Şimdiki insanlar neden cinselliğe ve aşka programlanmış gibi davranıyorlar?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

mecra

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2008
Mesajlar
482
Tepkime puanı
40
Icinde bulundugumuz zaman evet egonun tavan yapmasi icin mukemmel bir zaman. Hadi ego bir yana devir acgozluluk devri. Millet Rabbena hep bana diyor :/ Cinsellikte de ayni sekilde davraniyorlar. O kadar acgozluler ki doymak bilmiyorlar ve ha bire yeni yeni seyler turetiyorlar. Acayip cinsel fantazilerden bahsediyorum. E hal boyleyken insanlar birbirlerinden cabuk bikiyor ve yeni arayislara giriyor. Boylece iliskiler cok cok kisa suruyor. Bence toplumlari bu hale getiren olusturulan sistemdir. Alternetifler arttikca acgozluluk de artar cunku.
 

codzombi

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Kas 2011
Mesajlar
1,169
Tepkime puanı
119
Geçen arkadaşımla konuşuyorum birebir yaşanmış gerçek bir hikayedir,arkdaşım kendi arkadaşlarıyla kahvehane de ouruyorlar masalarında 2 yaşlı adam var biri 60 yaşında diğeri 70 yaş civarlarında , aralrında bi sohbet geçiyomuş aynen bu konu gibi . Yaşlı adam , arkadaşıma "sizin zamanınızdaki gençlere çok şaşkınım, sizin zamanınız daha çok sabırlı " . arkadaşta şaşırmış neden diye , yaşlı adam demişki" genç kızlara bakıyorum demiş , hepsi bir alemde , böyle giyinenler bizim zamanımızda olsaydı tecavüze uğrardı herhalde . şimdi bakıyorum hepsi rahat falan "demiş. Bu da dedenin bakış açısı :D
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Biz eskiden diye başlayan sözleri, büyüklerin ritmik tınısı diye görürdük ama şu an bakıyorum da gerçekten saygıyı biliyormuşuz biz eskiden...


İşin cinsellik, aşk, saldırganlık kısımlarını, her uzman kendince açıklamış zaten. Kim neyi, neden yapar konusunun uzantısı da aşmakta sanırım. Doymamakta, ben kavramının sen kavramını, sakız gibi çiğnemesinde. Bir de sistemlerin, medyanın ve elinde gücü bulunduranların bilindik oyunları da ekleniyor. Çok bilmeyin, sadece üretin, tüketin sitematiğinin işlemesi düpedüz...


İki uç da çok tehlikelidir esasında, yasakların abartıldığı, karşı cinslerin çok uzak objeler gibi görüldüğü toplumlarda, tecavüzlere kadar gidebilen bir çıldırmış, açlık... "Özgürüz"ün altı çizilmemiş halindeyse, görmek zorundaymışız gibi, gözümüzün içine kadar sokulan, doymak bilmeyen, hatta neredeyse başka şey bilmeyen çıldırmışlık.


Bir çok konuda olduğu gibi denge burada asıl olmalı. İş bana göre ailelerde bitiyor, "ben çok yasaklandım, hadi sen özgürlüğe koş" da "aman başına hal gelir" diye sık boğaz etmek de doğru görünmüyor ve nitekim sonuçları ortada.

Denge denge denge...
Sevgiyle...
 

BattleFury

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ara 2010
Mesajlar
487
Tepkime puanı
72
kötü denilmedi ki... karşılıklı sevgiyi cinsel arzular veya sevgilisiz kalmama gibi nedenlerden dolayı veriyorsalar, kötü olması söz konusu olabilir..

Karşılıklı sevginin nesi kötü!

ve açıkcası ben de sevgiden geriye pek fazla birşeyin kaldığına inanıyor değilim.... baksanıza ne kadar kolay harcayabiliyorlar sevgiyi, verilen değeri..
 

