Zihinsel Hakimiyet Ve Yeni Bir Kapıya Ulaştırmak Üzere Açılan Bir Başka Kapı

Belline

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Haz 2013
Mesajlar
39
Tepkime puanı
1
Öncelikle kendi blogger sayfamda yayımlamış olduğum bu yazı ve yaşananlar tamamen bana aittir. Sizlerle de paylaşmak ve bu konu hakkındaki bilgilerinizi ve sorularınızı almak istedim.
Umarım beğenir ve yorumlarınızı esirgemezsiniz. - Belline.

Sinir hücrelerinin nöronlara aktardığı bilgiler aslında tam olarak bizim şuur hali ile algılamaya muvaffak olamayacağımız, ama tıpkı kalbin tek düze olarak çarpması hali gibi kendisini sürekli tekrar eden bir eylemdir.
Bu bilgileri bilinçli olarak algılayabilmek mümkündür, bunun için fiziksel bir çok süreçten geçmek gerekir. Bunun adı zihin okumadır.
Benim bahsedeceğim ise insan oluşumun kendi kafasının içindeki sinir hücrelerinin bir biri ile konuşma haline tanıklık etme olayı.
Aslında bir insanın tam olarak bunu yapabilmesi için, bilincinin oyunun üçüncü şahsı olması gerekir ya da oyunun baş rolünü üstleneni. Bu tıpkı kendini çok iyi tanıyan ve salisyesi salisyesine aklından geçenleri kontrol edebilen bir insan, ve aklından geçireceği şeyler kendi kontrol mekanizmasının dışında olan bir diğer insan'ın bir biri ile kıyaslatılmasına benzer.
Aynı zamanda bunu sadece belirli potansiyele erişmiş insanların yapmaya vakıf olduklarına inanıyorum.
Her ne kadar bu eyleme ilk olarak kendi isteğim dışında vakıf olmuş olsam da, bir kaç deneme çalışmalarım sonucunda yalnızca üç kez başarılı olabildim.
Ve benim kanaatim, bilincimin oyunun üçüncü şahsı olduğu yönündeydi.
Ben, nöronlarımın içinden birbirine sızan sistematik düşünceleri algılayabilme yetisine sahibim. Ya da bir diğer değiş ile, zihnimin içinde hakimiyet kurmuş olan bir imparatorluğun olduğunun farkında olabilecek potansiyele.
Bunu yapmak benim için kolay mı? Asla.
Bunun nasıl hissettirdiğini kısa bir kaç örnekle aktaracak olursam, denizin en derinliklerinden kara'daki insanların fısıltılarını net olarak duyabilmek gibi olduğunu söyleyebilirim.
Zihnin alt yapısına ulaşmak zor ve tehlikelidir, eğer orada ne bulacağınızı kestiremezseniz.
Bu konuyu History Channel, Mind Control bölümünde, "Kafamızın içindeki sinir hücrelerinin hepsi telefon konuşmasına benzer bir şekilde ilişkidedir. Yanlarındakiler ile konuşurlar. Nörondan geçen bu bilgi komşuları tarafından duyulur ve beynimizin içinde çok ama çok daha karmaşık bir sinyal işlemine yol açar." diye tanımlar.
Ben ise size bu konuşmaların elimden geldiği kadarı ile ne ile ilgili olduğunu anlatmaya çalışacağım. Beynin bu kısmı, duyduklarımız, gördüklerimiz ve işittiklerimiz ile ilgilidir. Bu kısım kendi arasında kendisi ile bir tartışma halindedir, ölçüp biçer, yaşanılanları tartar, sesleri tekrar eder.
En azından kendi deneyimimden yola çıkarak ben bunun olduğunu söylüyorum.
Bu normaldir, nöronlar arası bilgi aktarımı beynin çalışma şeklinin bir parçasıdır. Bu bölgeyi okuyabilmek, kendinizle ilgili bilinçlenmek, keşfe çıkmak için önemli olduğu gibi aynı zamanda zihninizin size araladığı bir başka kapıyı da açmanızı sağlar.
Bugün tekrar'dan bunu yapabilme başarısına nail olabildim, öncelikle zihnimin bana sunduğu melodileri dinledim, daha sonra bu melodilerin kayboluşunu ve gündelik stresin, soruların, cevapların, karmaşanın hakim olduğu bölüme geldim. Bana ait olmayan ama zihnimin kendi arasında aktardığı bu ses, ilk olarak "Vejetaryen olmak ile ilgili" cümlesini bir diğer nörona iletti.
Heyecanlandım ve elime yatağımın baş ucunda duran defteri alarak not düştüm. Bu sayede bağlantı da koptu, ama aralanan kapı hala açıktı.
Ve hiçliğe tekrar odaklandım. Zihnimin nöronlarından geçen sesleri işitmemi sağlayan hiçlik, beni bu defa bir dış ses'e yönlendirdi.
Amacım da buydu. Nitekim, bu duruma ilk olarak kendi isteğim dışında vakıf olduğumda da bu olmuştu ve beni bunu tekrar deneyimlemeye iten unsur da buydu. Dış ses'in her iki kulağımın içindeki yankısını duydum. Ses sonlara doğru boğuklaşmış olmasına rağmen, onu duyma şeklim çok netti.
Dış ses bana "Eve geliyor musun?" diye sordu. Bu esnada konuşulan hiçbir şey akılda kalıcı değildir. Bu yüzden bunu da not ettim, zira bilincimi devreye sokarak bunu unutmamam gerektiğini kendime hatırlatmak, beni bu durumdan aforoz edecekti.
Bağlantıyı kendi isteğimle kopardım.
Sesi doğru bulmadım. Soru da bir o kadar yanlıştı diye düşündüm. Ben ilk olarak kendi isteğim dışında ve olaylar silsilesi sonrasında takipçisi olduğum asi erkek sesi işitebilmek, ve onunla doğrudan iletişime geçebilmek için, kurdum bağlantıyı. Parazit ses ise, istifade etti, ve dolayısı ile onu bloke ettim.
 

