Ay'ın Yasaklanmış Tarihi

RoyalArch

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Haz 2013
Mesajlar
676
Tepkime puanı
20
Konum
İstanbul
ANDROMEDA BİLGİLERİ


ALEX COLLİER, 1996


İLGİNÇ ZAMANLARDA YAŞIYORUZ. HEPİMİZ ÜLKELERİMİZE VE DÜNYAMIZA ORTAK İLGİYİ PAYLAŞIYORUZ. YENİ VE GÖRÜLMEMİŞ BİLGİLER VE KEŞİFLER PAYLAŞILIRKEN GEÇİCİ BİR İLGİ GÖSTERİYORUZ, SONRA O İLGİ GÜNLÜK YAŞAMA KATILIYOR. SİZİNLE AY VE GÜNEŞ SİSTEMİMİZ İLE İLGİLİ BİLGİYİ PAYLAŞMAK İSTİYORUM. BU BİLGİ BANA ANDROMEDA’LI KOZMONOTLAR TARAFINDAN AKTARILDI. BU BİLGİ HEM FİZİKSEL HEM DE TELEPATİK TEMASLAR İLE VERİLDİ. AŞAĞIDAKİLER AYIMIZIN ANDROMEDA PERSPEKTİFİDİR.


Ayımızın Dünyanın birçok yeri ile karşılaştırılabilir bir atmosferi vardır. Görülebilir ve gizli taraflardaki büyük kraterlerin çoğunda, atmosferin Dünyadaki deniz seviyesinden daha yoğun olduğu söyleniyor. Ayın kuzey kutbunda küçük çıkışlar (çıkış kapısı) var ve kabuğu çok ince. Bazı yerlerde sadece 33,79 km kalınlıkta, diğer yerlerde 56,315 km kalınlıkta.


Bize ayın kuru olduğu söylendi. Gobi Çölünden bir milyon kat daha kuru. Andromeda’lılara göre bu nerede olduğunuza bağlı. Ayın görülmeyen tarafında birçok deva boyutta büyük yer altı gölleri olduğunu söylüyorlar. Yüzeyde gizli tarafta sulama ve toprak oluşumu gerçekleşiyor, ama gündemi gizlemek için görünür tarafta yeraltında gerçekleşiyor.


Apollo 15 gizli tarafta ortaya çıkan su buharı bulutlarını keşfetti ve resimlerini çekti. Eğer ayın fazla atmosferi yoksa bu çok garip ve olağandışı olurdu. Çünkü bulutlar imkansız olurdu.


Ay toprağının yaşı 6,2 milyar yıldır ve Dünyada bulunmayan bileşenlerden ve kimyasallardan oluşur. Gerçekte, keşfedilen bir çok kimyasal bileşen var, ama bunlar halktan gizleniyor. Keşfedilecek çok şey var, çünkü bilimimiz henüz yeteri kadar ileri değil. Ay toprağı, ayın dağlarını ve kraterlerini oluşturan kayalardan gelmedi. Bu bazı ay bilimcileri tarafından biliniyor. Ancak, bundan söz edilmiyor, fısıltı ile konuşuluyor. Öyleyse, toprak nereden geldi?


Andromedalılar toprağın ve çoğu kayanın Ursa Minor’den geldiğini söylüyor. Ursa Minor’un yeri, Orion dilinde “CHOWTA” denen bir güneş sistemidir. Bu ikili bir güneş sistemidir. Bizim sistemimiz ile birçok benzerlikleri vardır. “CHOWTA” çok büyük bir sistemdir, 21 gezegen ve 47 ayı vardır. Bizim ayımızın bu sistemdeki 17 nci gezegenin etrafında yapıldığı söyleniyor. <>


Ayın kabuğunun bazı bölümleri radyoaktiftir. Apollo 15 bunu keşfetti. Özellikle Apennine dağları yakınında. Okumalar neden bu kadar sıcak? Andromedalılar bunun nedeninin dünya hükümetinin (gizli hükümet) inşa ettiği uzay gemisi için yakıt stoğu olarak yeniden kullanılmak üzere oraya getirilmiş olan bazı nükleer atıklar olduğunu söylediler. Ancak, nükleer yakıt kullanan gemilerin çoğu şimdi kullanılmıyor. Öyleyse, Ay buraya nasıl getirildi?


