kader, fal, büyü karmaşası

siyahlı

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Kas 2010
Mesajlar
172
Tepkime puanı
20
Konum
ankara
İş
öğrenci
Merhaba arkadaşlar. Uzun süreden beri kafamı meşgul eden bir durumu paylaşmak istiyorum. Öncelikle kadere inanıyoruz ve falcıların geleceğimizi yani kaderimizde olacakları söylediğine çoğu kez şahit olduk. Peki bu doğruysa büyü ile nasıl bir şeylerin değiştiğine yani kaderin değiştiğine inanıyoruz? Özetle bizim isteklerimiz, korkularımız, düşüncelerimiz bu noktada işe yaramaz olarak görünüyor. Yani tam olarak kaderimizi hiçbir şeyin değiştiremeyeceğine inanmak durumunda kalıyoruz. Geleceği bilenler; kahinler, falcılar ve adına ne derseniz deyin geleceği görenler olduğu sürece kadere inanmak ve diğer türlü şeylerin bu gerçekliğe pek etki etmediğini kabul etmek gerekir diye düşünüyorum. Bu noktada sizlerin düşünceleri aksi olsa bile tutarlı argümanlarla desteklenirse olayı daha çok aydınlatır diye düşünüyorum. İyi forumlar..
 

mercanada

Banlı Kullanıcı
Katılım
19 May 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
5
İş
.
Kader
Kader, Yüce Allah'ın, ezelden ebede kadar olacak bütün şeylerin zaman ve yerini, özellik ve niteliklerini, ezeli ilmiyle bilip sınırlaması ve takdir etmesi, demektir. Allah'ın ilim ve irade sıfatlarıyla ilgili bir kavram olan kader, evreni, evrendeki tüm varlık ve olayları belli bir nizam ve ölçüye göre düzenleyen ilahi kanunu ifade eder.
Yüce Allah, insanları hür iradeleriyle seçecekleri şeylerin nerede ve ne şekilde seçileceğini ezeli yani zamanla sınırlı olmayan mutlak ilmiyle bilir ve bu bilgisine göre diler, yine Allah bu dilemesine göre takdir buyurup zamanı gelince kulun seçimi doğrultusunda yaratır. Bu durumda Allah'ın ilmi kulun seçimine bağlı olup, Allah'ın ezeli manada bir şeyi bilmesinin, kulun irade ve seçimi üzerinde zorlayıcı bir etkis yoktur. Aslında insanlar, Allah'ın kendileri hakkında sahip olduğu bilgiden habersizdirler ve pratik hayatta bu bilginin etkisi altında kalmaksızın kendi iradeleriyle davranmaktadırlar. Yüce Allah bildiği için belli şeyleri yapmıyoruz. Bizim bu işleri yapacağımız, O'nun tarafından ezeli ve ebedi ve mutlak anlamında bilinmektedir. Allah, kulu seçen ve seçtiklerinden sorumlu olan bir varlık olarak yaratmış, onu emir ve yasaklarla sorumlu ve yükümlü tutmuştur. Ayrıca Allah Teala kulun seçimine göre fiilin yaratılacağı noktasında bir ilahi kanun da belirlemiştir.
Kader konusunda bilinmesi gereken bir başka husus da şudur: Kader iç yüzünü ancak Allah'ın bilebileceği, mutlak ve kesin bir biçimde çözümlenmesi mümkün olmayan bir ilahi sırdır. Zaman ve mekan kavramlarıyla yoğrulmuş bulunan insan aklı, zaman ve mekan boyutlarının söz konusu olmadığı bir ilahi ilmi, irade ve kudreti kavrayabilme güç ve yeteneğinde değildir. Kader konusunu kesin biçimde çözmeye girişmek, insanın kapasitesini zorlaması ve imkansıza talip olması demektir.
Kaza ve kadere inanmak iman esaslarındandır. Ancak insanlar kaderi bahane edere kendilerini sorumluluktan kurtaramazlar. Bir insan"Allah böyle yazmış, alın yazım buymuş, bu şekilde takdir etmiş, ben ne yapayım?" diyerek günah işleyemeyeceği gibi, günah işledikten sonra da kendisini suçsuz gösteremez, kaderi mazeret olarak ileri süremez. Çünkü bu fiiller, insanlar böyle tercih ettikleri için bu seçime uygun olarak Allah tarafından yaratılmışlardır. Ayrıca sır olan kaderin içyüzü Allah 'tan başkası tarafından bilinemez. O halde kader ve kazaya güvenip çalışmayı bırakmak, olumlu sonucun sağlanması ya da olumsuz sonuçların önlenmesi için gerekli sebeplere sarılmamak ve tedbirleri almamak, İslam'ın kader anlayışı ile bağdaşmaz. Allah her şeyi birtakım sebeplere bağlamıştır. İnsan bu sebepleri yerine getirirse Allah da o sebeplerin sonucunu yaratacaktır. Bu da bir İlahi kanundur ve kaderdir.