ENDORA

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Kas 2012
Mesajlar
124
Tepkime puanı
18
Gençlere özgürlüğün ne anlama geldiğini öğretemiyoruz sıkıntı bundan kaynaklanıyor, gençler özgürlükle birbirine karıştırıyor. Daha doğrusu özgürlüğün canın ne istiyorsa onu yapmak olduğunu sanıyor. Oysa özgür olabilmek doğruyu ve yanlışı müdahalesiz ayırıp üzerinde bir baskı olmadan da doğru olanı yapabilecek akla ve olgunluğa sahip olmakla başlar ve doğruluğuna inandığın şeyleri herkese ve her şeye rağmen dimdik durarak yapmaktır. Liselerin hali zaten perişan. Düşünebiliyor musunuz sevdiğim bir kızı bir gün bana Darwin kim diye sordu. Bir rap şarkısı içinde geçiyormuş. Sen Bunu bana ciddi olarak mı soruyorsun? Kim olduğunu gerçekten bilmiyor musun dedim. Gayet ciddi bilmiyorum dedi. Peki, Einstein kim biliyor musun dedim düşündü ve ampulü mü bulmuştu dedi. Fıttırdım yahu. Niye ki bizim okuldakilerin hiçbiri Darwin’i bilmiyor dedi. Ne söyleyeyim. Zır cahil bu çocuklar ve çok üzülüyorum.
 

SeyyiD1109

Kayıtlı Üye
Katılım
15 May 2012
Mesajlar
91
Tepkime puanı
34
Bu durumların önüne geçmek istiyorsak bence belli yaş aralığındaki çocuklara televizyonun çoğu programı yasaklanmalı. Bir hafta içinde yayınlanan dizilerden kaç tanesinde öğrenilicek bir olgu var. Çocuk annesiyle veya babasıyla tv karşısında aldatmayı,sevişmeyi(!),birilerinin arkasından iş çevirmeyi görüyor ve o kadar aşinalık kazanıyorki büyüyene kadar bu artık normalleşiyor onun için.Şükür tv izlemek gibi bir alışkanlığım yok yarın bir gün kendi çocuğumunda böyle bi alışkanlık edinmesini istemem. Eskiden tüm kötülüklerin anası içki denirdi ama bence artık tv oldu...
 
Ü

Üye silindi 15237


Dediklerinize aynen katılıyorum . Malesefki kitap okuyacağımız yere aile içi sohbet edeceğimiz yere

kim kiminle evleniyor kim kimi vurmuş bunları takip ediyoruz..
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Televizyondan nefret ederim.Çocuklar için müthiş sakıncalı buluyorum.Geleneklerimiz falan hiç birşey kalmadı..En basitinden yemekteyiz programı diye bir zımbırtı var,insanlar birbirine ne kadar saygısız ve seviyesizler orada.Bizim evimize gelen insana hürmet edilir nazik davranılır yemekle dalga geçilmez..Bu sadece minik bir örnekti.
Bunlarlamı eğitiyoruz insana saygıyı adabı edebi ? Herşeyin karşılığını ''para'' alınca ne değer kalır ne namus ne saygı ne sevgi..Üzülüyorum sadece olanlara.
Umuyorum bilinçlenir aileler evlatlarına karşı ve her kötülüğe etkenlere rağmen ısrarla zeki ve vicdanlı dürüst evlatlar yetiştirirler.
Gencinden tutun orta yaşa bakın kadını da erkeğide cinsellik peşinde,yiyelim içelim yatalım unutalım.Bu duygu gerçekten hayvani..

İyi forumlar.
 

albus

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ara 2011
Mesajlar
1,049
Tepkime puanı
313
Mutlu olacaklarını zannediyorlar.
Hergün izledikleri Tv'de sinemada hep yakışıklı bir erkek güzel bir kız var.
Aşıklar. Gülüyorlar. Mutlular.
Hayatlarının o film gibi olmasını istiyorlar.
Ama film insanın hayatı değil; insan filmin hayatı, konusudur.
Bundan dolayı olabilir. Hemde cinsellik yağmuruna tutuluyoruz.
Araştırma sonuçları Afrikalı Amerikalı kızların %25’inin, Latin kızlarının %15’inin ve beyaz ırk kızların %10’unun 7 yaşında ergenliğe girdiğini gösterdi . 8 yaşında ergenliğe giren kızlar Afrikalı Amerikalı kız nüfusunun %43’ünü, Latin kız nüfusunun %31’ini ve beyaz ırk kız nüfusunun %18’ini oluşturuyor.
20. yüzyılın başlarında kızlar için ortalama ergenlik yaşı 14’dü. Yüzyıl içerisinde bu rakam 12.5’e düştü.
Erkeklerde pek farklı değil.

