Çakralar ve Düşüncelerimiz

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
1. KÖK ÇAKRA: Kök çakra güven ve güvensizlik ile ilgili düşüncelerden etkilenir. Yaşamınıza ve yaşamınızdaki insanlara güvenle yaklaştığınızda olumlu etkileşimler kök çakranızın düzenli çalışmasına yardım eder. Güven sorunu ise kök çakrayı bloke edecektir. Yaşamınızda bazı zorluklarla karşılaştığınızda bu zorluklara bakış açınız da kök çakrayı oldukça önemli ölçüde etkiler. Eğer zorluklara karşı esnek ve sorunları aşabileceğinize dair güçlü bir inançla bakıyorsanız kök çakra bundan olumlu olarak etkilenirken ben bu sorunu aşamam, elimden bir şey gelmez inancınız kök çakranızı bloke edecektir. Kök çakranızın olumlu çalışmasına en büyük katkıyı sağlayacak düşüncelerden biri de dünyayı eviniz gibi görmeniz ve evrensel kardeşlik duyguları taşımanızdır. Toprak ana kavramı buna en uygun tanımlardan biridir. Yaşamımızı devam ettireceğimiz besinlerin yetiştiği, tüm insanlığa hizmet eden ve ayrım yapmayan toprak bir anne figürüne çok yakındır. Beslenmek ve barınmak insanın en temel ihtiyaçlarıdır ve her ikisi de toprakla bağlantılıdır. Dünyanın hepimizin evi olduğu ve hepimizin bu evde birlikte yaşayan bir aile olduğu inancını yaşam felsefesinin bir parçası yapmış bir insanın kök çakrası bundan oldukça olumlu olarak etkilenecektir.

2. SAKRAL ÇAKRA: Zihinsel olarak kendinizi çeşitli kalıplarla sınırlamamanız ve önyargılardan arınmanız sakral çakranızın çalışmasını olumlu olarak etkileyecektir. Zihinsel olarak keskin görüşlere sahip olmayan, esnek düşünebilen ve olaylara önyargısız yaklaşan insanların sakral çakraları çok daha pozitif bir durumdadır. Sakral Çakranın direk cinsellikle ilgili olduğunu düşünürsek cinsel olarak saplantılı düşüncelere ve duygulara sahip olmamanız da sakral çakranızın olumlu olarak çalışmasına katkıda bulunacaktır. Eşinizle aranızdaki cinsel ilişkinin tatmin ediciliği nasıl sakral çakrayı olumlu etkiliyorsa cinselliğe bakış açınızın dengeli olması da sakral çakranızı olumlu olarak etkileyecektir. Yaşamı doğal akışında algılamanız ve ilerlemekten, değişimden korkmamanız da sakral çakranın dengeli çalışması açısından çok önemlidir. Önüne sürekli set çeken, yeni yaşam deneyimlerinden korkan ve ne olursa olsun durumunu muhafaza etmeye çalışan insanların sakral çakralarında çeşitli blokajlar ve sorunlar oluşacaktır. Yaşamı geldiği gibi yaşamak ve gelecekle ilgili endişelerden ya da abartılı beklentilerden kaçınmak sakral çakranın dengesi açısından önemli olacaktır.

