AUM (OM) Mantrası ile Meditasyon videosu 3. Göz Çakrası İçin!

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Ekli dosyayı görüntüle 3064

Om mantrası budizme göre dünyanın yaratılışında duyulan ilk sestir. Bu sesin çokça okunması ve mantra edilmesi zihni susturur, odaklanmayı sağlar ve dinçlik kazandırır. Aynı zamanda sezgileri de geliştirir ve ruhsal güçleri kuvvetlendirir. Günde en az 40 kere mantra olarak okunursa faydasını görürsünüz. Aslen mantralarda tam bir sayı yoktur eğer yeterli enerjiyi aldığınızı düşünür veya hissederseniz yeterlidir. 3. göz veya Ajna çakra için faydalı bir mantradır.

-Lotus şeklinde oturun veya bağdaş kurarak, rahat edemiyorsanız sandalyede oturabilirsiniz ancak sırtınızı yaslamayın ve dik oturun.
-Gözlerinizi kapatın, iki kaşın arasına doğru gözler kapalıyken bakmaya çalışın, zorlandığınızda bırakın.
-Elleriniz dizlerin üstünde olsun ve baş parmaklarınızla işaret parmaklarınızın ucunu birleştirin.
Alışana kadar aşağıda verdiğim videolardan beğendiğinizi seçip yukarda anlattığım şekilde oturarak dinleyin ve siz de AUM diyerek eşlik edin.
Zamanla alıştıktan sonra videoya gerek olmadan kendiniz de yapabilirsiniz.
Her hangi bir meditasyon yapmadan önce de aum mantrasını yaparak zihninizi sessizleştirebilirsiniz, özellikle zihnini devre dışı bırakmayı başaramayanlar için faydalıdır.

[video=youtube;1Jwoeb4AsFk]http://www.youtube.com/watch?v=1Jwoeb4AsFk&feature=related[/video]

[video=youtube;LmBj9Ni_CBw]http://www.youtube.com/watch?v=LmBj9Ni_CBw&feature=related[/video]

"Türkçe’de Om olarak anılan kelimenin Sanskritçe’deki karşılığı Aum’dur. “A” ve “U” harflerinin birlikte söylenişleri bize “O” sesini verir. Türkçe, yazıldığı gibi okunan bir dil olduğundan, Aum – sözlüklere girmemiş olsa da – Türkçe’de Om olarak anılır. Aum, peki çok kadim metinde kendine yer bulmuştur. Bunlar arasında, en bilinenlerinden biri olan Mandukya Upanişad’da Aum hakkında şöyle denir: ‘”Aum evrendir; mutlak olandır. Geçmiş, şimdi ve gelecektir; zaman ötesidir.” Harf temelinde baktığımızda, “A” yaratan, “U” devam ettiren ve “M” sona erdiren anlamındadır. Burada, harfler Brahman, Vişnu ve Şıva ile sembolize edilir. Aum evrensel bir kelimedir ve farklı kültürlerde değişik söylenişleri de mevcuttur; fakat özü aynıdır.
Yoganın her kısmında olduğu gibi Aum mantra da ancak deneyimlendiğinde gerçek anlamı bulur. Sözünü ettiğimiz gibi, Aum pek çok kadim metinde geçer ve uzun, ayrıntılı anlamları buralarda açıklanmıştır. Ancak zihinsel çabayla Aum’u anlamaya çalışmak bizi onun anlamına götürmez; sadece hakkında bilgi oluruz. Tüm bunların ötesinde, Aum bir sestir; bırakın içinizde ve dışınızda yankılanarak sizi anlamına götürsün. Sonrasında onu sözcüklerde aramanıza gerek kalmayacak."

Öncelikle, Aum’u doğru telaffuz edebildiğinizden emin olun. Aum “Om” sesidir ama düz bir “O” ile değil, yuvarlak ve geniş bir “O” ile söylenir. Aum hem hızlıca hem de yavaş olarak söylene bilir. Her birinde etkisi farklıdır. Deneyimledikçe siz kendi seçiminizi yapabilirsiniz. Başlangıçta, uzun söylenen Aum mantra önerilir.
Özellikle, yetişkin kişilere önerilen bu mantrada tamamen sese odaklanılır. Burada ilk ve son ses, uzatılarak fakat birbileri arasındaki geçişi yumuşak tutarak söylenir. “M” sesi uğuldama gibi söylenir, sona yaklaştıkça ses gittikçe azaltılır. Özellikle yoga sınıfında grupça yaptığınızda etkisi daha iyi hissedebilirsiniz. Başlangıçta ve yetişkinlere bu mantrayla başlamalarının öğütlenmesinin nedeni, zihinsel karmaşadan uzaklaşabilmek için sese odaklanarak söylenmesidir.