Kadere iman farzdır. Bu husus Kur'an-ı kerim ve hadis-i şerifler ile bildirilmiştir. Allahü teâlâ, ezeli ilmiyle, insanların ve diğer mahlûkatın, ne zaman doğacağını, ne zaman öleceğini ve ne yapacaklarını bilir. İlahın her şeyi bilmesi, her şeye gücü yetmesi gerekir. Bilmeyen, gücü yetmeyen, muhtaç olan, ölebilen ilah olamaz. Allahü teâlâ, herkesin ne yapacağını bilir. Kur'an-ı kerimde mealen, (Allah, onların işlediklerini ve işleyeceklerini bilir) buyuruluyor. (Bekara 255)

İnsanların başına gelecek olaylar, doğacakları, ölecekleri ve ne iş yapacakları gibi bütün bilgiler, levh-i mahfuz denilen bir kitaptadır. Bu kitaptaki bilgilere kader deniyor. Kader hakkında birçok âyet-i kerime vardır. Birkaçının meali şöyledir

(Yeryüzünde vuku bulan ve başınıza gelen bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta [levh-i mahfuzda yazılmış] olmasın. Elbette bu, Allah’a kolaydır.)
[Hadid 22]

(Ölümü Allah’ın iznine bağlı olmayan hiç kimse yoktur.)
[Al-i İmran145]

(Ölüm zamanını takdir eden ancak Allah’tır.)
[Enam 2]

(Yaptıkları küçük büyük her şey, satır satır kitaplarda yazılmıştır.)
[Kamer 52, 53]

(Her ümmetin bir eceli vardır, gelince ne bir an geri kalır, ne de bir an ileri gider.)
[Araf 34]

(Biz, her şeyi kader ile [bir ölçüye göre] yarattık.)
[Kamer 49]

(Allah her canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekânı bilir. Hepsi açık bir kitapta [levh-i mahfuzda] dır.)
[Hud 6]

(Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey, Ondan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de, apaçık kitaptadır.)
[Sebe 3]

(Bir canlıya verilen ömür ve ömrünün azaltılması da mutlaka bir kitaptadır.)
[Fatır 11]
Peygamber efendimiz, bu âyet-i kerimeleri açıklamıştır. Kadere inanmak, imanın altı şartından biridir. Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
(İman; Allah’a, meleklere, kitaplara, peygamberlere, ahiret gününe, [yani Cennete, Cehenneme, hesaba, mizana], kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, ölüme, öldükten sonra dirilmeye, inanmaktır. Allah’tan başka ilah olmadığına ve benim Onun kulu ve resulü olduğuma şehadet etmektir.)
[Buhari, Müslim, Nesai]

(Kadere inanmak, iman esaslarındandır.)
[Ebu Davud, Tirmizi]

(Kadere inanmayan imanın gerçeğine erişmez.)
[Nesai]

(Kaderi inkâr edenin İslam’dan nasibi yoktur.)
[Buhari]

(Kadere iman etmek, tevhidin nizamıdır.)
[Deylemi]

(Ahir zamanda şerli kimseler kader hakkında konuşur.)
[Hâkim]

(Ahir zamanda kaderi inkâr edenler çıkacaktır)
[Tirmizi]

(Ahir zamanda, şu üç şeyden korkuyorum: Müneccimlere [falcılara] inanmak, kaderi inkâr ve idarecilerin zulmü.)
[Taberani, İbni Asakir, Hatib, İbni Ebi Âsım]