Shera_x

Banlı Kullanıcı
Katılım
15 Ağu 2013
Mesajlar
80
Tepkime puanı
1
Güzelmiş.. Uygulamaları nasıl yapıyoruz?
 

Belline

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Haz 2013
Mesajlar
39
Tepkime puanı
1
Güzelmiş.. Uygulamaları nasıl yapıyoruz?
Öncelikle, metot uygulamasından bahsetmeden evvel uyku düzeninizin biraz tahrip olacağını göz önüne almanız gerektiğini belirterek yazmaya başlamak istiyorum.
Bu zorlu bir uygulamadır ve herkes bunu kolayca başaramaz. En azından kendimden ve bu olaya ilk olaraktamamen isteğim dışında muvaffak olduğumdan ve sonrasında bir çok kez denemiş olmama rağmen başarıyı sadece belirli aralıklar'da muvaffak olabilmiş olmamdan yola çıkarak bir kıyaslama içine girecek olursam, bu zor, aynı zaman'da çalıştığım bir kaç kişi bunda hiçbir başarıyı yakalayamadılar.
Bunda tamamen başarısız bir sonuç elde etmemeniz, başarılı bir sonuç alacak olmanızdan katbekat yüksek bir olasılıktır.
Bu sizin odaklanma yeteneğiniz, aynı zamanda iradeniz ve nefsiniz arasındaki savaşta ne kadar kuvvetli olduğunuza bağlıdır.
Bu metodu uygulamak için, kendinizi bir gün önceden bir gün sonraya programlamanız gerekir.
Eğer stabil olarak on saat uyuyan bir bireyseniz, bu uygulamayı yapacağınız gecenin bir önceki günü mutlaka uykunuzdan yaklaşık olarak %40 kadar feragat ederek, dört saat daha erken uyanmanız gerekecektir. Eğer bunu %50'ye çıkartırsanız sonuç bir nebze de olsa daha verimli gelebilir.
Esas geceye geldiğimizde, yani uygulamayı yapacağımız geceye geldiğimizde;
Bu gecenin kendinizi normalde olduğunuzdan daha fazla yorgun hissedeceğiniz bir gece olmasına özen göstererek aynı zamanda tamamen uykuya yoğunlaşarak, kendinizi dış etmenlerden soyutlayıp, zihninizin içindeki seslere, müziğe, zihninizin size sizin şuursal olarak ürettiğiniz tüm düşüncelerin dışında sunduğu seslere odaklayacaksınız. Mümkün mertebe içinizden cümleler üretmemeye özen gösterin, hiçbir şey dilin ucunda duracak şekilde zihninizden şuurla akıp gitmesin. Şuurunuzu başka bir boyuta taşıyın.
Eğer içinizden tamamen şuursal olarak bir şeyler söylemek gelirse, bunu dilinizin tek hareketi ile çıkacak şekilde söylemler değil, mide bölgeniz yoluyla aktaracağınız türden söylemler olduğunu imaje edin. Esas mesele zihne odaklanmaktır, ama bu bunu yaptığınızı bile unutacak şekilde bir odaklanma gerektirir.
