Hz. Süleyman'a Verilen İlimler

Allah'ın ilim verdiği peygamberlerden biri Hz. Süleyman'dır. Hz. Süleyman'a verilen ilimler arasında rüzgarların emrine verilmesi, cinleri ve şeytanları kontrol edebilmesi, karıncaların konuşmalarını anlaması, kuş dilini bilmesi gibi pek çoğu daha önce kimseye nasip olmayan üstün ilimler bulunmaktadır. Allah, rüzgarı, Hz. Süleyman'ın emrine vermiş ve çeşitli işlerinde bir araç olarak kullanmasına imkan sağlamıştır:

"Süleyman için de, fırtına biçiminde esen rüzgara (boyun eğdirdik) ki, kendi emriyle, içinde bereketler kıldığımız yere akıp giderdi. Biz herşeyi bilenleriz." (Enbiya Suresi, 81)

Kuşların Hz. Süleyman'ın hizmetine verilmiş olması ve kendisine kuşların konuşma dilinin öğretildiği ise ayetlerde şöyle haber verilmiştir:

"Süleyman, Davud'a mirasçı oldu ve dedi ki: "Ey insanlar, bize kuşların konuşma-dili öğretildi ve bize her şeyden (bol bir nimet) verildi. Gerçekten bu, apaçık bir üstünlüktür." Süleyman'a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı." (Neml Suresi, 16-17)

Kuşların, diğer insanların duyamadığı özel bir dalga boyunda, kendilerine has bir konuşmaları vardır. Hz. Süleyman'a, bu özel frekanstaki konuşmayı anlayabilecek bir ilim verilmiştir. Bu, sebepler dahilinde teknolojik bir imkanla da olmuş olabilir. Hz. Süleyman, kuşların bu farklı frekanslardaki sesli iletişimini anlaması sayesinde onlara çeşitli emirler vermiş, kuşlar da onun bu emirlerini yerine getirmiş olabilirler.

Hz. Süleyman kuşları kimi zaman haber taşımada, kimi zaman da istihbarat toplamada kullanmış ve bu şekilde çok önemli sonuçlar elde etmiştir. Bu ilim, onun diğer ülkelerle iletişimini kolaylaştırmış, çok zor ulaşılabilecek bölgelere rahatlıkla ulaşmasına imkan vermiştir.

Allah'ın Hz. Süleyman'a lütfettiği bir diğer nimet de birtakım şeytan ve cinleri onun hizmetine vermesidir. Hz. Süleyman, emrine verilen cin ve şeytanları ordusunda, sanatsal çalışmalarında ve inşa faaliyetlerinde türlü görevler vererek kullanmıştır:

"... Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı..." (Sebe Suresi, 12)

"... Onun için denizde dalgıçlık yapan ve bundan başka iş(ler) de gören şeytanlardan kimseleri de (emrine verdik)..." (Enbiya Suresi, 82)

Hz. Süleyman bu dalgıç şeytanları çok farklı görevlerde hizmetinde kullanmış olabilir. Şeytanlar istihbarat ya da askeri amaçlı görevler almış olabilecekleri gibi, bilimsel görevler de yapmış olabilirler. Örneğin Hz. Süleyman onları deniz altındaki zenginliklerin işlenerek, insanların hizmetine sokulması için gerekli araştırmaların yapılması gibi görevlerde kullanmış olabilir.

Hz. Süleyman'ın emrine şeytanların verilmesi, ona Allah'tan çok büyük bir lütuftur. Çünkü Allah, şeytanı imtihan ortamının bir parçası olarak yaratmış ve ona bu amaç doğrultusunda geçici bir süre için- çeşitli imkanlar ve özellikler vermiştir.

Bu şekilde çeşitli bilgilere sahip olan bir varlığı emrinde bulundurmak, Hz. Süleyman'a hem diğer ülkelerle olan ilişkilerinde, hem de kendi ülkesini yönlendirmesinde çok büyük kolaylıklar sağlamış olabilir.

Allah, Hz. Süleyman'a büyük bir saltanat, benzeri görülmemiş bir zenginlik vermiş; üstün ilimler ile onu desteklemiştir. Hz. Süleyman da kendisine verilen zenginlik ve bu ilimler vesilesi ile büyük bir ordu ve güçlü bir devlet kurmuştur. Peygamberimiz (sav)'in hadislerinden, Hz. Süleyman'ın devletinin o dönemde yeryüzündeki en güçlü devlet olduğu anlaşılmaktadır.


Alıntıdır.

yaa merak ettim ifrit ve cin aynı şeyler midir yoksa ikisi de farklı mı_?

konuyu bugun gördüm ilk defa.

tamamen aynı değildir. ama ne farkederki. unutmayın ki O Hz.Süleymandı. Diğeri Hz.Musa bir diğeri Hz.Muhammed (s.a.v.). bir diğeri bir diğeri ... böyle böyle devam eder bu siz onlar değilsiniz. Musa gibi konuşabildin mi Rabbinle. Hz.Muhammed gibi çıkabildinmi Rabbin katına görebildinmi onu. Onlar kadar olamazsın ama yinede onlara dost bile olabilmek için önce tam teslimiyet şartdır. Yıllardır çalışmama rağmen henüz 1 nci basamağın 4 ncü aşamasında olduğumu düşünüyorum sayın üstadımın bana verdiği ilimle biiznillahi. 4 den gayri daha 28 var. henüz 1 nci aşamayı bitirmeye bile hazır değilim daha. Umulur ki yüce Rabbim ihsan ve furkanlarını tecelli eder.

zenithmx bahsettiginiz asamalar yada basamaklar nedir anlayamadim ama ilgimi cekti, bahsedermisiniz ?