Bir süredir Aum mantrayı söylüyorsanız tek başınıza olduğunuz bir zaman hızlı Aum söylemeyi deneyebilirsiniz. Böylece kalp atışlarınızı duyabilmeniz kolay olabilir. Burada, kalp atışıyla eşzamanlı söylediğiniz Aum bir süre sonra bedeninizde yankılanmaya başlayarak doğal bir hal olacaktır.

İlk zamanlar bu bütünlüğü yakalamakta zorlanabilirsiniz. Bunun için, istersenız Aum mantrayı kalp atışınızla eşzamanlı söyleyerek kalp bölgenize odaklanabilirsiniz.
Yoga yaptıkça ve Aum mantrayı devamlı uyguladıkça bir süre sonra odak noktanızın sesten içinize döndüğünü zaten göreceksiniz. Elbette ki bu sistemli bir çalışmaya gerekli kılar. Odak noktanızı bilinçli olarak dışarıdan içeriye getirin. Fakat bunun başarılacak bir görev olmadığını hep bilin.

Tercih ederseniz, Aum mantrası sırasında karşınıza Aum sembolünü koyabilirsiniz. Çok büyük bir imgeye gereksinimiz yok; önemli olan sembole odaklanmak. Elbette bunu yaparken sesle olan bağlantınızı koparmamanız gerekli. Hem sese hem de imgeye odaklanmak ilk zamanlar oldukça zor gelebilir; fakat denemeye devam ettikçe sonunda imgeyi zihninizde de canlandırabildiğinizi göreceksiniz. Bu şekilde mantra söylemek tamamen sizin tercihinize kalmıştır. Deneyin ve kendinize yakın bulduğunuzu uygulayın.

Uygulaması
Rahat bir pozisyona oturun ve gözlerinizi kapayın. Tercihe bağlı olarak hızlı ya da yavaş bicimde Aum söylemeye başlayın. Sesiniz ne çok yüksek ne de çok alçak olmalı. Rahat hissettiğiniz biçimde, sanki soluk alıp verir gibi çıksın. Tamamen sese odaklanın. Aum sesinin tamamen farkında olun. Tüm bedeninizin ve zihninizin sesle uyum içinde yankılandığını hissedin. Nefesinizi zorlanmayın, olabildiğince rahat ve doğal bir biçimde arka arkaya Aum sesini çıkarın. Aum söylemeyi bitirdiğiniz anda iki kaşınızın ortasına odaklanın. Bu kez odak noktanız iki kaşınızın ortasıyken içinizden Aum söylemeye başlayın. Bunu da yapabildiğiniz kadar devam ettirin. Çalışmayı, 3 kez sesli Aum söyleyerek tamamlayın. Kısa sürelerle başlayıp çalışma süresini uzatabilirsiniz. Konsantrasyonunuzu yitirmemeye özen gösterin. Fakat bunun için asla kendinizi zorlamayın. İdeal olan çalışma en az 15 dakikalık bir uygulamadır.

Faydaları
Aum mantra pek çok kişi tarafından saatlerce uygulanır. Bu basit ama etkili çalışma sayesinde konsantrasyon hızla gelişir. Çalışmayı uzun zaman yapan kişiler, zamanla günlük hayatlarına bu mantrayı da ekler. Yürürken , çalışırken ya da herhangi bir şey yaparken sese odaklanarak mantrayı söyler ve etkisini de hissederler. Odaklanma gücünü artırmasının yanı sıra Aum mantranın bir diğer önemli özelliği de beden ve zihinde sağladığı gevşemedir. Zihin karmaşasından yorulduğunuzda, kendinizi depresif, sinirli, kızgın ya da negatif herhangi bir duyguya kapılmış hissettiğinizde bu mantrayı uygulayarak kendinizi sakinleştirebilir ve rahatlatabilirsiniz.
Aum mantra çok basit bir çalışmasına karşın kişiyi meditasyona hazırlayan oldukça güçlü bir uygulamadır. Aynı zamanda pek çok meditasyon ya da yoga çalışmalarının başında ya da sonunda da söylenir. Yapabileceğiniz en iyi şey ise sadece odaklanmak, farkında olmak ve Aum mantrayı söylemek. Gerisi zaten kendiliğinden gelecektir.
Alıntı

Yoga yapmayanlar da meditasyonu düzenli yaptıklarında aynı etkiyi alırlar.
 