(Kaderi inkâr etmeyin. Hıristiyanlar kaderi inkâr eder.)
[Cami-us-sagir]

(Ümmetim kaderi inkâr etmedikçe, dinde sabittir. Kaderi yalanlayınca helak olurlar.)
[Taberani]

(Ahirette kaderi tekzib edene rahmet nazarı ile bakılmaz.)
[İ. Adiy]

(Şu üç şeyden korkuyorum:

1- Âlimin sürçmesi,
2- Münafıkların (Kur'an böyle diyor) diyerek tartışmaya girişmesi,
3- Kaderin inkâr edilmesi.)
[Taberani]

(Kaderden bahsedilince dilinizi tutunuz!)
[Taberani]

(Kaderi inkâr edene, bütün peygamberler lanet eder.)
[Taberani]

(Kadere, hayra ve şerre iman etmedikçe, başa gelenin asla şaşmayacağına, başa gelmemesi mukadder olanın da asla gelmeyeceğine inanmadıkça, hiç kimse iman etmiş sayılmaz.)
[Tirmizi]

(Bütün Peygamberler şunlara lanet etmiştir:

1) Allah’ın kitabında olmayan şeyi ona ekleyen [Kur’anda böyle yazıyor diye yalan söyleyen, Kur’anı kendi görüşüne göre tevil eden],
2) Allah’ın kaderini inkâr eden,
3) Allah’ın zelil ettiğini aziz, aziz ettiğini de zelil eden zalim idareci.)
[Taberani]

Kaderi yaratan Allahü teâlâdır. Her şeyi yaratan Allahü teâlâdır. Birkaç hadis-i şerif meali şöyledir:

(Allahü teâlâ buyurur: “Ben âlemlerin rabbiyim, hayrı da, şerri de ancak ben tayin ederim. Hakkında şer yazdığıma yazıklar olsun, hakkında hayır yazdığıma ise ne mutlu.)
[İ.Neccar] (Allahü teâlâ, kullarının iyilik mi kötülük işleyeceklerini, Cehennemlik mi, Cennetlik mi olduklarını elbette bilir, bildiğini yazıyor. Yoksa yazdığı için kul öyle yapmak zorunda kalmıyor. Cebriye zorla Allah yaptırır der, Mutezile ise Allah’ın kaderini inkâr eder.)

(Bütün işler Allahü teâlâdandır; hayır olanı da şer olanı da.)
[Taberani]

(Kaderiyenin İslam’dan nasibi yoktur. Bunlar, Şer takdir edilmedi derler.)
[Beyheki] (Kaderiye, Mutezile demektir.)

(Allahü teâlâ buyurdu ki: Bana iman edip de kadere, hayır ve şerrin benim takdirimle olduğuna iman etmeyen, benden başka Rab arasın.)
[Şirazi]

(Ümmetimin helaki üç şeydedir: Irkçılık, kaderi inkâr ve nakle itibar etmemek)

[Taberani]

(Allahü teâlâ, ilk önce Kalemi yaratıp, “Kaderi, olanı ve sonsuza kadar olacak olanı yaz” buyurdu.)
[Tirmizi, Ebu Davud]

(Her şey ezelde yazıldı. Kalem kurudu.)
[Tirmizi] (Yani kader, takdir son buldu ve kaleme yazacak bir şey kalmadı.)

(Ya Resulallah, yaptığımız ve yapacağımız işler önceden takdir edilip yazıldığına göre, iş yapmanın ne önemi var) diye soranlara, (Herkes, kendi işine hazırlanır) ve (Herkes önceden takdir edilmiş olan işlere hazırlanır) buyurdu.
(Müslim, Tirmizi)
Kaynak: İlmihal, İman ve İbadetler, TDV İslam Araştırmalar Merkezi,Hadisler
 

siyahlı

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Kas 2010
Mesajlar
172
Tepkime puanı
20
Konum
ankara
İş
öğrenci
Paylaşım için teşekkürler. Ancak bu yazıda kadere inanmak geretiği kesinkes anlatılmış. Benim öğrenmek istediklerim ise bunların dışında, diğer karmaşaların, bütünüyle bağımsız sizin yorumlarınız ve analitik düşüncelerinizle oluşturduğunuz bir değerlendirme şeklinde aktarılması. Yani özetle diğer konularla harmanlanmış olması ve sizin yorumlarınız :) iyi forumlar..
 

