Refleksoloji Nedir ve Yararları

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
Hem refleksolojinin hem de akupunktur ve diğer benzer terapilerin niçin işe yaradığı konusunda gerçekten bazı yeni ipuçları ve basit fikirler aramak zorundayız. Biraz hem sinir uçları kuramı ya da kuşak kuramı hem de yaşam gücü meridyenleri kuramından alınan olası bir açıklama aşağıda verilmiştir.

Doğu felsefeleri ve doğal tıp sistemlerinin birçoğunda sinir sisteminin zihinle beden arasındaki bağlantı olduğunu biliyoruz. Ayrıca, süptil içsel enerjilerin ya da Budist felsefede bilindikleri biçimiyle "rüzgarlar"ın, zihinsel ve fiziksel sağlığımızı yönettiğini de biliyoruz. Güçlü, açık ve iyi dengelenmiş süptil içsel rüzgarlar taşıyıp doğal olarak ürettiğimizde, fiziksel ve zihinsel sağlığımız da iyi olur. Bu fikirleri anlamak için, yaşam gücü enerjisinin ne olduğu ve yaşam için niçin bu kadar önemli, kritik olduğu konusunda temel bir anlayış edinmek yardımcı olacaktır.

Yaşam gücü enerjisinin, tüm yaşamın süptil temeli, her yaşam biçiminin doğum, yaşam ve ölüm döngüsünü destekleyen, besleyen ve ayakta tutan bir tür kozmik çorba olduğunu söyleyebiliriz.
Modern fizik bize her maddenin farklı enerji frekanslarından yapıldığını söyler. Katı nesneler oldukça düşük ya da yavaş frekansta titreşen enerjiden yapılmıştır. Su, hava ve yaşam gücü enerjisi gibi daha az katı nesneler inanılmaz derecede hızlı titreşirler. Maddenin molekülleri ve atomları içinde oransal olarak evrendeki gezegenler arasındakinden daha fazla boşluk olduğunu, bu yüzden de hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını da biliyoruz.

Budizm ve Vedik bilim gibi Doğu felsefelerinin birçoğu, enerji kavramını bizden çok daha iyi kavramışlardır. Onlar ayrıca kendini adamış birçok uygulamacının yaşadığı mistik ve spiritüel deneyimleri açıklayacak bir şekilde bu bilgiyi dinlerine de katarlar. Bu topluluklarda, bilim, din ve sanat ayrı ayrı şeyler değil, sadece aynı yaşam ağacının dalları olarak görülür. Doğunun Tanrı anlayışının bir yönü evrensel bir yaşam gücü enerjisi biçimindedir; yani tüm yaşamın tek gerçek kaynağı. Bitkilere, ağaçlara, hayvanlara, insanlara, gezegenlere, yıldızlara ve evrenlere yaşam soluğu veren enerjilerin hepsi, bu tek kaynaktan gelir. İyi bir fiziksel, zihinsel ve spiritüel sağlık sürdürmek ya da oluşturmak istiyorsak temas kurmamız gereken yaşam kaynağı budur.

Dua, meditasyon, doğada bir yürüyüş yapmak ya da şifa almak yoluyla bu enerjiyle temasa geçtiğimizde, kendimizi daha az "ayrı", kendi içimizde giderek "bütün" ve yaratılışın "bütün"ü içinde hissederiz. Bir birlik duygusu yaşarız. Olayların mükemmel düzeni içindeki yerimiz ya da rolümüzün daha farkında oluruz ve aynı zamanda kendimizi kuşku veya özür olmaksızın olduğumuz her şey olma becerilerimiz konusunda emin, desteklenmiş, güvende ve açık hissederiz. Bu spiritüel ya da kişisel deneyimlerin iyileşmenin "özü" olduğunu ve birçok tamamlayıcı terapinin istenen bir yan ürünü olduklarını söyleyebiliriz.