Andromedalıların bana söyledikleri şu; bir asteoridin kuyruğuna konuldu, asteroid ayı güneş sistemimize getirdi. Bu aynı asteroid galaksimizin bizim bölümünde 25,156 Dünya yılında dönüyor. Andromedalılar ayın kendi tarihinde 1,8 milyon Dünya yılı içinde periyodik olarak iskan edildiğini (aya yerleşildiğini) söylediler.


Ayın içi boştur. ET’ler ve daha sonra Dünyadan gelen insanlar tarafından inşa edilen dev yer altı yapıları içerir. Ayın kabuğuna yedi giriş vardır ve yer altı üsleri vardır. Muhafazakar bilim adamları neden bu kadar çok kraterin boyutlarına rağmen bu kadar sığ göründüklerini merak ettiler.


Andromedalıların söylediğine göre, bunun nedeni yüzeyin çoğunun dairesel bir uzay sorguçunun (doruk) metalik kabuğu üzerine inşa edilmiş olmasıdır. Sığ ama büyük bir krater örneği Gagarin krateridir. Bu krater kabaca 30 km uzunluğundadır, ama sadece 8 km derinliktedir. Yüzeydeki krater şeritindeki çarpma ve boyuta dayanarak, derinlik 4 – 6 kat fazla olmalıdır. Gerçekte, tüm kraterler aynıdır; çok sığdırlar. Bilinen bilime meydan okurlar.


Kraterlerin çoğu yapay olarak yaratılmıştır. Andromedalılar uzak taraftaki kraterlerin çoğunun aslında bir zamanlar kubbeli şehirler olduğunu ve 113,000 yıl önceki bir savaş sırasında yıkıldığını söylediler. Çoğu kubbeli şehirler olarak kullanıldı ve diğer büyük kraterler 200 gemiyi barındırabilen uzay gemisi hangarı olarak kullanıldı.


Yüzeydeki üsler küçük bir şehre eşit olan 9 kubbeli şehirden oluşurdu. Küçük göller veya havuzlar yüzeyde yayılmıştı. Bu kubbeli yapıların kalıntıları NSA astronotları (National Security Agency – Ulusal Güvenlik Ajansı), Rus astronotlar ve NASA Apollo astronotları tarafından keşfedildi. Ayın gerçek askeri kompleksi şimdi yeraltındadır. Bu uzaylı ve İnsan üssüne girişler her iki kutuptadır, Taurus Dağları, uzak taraftaki Jules Verne krateri ve Archimedes. Bunlar orijinal girişlerdir. <>


Karanlık hükümet daha çok giriş oluşturdu ve şu anda yeraltı kompleksini genişletiyor. Genişleme Dünya Düzeni için özel bilimsel ve askeri gündemlerin operasyonu içindir. Andromedalılar ayrıca bunun galaksinin bizim bölgemizde gerçekleşen bir isyanı sona erdirmek için gerekli olana dek askeri bir ileri karakol olduğunu ifade ediyorlar. Personel Reptilian, yarı – insan/yarı – reptilian ve insan olarak bilinenlerden oluşuyordu.


Ayın yüzeyindeki orijinal yapılardan çoğu Andromedalıların “Kara Cemiyet Çatışması” dedikleri çekişme sırasında yıkıldı. Bu gizli bir cemiyet oluşturan farklı sistemlerden insanların ve Orion İmparatorluğunun savaşı idi.


En ağır yıkıma uğrayan taraf bizim gördüğümüz görünen taraf idi. Yıkıma, Ayımız şimdi tahrip olmuş bir gezegen olan Maldek’in yörüngesinde yerleşik iken parçacık ışın silahları neden oldu. Şimdiki Ayımız Maldek’in yörüngesindeki iki aydan biriydi. Bana ikinci ayın Phobos olduğu söylendi. Onun da üzerinde yıkıntılar var.


