biz uyarıcılarız. ( Duhan 3 )
-Hiç kuşkusuz biz resuller (peygamberler) göndeririz. ( Duhan 5 )
-Rabbinden bir rahmet olarak. ( Duhan 6 )
Bu ayetleri düzgün olarak bir araya getirirsek, sizinde göreceğiniz gibi şöyle olur:
'' Rabbinden bir Rahmet olarak hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz. Hiç kuşkusuz biz uyarıcılarız.'' ( Duhan 3-5-6 )
Peygamberler gönderen bu uyarıcıların Allah ya da peygamber olmadığını biliyoruz artık. Çünkü Allah, Allah tarafından gönderilmiş bir uyarıcıyım demez. İkinci olarak da; Peygamberin kuranda direkt sözü bulunmaz, bulunursa kuran zaten Allah kelamı değildir. O halde melek mi bu uyarıcılar, bir bakalım:
-Elçilerimiz Lut'a vardığında onların yüzünden fenalaştı. ( HUD 77 )
Burada elçi olarak işaret edilen varlıklar, meleklerdir. Elçilerim denmiyor, elçilerimiz deniyor. Kimin elçileri, bizim elçilerimiz. BİZ KİM? -Hiç kuşkusuz Biz uyarıcılarız. ( DUHAN 3 ) Yani anlaşılacağı üzere Uyarıcıların görevlendirdiği meleklerden bahsediliyor. Biz Cebrail’i görevlendirdik gibi ayetlere de rastlarsınız. Demek ki bu Biz denilen Uyarıcılar, peygamber gönderdikleri gibi, peygamberlere de melek gönderebiliyorlar.
Görüldüğü gibi sözler Allah'a ait değil, Peygambere de ait değil, Meleklere de ait değil, UYARICILARA AİT.
Bu uyarıcılar kuranda kendilerinden nasıl bahsediyor bir bakalım:
saffat suresi
164. "Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır."
165. " Şüphesiz biz,orada sıra sıra dururuz."
166. "Ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz."
MERYEM 64:
‘’ Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O’na aittir’’.
Anlaşıldığı üzere, bu uyarıcılar, Allah’ın emri ile inip peygamberler gönderiyorlar, (Duhan 5) peygamberlere melekler gönderiyorlar. (Elçilerimiz denen birçok ayet var. )
Sonuç olarak, yukarıdaki yazımı iyi bir şekilde araştırıp idrak ettiğinizde kuranın Allah kelamı olmadığı anlaşılır. Zaten mantık olarak bile düşündüğümüzde Allah’ın insanlara kitap göndermesi de oldukca tuhaf ve gereksizdir. Allah, kullarını yaratıyor ve onlara bedenlerini nasıl kullanmaları gerektiğini anlatan bir kullanma klavuzu mu gönderiyor.
Allah için her şey kusursuz ve eksiksizdir. Olan her şey onun için Olmaktan başka bir şey değildir. O’nun istemediği hiçbir şey gerçekleşmez. O sadece gözlemcidir. Sürece asla müdahale etmez. O’nun kim olduğunu ve ne için bizleri var kıldığını anlamak tüm gizemi ortadan kaldıracaktır.
şunu belirteyim ben kurana inanan biriyim
fakat kuranı araştırdıkça başka başka gizemler ortaya çıkıyor.
kuranda açıkca bir meclisten bahsedilir.
bana göre biz diye bahsi geçenlerde o meclistir.
Kuran’ın Allah kelamı olduğu söylenir. Ben, Biz ve O diye konuşan varlığın Allah olduğu ve kuranın açıklayıcı bölümlerinde kendisinden başka hiçbir varlığın kuranda direkt sözünün bulunmadığı söylenir. Bakalım öyle mi?
Bakara 163: Sizin ilahiniz bir ilah (Allah) tir. Ondan başka hiç bir ilah yoktur. O Rahmandır, Rahim'dir.
Burada Allah mı konuşuyor, kendisine O diyerek mi hitap ediyor, ilginç.
Allah şöyle buyurdu: … ( HUD 46, İSRA 63, MÜMİN 60...) ile başlayan ayetlerde var kuranda.
Madem Allah konuşuyor o halde ne diye Allah buyurdu deniyor.
Zuhruf 14: Suyu semadan bir takdir edilmiş bir ölçü ile indiren O'dur. Böylece biz onunla kuru topraktan bitkiler çıkardık.