FerdeLance

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2011
Mesajlar
256
Tepkime puanı
24
Konum
İstanbul
İş
Öğrenci
Alfabeler ve Evrensel Sistem

Bazen alfabe olarak kullanılan bazı sembollerin de, evrensel semboller arasında yer aldığını görürüz. Japonca, Sanskritçe, runeler, eski Türk alfabesi, aramice, hiyeroglifler vb… gibi alfabelerin, evrensel enerjileri tetiklemede kullanılmaları bir soru işareti oluşturabilir. Aslında bunda garipsenecek bir durum yoktur. Aslında bu sembolizmler aynı zamanda evrensel sistemle uyumludurlar. Antik alfabeler, vakti zamanında, dönemin bilge insanları tarafından evrensel bilinçten alınan enerjisel sembollerdir. Eskiler bu sırlara vakıflardı ve sanılanın aksine dilleri uydurarak ya da sadece eşyalara benzeterek değil, evrensel sistemle uyumlu olarak oluşturmuşlardır. Mesela sanskritçe mantralar, çakraların titreşimiyle oldukça uyumludur. Bu yüzden bu tür mantralar direk çakralarda titreşimler yaratır.

Aynı zamanda Om vb. gibi seslerin şekilleri evrensel enerjilerle kişisel enerjiler arasında bir uyum yakalamamıza olanak sağlar. “Reiki ve Şifa veren Buda” isimli kitapta “Om” sembolü ile Reiki’nin akışı arasındaki benzerlik incelenmiş, “Om” sembolünün nasıl bir tesiri olduğu çok güzel açıklanmıştır:

Om sembolündeki ilk yarım daire uyanık olmayı temsil eder ve uyku anlamına gelen ikinci yarım daireyle bağlantılıdır. Küçük bir boşluktan sonra rüya görmeyi temsil eden yarım daire yer alır. Boşluk, tam uykuya daldığınız anı, hiçliğe adım attığınızı hissettiğiniz ve ayağınızın silkinmesiyle korkuyla uyandığınız anı simgeler. Ve belki de eski çocuk öykülerinde rüyalar âlemine gitmenin, neden uzak bir yıldıza doğru uzayda yelken açmak olarak anlatıldığını açıklar. Kendi benliğimizi keşfetmede rüyalar önemlidir. Uyanık olduğumuz sürelerde topladığımız ve ayakta kalmak adına sildiğimiz ya da güçlendirdiğimiz bilgileri işlemden geçirir ve bütünleştirir. Budizm’de rüya görmenin, aydınlanmaya ulaşmanın aktif bir yolu olduğu ve aydınlanmaya ulaşmak amacıyla uyanıkken gerçekleştirilen çalışmayı tamamladığı söylenir. Rüyaların ışıyan ışık içinde bulunan tam insandan kaynaklandığı söylenir. Bir Reiki uygulaması sırasında hafif bir rüya haline girmek, enerjiyi daha etkin bütünleştirmemize yardımcı olur ve enerjinin tam özümüze ya da tam benliğimize ulaşmasına izin verir.