Ayın yüzeyinde her tarafa yayılmış olan cam bir zamanlar var olan Kubbeli şehirlerden geldi. Bu noktada ayın yerçekimine nasıl sahip olduğunu açıklamak istiyorum. Bu Andromeda bilimidir.


Güneşimiz elektromanyetik spektrumda çok yüksek nüfuz edici radyasyon üretir. Bu frekans yaklaşık saniyede bir trilyon devirdir. Bu frekans infrared ve radar bandın alt kısmında yerleşiktir. Yerçekimine neden olan gezegenlerin dönüşü değil, güneşten gelen bu radyasyondur. Andromeda bilimi, 47 km genişliğindeki ve güneşe maruz kalan herhangi bir gezegen gövdesinin yerçekimi alanına sahip olacağını iddia ediyor. Kendi ekseninde dönmese bile.


Andromedalılar bana aşağıdaki olaylar serisini anlattılar. Bu bilginin kaydedilmiş olduğunu söylediler. Bunu henüz görmedim. Doğruluğu inancında bu bilgiyi size aktarıyorum.


Ayın yüzeyine vardıklarında, NSA astronotları, tur rehberleri olan Griler ile birlikte Reptilian – benzeri varlıkların ve insan varlıkların kalıntılarının ve iskeletlerinin bulunduğu yer altı yapılarına götürüldüler. Ayrıca, eski Orion teknolojisi keşfedildi. Bu bölge Andromedalılar tarafından Jules Verne kraterinin altı olarak bildirildi. Andromedalılar ayın gizli tarafının altındaki bu yapının boyutunun yaklaşık New York eyaleti kadar olduğunu söylüyorlar. <>


Bu dev yeraltı yapıları büyük gölleri, Dünyanın bitki yaşamını, uzaylı yapımı üretim makinelerini, gıda depolama yapılarını ve uzay gemisi hangarlarını içeriyor. Ayrıca, koridorlarda uzaylı yazılarına tanık olundu. NSA astronotlarına mühürlenmiş olan sekiz mahzen gösterildi, ama bunların içindekilerle ilgili bilgi bana açıklanmadı. Yapay Terra ortamı Dünya (gizli) Hükümetinin dikkatle seçilmiş personelini desteklemek ve barındırmak için yaratılıyor.


Bu üssün veya yapının insan lideri Bay Sekreter olarak çağırılıyor. Ay şimdi Dünyadan gelen yaklaşık 36, 719 insanı barındırıyor, küçük bir koloni; sadece doğuştan Aryan ırkından olan insanlar. Yapıları genişletmek için yeraltında ve üstünde yapılan çalışmaya göre, Andromedalılar yakın gelecekte 600,000 insan içeren nüfusu tahmin ediyorlar. Aydaki çoğu temas gerileyen (azalan) uzaylılar ve Dünya Düzeni insanları arasında gerçekleşiyor.


Şu anda, Dünya Düzeni ayda 53 adet Dünya yapımı UFO tipi uzay gemisine sahip. Ayrıca, ayda yapılan diğer silahlar parçacık ışın silahları, lazerler, nükleer bomba uyduları ve anti – madde silah sistemleridir. Aya ekipman ve donanım göndermek için Dünya üzerindeki anti – yerçekimi anormallikleri kullanıldı. Pine Gap, Avustralya ve Hint Okyanusundaki Garcia Adası ana fırlatma alanları idi. Ayrıca, Rusya’daki Sibirya bir diğer bölgedir.


Ayın uzak tarafında uzun süren yerleşim için yüzeyde yaratılan atmosfer vardır. Ayrıca su, göller ve bitkiler vardır. Bunlar burayı oturulabilir bir koloni haline getiriyor. Buradan, Dünya Hükümeti 1959 yılının Mart ayında Mars’a gitmeye karar verdi. Bu ultra gizli uzay programı büyük ölçüde Sovyetler Birliğinden geliştirildi ve başlatıldı, Sovyetler Birliğinin doğal kaynakları ve büyüklüğü nedeniyle.