3. SOLAR PLEKSUS ÇAKRA: İrademizi ne şekilde kullandığımız ve amaçlarımıza ulaşmaktaki yöntemlerimiz solar pleksus çakrayı oldukça önemli bir biçimde etkiler. İrademize hâkim olamamamız ve düşüncelerimizle eylemlerimizin farklı olması bu çakranın düzgün çalışmasının önündeki en önemli engellerden biridir. Ayrıca yaşam amaçlarımızı doğru tespit edememiş olmak ve kendimize bir rota çizmeden günübirlik yaşıyor olmamız da solar pleksus çakrayı bloke eden bir diğer etkendir. Otoriteyle olan ilişkilerimizin dengesizliği, aşırı boyun eğen ya da isyan eden yaklaşımlar solar pleksus çakramızın çalışma düzenini olumsuz olarak etkileyecektir. Bir birey olarak değerli olduğumuzu bilmek, toplumsal yaşamın dışında kendimize ait bireysel kimliğimizi benimsemek, kendi değer yargılarımıza ve yaşam felsefemize uygun bir yaşam biçimi oluşturmak, standartlarımızı belirlemek ve bunlara uymak solar pleksus çakranı dengeli çalışmasındaki en önemli öğeler olacaktır. Ayrıca sorumluluklarımızı ne ölçüde kabullendiğimiz ve zevkle yerine getirdiğimizde bu çakramızı derinden etkilemektedir. Sorumluluklarımızı yerine getiriyor bile olsak eğer bunu isteksizce ve sevmeden yapıyorsak solar pleksus çakrayı çok olumsuz olarak etkileyecektir. Önemli olan bir birey olarak varlığımızı doyumlu ve sevgiyle devam ettirebilmemizdir. Sevgi ve duygusal tatmin yoksa solar pleksus çakranın bloke olması kaçınılmazdır. Toplum içindeki yaklaşımlarımız, kendimizi nasıl değerlendirdiğimiz ve dışarıya nasıl yansıttığımız, hedeflerimizi belirledikten sonra buna uygun hareket edip edemediğimiz ve içsel isteklerimizle dışsal yaşam biçimimizin uyumu bu çakranın çalışma şeklinin belirlenmesinde esastır. Solar pleksus çakrayı en çok etkileyen düşünceler içsel durumuzla dışsal koşullarımızın uyumuyla ilgilidir. Kendimizi birey olarak ne ölçüde benimsediğimiz, özsaygımız, toplumsal ilişkilerimiz ve iradi kararlarımıza uygun bir yaşam sürdürme çabamız bu çakramızın olumlu olarak çalışmasına önemli ölçüde katkıda bulunacaktır.

4. KALP ÇAKRASI: Kalp çakrasını en fazla şey sevgi anlayışımız ve diğer insanlarla sevgi alışverişimizdir. Sevgi kavramına bakış açımız ya da sevgiyi yaşama şeklimiz "eğer" ya da "çünkü" türü bir anlayışsa kalp çakramız önemli ölçüde bloke olacaktır. "Eğer benim dediklerimi yaparsan seni severim" ya da " Seni seviyorum çünkü bana karşı çok hoşgörülüsün" tarzı bir sevgi türü kalp çakrasının olumlu olarak çalışmasına bir katkıda bulunmadığı gibi tam tersi bir etki yapacaktır. Ancak "RAĞMEN" türü bir sevgi anlayışı kalp çakrasına olumlu etki yapacaktır. "Seni çok sinirli olmana rağmen seviyorum", " Seni beni anlamamana rağmen seviyorum" yaklaşımı kalp çakrası için en doğru sevgi türüdür. Evrensel olarak tüm insanların bir bütün olduğunu anlamak ve evrensel sevgi kavramı içinde yaşamak kalp çakrasının en önemli besinidir. Affetmek de kalp çakrasının dengeli çalışması için oldukça önemli olan bir kavramdır. Affetmeyi bilmek ve gerçekten affedebilmek insanın üzerindeki negatif enerji yükünü alan ve hatta hücrelerini bile yenileyen duygudur. Başkalarını affetmek kadar kendimizi de affetmek çok önemlidir. Geçmişteki hatalarımız, kendimizi yargıladığımız bazen de artık düşünmek istemediğimiz ancak içimize bir yerlere gömdüğümüz suçluluk duygularını sürekli içimizde taşımamız hastalıklara yol açan en önemli etkenlerden biridir. Kalp çakrasının bağışıklık sistemiyle ilgili olduğunu düşünürsek kendimizi ve başkalarını sevgiyle affetmenin hastalıklara karşı direncimizi nasıl etkileyeceğini daha iyi anlayabiliriz. Bencillik duygularından arınmanız ve kendimizi başka insanların da yerine koyarak düşünebilmemiz kalp çakramızı olumlu olarak etkileyen bir diğer unsur olacaktır.
Karşılıksız sevgi hisleri, fedakârlık ve hoşgörülü olmak kalp çakrasının dengeli çalışması için çok önemlidir. Ancak bu duyguları içten ve doğal yaşamak, hissetmek gereklidir. İnsanın kalbinden gelen sevgi, merhamet, ilgi, anlayış, affetmek duyguları nasıl kalp çakrasının çalışmasına olumlu etki yapıyorsa kızgınlık, nefret, öfkeyi içinde saklama gibi duygular da kalp çakrasının çalışmasını olumsuz olarak etkiler ve bloke eder.

