Çakralarınızı dengelemek için ne yapabilirsiniz?

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,096
Tepkime puanı
4,962
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Çakralarınızı dengelemek için ne yapabilirsiniz?

Vücudumuzun hayatta kalması için kan dolaşımına ihtiyacımız olduğunu biliyoruz da can dolaşımı nedir bunu bilmiyoruz.

Gerçekten de bir can dolaşımımız var mı ve varsa ne işe yarıyor? Kozmik enerji nedir, aura neye benzer, çakralar nedir ve nasıl açılır? İnsanın kendi içine yolculuğu hızlandıkça, kendi güçlerini keşfettikçe bu soruların cevabını buluyor.

Son zamanlarda şarkılara bile konu olan çakralar, doğaldır ki birçok kez yazıldı çizildi. Artık neredeyse çocuklar bile çakraların ne olduğunu biliyor, bilmeseler de az çok fikir sahibi olmuş durumdalar. Herkes bilmesine biliyor da, bu çarka adı verilen güç merkezleri nasıl kapanır, kapanırsa açılaması nasıl mümkün olur, işte bunu herkes bilmiyor.

Bu bilgeleri almak için, Psikolog Dr. NLP ve Bioenerji Uzmanı Davut İbrahimoğlu ile görüştük. İbrahimoğlu yıllardır bioenerji üzerine çalışmalar yaptığı için bir uzman yardımı olmadan tek başına insanın kendi güçlerini nasıl kullanabileceğine dair ipuçları verdi bize.

İbrahimoğlu, çarka ve aura bilgilerinden önce bioenerjinin ne olduğunun bilinmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü bioenerji her canlıda var ve o, olmadığında hayat da olmaz. Bio hayat, enerji zaten enerji demek. Yani bioenerji, hayat enerjisi demek. İbrahimoğlu, konuyu daha iyi anlamak için kan ve can dolaşımı konusunda bilgi sahibi olmak gerektiğini vurguluyor ve "Bizlerin kan dolaşımı var, bunu biliyoruz bir de can dolaşımımız var. Bu can dolaşımı ise şöyle anlatılabilir. Vücudumuzda can dolaşımını sağlayan kanallar var ve kozmik enerji tepeden girdikten sonra bu kanallar vasıtasıyla vücudumuza dağılıyor. Dağılım görevini ise çakralar yapıyor. Çarka bir Sanskritçe kelime, yani güç merkezi demek. Sonuçta enerji tepeden giriyor ve güç merkezleri vasıtasıyla organlara dağılıyor, hayat devam ediyor. Herhangi bir sebepten dolayı o çarkalar kapanırsa o çakranın hizmet ettiği bölge enerji almıyor. Enerji almayan bölge de fonksiyonunu yerine getiremiyor ve hastalıklar meydana geliyor" diyor.

Çarka sistemi nedir?

İbrahimoğlu'na göre; Çakralar vücutta sürekli olarak dönen enerji merkezleri olarak kabul ediliyor. Vücudun fiziksel , duygusal ve ruhsal fonksiyonlarını yerine getirebilmek için ihtiyaç duyduğu enerjilerin dağılımı , çakralar tarafından gerçekleştiriliyor. Yedi büyük çakra bedenimiz içindeki elektromanyetik aktivitelerin toplandığı yerlerde bulunuyor. Başın hemen üzerinde bulunan komuta merkezi , alın çakrası , boğaz çakrası , kalp çakrası, güneş sinirağı çakrası , sakral çakra ve temel-kök çarka adı verilen yedi çakranın her biri maddi varlığın iç salgı bezlerinden bir tanesiyle çalışıyor.

Çakralar tamamen ya da kısmen tıkanabiliyor. Böyle olunca salgı bezleri tam kapasiteyle çalışmadıkları için vücutta çeşitli hastalıklar meydana gelebiliyor.

Çakralar neden kapanır?
Beyinsel çatışmalardan, stresten, kötü düşüncelerden, psikolojik baskılardan, affetmemeyi bilmemekten dolayı çakralar rahatlıkla kapanabiliyor. Çakraların kapanmasında, günlük stresler, ses ve hava kirliği, kötü beslenme gibi durumlar da etkili olabiliyor. İbrahimoğlu, "Bunun manası şu; Çakraların kapanmaması için mümkün olduğu kadar yaşantımızı sükunetle devam ettirmemiz gerekiyor. Sizde iç huzur yoksa, hoşgörü yoksa, kendinizle barışık değilseniz, eğer kendinizi sevmiyorsanız kesinlikle enerji akışınızda muhakkak sorun vardır. O zaman kendimizde değişiklik yapmamız gerek. Yoksa çakralar açılsa bile iki günde yine aynı hale gelir. Bunu başarmak için sakin ortamlarda bulunmak, iyimser olmak gerekiyor. Bugünlerde kimileri su orucu yapıyor ve vücudunun direncine göre 20 güne kadar, sadece su içerek yaşıyor. Su orucu tutuyorlar yani. Günde üç dört kere duş alıyorlar. Yeşillikte dolaşıyorlar.Bu sayede mevcut toksinler tamamen atılıyor. Çünkü biz zihinsel olarak değişmediğimiz sürece hiçbir şey değişmez. O zaman kendimizden başlayacağız değişime.
Bu işte ilk aşamada da meditasyonu hayatımıza yerleştirmemiz gerekiyor" diyor.