Her şeyi gizlilik içinde yapabilirlerdi. Aya ilk vardıklarında, Dünya Düzeni astronotları, Grilerin yardımı ile kadim yer altı yapılarını yeniden açtılar. Andromedalılara göre 1931’den bu yana ayda çalışan bir koloni var.


Apollo astronotları aya indikleri zaman, Dünya Düzeni bir süredir orada idi. Bu bilgi ve teknoloji NASA’nın alt seviyelerinden ve ordudan gizlendi. NASA insanların orada gerçekte neler olduğunu bilmelerini önlemek için bir perde olarak kullanıldı. Astronotlar tehditler ile susturuldu ve bugüne dek sessiz kaldılar. <>


Bu noktada Andromedalıların önemli olduğunu söyledikleri bazı eski hikayeleri veya olayları paylaşmak istiyorum. Bu olaylar ile ilgili herhangi bir bilgi bulamadım, Andromedalılar özellikle aktardıkları için paylaşacağım. 1953’te Dünya uyduları ve radar Dünyaya doğru gelen büyük nesneleri gösterdi.


Bunlar Grilerin ana gemileri idi. Bu zaman – yolculuğu uzay gemileri 1787, 1788 ve 1789’da Venüs’ün yakınında görülen aynı gemi idi. 1645 yılında Venüs yakınında büyük bir ay görüldü, dört kez gidip geldiği görüldü. Bu Sirius B’den gelen ana gemi idi. 1844 Kasımında Mars’ın aydınlık kısmında görülen büyük gemi Orion ana gemisi idi. Aynı gemi 1799’da Merkür’de görüldü. Küre şeklindeki aynı gemi 26 Mart 1859’da Güneşin önünden geçti.


29 Temmuz 1878 tutulmasında, Merkür ve Venüs arasında görülen iki büyük parıldayan gövde Pleiades ve Andromeda ana gemisi idi.


1783 ve 1787’de, ayda yanardağ olmayan büyük parlak ışıklar görüldü. Bunlar Pleiades ana gemisi idi. 1894 Şubat ayında dev kara bir nesneye çarpan resmi çekilen obje Alpha Draconis’ten taşıyıcı bir gemi idi. 4 Nisan 1892’de, ayın yüzeyinden geçen gemi büyük bir kuş değildi, kanatları varmış gibi görünen bir gemi idi. Alpha Draconis’ten gelen bir gemiydi. Bu aynı gemi 27 Ocak 1912’de yine bu güneş sisteminde idi.


Baylar Bayanlar, şimdi içinde yaşadığımız zaman gelecekte masumiyetin sonu olarak bilinecek. Gezegensel bir ırk olarak kendimizi gerçeğin hayatta kalması gerektiği fikrine adamalıyız. Karşılaşacağımız büyük meydan okumalar olacak ve bir arada kalmak için gerekli olan her şeyi yapmalıyız. Bölündük ve parçalandık, yanlış yola saptırıldık. Ama lütfen, umudu kesmeyelim. Kahramanlar olma kapasitesine sahibiz. Dünyayı ve özgürlüğümüzü kurtarabiliriz. Birbirimize ve kendimize inanmalıyız.


NASA’NIN AY’DAKİ ŞEHİRLER İLE İLGİLİ SIRRI


APOLLO AY PROGRAMI SIRASINDA NASA’NIN LUNAR RECEİVİNG LABORATUARINDA DATA VE FOTOĞRAF KONTROL DEPARTMANININ ESKİ YÖNETİCİSİ OLAN KEN JOHNSTON ABD’DE BİR SERİ SANSASYONEL BİLDİRİMLERDE BULUNDU. ABD ASTRONOTLARININ AYA İNDİKLERİ ZAMAN YAPAY KAYNAKLI ESKİ HARABELER VE DAHA ÖNCE BİLİNMEYEN BİR TEKNOLOJİ BULDUKLARINI SÖYLEDİ. ASTRONOTLAR BULDUKLARI NESNELERİN FOTOĞRAFLARINI ÇEKTİLER, AMA NASA JOHNSTON’A RESİMLERİ YOK ETMESİNİ EMRETTİ. JOHNSTON EMRE UYMADI. ABD HÜKÜMETİNİN BU BİLGİYİ 40 YILDIR GİZLEDİĞİNİ SÖYLEDİ.