5. BOĞAZ ÇAKRASI: Boğaz çakrasını en fazla etkileyen düşünce biçimi dürüstlüktür. Dürüstlük sadece doğru konuşma, yalan söylememe olarak algılanmamalıdır. Elbette yalan söylemekten kaçınmak boğaz çakrasının dengeli çalışması için çok önemlidir. Ancak kişinin kendine karşı dürüst olması da en az başkalarına karşı dürüst olması kadar önemlidir. Gerçekten istediğimiz gibi bir hayat mı yaşıyoruz? Bundan sonra ne yapmak istiyoruz? Kendimizi gerçekten bağışladık mı? Gerçekten ona kızgın mıyız?
Bu ve bunun gibi birçok soruya çoğu zaman cevaplar vermekten kaçınırız ya da kendimizi kandırırız. Belki yaşam koşullarımız istediğimiz gibi olmayabilir ve şu anda bunu değiştirmek için elimizden bir şeyin gelmeyeceğine inanabiliriz ama bunu kabul etmek yerine ben hayatımdan memnunum, ne yapalım bu da fena değil demek bize çok daha fazla zarar verecektir. Oysa ben bu durumdan memnun değilim, aslında şunları istiyorum ve bundan sonra bu durumu değiştirmek için yaşamımda elimden geldiğince değişimler yapacağım şeklinde bir düşünce boğaz çakramızın dengeli çalışması için çok önemli olacaktır. Boğaz çakrasını olumsuz olarak etkileyen bir diğer düşünce biçimi, gerçek düşüncelerimizi ve duygularımızı açıklamaktan kaçınmamızdır. Bu kendimize verdiğimiz değerle ve özsaygımızla yakından ilişkilidir. Hayır demeyi bilmemek, kimseyi kırmamak için herkese iyi davranmaya çalışmak ve söylemek istediklerimizi içimize atmak boğaz çakramızın çalışma düzenine zarar veren diğer tutumlardır. Boğaz çakrasını olumlu olarak etkileyen düşünce bicimde özsaygıyı, duygularını ve düşüncelerini ifade etmek konusundaki kararlılığı ve sosyal iletişimlerimizdeki dengeyi gösterebiliriz.

6. ALIN ÇAKRASI: İçimizden bazen bir ses gelir ve bize hayır yanılıyorsun doğru olan bu değil der. Ancak biz bu sesi bir an için duyar sonra aklımızın bize söylediğini yapmayı tercih ederiz. Bu ses ciddiye alınmadıkça kısılır ve sonunda duyulamayacak kadar az çıkmaya başlar. Bu ses bizim yüksek benliğimizin sesidir ve kendini ifade etme şekli de sezgilerdir. Yüksek benliğimiz bizimle sezgisel olarak konuşur ve oldukça kırılgandır. Onu dinlememek ya da anlamaya çalışmadan sadece mantığımıza güvenmek bir süre sonra susmasına neden olacaktır. Alın Çakramız yüksek benliğimizle irtibatımızın sağlandığı ve sezgilerimizin kaynağının bulunduğu merkezdir. Bu çakranın düzgün ve dengeli çalışması içimizden gelen bu sese kulak vermemiz ve ona güvenmemizle mümkün olacaktır. Sezgilerimizi takip ettiğimiz ve onlara değer verdiğimiz sürece yüksek benliğimizin sesi daha çok çıkar ve artık onunla bağlantı kurup istediğimiz cevabi almamız çok kolaylaşır.
Zihinsel olarak esnek olmak ve kalıpsal düşüncelerden kurtulmakta alın çakramızın dengeli çalışmasına önemli ölçüde yardım edecektir. Sadece maddeye dayalı bir yaşam bicimi ve ruhsal yaşamı reddetme alın çakramızı bloke ederken ruhsal olarak da bizi besleyecek ve geliştirecek faaliyetlerde bulunmamız alın çakramızın olumlu olarak çalışmasına katkıda bulunacaktır.