Zihnimizi dingileştirmenin en etkili yolu olan meditasyon tüm Uzakdoğu felsefelerinin teme taşı adeta. Zihni bir havuz gibi niteleyen bu öğretilere göre, havuza taş atıldığında nasıl ki dibini göremezsek, akla takılan sorular, sorunlar da zihnimizi bulandırıyor. Dolayısıyla insan kendi derinliklerini göremiyor. Kendi yeteneklerinizi de fark edemiyor. O zaman ya geçmişin esiri ya geleceğin kölesi oluyor. Bugünü ıskalıyor…

Çakralarımızı nasıl açabiliriz?
Bionereji uzmanlarına göre; Eğer çakralarımızın kapandığını öğrendiysek ve açmaya niyetliysek, o günlerde beslenmemizde biraz rahatlama yaşamamız, kırmızı et yemekten kaçınmamız ve sebzeli yemeklere ağırlık vermemiz, artı bol su içmemiz gerekiyor. Doğada olmak, mesela, çimlerde yürümek de çok etkili. En önemlisi, eğer sık sık denize giremiyorsak, leğene ılık su koyup, içine beş çorba kaşığı tuz, bir çorba kaşığı elma sirkesi ekleyip, ayaklarımızı o suyun içinde on dakika dinlendirmemiz gerçekten işe yarıyor. Aynı suyu dizlerden aşağı doğru masaj yaparak negatif enerji atılıyor.

İnsan vücudunda 7 ana çakra olduğunu belirten Davut İbrahimoğlu, çakraları açmak için insanın öncelikle alfa aşamasına geçmesi gerektiğini belirtiyor ve şunları söylüyor. "En zoru olan alfa aşamasına geçmeyi öğreneceksiniz. Alfa aşamasına ise beyin jimnastiğinden sonra geçiyorsunuz. Ve Alfa aşamasına geçmek için de en az kırk gün, sabah ve akşam olmak üzere bir öğün, beyin jimnastiği yapıyorsunuz. Yataktan kalkıp elinizi yüzünüzü yıkayıp, tekrar yatağa yatıyorsunuz. Uyku halinde yatar gibi bacaklar ve eller yanda uzanıyorsunuz. İlk on gün, 100'den 1'e kadar derin nefes alıp vererek sayıyorsunuz, ikinci on gün 50'den 1'e sayıyorsunuz aynı şekilde. Üçüncü on gün 25'den 1'e ve son on gün ise 10'dan 1'e sayıyorsunuz. Bundan sonra sizin beyniniz alfa aşaması için hazır alıyor. Bu aşamaya geçince çakralarımızı rahatlıkla açabiliriz. Ancak bunun için hangi çakramız açık, hangisi kapalı, bunu öğrenmeliyiz. Bu işlemi ise rahat bir şekilde, bir sarkaçla ya da alyansa ip bağlayarak yapabiliriz. İçimizden diyoruz ki, çarka açıksa saat istikametinde, kapalı ise ters istikamette dönsün. Bu bizi zihinsel olarak etkiliyor ve doğanın pozitif yönü saat istikametinde olduğu için, eğer çarka açıksa o istikamette dönüyor. Kapalı ise ters istikamette dönüyor. Tars istikamette döndüğü durumda o çarka kapalı anlamına geliyor ve açılması gerekiyor. Bu durumda yapılacak işlemler var. Bunun için beynimizi kullanıyoruz. Vücudumuzda bulunan güç merkezlerinden en önemlileri olan dalak-kalp ve beyin üçlüsünden en çok beyni kullanıyoruz. Sol eli alına koyup sağ elimizi ise kapanan çarka üzerine koyuyoruz. Bu sırada 5'ten 1'e kadar rakamları sesli olarak söyleyip her sayıdan sonra derin bir nefes alıyoruz. Tabii ki sadece bunu yapmak yetmiyor. Meditasyon da çakraların açık tutulması ve açılmasında çok faydalı. Formül ise basit. 4-8-16+2 formülünü buldum. Herkes uygulayabilir. Bunu yapmak için rahat bir durumda bağdaş kuruyorsunuz. Kuyruk sokumunuz yerle temasta olsun. 4 saniye nefes alıyorsunuz, aldığınız nefesi 8 saniye içinizde tutuyorsunuz, tuttuğunuz nefesi 16 saniyede dışarı veriyorsunuz 2 saniye de bu işleme ara veriyorsunuz ve bunu 10 kere yapınca, beş dakika meditasyon yapmış oluyorsunuz."