Ergenlik yaşları böyle değişti. Ama sistemler..
Evlilik 30 olmuş. Nasıl normallik beklenir ki?
İnsanın fıtri yapısına aykırı.
 

treworax

Kayıtlı Üye
Katılım
18 Eyl 2012
Mesajlar
127
Tepkime puanı
19
Herkes birilerini suçlamakta,kimleri "sübliminal mesaj" der,kimileri "sistem" der.Aslında herkes kendine göre haklıdır ama yine çeliştikleri bir nokta var.Sürekli yasaklar konuldu ve insana bu yasaklar benimsetilmeye çalışıldı,sonra insanlar,hakları olan özgürlüklerini geri kazanmaya çalışırken "KENDİ ÖZGÜR İRADESİ İLE" başa getirdikleri insanlar onlara engel oldular.İnsan hiçbir zaman kendi gücünün farkında olamadı,sürekli toplum,aile ve siyasi baskılar altında kaldı ve bu insanlar tarafından köleleştirildi.Fazla uzatmadan konuya geleyim,bahsetmek istediğim konu insanlara yasaklar koymak yerine özgür bırakmaktır.Çocuğa cinselliği yasaklamak yerine kendi iradesine bırakmalıyız ve ona cinselliği de,saldırganlığı da öğretmeliyiz ve "yasak olduğu için" değilde "istemediği için" yapmasını sağlamalıyız,yani çocuk hiçbir baskı ve yasak altında kalmadan doğruyu öğrenmeli ve uygulamalıdır.(ve bu uygulanırken doğrunun ve yanlışın herkese göre değiştiği gerçeği asla unutulmamalıdır)

Bu yorum "küçük çocuklara TV'deki cinsellik ve saldırganlık içeren dizileri/filmleri izlemeyi yasaklamalıyız" diyen ve ona katılan arkadaşlara ithafen yazılmıştır,,,
 

meleki

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Ara 2011
Mesajlar
25
Tepkime puanı
1
yasak olan ve bilinmeyene olan özlem diye düşünüyorum bunun nedenini.ülkemiz batı ülkeleri ile bir kültürleşme içerisinde bunun sancıları olarakta bir kültür şoku yaşandığını düşünüyorum.bunun neticesi olumlu yada olumsuz olabiliyor...bizim ülkemizde çocuklugumuzda yetiştirilme tarzımızda çok ciddi anlam karmaşası yaşadık yaşıyoruz cinsellik bize ahlaksız birşey gibi lanse edildi.farkında olmadan bu yasaklar bilinç altına etik olmayan şekillerde datalandı.sonuçları bazı olumsuz dışa vurum olarak yansıdı hayvanlarla ,çocuklarla.kardeşlerle.baba kız örneklemeler o kadar olumsuz ki artık nefrete dönüştü bu olgu zevk için cinsellik yaşayan tek varlık insan oldu...hayvanlar üremek için çiftleşir ve hiçbir hayvan tecavüz etmez farkındaysanız...konu vahim aslında çok vahim ....
 

ruthlessness

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ara 2012
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Bu durumların önüne geçmek istiyorsak bence belli yaş aralığındaki çocuklara televizyonun çoğu programı yasaklanmalı. Bir hafta içinde yayınlanan dizilerden kaç tanesinde öğrenilicek bir olgu var. Çocuk annesiyle veya babasıyla tv karşısında aldatmayı,sevişmeyi(!),birilerinin arkasından iş çevirmeyi görüyor ve o kadar aşinalık kazanıyorki büyüyene kadar bu artık normalleşiyor onun için.Şükür tv izlemek gibi bir alışkanlığım yok yarın bir gün kendi çocuğumunda böyle bi alışkanlık edinmesini istemem. Eskiden tüm kötülüklerin anası içki denirdi ama bence artık tv oldu...

Çok doğru şeyler söylemişsiniz.