7. TEPE ÇAKRASI: Kendimizi evrenin merkezinde görmemiz ve evrene sadece kendi bakış açımızdan anlamlar yüklememiz tepe çakramızın dengeli çalışmasına önemli ölçüde engel olacaktır. Bir Yaratıcı inancı ve Yaradan'a teslimiyet düşüncesiyle sorunlarımızı sıkıntılarımızı üzerimizde taşımamız yerine Yaradan'a havale etmemiz tepe çakramızın dengeli ve düzenli çalışmasını sağlayacaktır. Evrensel enerjiyi aldığımız yer olan tepe çakrası yaşamımızdaki dengelerle de ilgilidir. Yaşamımız belli sınırlarla kapatmamız ve gerçek potansiyelimizin farkında olmamamız bu çakrada çeşitli sorunların çıkmasının başka bir nedenidir. Yaşama açık, canlı ve en önemlisi umudunu asla kaybetmeyen bir bilinçle hayatimizi idame ettirmemiz bize yepyeni pozitif enerjiler verecek ve tepe çakramızın ve ona bağlı olarak diğer çakralarımızın da dengeli çalışmasına yardım edecektir.
Umut kavramı tepe çakra için oldukça önemlidir. Her zaman umudunu içinde taşıyan ve canlı tutan insanların tepe çakraların çok daha sağlıklı çalışmaktadır. Artık her şey bitti hiç umut yok seklinde bir düşünce kalıbına sıkışan ve bunu kalbiyle de onaylayan bir insanın tepe çakrası bloke olur ve bu blokaj tüm çakralara olumsuz yansıyarak o kişinin evrensel yasam enerjisi ile arasındaki bağları zayıflatır. Bu durum uzun bir süre devam ederse kişi için artık gerçekten hiç umut kalmaz. Ölümcül hastalıkları yenen ya da onlara yenilen insanların arasındaki en önemli fark da budur. Biri umudunu asla kaybetmezken diğeri kaybetmiş ve hastalığına yenilmiştir. Evreni bir bütün olarak görmek ve kendimizin de bu bütünün çok değerli bir parçası olduğunu bilmek tepe çakranın dengeli çalışması açısında çok önemli olacaktır.
Her birimiz evrende tekiz ve çok önemliyiz. Ancak evrendeki diğer tüm canlılar da bizim gibi tek ve çok önemli. Kendi değerimizin algılanmasını istiyorsak önce başka canlıların değerini algılamalı ve onları takdir etmeliyiz. Yaşamda bir amaç sahibi olmamız ve amacımızın sadece bizi ya da ailemizi değil tüm insanlığın faydasını içermesi de bu çakranın çalışma şekli açısından çok önemlidir. Bencil ve diğer insanlar için zararlı olabilecek amaç ya da eylemler bu çakranın çalışma dengesine önemli ölçüde zarar verirken evrensel sevgiye dayalı, herkesin iyiliği gözetilerek tasarlanmış amaçlar ya da eylemler tepe çakrasının çalışmasına olumlu olarak etki yapacaktır.

Alıntı
 

fikrimühim

Kayıtlı Üye
Katılım
10 May 2014
Mesajlar
127
Tepkime puanı
2
Peki çakralarımızı çalıştırmak için nerden başlamalıyız.Bununla ilgili bir konu mevcut mu acaba?7. çakraya kadar ilerlemek için 1. den mi başlamamız gerekiyor.Biraz tartışabilir miyiz bu konuda bilen arkadaşlarla..!
 

Lavander

Moderator
Katılım
5 Kas 2011
Mesajlar
1,052
Tepkime puanı
322
İş
Öğretmen
Peki çakralarımızı çalıştırmak için nerden başlamalıyız.Bununla ilgili bir konu mevcut mu acaba?7. çakraya kadar ilerlemek için 1. den mi başlamamız gerekiyor.Biraz tartışabilir miyiz bu konuda bilen arkadaşlarla..!