Burada hem O, hem de Biz zamiri kullanılmış. Hem O, hem de Biz diye işaret edilen sadece Allah mı, yoksa O ile işaret edilen Allah, Biz ile işaret edilenler başka varlıklar mı? Eğer öyle ise Bu kendilerine biz diyen varlıklarda kim oluyor? Bir bakalım:
Allahtan başkasına ibadet etmeyin. Şüphesiz ki ben, O'nun tarafından size gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. ( HUD 2, ZARİYAT 50-51)
Bu ayetler oldukça ilginç. Hem Allah tarafından gönderildiklerini söylüyorlar hem de uyarıcı olduklarını söylüyorlar. Kim bu uyarıcılar? Bakalım kimlermiş:
-Hiç kuşkusuz biz uyarıcılarız. ( Duhan 3 )
-Hiç kuşkusuz biz resuller (peygamberler) göndeririz. ( Duhan 5 )
-Rabbinden bir rahmet olarak. ( Duhan 6 )
Bu ayetleri düzgün olarak bir araya getirirsek, sizinde göreceğiniz gibi şöyle olur:
'' Rabbinden bir Rahmet olarak hiç kuşkusuz biz, resuller göndeririz. Hiç kuşkusuz biz uyarıcılarız.'' ( Duhan 3-5-6 )
Peygamberler gönderen bu uyarıcıların Allah ya da peygamber olmadığını biliyoruz artık. Çünkü Allah, Allah tarafından gönderilmiş bir uyarıcıyım demez. İkinci olarak da; Peygamberin kuranda direkt sözü bulunmaz, bulunursa kuran zaten Allah kelamı değildir. O halde melek mi bu uyarıcılar, bir bakalım:
-Elçilerimiz Lut'a vardığında onların yüzünden fenalaştı. ( HUD 77 )
Burada elçi olarak işaret edilen varlıklar, meleklerdir. Elçilerim denmiyor, elçilerimiz deniyor. Kimin elçileri, bizim elçilerimiz. BİZ KİM? -Hiç kuşkusuz Biz uyarıcılarız. ( DUHAN 3 ) Yani anlaşılacağı üzere Uyarıcıların görevlendirdiği meleklerden bahsediliyor. Biz Cebrail’i görevlendirdik gibi ayetlere de rastlarsınız. Demek ki bu Biz denilen Uyarıcılar, peygamber gönderdikleri gibi, peygamberlere de melek gönderebiliyorlar.
Görüldüğü gibi sözler Allah'a ait değil, Peygambere de ait değil, Meleklere de ait değil, UYARICILARA AİT.
Bu uyarıcılar kuranda kendilerinden nasıl bahsediyor bir bakalım:
saffat suresi
164. "Bizim her birimiz için, bilinen bir makam vardır."
165. " Şüphesiz biz,orada sıra sıra dururuz."
166. "Ve şüphesiz Allah'ı tesbih ederiz."
MERYEM 64:
‘’ Biz ancak Rabbinin emri ile ineriz. Önümüzde, arkamızda ve bunlar arasında olan her şey O’na aittir’’.
Anlaşıldığı üzere, bu uyarıcılar, Allah’ın emri ile inip peygamberler gönderiyorlar, (Duhan 5) peygamberlere melekler gönderiyorlar. (Elçilerimiz denen birçok ayet var. )
Sonuç olarak, yukarıdaki yazımı iyi bir şekilde araştırıp idrak ettiğinizde kuranın Allah kelamı olmadığı anlaşılır. Zaten mantık olarak bile düşündüğümüzde Allah’ın insanlara kitap göndermesi de oldukca tuhaf ve gereksizdir. Allah, kullarını yaratıyor ve onlara bedenlerini nasıl kullanmaları gerektiğini anlatan bir kullanma klavuzu mu gönderiyor.
Allah için her şey kusursuz ve eksiksizdir. Olan her şey onun için Olmaktan başka bir şey değildir. O’nun istemediği hiçbir şey gerçekleşmez. O sadece gözlemcidir. Sürece asla müdahale etmez. O’nun kim olduğunu ve ne için bizleri var kıldığını anlamak tüm gizemi ortadan kaldıracaktır.
şunu belirteyim ben kurana inanan biriyim
fakat kuranı araştırdıkça başka başka gizemler ortaya çıkıyor.
kuranda açıkca bir meclisten bahsedilir.
bana göre biz diye bahsi geçenlerde o meclistir.