Bu yüzden yorgun ve uykuyu tam olarak almamış olmanız gerekir. Düşünmeniz gereken hiçliktir, daha sonra zihninizin size sunduğu şarkılar, melodiler, ritimler, akabinde nöronlarınızdan geçen cümleler ve gün içinde duyduğunuz ya da konuştuğunuz her hangi bir kelime ya da kelimeler işiteceksiniz.
Bu noktada da sakinliğinizi stabil tutmaya çalışın. Ve karmaşanın içindeki sessizlikten taviz vermeyin, yani aklınızdan şuursal olarak bir düşünce geçirmeyin, nöronlarınızdan geçen cümleler, sizin şuursal olarak ürettiğiniz düşüncelerden farklıdır. Onlar her hangi birine ait olabilirler, onları dinleyin.
Daha sonra dış sesi duyabilecek kıvama geleceksiniz, dış sesi duyduğunuzda, ona soru yöneltmek istediğinizde, bunu dilinizden çıkacak bir cümleyi zihninizden geçirdiğini değil, midenizden yankılanan soru cümlesinin organlarınızda gezindiğini hayal ederek, kendinizi buna inandırarak sorun.
Aksi takdirde, uygulamadan bloke edileceksinizdir ve frekansı tekrar oluşturmam mümkün değildir. Tüm bunlar olurken gözlerinizi açıp kapayabilirsiniz, korkacak bir şey yoktur, etrafta kimse yoktur ve bunu kendinize kanıtlamanız olaya adapte olabilmeniz için çok daha yarar sağlayacaktır.
Sorulan soruları, söylenen sözleri not etmeyi de unutmayınız.
Hatırlamanız gereken bir şey daha; dış sesler size çok yakındırlar, onları kandıramazsınız, onlar sizi çok iyi tanırlar.
Onlardan korkmayınız, çünkü Allahın takdiri ile tüm organlarınız ile birlikte bedeniniz sizin ruhunuzun himayesi altındadır.
 

guneş4

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
91
Tepkime puanı
3
'' Benim bahsedeceğim ise insan oluşumun kendi kafasının içindeki sinir hücrelerinin bir biri ile konuşma haline tanıklık etme olayı.'' Ben de tam bununla ilgili bir konu açsam mı diyordum. Benzer şeyleri bazen ben de yaşıyorum ben daha farklı tanımlamıştım. Bana göre ruhum benim ne hissettiğimi fiziksel bedenimden iyi biliyor fakat aklım karmaşalarla doluyken hislerimi bana fark ettirip beni üzmek istemiyor. Bir nevi beni korumak için tüm bunlar. Ama ne zaman dediğiniz gibi kendimle ilgili bir şey düşünmesem, kendimi çalışmaya kaptırsam tv izlemesem çalışma arasında bir cümle duyuyorum hissel olarak mesela ''sen hayatında.... olsun istiyorsun '' gibi hatta sonra sorguluyorum böyle bir şeyi istiyor olamam diyorum ruhtan gelen bir bildirim ilginç.
 
Üst