hasan06

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Ağu 2011
Mesajlar
509
Tepkime puanı
33
siyahlı kardeşim kader demek biz doğmadan hayat çizgimizin nerde başladığı nerde bittiği kimlerle karşılacağımızın bilgisidir. evet büyü kullanarak bazı doğa üstü güçler bazı olayları isteğimiz gibi yapıyo. ancak sen büüyü kullanarak bir kiş ile evleneceksen zaten senin kaderinde o kişi ile büyü sayesinde evlenceğin yazılıdır. buda kaderde zaten büyü kullanacağın yazılıdır. ve bunuda unutma falcıların dediklerine inanma kaderi allahtan başkası da bilmez .
 

mercanada

Banlı Kullanıcı
Katılım
19 May 2012
Mesajlar
53
Tepkime puanı
5
İş
.
siyahlı kardeşim kader demek biz doğmadan hayat çizgimizin nerde başladığı nerde bittiği kimlerle karşılacağımızın bilgisidir. evet büyü kullanarak bazı doğa üstü güçler bazı olayları isteğimiz gibi yapıyo. ancak sen büüyü kullanarak bir kiş ile evleneceksen zaten senin kaderinde o kişi ile büyü sayesinde evlenceğin yazılıdır. buda kaderde zaten büyü kullanacağın yazılıdır. ve bunuda unutma falcıların dediklerine inanma kaderi allahtan başkası da bilmez .

Sayın Siyahlı ,güzel bir konuya değinmişsiniz,teşekkür ederim.
Kader ,kavramını daha sayfalarca yazacak anlatacak yazı bulabilirdim ama bu kavramın bizim algımızla tamamen yorumlanamayacağına dair,hatta çok fazla tartışma konusu yapılmamasına dair hadislerde var.
Kader ,kuranda ölçü olarak geçiyor.
Biz yol ayrımlarında kendi irademizle karar versekte ,seçtiğimiz her yolun başında ve sonunda ne olacağını Allah yüce ilmiyle zaten biliyor
olacak..kaderin baştan yazılmış olduğu kavramı gibi yanlış anlaşılmalar bundan kaynaklı.
Sayın hasan06 'nında çok güzel belirttiği gibi, büyü vardır ,ve yapılabilir.
Burada önemli olan sizin seçiminiz.
Ben kendi inancım gereği büyüye kesinlikle karşıyım, yani başkasının iradesine müdahale.
Eskiden eğlence için uyduruk fal baktırırdım onu da kesinlikle bıraktım.
Allah bir ve tektir kuşkusuz inanırım.Kitabınada inanırım.O halde orada verilmiş emir ve yasaklara da koşulsuz inanırım.
iyi forumlar,
 

Katarina

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Ağu 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
74
Sevgili siyahlı;

Fallara ciddi bakım yapan kişiler yani varlıklı bakım yapanlar olması muhtemel şeyleri görür ve söylerler.Yaşayacağın bir olay olabilir fakat seçimi yine senin elindedir.Bu yüzden falcıların gelecekle ilgili haber veremedikleri söylenir doğrudur.Sadece bir olasılıktır bu;olma ihtimali vardır;yaşarsınız ama seçim sizindir.Birde insanların hissiyatları var.Mesela ölüm görmek gibi.Bu bir seçim değil sonuçtur.Herhangi bir şey etkilemez.

Büyüye gelince büyü;irade etkilemektir.Bunun kime ne etki yaratacağını yine yaradan bilir.Herkesin herkese yaptığı büyü tutmaz. Çoğu zaman yapan etkilenir.

Benim düşünceme göre kader;olasılıklardan seçim yapma şansıdır.


Sevgiyle Kalın..
 

siyahlı

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Kas 2010
Mesajlar
172
Tepkime puanı
20
Konum
ankara
İş
öğrenci
kader olasılıklardan seçim yapma şansı ve bazıları bu seçimi birebir görüyor. bu da yine bir çelişki doğuruyor. başladığımız yere geri dönmek gibi.. teşekkürler
 
Üst