Johnston’un ürkütücü iddiaları son zamanlarda yayınlanan yeni bir kitapta ortaya konuyor, “Karanlık Misyon: NASA’nın Gizli Tarihi”, kitabın ortak yazarları eski NASA danışmanı ve CBS Bilim Danışmanı Richard C. Hoagland ve Mike Bara, aerospace mühendislik danışmanı.


Kitaptaki düşük kalitedeki resimler camdan yapılmış kubbeye benzer yapıların, taş kulelerin ve havada asılı kalelerin yıkıntılarını gösteriyor.


“Kaybedecek bir şeyim yok. NASA ile kavga ettim ve işten atıldım” dedi Ken Johnston.


NASA Ayda bulunan kadim uygarlık iddialarının ciddi olmadığına inanıyor. Tartışmalı kitabın yazarları Sovyetler Birliği ile ay yarışı başlatan Başkan Kennedy’nin aslında dünya dışı teknolojileri Moskova ile paylaşmaya niyetli olduğunu söylüyorlar.


Richard Hoagland Washington’un 30 yıllık sessizlikten sonra aniden Ayın keşfine ilgi duymalarının, ABD hükümetinin 40 yıldır gizlediği aydaki bulgulara dayandığına inanıyor. Rusya, Çin, Japonya ve hatta Hindistan Ayın keşfi üzerine çalışma planlarını bildirmişlerdi. Hoagland, ABD’nin bu noktada ilk olmak istediğini söyledi.


Aralık ayında NASA Ayın kutuplarından birinde uluslar arası bir üs inşa etmeyi planladığını duyurdu. Üs, 2024’e kadar tamamlanacak. Rusya’nın booster roket üreticisi Energia’nın daha tutkulu bir programı var: 2015’e kadar Ay’da daimi insanlı bir üs inşa etmek.


Hoagland ve Johnston ayrıca, NASA’nın gerçekte ABD’nin bir diğer savunma departmanı olarak çalıştığını kanıtlamaya niyetli; NASA ABD Kongresinin kontrolü olmadan önemli teknik ve bilimsel bilgileri sınıflandırmaya yetkili. <>


Hoagland Amerikan astronotların dünya dışı teknolojilerin örneklerini Ay’dan Dünya’ya gizlice getirebileceklerini söylüyor. Hoagland teknolojilerin dünyanın önde gelen ülkelerini yeni bir ay yarışına sokacağını söylüyor. “Sovyetler Birliği ve ABD arasındaki daha önceki uzay yarışına benzemeyen şekilde, yeni yarış Dünyadaki her bir insanın yaşamını belirleyecek” dedi.


Hoagland ve Johnston, ABD’nin programı kapatmak için mekik fırlatmaları bilerek yoğunlaştırdığını ve ABD nin tekrar Aya inmesini sağlayacak olan yeni uzay aracı Constellation’u kullanmaya başlayacağını düşünüyor.


Richard Hoagland NASA’nın başka sırları da gizlediğini söylüyor, bunlar arasında Mars’ın yüzeyinde mikropların keşfi var. Keşif 1976’da insansız uzay roketi Viking ile yapıldı.


Asagidaki linkte NASA”nin 40 yıl önceki fotoğraflarda gizlemeye çalıştıklarının, şimdi Photoshop teknikleri ile ortaya çıkarıldığını gösteren resimler var.


(Çeviri :Saffet Güler)




Alıntıdır.
Kaynak:kosulsuz-sevgi.
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
Bence ayın karanlık yüzünde açıklanmamış çok gerçekler saklı..
 

asterix

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2013
Mesajlar
743
Tepkime puanı
105
Ay dan dünyaya ET ler tarafından insanların frekansını düşük ve belli seviyede bir matrix içinde tutmak için radyo yayını gibi bir yayın yapıldığı ve bunun dünya insanın spritüel olarak gelişmesini önlediği söyleniyor.Kaynak David İcke.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Ay'ın terkedilmiş koca bir yapay üs olduğunu düşünün. Şimdi bu düşünceyi unutun. :)
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Ay dan dünyaya ET ler tarafından insanların frekansını düşük ve belli seviyede bir matrix içinde tutmak için radyo yayını gibi bir yayın yapıldığı ve bunun dünya insanın spritüel olarak gelişmesini önlediği söyleniyor.Kaynak David İcke.
İlginç bir açıklama.Belki de doğrudur.İnsanın güç ve zekasının yüksek olduğu bilinmesine rağmen kısıtlı olması da tuhaf.Dinlerde bu çok başka şekilde açıklanır ki ben saçma buluyorum. Bu Dünyada gizli olanı görme - gitme -duyma engellerimiz var.Verilmiş ise neden engel olunuyor ? Bu soru Tanrıyla bağdaşmıyor.Dolayısıyla manetik alanlarla oynanarak herşey mümkün.En basitt haliyle doğadan uzaklaştıkca yani ''özümüzden'' tüm yeteneklerimiz zaten kapanıyor hastalanıyor ve stres altında kalıyoruz.Bu stresin tam adı da insanın gerektiği gibi yaşamaması.Şartlarda zorlanarak dugusal baskı altında olması.
Açıklama mantıklı dolayısıyla.Spritüel gelişen insanlar kapitalizmden uzaklaşacağı ve maneviyatına döneceği için bu büyük güçlere tehlike arz ediyor demek.Ne kadar iyi ve kötü eş olsada artık Dünya da kötülükler iyiliği çok arkada bıraktı aldı başını gidiyorda..
 

Leyli Mira

Kayıtlı Üye
Katılım
6 May 2011
Mesajlar
133
Tepkime puanı
6
Belkide yeteri kadar ismemekle alakalı bir durumdur. Kısıtlı olmamız insanlık için daha iyi bir durum tantanasını geçersek, insanda istemenin ve başarmaya çalışmanın yetersiz olması bu durumu ortaya çıkartıyor olabilir. Yani neden bizi bu şekilde kusursuz bir sistem dahilinde yaratsın ki ? Aklıma hemen 'Vermek istemeseydi, istemek vermezdi' cümlesi geliyor. Yani bizim var olan meyvelerden tat almamızı istemeseydi dil verir miydi ? Ya da bunları düşünerek belli cümleler kurmamızı, onu sorgulamamızı ya da ona inanmamızı istemeseydi bir kalp ya da beyin verir miydi ? Konu bu şekilde devam ettiğinde direk 'Ya koca evreni yaratmış bir de bizim inancımıza, ibadetimize ihtiyacı mı var ya ?' mevzusuna geliyor ki bence ben bu noktada susmalıyım :)
 

Demir.D

Banlı Kullanıcı
Katılım
22 Ağu 2010
Mesajlar
675
Tepkime puanı
1
Konu dağılmış ama bence iyi olmuş. Güzel bir noktaya gelinmiş. AJA'da güzel bir açıklama yapmış (sonunu kapitalizme bağlamayaymış iyimiş. ) :D

Bu konu benimde dikkatimi çeken bir konu ve üzerinde bayağı bir araştırıp düşünüyorum ki zaten konuyu toparladığımda bununla ilgili bir konu açıp yazarım.

AJA'nın dediği gibi insanın güç ve zekasının yüksek olduğu bilinmesine rağmen kısıtlı olması hakketen tuhaf. Şu şekilde bir durum var insanoğlu fiziksel evrim geçirdiği kadar enerjisel yani ruhsal anlamdada evrim geciyor. Yanlız fiziksel evrimle ruhsal evrim arasında bazı farklılıklar var.

Örneğin fiziksel evrim sürekli, devamlı ilerlerken, ruhsal evrim sürekli ama kademeli olarak ilerliyor. Tıpkı tarih dersinden hatırladığımız ve çağ atlama olayları gibi bir süreç bu.