Ekli dosyayı görüntüle 2350

Om sembolünün tepesinde yer alan yarım daire, her üç halin yani uyanık olma, uykuda olma ve rüya görmenin, tek bir hale dönüştüğünü gösterir; bir Reiki uygulaması sırasında olabileceği gibi kişi bunların tümünü aynı anda gerçekleştiriyordur. Hem Hindular, hem de Budistler, bilincin bu haline girdiğiniz zaman, evrenin gücüyle bağlantı kurabileceğinize inanırlar. OM sesinin, evrenin sesini temsil ettiği söylenir. Sembolde yer alan küçük nokta, genelde Tanrı adını verdiğimiz, evrenin açıklanamaz gücüyle kurulan bağlantı anını temsil eder. (Maureen J. Kelly, Reiki ve Şifa veren Buda)

Yazar: Efe Elmas

(Tamamı: http://www.gizlimabet.com/threads/27379-Evrendeki-Boyut-Sembolleri-ve-Spiral-Bilgisi? )

Praşna Upanishad’da şöyle yazar:
Om hecesi bir destektir;onu bilen huzura, güvene, ölümsüzlüğe ve korkusuzluğa kavuşur.

Katha Upanishad içerisinde bir bölümde şöyle yazar:
1. Bütün Vedaların naklettiği, bütün çileciliklerin gereksinim duyduğu, dinsel öğrencilik yaşanyanlara elzem olan sözcüğü sana açıklıyorum: Bu sözcük Om’dur.
2. Bu hece gerçekten de Brahma’dır!Bu hece gerçekten de en yücedir! Bu heceyi bilenin her isteği yerine gelir!
3. O en iyi dayanaktır. O en yüce dayanaktır. Bu dayanağı bilen, Brahma dünyasında mutlu olur.

- Om sembolü, Brahman’ı temsil eden kutsal hecedir. (Brahman, Hint felsefesi geleneğinde, hem içkin hem de aşkın olan, hem evrende ve hem de kendisinde varolan en yüksek varlığa kendisiyle birleşmenin nihai ve en yüksek hedef olarak addedildiği dünya ruhudur.)

- Hindu geleneğine göre Om hecesi Tanrı’yı simgeler. Om hecesi içten veya sesli tekrarlandığında Tanrı anılır. Om Tanrı’nın görünen ve görünmeyen yüzüdür.

- Pranava olarak bilinir. “Prana” nefes, “van” yayılmaktır. “Yaşamımıza, nefesimize yayılan” demektir.

- Hint mitolojisinde Om hecesi Trimurti’yi (Tanrı üçlemesini) simgeler. Koruyucu Vishnu, yaratıcı Brahma ve yok edici Şiva.

- Om hecesi geçmiş, şimdi ve gelecektir.

- Hinduizm’de her yeni doğan bebek kutsanır ve dilinin üzerine bal ile Om sembolü yazılır. Bu şekilde her hintli hayata bu sembol ile başlar.

- Hinduizm’de günlük hayatta da bu sembol kullanılır. Mektupların başında hatta her cümlenin başında Om sembolü yer alır. Hatta çoğu kişi kolye olarak üzerinde Om sembolünü taşır.

- Om sadece bir kelime veya hece değil din, dil ve ırk ayrımını dahi aşan bir ses ve tınıdır.

- Om hecesinin bütün seslerin özü olduğu söylenir. Tüm sesler bu titreşimden meydana gelmiştir. Hatta internetten araştırmalarım sonucu ulaştığım birkaç metinde dünyanın oluşumunda çıkan patlama sesinin de Om ile aynı titreşimde olduğu yazmaktadır.

- Om hecesi 4 ögeden oluşur. A, U, M ve sessizlik. Om hecesi sessizlikten doğar ve sessizlikte biter.

- Om evrensel bir kelimedir. Farklı dinlerde benzer söylenişleri vardır. Amin, amen gibi.

- Tibet Budizminde “Om mani padme Om” veya Tibet dilinde yazılımı ile “Om mani peme hung”, en eski ve bilinen mantradır. Mani mücevher, padme lotus çiçeğidir. Lotus çiçeği içindeki mücevher anlamına gelir. Yedi heceden oluşan bu mantra, Tibet Budizm’inde duyguların, davranışların ifadesidir.

- Om yazılımı basit fakat anlamı karışık bir hecedir. Genelde yoga seanslarının başında ve sonunda 3 kere tekrarlanır.Yoganın özünde Om, beden, zihin ve ruhu birleştiren ve tüm evreni içeren basit ama anlamlı bir sestir.