Git gide televizyon kültürü hayatımızı derinden etkilemeye başladı. Kitap okumayı değilde televizyon izlemeyi yeğler olduk. Öyle ki; televizyondakileri gerçek, kendi hayatımızı hayal ürünü sanmaya başladık. Durum vahim. Televizyonlarda hangi diziye bakarsak bakalım hepsinde aldatma, cinsellik, birbirinin kuyusunu kazma, şeytanlık, kolayca adam vurmak, vb.. Sanırım bi arkadaşın dediği gibi 25.kare'yle alakalı bu durum. Çünkü insanda ister istemez bir şeyler uyandırıyor. İnsanoğlu çabuk etkilenir. Küçük çocuklarsa her gördüklerini kendilerine örnek alırlar. Üzücü bi durum. Topluma kitap okuma alışkanlığı kazandırılması lazım. Saf sevginin, aşkın da sadece cinsellikten geçmediği öğretilmesi tabii..
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Konu bir şekilde yasakların getirdiklerine de dokundu, tekrar yazma gereği duydum böylelikle. Yasakların, daha büyük bastırılmış açlık ve akabinde daha ciddi sorunlar çıkartacağını görmemek bilinçli körlük olur bence de. Yalnız yasak değil de hayatını şekillendirirken, ailelere büyük görev düşmekte. Dilersek bilinçaltının oluştuğu çağlarda, onları bunlardan uzak tutabiliriz. Misal şehvet, ölüm, entrika dizilerini çocuklarla izlemek de ne demek!

Bunu kendisi de bir çocuk sahibi olan birisi olarak yazıyorum, ezberden konuşmuyorum. İlk 3 yılı bilerek tv engelleri koyduk, sonrasında sadece bir kaç çocuk programı sınırı ama o daha önce hayatı bilmiyordu ki. Bana neden x dizisini açmadın diyemez ki bizden alıyor, en büyük sorunu kaçırdığımız da bu. Çocuğum çok kola içiyor diye serzenişler duyuyorum, hayır tadını bilmezse içemez. Tv lerden alıkoyamıyorum diye de söyleniyor bir çoğumuz, t.v çocuk bakıcısı değildir, 3 yıl tv izlemedim hala da o kadar sınırlıdır ki . Sadece yaşına uygun bir program ve pcde yaşına özel bir program, tüm görsel maruzu buydu. Şimdi ama ben programlarımdan geri olamam diyen ailelere, ciddi bir seslenişim var, anne baba olmayın! Dünya, nüfus açlığı filan da çekmiyor, korkmayın siz üremezseniz, dünya sonu size bağlı değil! Herkes olmak zorunda da değil! Ya da başka yollarını bulun, oturun netten takip edin uyuduğunda ama onları şimdiden görsel şiddete maruz bırakmayın. Sonrasında, aklı, ilmi, insanlığı, yaşadığı hayatı anlayacağına, günlük saygısız, aykırı işlerine koyulan evlatlar yetiştiririz. Ki o evlatlar sadece anne babalarına ait değil, hepimizin evlatları ve hepimizi etkiliyorlar...

Ağır ve kırıcı konuşmalar olarak algılamayın. Ben yaptım, en harika ben yaptım demiyorum ancak hayatınızdan ödün vermeyecekseniz, sonuçlarına da ciddi ciddi katlanacaksınız. Hatta daha acısı, kimse size ait değil, evlatlarınız da herkes ayrı bir birey, dolayısıyla bizler de katlanacağız yanlışlara... Komşunda ki bir yanlış, dönüp dolaşıp seni de buluyor. Klasik ama herkes kendi evinin önünü süpürecek ya da sürekli şikayet uzmanı kesileceğiz ....

Sevgiyle...
 