Çakraların çalışmaması diye Birşey yok zaten,yaşıyorsanız onlar da çalışıyor demektir. Sadece yetersiz veya aşırı çalışma durumlarında fiziksel ya da ruhsal problemler görülür yani hastalıklar. Sorunlu çakra tespiti için sitedeki sabit konulara bakın ve her çakranın özellik ile detaylarını okuyun. Yine hangi çakra için neler yapılabileceği bu bölümün alt başlıklarında mevcuttur,tıklayıp okumanız yeterli :)

Nasıl ki ikinci kattaki bir daireye girmek için merdivenleri kullanmak gerekiyorsa her çakrayı da tek tek geliştirmek gerekir.1 kök ve dünya ile bağlantı noktanızken 7 tanrı ve ruhsal alem,öz ile bağlantı noktanızdır.Ama bu özü kavramak için 6 da gözünüzü açmalı,4te sevgi ve merhamet enerjisini depolamalısınız mesela. Bir çakraya fazla mesai harcamak eğer orada işlev bozukluğu yoksa bozulmaya sebep olabilir,bunun yerine günlük temizlik ve eşit özen hem ruhsal hem fiziksel olarak sağlıklı kalmanızı sağlar.
 

aklıselim1

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Haz 2013
Mesajlar
163
Tepkime puanı
11
Konum
istanbul
Peki çakralarımızı çalıştırmak için nerden başlamalıyız.Bununla ilgili bir konu mevcut mu acaba?7. çakraya kadar ilerlemek için 1. den mi başlamamız gerekiyor.Biraz tartışabilir miyiz bu konuda bilen arkadaşlarla..!

bencve çakraları açmak için her an meditasyon halinde olmak lazımdır. bununla beraber bütün duyguların dengelenmesi gerekiyor. bu da çok zordur. yanlışları temizlemek kolay , peki ya doğruları ... doğru bildiklerimiz önümüzde ki engellerdendir. :D
 

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
kalbin içinde bir çok kapı var.iyiliğin ve kötülüğün kaplıarı.dilek kapıları.bu kapıların ardında pozitif katların ve negatif katların sakinleri durur.
bu kapıları kendi seçimlerimizle açar veya kapatırız.
birinden nefret ettiğimiz zaman negatif kapılar açılır ve negatif varlıklarla iletişimimiz olur.cehennem kapılarını açmış oraya gitmiş oraya ait oluruz.
birini affettiğimiz bir can a merhamet ettiğimiz zaman vs yine pozitif kapılar açılır ora varlıkları yanımızda olur.böylelikle cennetlerin kapılarını açmış oraya gitmiş oluruz.
egomuzu nefsimizi kontrol edebildiğimiz zaman negatif tarafın kapılarını bilerek bilinçli olarak kapatmış oluruz.
dikkat edersek bazen birşeyi çok derinden isteyemeyiz.(bunu çok yaşamışımdır)
olmayacak bir şeyi gönülden dileyemiyoruz.olacaksa bu kapı ancak o zaman açılır ve bir bakarız dileğimiz gerçek olmuş.ve tanrı dileğimi kabul etti deriz.
mesnevide gönlün içindeki çeşmelerden ardında duran perilerden diğer menzillerde duran varlıklardan bahseder.

kalpin içinde böyle durumlar mevcutsa diğer çakralardada böyle durumlar vardır muhakkak.
bütün çakralar ki bu durum bildiğimizden ve umduğumuzdan daha fazla çakra olduğunu gösterir.
hepsi açık olduğunda öze ulaşılıyor olabilir
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Çakralar fiziksel ve enerji bedenimizin belirli kilitleri yada kapıları diyebiliriz..
sayın demirin verdigi linke göz atın..
 

canıton

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2016
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
öncelikle slm formunuza yeni katıldım..2 gündür çakra çalışması yapıyorum kök çakra için çalışmaya başladıgım ilk andan itibaren ayaklarımın altından belime dogru bir enerji akışı ve biraz daha ilerletince vucudumda titremeler oldu..bunları nasıl yorumlamalıyım ve çalışma bitiminde vucudumda ısı yükselmesi ve başımda birazda özellikle ense kısmında biraz agrı oluşuyor..bunlar olumlu ilerlemelermi tşk..
 
Üst