Sessiz, sakin bir ortamda rahat bir pozda oturun ve Om hecesini 7 kere içten veya sesli bir şekilde tekrarlayın. Derin bir nefes aldıktan sonra nefes verirken A ile başlayın, U, M ve sessizlik ile bitirin. Nefesinizi mümkün olduğunca uzun sürede vermeye çalışın. 7 kere tekrarladıktan sonra gözleriniz kapalı kendinizi dinleyin. Ne kadar huzur bulduğunuza inanamayacaksınız.
Her gün bu mantrayı 15 dakika tekrarladığınızda iç huzurunuzda belirgin bir fark olduğunu hissedeceksiniz. Bu mantra size huzur verir, zihni sakinleştirir, zihni berraklaştırır, doğru düşünmeye imkan verir ve kendinizi tanımanızı sağlar.
Oluşan bu vibrasyon ile kozmik titreşime uyum sağlar ve evrensel düşünmeye başlarız.


Kaynakça :
Uphanishadlar , Hasan Ali Yücel Klasikler Dizisi, Sanskrit aslından çeviren: Korhan Kaya

Alıntı
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Ekli dosyayı görüntüle 3065

Ekli dosyayı görüntüle 3066

OM MANI PADME HUM mantrası çok önemlidir, ancak mantra ile birlikte altı heceden oluşan anlamını zihinde canlandırarak tekrarlamak büyük önem taşır.

İlk hece OM üç harfin birleşimidir; A,U,M. Bu hem saf olmayan : beden(body), ifade (speech), ve zihin (mind)'i aynı zamanda da saf olan Buda bedeni, ifadesi ve zihini'ni temsil eder.

Saf olmayan; beden, ifade ve zihin saf olan; beden, ifade ve zihin'e dönüştürülebilir mi yoksa bunlar tümüyle ayrımıdır? Geçmişteki tüm Buda'lar bizim gibi yaşayan varlıklardı ve yolda aydınlanıp özgürleştiler. Budizm başlangıçtan beri tüm iyi karakterleri barındıran, hatasız, saf bir varlığı öne sürmez. Saf beden, ifade ve zihin'in geliştirilmesi, basamak basamak saf olmayanın bırakılması ve dönüştürülmesi ile olur.

Peki bu nasıl oluyor? Yol, mantra da OM'u takip eden 4 hecede gizlidir. MANI mücevher anlamına gelir, metodun faktörlerini sembolize eder; Özverili bir yaklaşımla aydınlanmayı amaçlamak, sevgi ve şevkat. Fakirliği ortadan kaldırabilecek değerli bir mücevher gibi, aydınlanmayı amaçlayan özverili zihinde; fakirliği, zorlukları, yeniden doğum çarkını(cyclic existence) ve yanlızlığı ortadan kaldırabilir. Duyarlı varlıkların fiziksel isteklerini yerine getirebilecek değerli bir mücevher gibi aydınlanmayı amaçlayan özverili zihin de duyarlı varlıkların dileklerini yerine getirebilir.

Sonraki iki hece PADME lotus çiçeği anlamına gelir, bilgeliği sembolize eder. Bilgelik(farkındalık), çamurda yetişen fakat çamurun hatalarıyla lekelenmeyen bir Lotus gibidir. Süreksizliği kavrayan bilgelik vardır, nesnelerin bağıntılı varoluşunu , birbirinden bağımsız bir varoluşun olmadığını, ikiliğin, zıtlığın boşluğunu kavrayan bilgelik vardır. Birçok çeşitli bilgeliğin içerisinde ana bilgelik boşluğun kavranmasıdır(realising of emptiness).

Saflık, metod(yol) ve bilgeliğin ayrılmaz birliği ile elde edilebilir, bu da son hece olan HUM ile sembolize edilir, bölünemezlik, tam birlik. Sutra sistemine göre metod ve bilgeliğin bölünmezliği, metodun bilgeliği, bilgeliğin metodu etkilemesiyle işaret edilir. Mantrada yada Vajrayana yolunda bu, metod ve bilgeliğin ayrılamaz bir tam formda olduğu bir bilince işaret eder. Akshobhya'nın(bir Buda zihni) kök hecesi terimleriyle : Hareketsiz(the immovable), dalgalanmayan(the unfluctuating), ve hiç birşey tarafından rahatsız edilemeyendir.

Böylece altı heceli mantra, OM MA-NI PAD-ME HUM ; Saf olmayan beden, ifade ve zihninizi, yolda uygulama ile saf olan Buda bedeni, ifadesi ve zihnine dönüştürebilirsiniz anlamına gelir. Budalığı dışarda aramayın, Budalığa ulaşmak için gerekli olanlar içinizdedir denir. Maitreya'nın "büyük aracın yüce uzay-zaman sürekliliği(Uttaratantra)"nde dediği gibi ; tüm varlıkların kendi iç uzay-zaman sürekliliğinde doğal olarak Buda Doğası bulunur. İçimizde varolan saf olanın tohumu, Budalığa dönüştürülüp geliştirilebilirdir.

[video=youtube;iG_lNuNUVd4]http://www.youtube.com/watch?v=iG_lNuNUVd4&feature=related[/video]
 

duygu12345

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Şub 2013
Mesajlar
162
Tepkime puanı
5
bunu dinleyince başıma ağrılar giriyor sebebi nedir?
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Çakralar açılırken ağrı, yanma, üşüme, mide bulantısı, uykusuzluk gibi belirtiler olması normaldir. Sizin enerjiniz yeni frekansa alışmaya çalışıyor. Zamanla alışırsınız.
 

ikbal1505

Guest
Katılım
5 Tem 2010
Mesajlar
606
Tepkime puanı
144
Siva dedi ki: Tekdüze bir sesle yavaş yavaş AUM deyin. Ses, sedanın en üst düzeyine girerken siz de öyle yapın.

"AUM gibi bir sesi tekdüze bir biçimde yavaşça çıkarın." Örneğin, AUM'u alın. Temel seslerden biridir bu. A-U-M: Üç temel ses birleşmiştir bunun içinde. A-U-M, üç temel sestir. Bütün sesler bunlardan yapılmıştır ya da bunlardan türemiştir; bütün sesler bu üç sesin bileşimleridir. Bu yüzden bu üçü temeldir. Bunlar, fizikçilerin elektron, nötron ve protonun temel olduğu iddiası kadar temeldir. İyice kavranmalıdır bu.

Sesin tekdüze bir biçimde söylenmesi çok ince bir bilimdir. İlk önce sesi yüksek sesle, dıştan tekdüze bir biçimde çıkarmalısınız. O zaman başkaları onu duyabilir; yüksek sesle başlamak iyidir. Neden mi? Çünkü yüksek sesle tekdüze bir biçimde söylediğiniz zaman siz de açık olarak işitebilirsiniz onu. Çünkü her ne söylerseniz, başkalarınadır; alışkanlık halini almıştır bu. Ne zaman konuşsanız, başkalarıyla konuşuyorsunuz ve sadece başkalarıyla konuştuğunuzda kendi konuşmanızı duyarsınız. Öyleyse doğal alışkanlıktan başlayın.

"Aum" sesini tekdüze bir biçimde çıkarın, sonra da yavaş yavaş sesle ahengi hissedin. "Aum" sesini tekdüze bir biçimde çıkardığınız zaman, onunla dolun. Başka her şeyi unutun. "Aum" olun, ses olun. Ses olmak çok kolaydır, çünkü ses bedeninizden, zihninizden, bütün sinir sisteminizden geçerek titreşebilir. Aum'un akislerini hissedin. Onu tekdüze bir biçimde çıkarın ve tüm bedeniniz onunla dolmuş, her hücre onunla titreşiyormuş gibi duyumsayın.

Tekdüze bir biçimde söyleme aynı zamanda "iç ayar"dır da. Kendinizi sesle uyumlu kılın, ses olun. Sonra da, sizinle ses arasında derin bir uyum hissederken ve ona karşı derin bir şefkat geliştirirken (ve ses -Aum- pek güzel ve pek müziklidir) onu ne kadar tekdüze söylerseniz, belli belirsiz bir tatlılıkla o denli dolduğunu hissedersiniz. Acı olan sesler vardır, çok sert olan sesler vardır. Aum çok tatlı, en say sestir. Onu tekdüze bir biçimde dile getirin ve onunla dolun.