  • Beğendim
Tepkiler: AJA

sekhmet734

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
95
Tepkime puanı
5
Konum
ütopya
İş
tiyatro
Tvlerde kitaplarda verilen mesajların bizi değişime uğrattığını düşünüyorum,batıyı çoğunlukla özenilecek şey olarak görüp ordaki davranışların çoğunu benimsemeye başladık ve şu an bence kültürümüz evrim geçiriyor.Değişen bir yeni jenerasyon var,belki de bu çocuklar tamamıyla sanallığın içinde büyüyecekler bilemem ama şunu görüyorum ki insanlar değişiyor artık,bizler de bunun bir parçasıyız.Ne kadar iyi şeyleri benimser ona göre yaşarsak bu bizi iyiye götürür,tersi durum içinde aynı şey geçerli.Genç biri olmama rağmen ben bile yaşıtlarımda gördüklerimi garipsiyorum ki bunlar açılan konudaki gibi sevgili bulma arayışı ve nihayetinde evlilik isteği,şu an 15 yaşındaki bir kız bile bunu düşünüyor.Çevremdeki herkes bir şekilde sevgili ararken ben bunu yapmak istemediğim için tuhaf olan ben oluyorum. Gerçek sevgiyi bulmayı herkes ister ama bu dönemde bunun olabileceğini düşünecek kadar iyimser olamıyorum maalesef.Bir de özellikle genç kızlar için buna etki eden bir faktör de son dönemlerde moda olan fantastik öğeli aşk romanları.Meleklerle,vampirlerle sevgili olan ve kusursuz aşkı bulan insanları anlatan bu kitaplar bence birçok genç kızı etkiliyor.Kusursuz karakterler ve gerçek aşk.Bunları okuyan birçok arkadaşım o kızların yerinde olmak için herşeyi yapabileceğini söylüyor.Örnek vermek gerekirse,Alacakaranlık romanının özellikle genç,bakire kızlar için yazıldığını okumuştum.Bunları okuyup sonra o aşkın peşine düşmek ve bunun sonucunda birçok kez yanılmak ve sonunda daha mutsuz ve tatminsiz bir sevgililik durumu yaşamak var işin içinde.
 

ptaah

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Kas 2010
Mesajlar
280
Tepkime puanı
20
Konum
Allah'ın anıldığı yerlerden
Karşılıklı sevginin nesi kötü!

Arkadaşlar neden şimdiki insanlar hep yalnız kalmama, aşık olma, karşı cinse ilgi duyma gibi konularda ilerliyor? Hani insanlar neden sürekli bu arayışta? Etrafıma bakıyorum herkes eş peşinde, neden başka konular konuşulduğunda bu kişiler hiç kafa yormuyor anlamıyorum. Bu kişiliği benimsemelerinin sebebi nedir? Neden buna programlanmış gibiler? Bana çok tuhaf geliyor ve şimdiki insanlar sanki programlanmış robotlar gibi. Bu konular dışına çıkmıyorlar ve herhangi bir konuda fikir belirtmekten bile çekiniyorlar. Etrafımda ki insanların hepsi (kız erkek farketmeden) bu işler peşinde ve ben böyle bir ortamda yaşamaktan harbiden sıkıldım..

1.Yukardaki metnin ana fikri nedir?

a)karşılıklı sevgi kötüdür
b)insanlar espriden anlamıyorlar
c)sakla samanı gelir zamanı
d)herkes eş peşinde
e)insanlar aşk ve cinsellik konusunda saplantılı davranıyorlar

İnsanlar tabiki de birbirini sevecek ama benim bu yazıdan anladığım bunu saplantıya dönüştürmeyecek ;birini bulmalıyım diye kendini yiyip bitirmeyecek.Aynı şey yalnızlık içinde geçerli.

Bu konu benim de kafamı kurcalamamış değildi.





 

serfiraz

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Nis 2011
Mesajlar
264
Tepkime puanı
34
özellikle erkekler kendilerini hiç yetiştirmiyor ikili ilişkilerde,saplanmışlar bir yere başka birşey düşünmüyorlar,bir amacı olması lazım insanın hayatta kendini fikir olarak geliştirmek yenilemek gibi,yeteneklerini geliştirmek gibi,
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Evet bir çok insan ve hatta toplumlar ilişki ve cinselliği saplantı haline getirmiş gibi.Sanki herşey kadın ve erkekten ibaret .Geliş amacını unutmuş kendi kişiliği içinde kaybolmuş bir sürü insan.Bu sorunun değişmesi için uzunca zaman ve manevi değerlere bakış açısını değiştiricek eğitimler gerekiyor.
 

serfiraz

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Nis 2011
Mesajlar
264
Tepkime puanı
34
katılıyorum.karşı karşıya oturuyorsun insanla,görünüşü dört dörtlük,ama tek amacı para ve cinsellik olmuş,manevi hiçbirşey yok ruhunda ne kadar yazık,cebi dolu olunca maneviyatı beslemeye ihtiyaç duymamış tipler,çok acizler benim gözümde...
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst