Sabır .

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Belirli bir uyanışı yaşayan veya yola giren insanlar, bilgeliğe ulaşmadan, bilge olarak kabul edilmeden önce, evrensel yasa gereği, belirli denemelere, sınavlara sokulurlar. Bunlar çok özel, çok ince sınavlardır. Çünkü bilgeliğe doğru adım atıldıkça her şey incelir.


İnsanın da ince olması gerekir; düşüncede, akılda, mantıkta, duyguda, sezgide, gerçekte ve hayalde, yani her şeyde. Ve insan bunu gerçekleştirmek zorundadır. Onun için insanlardan büyük bir olgu istenir. Bu da SABIR‘dır.


Sabrı tarif etmeden önce, her birimiz, kendi içimize dönelim ve sabrın nasıl bir kavram olduğunu düşünelim!. Sabır deyince ne anlıyoruz?. Sabır, pasif bir bekleyiş midir, yoksa aktif bir olay mıdır?


Sabır; tembelce bir bekleyiş veya boş oturuş değildir. Tersine, geçirilmesi gereken süreçte, devamlı iç mücadele isteyen, duyguları, düşünceleri ve hareketleri devamlı kontrol etmeyi gerektiren, aktif bir durumdur. Sabrın içinde kendine hakimiyet vardır. Dolayısıyla karşılaşacağınız herhangi bir olaya karşı göstereceğimiz sabır, sizi birçok yanlıştan ve zarardan korur.


Sabrın karşıtı olan sabırsızlıkta ise, acele etmek ve olayın sonucuna bir an önce varmak isteği yatar. Kendini kontrol etmeyip egosu doğrultusunda hareket eden böyle bir kişi, birçok yanlışa neden olabilir. Çünki evrensel yasalara göre, bir şeyin, belirli bir zaman içinde oluşması için, bir zamana ihtiyacı vardır. Bir çocuğun doğması için nasıl dokuz ay geçmesi gerekiyorsa veya bir meyvenin olgunlaşması için belirli bir zamana ihtiyacı olduğu gibi. O yüzden olayların sonucuna, sabretmeyerek bir an önce erken varmak isteyenler, aslında o olayın olmasını geciktirenlerdir. Her olaya karşı gösterilecek sabır, size bu olayı irdelemek için gerekli olan zaman dilimini kazandıracaktır.


O zaman sabrı şöyle tarif edebiliriz: Karşılaştığımız her olayda eyleme geçmeden önce gerekli olan bu zaman dilimini, sükünetle, teslimiyetle, içsel çalışma yaparak en iyi şekilde değerlendirmektir, sabır.


Ham bir meyve yersek ağzımızı burar, olgun bir meyve yersek, ağzımız tadla dolar. Her zaman olgun meyve yemek için sabrı öğrenmek zorundayız.

Alıntı.
 
Üst