Onunla kendinizi uyumlu hissetmeye başladığınız zaman, yüksek sesle dile getirmeyi bırakabilirsiniz. Kapatın dudaklarınızı o zaman ve sesi içinizden tekdüze bir biçimde söyleyin, ama içinizden söylemeden önce yüksek sesle deneyin. İçinizden tekdüze bir biçimde dile getirin, ama yüksek sesle; öyle ki, ses bedeninizin her yanına yayılsın, bedeninizin her bölümüne, her hücresine dokunsun. Onun sizi canlandırdığını hissedeceksiniz, kendinizi gençleşmiş hissedeceksiniz, içinize yeni bir yaşamın dolduğunu hissedeceksiniz, çünkü bedeniniz müzik aletidir. Ahenge gereksinimi var, ahenk bozulduğu zaman rahatsız olursunuz.

Müzik dinlediğiniz zaman kendinizi iyi hissetmeniz bundan dolayıdır. Kendinizi neden iyi hissedersiniz? Müzik uyumlu seslerden başka nedir ki! Çevrenizde müzik olduğu zaman neden böylesine mutluluk hissediyorsunuz? Karmaşa, gürültü olduğunu zamansa neden kendinizi bunca huzursuz hissediyorsunuz? Siz kendiniz, derinden, müziğe yatkınsınız. bir aletsiniz siz; bu aletse nesneleri yeniden yansıtır.

"Aum"u içinizden tekdüze bir biçimde tekrarlayın, tüm bedeninizin onunla dans ettiğini hissedeceksiniz. Tüm bedeninizin bir temizlik banyosundan geçtiğini, her gözeneğin arındığını hissedeceksiniz. Ama onu daha yoğun hissettiğinizde ve size daha fazla nüfuz ettiğinde; gitgide yavaşlayın, çünkü ses yavaşladıkça daha derine iner. Aynen hastalığın, ona yol açan maddenin azar azar verilerek tedavi edilmesi gibidir bu. İlacın dozu aldıkça, daha derine nüfuz eder, çünkü daha derine inmek istiyorsanız, daha incelikle gitgide daha incelikle gitmelisiniz.

Kaba, hem sesler kalbinize giremez. Kulaklarınıza girebilirler, ama kalbinize giremezler. Geçit çok dar, kalp ise pek narindir; sadece çok yavaş, çok ritimli, çok atomik seslerin içine girmesine izin verilir. Kalbinize bir ses girmezse, mantra tamamlamaz. Sesler kalbinize -varlığınızın en derin, en esas özüne- girdiği zaman mantra tamamlanın sadece. O zaman, daha yavaş, gitgide daha yavaş devam edin.

Eğer bir ses müzikli, uyumlu, incelikliyse, onu içten dinlemeniz ve onu dinlerken çok tetikte olmanız gerekecek. Eğer tetikte değilseniz uyacak ve bütün maksadı kaçıracaksınız. Herhangi bir şarkı söyleme ediminde, herhangi bir ses kullanımında, mantrada sorun budur: O, uyku yaratabilir. Belli belirsiz yatıştırır. Herhangi bir sesi tetikte olmaksızın sürekli tekrarlarsanız, uykuya dalarsınız, çünkü o zaman tekrar mekanikleşir. "Aum-Aum-Aum" mekanikleşir; tekrar can sıkıntısı yaratır.

Bu yüzden iki şey yapılmalıdır: Ses yavaşlatılmalı ve siz de daha tetikte olmalısınız. Ses hafifledikçe siz daha da hafif çıkarılmalıdır; sesin sessizliğe ya da sesle doluma girdiği bir zaman geldiğinde, siz de tam farkındalığa girersiniz. Ses sessizliğe ya da sessizliğe girdiği zaman, o zamana dek tetikte olma durumunuzun doruğa ulaşması gerekir. Ses vadiye ulaştığında, en aşağıya, vadideki en derin merkeze gittiği zaman, tetikteliğiniz en tepeye, Everest'e varmıştır. Oradaysa seda sessizlik ya da sessizlik içinde erir; siz ise tam farkındalık içinde erirsiniz.

Osho-Meditasyon kitabından.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Aum güçlü bir enerji. Elimin üzerinde de tattosu var.Bu meditasyonu yaparken derin enerji giriş çıkarları hissedilir.
 

MuratKLKK2013

Kayıtlı Üye
Katılım
6 Eyl 2013
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
[video=youtube;bbgHZWwyhcQ]http://www.youtube.com/watch?v=bbgHZWwyhcQ[/video]

başka bir versiyon
 
Üst