La-edri' Alıntı:

zenithmx bahsettiginiz asamalar yada basamaklar nedir anlayamadim ama ilgimi cekti, bahsedermisiniz ?

Genişletmek için tıkla ...

konu aslında çok fazla uzun fakat kısaca şöyle söyliyim;

temel olarak üstadım bana 4 aşamayı tarif etti. bunları yapabilmek için maddeden dünya metanından vazgeçmiş olmak gerekiyor. ben çocukluğumdan beri bu bahsettiğim konunun içindeyim. ve bir yerde dünya beni tutuyor. (dünyadan kastım içinde bulunduğumuz sistem gereği yapmamız gerekenler sorumluluklarımız vs.)

öncelikle bütün hadisleri doğru olduğuna inanmasanız bile okuyup öğrenmeniz gerekiyor. kur'an-ı kerim'i anlamış olmanız gerekiyor* Rasulullah Efendimiz kadar olması mümkün değil tabiki.

4 ana aşama demiştim (alt seviye şartlar)

1-Ruhun Allah'a ulaşması (ben henüz bu aşamadıyım. Burdaki kasıt ruhumuzun uçup gitmesi gezmesi vs.değil ona yaklaşmak manasındadır)
2-Vechin Allah'a kul olması [Fizik Vücudunun]
3-Nefsin Temizlenmesi
4-İradenin Güçlenmesi

bazıları bu sıralama yanlış olmuş diyebilir. içine girmeden bunu anlamak mümkün değildir. Mesela bazılarınız önce iradeyi güçlendirmek gerekmiyormu diyebilir. öncelikle nasıl nerden geldiğimizi bilmek ve kuranı kerimde sürekli olarak ayetlerde geçen "mutlaka bize döndürüleceksiniz" kısmını araştırmak gerekiyor tabi tek ayet bu değildir. birçok ayet var hidayet hakkında.

bu 4 aşama birinci alt seviye şartlar bir 4 daha var oda üst seviye şartlardır. kendi içinde aşamalara ayrılıyor toplamda 28 ve 14 ediyor. ben ilk 28 in 4 de olduğumu sanıyorum biiznillahi.

insan zaman geçtikçe daha iyi görebiliyor. tabi zamanınızı neyle geçirdiğiniz de önemli. hiçbirşey bizim kısa gördüğümüz kadar kısa zamanda olmuyor. Unutmayınki Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bile 40 yaşında Peygamber olmuştur.

Yüce Rabbimiz hidayete ulaşmamızı 12 Ayetle farz kılmıştır. İslamın 5 şartını gerçekleştirmekle bir kişi "islam" mertebesine ulaşamıyor. Ne yazıkki bu konuda bilgili çok kimse yok.

bir ayeti kerimeden hidayet örneği ;

Onlar, Allah'ın ahdini ifa ederler ve misaklerini bozmazlar.Ve onlar Allah'ın (ölümden evvel) Allah'a ulaştırılmasını emrettiği şeyi, O'na ulaştırırlar. Ve Rab'lerine karşı huşû duyarlar ve kötü hesaptan korkarlar. (RAD SURESİ 20-21 Ayeti Kerime)

altını çizdiğim kısmı iyi düşünmenizi araştırmanızı tavsiye ederim müslüman ve doğru yolu bulmaya çalışan kardeşlerim için. İslam kelime manası "Allah'a teslim olmak" demektir. Bizden öncekilerin bir ismi yok. Musevi İsevi gibi. yahudi kökeni Yahovaya tapanlardan gelir. Hristiyan yine aynı ingilizceden türkçeye geçmiştir. Başka bir ismi vardı şu an hatırlamıyorum. Fakat "İslam" kelimesini Rabbimiz tayin etmiştir. Edilmeseydi "Muhammedi" olarak isimlendirilirdi dinimiz. Müslüman islamı kabul etmiş kişiden türemiştir. imar dan mimar, teşekkürden müteşekkür, tasavvuftan mutasavvıf ın türemesi gibi. Yanlışım varsa affola.

konu siteye ne kadar müsait bilmiyorum ama dostumuzun talebi üzerine koymuş bulunuyorum.

Sitede bu konuda mutlaka benden daha bilgili üstün kişiler vardır diye düşünüyorum. söylediğim gibi yaşım genç ve bağlı olduğum bir üstadım var. ben ondan bilgi ediniyor ona kanaat ediyorum. sizede ne yapmanız gerektiğini tarif edecek kadar bilgili olduğumu sanmıyorum haşa. Selametle Kalın.

evet uygun gorulen yolunu secen once ruhunu verirse her ne isi olursa olsun once ruhunu ona katip tamamen kendini teslim ederse Budhizmde ustad o dur. soylediginiz de islama gore olani bunun galiba sayin zenitmx

kaansarp senin icin ifrit de cin de nevi olarak aynidir ama ozellik olarak farklidir denilir. nasil ki yilandir zemher ayni kobrada yilandir. hepsi yilandir. ifritte nevi olarak oyledir. hem aynidir ama traiti farklidir.