İki tür yaşam gücü enerjisi vardır: içsel ve dışsal. İçsel yaşam gücü enerjisi, her canlı varlığın vücudu ve zihninde varolan süptil enerjidir. Dışsal yaşam gücü enerjisi bitkiler, çiçekler, ağaçlar, kayalar, mineraller ve kristallerde vardır. Bu enerji çoğu kez Bach Flower Remedies, kristalle iyileştirme ve homeopaitk ve bitkisel ilaçlarda olduğu gibi iyileştirme amaçları için kullanılır. Sadece bir ormanda ya da deniz kıyısında yürümenin bile üzerimizde sakinleştirici ve iyileştirici etkisi olabilir. Bu yerlerde bulunan, kendi içsel enerjilerimizi "yükselten" çok sayıda saf, dışsal yaşam gücü enerjisi vardır ve bu vücudumuzla zihnimizde karşılıklı bir etkiye sahiptir. Tersine, bu enerjilerin kısıtlanmış olduğu kentsel alanlarda ve stresli ortamlarda çokça zaman geçirirsek bu sağlığımızı, özellikle bunları yukarıdaki durumlara dönüştüremiyor ya da çıkaramıyorsak, ters biçimde etkileyebilir. Daha önce de ifade edildiği gibi, içsel yaşam gücü enerjisi, insan vücudundaki süptil kanallar ya da meridyenlerden geçer ve bunlar, örneğin stres yüzünden, bloke olduğu ya da dengesizleştiğinde, hastalıkla sonuçlanabilir.

Birçok tamamlayıcı terapi vücut ve zihnin bu içsel enerjileri yeniden dengelemesi ve temizlemesine, bu şekilde de sağlığı ve iyiliği geliştirerek, yardımcı olmaya çabalar; işte bu, refleksolojinin de bir iyileştirme tekniği olarak çalışma biçimidir.

Refleksolojinin içsel enerji sistemimizi yeniden dengeleme, temizleme ve yenileme yoluyla sağlığımız ve iyiliğimiz üzerinde büyük bir etkisi olabilir. İçsel yaşam gücü enerjisi bloke, durgun ya da dengesiz olduğunda, düzenli refleksoloji tedavileri bu enerjinin niteliğini doğal olarak ve çaba harcamadan dağıtma, vücudumuzun, zihnimizin ve çevrenin izin vereceği en sağlıklı düzeye yükseltme etkisine sahiptir. Bir refleksoloji tedavisi aynı zamanda çoğunlukla hastalık tarafından kesilen ya da kısıtlanan evrensel yaşam gücü enerjisinin yeniden dengeli bir akışı alacak biçimde enerji sistemimizi açma etkisine de sahiptir. Belki daha kesin bir şekilde, bu yaşam gücü enerjisinin kesilmiş olmasının pek çok hastalığın nedeni olduğunu söyleyebiliriz.

Refleksoloji, sağlıklı kalmak için ayaklardaki refleks noktalarını uyarmaya dayanan bir yönetimdir. Vücudun her bölgesinin ayaklarda bulunan belirli bir noktaya karşılık geldiği ve bunlara uygulayacağınız basınçlarla tüm vücudu gevşetip dengeleyebileceğiniz ve hatta bir dizi rahatsızlığın sağaltımına yardımcı olabileceğiniz teorisinden yola çıkar. Örneğin mide sorunları, ayağın yuvarlak ve etli yerinin hemen altına, baş ağrıları da ayak başparmağına uygulanacak bir basınçla giderilebilir. Noktalarının çoğu tabanlardadır, ancak ayağın üzerinde ve bilek çevresinde de birkaç nokta vardır.

Refleksoloji uzmanları, vücudun herhangi bir yerindeki rahatsızlığın ayakların bu bölgeye karşılık gelen noktasındaki duyarlılıkla dışarı yansıdığını söyler; hastalıkları teşhis ettiklerini iddia etmezler ama iyi bir terapist vücudun neresinde bir zayıflık olduğunu rahatlıkla bulabilir.

Ayaklar çok karmaşık bir yapıya sahiptir, ayak sorunları da (nasır ve sertlikler) duruşla ilgili veya daha başka rahatsızlıklara yol açabilirler. Akciğer sorunları olan insanların ayaklarının yuvarlak kısımlarında (akciğerlere karşılık gelen bölge) sertleşmelerin sık görülmesi ve ayak başparmaklarının altında yara olanların da boyun sorunlarının olması çok mümkündür.

Refleksolojinin nasıl işlediğine dair hiçbir bilimsel açıklama yapılmasa da yöntem çok başarılıdır. En azından, ayaklara bu şekilde masaj yapılması son derece gevşeticidir. Ve bu genel sağlığa da yansır. Gergin kasların kan damarlarını dolaşımı kısıtlayacak ölçüde büzmesi azalır, kanın serbestçe dolaşması, hücrelere besin dağıtması ve atıkları gidermesi sağlanır. Refleksoloji, bunun yanı sıra pek çok ayak sorununu da çözer.

Alıntı
 
Üst