Nuh tufanı ve Hz. Süleyman gibi zamanlarda insanlık evrime uğramış hatta kapaların kapanması olayıylada direkt ve yakın olarak alakası var.

Tam emin değilim ama evrimin son halkası Hz. Süleyman olmuş hatta kapıların tam kapanmasıda bu evrime parelel. Urum tam olarak hangi zaman olduğunu biliyor. Bir kaç mesajında bunu farkettim.

Bu arada evrim demişken iyi yönde değil kötü yönde oluyor. Sürekli deriz ya hani teknoloji gelişiyor. Hayır teknoloji değimiz şey tamamen ilkelleşme. İlkelleşen insanlığı makineleşerek telafi etmeye çalışıyoruz. Düşününkü normal bir araba motorunu çalıştırmak için gerekli yakıtı şu anda ulaşabildiğimiz maksimum teknoloji ve yatırımla üretiyoruz.

Velhasıl kelam şu an için ay ile ilgili bu evrim zincirinde bir halka varmıdır bilmiyorum, rastlamadım ama olması kuvvetle muhtemel. İyi forumlar.
 
Ü

Üye silindi 58480

Hiçbir şüphem kalmadı ki dünyada olağanüstü haller oldukça haber önce aya gidiyor.

Ay dünyanın ajanı ve muhafızıdır. Hatta karanlık yüzündeki galaktik ülser üzerinden dünya bir merkez ofisten denetim altında tutuluyor olabilir.

Dünya savaşları gibi imtihanvari olaylara müdahale edilmese de, kıyamet sözleşmesine kadar kıyameti erken getirecek olan olaylara müdahale ediliyor olabilir.

Kavimlerin helaki dünyanın kurtarılamayacak yola girilmesini engellemek için bir galaktik müdahaledir.

Misal:
Escinsellik her devirde olmuştur. Ama Lut kavmi bunu siyasi bir dayatma olarak benimsetmek ve nesilleri kendilerine göre evirmek isteyince ve belki de döneminin süper gücü oldukları için uyarı almışlar ve helak edilmişlerdir.

Sistem ne zaman ki geri döndürülemeyecek yola sapacak olsa müdahale akabinde hep gelmiştir. Bunu denetleyen melek frekansının bir çağrı merkezi olmalı. Modem tüm dünyaya İnternet yaysa da bunun bir hardware mekanı olmalıdır.

Melekler belki de bedenlerinden çikip hologram oluşturma yeteneği olan bedenli varlıklardır. Belki de ayın ön kısmı bir kalkandır. Arka kısmında mezken tutmuş ve bizim yazıcı meleklerimizin datalarını toplayan ve bu simülasyonu opere eden akıllılar vardır.
 
Ü

Üye silindi 58480

Ayın küre olduğu da meçhul.
Bir kalkan da olabilir. Ya da bir çanak.

Ay üzerindeki kriterler belki de dünyadan yapılan bombardıman kalıntılarından başka birsey değildir. Öyle ya resmen bize bakıyor. Aykasi sisik mi yassı mi belli değil. Yarım ay öyle bir C harfi gibi oluyor ki fizik kuralına göre tam küre olması neredeyse imkansız. Belki de yaka rozeti şeklinde bile olabilir.
 

KarBahçesi

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Ağu 2018
Mesajlar
442
Tepkime puanı
341
Ayın küre olduğu da meçhul.
Bir kalkan da olabilir. Ya da bir çanak.

Ay üzerindeki kriterler belki de dünyadan yapılan bombardıman kalıntılarından başka birsey değildir. Öyle ya resmen bize bakıyor. Aykasi sisik mi yassı mi belli değil. Yarım ay öyle bir C harfi gibi oluyor ki fizik kuralına göre tam küre olması neredeyse imkansız. Belki de yaka rozeti şeklinde bile olabilir.
fizik kurallarına göre nasıl imkansız oluyor bunu daha ayrıntılı açıklarsanız sevinirim
 
Üst