Psikolog Dr. Davut İbrahimoğlu, işlevleri farklı olsa bile bütün çakraların aynı şekilde açıldığına dikkat çekiyor. Her çarkanın bir salgı bezine tekabül ettiğini belirten İbrahimoğlu, "Çakralar; kök çakrasından(kuyruk sokumunda) başlar. Kök çakrası renk olarak kırmızıdır. Organ olarak cinsel organlara ve aşağıya doğru gider ve biz üç tür enerji, yer enerjisi, kozmik enerji ve besinlerden enerji alırız. Kök çakrası kapalı olunca yerden enerji alamayız. Ve kök çakrası kapalıysa fiziksel olarak kendimizi aşırı yorgun, sevgi kaynağımızı yoksun hissederiz, aşırı halsizlikle birlikte cinsel ihtiyaçlarımızı azalmış hissederiz. Depresif oluruz. İkinci çakramız haç çakrasıdır. Renk olarak turuncu bez olarak böbrek üstü ve yer olarak bağırsaklarımızdır. Bu kapanınca neşemiz kaybolur. Kabız oluruz. Üçüncü çarka midedir, renk olarak sarı, bez olarak pankreastır. Bunun kapanması bizim yaratıcılık gücümüzü azaltır. Kalın bağırsakta sorun, midede yanma olur. Dördüncü çarka kalp çakrasıdır, rengi yeşildir. Bezi timüs bezidir, kapanması kalp ve ciğerlerde rahatsızlıklara neden olur, kendimize hakimiyeti kaybederiz. Beşinci çarka gırtlaktır, yeri troid bezidir, renk olarak mavidir. Dünyaya açılan pencere de diyebiliriz, boğazımızı kollarımızı sarar. Bu kapalı olunca insanlara iletişim kurmakta zorluk çekilir. Boyun ve sırt ağrısı olur. Altıncı çarka alın çakrasıdır, iki kaşın arasındadır, üçüncü gözdür, renk olarak çivit mavisidir, bez olarak hipofizdir, yer olarak göz kulak ve alnın bir bölgesini ihtiva eder. Bunun kapanması durumunda ön sezileriniz zayıflar. Kulak ve baş ağrısı yapar. En son çarka ise tepe çakrası, başın biraz üzerinde bulunur, rengi mordur. Mor rengin yüksek olması, ruhsallığınızın güçlü olmasıdır. Kapanması halinde migren ağrıları olur. Ruhsal dünya kıt olur. Fiziksel dünyaya bağlılık artar.. Çakraların açılması insanın yeteneğine ve ne kadar kapandığına bağlıdır. Günlük meditasyon hayatımıza sokulursa kapanması zor olur. Bunlarla beraber sağlıklı düşünme de olmalı."
Çakralar
1.Kök çakrası: Üreme organlarıyla ilgilidir. Bu çakra belkemiğimizin sonuna bağlı olup, bacaklarımızın arasından yere doğru yönelir. Rengi kırmızıdır. Bağlantılı olduğu element "toprak"tır ve yaşama içgüdüsü, bedene ve fizik plana bağlılık eğilimi ile alakalıdır. Yaşama isteğimizi ve canlılığımızı destekler. Dengeli çalışması, bedensel sağiık, güvenlik duygusu ve yaşama sevinci olarak tezahür eder. Bu çakra cinsel beze tekabül eder.
2.Haç çakrası: Böbreküstü bezleriyle alakalıdır. Rengi turuncudur. Karın bölgesinin alt kısmında yer alır. Bağlantılı olduğu element "su"dur ve cinsellik duyumları ile alakalıdır. Dengeli çalışması, duyumsal yoğunluk, cinsel doyum ve değişimi kabul etme becerisi olarak tezahür eder.
3.Güneş sinir ağı: Pankreas bezini yönetir. Rengi sarıdır. Duygusal bedenimizle bağlantılı olup, arzularımızı, yaratıcılığımızı ve ilişkilerimizi yönlendirir. Kişisel güç, irade, özsaygı duygularımız bu çakra ile ilintilidir.
Bağlantılı olduğu element "ateş"tir. Dengeli çalışması, enerji, verimlilik, çabuk karar verebilme ve güç faktörünü baskıcı olmadan kullanabilme yetisi olarak tezahür eder.

4.Kalp çakrası: Timus bezi ile ilgilidir . Dokunma duyumuzu kontrol eder. Sevgi ve şefkat duygularımız ile ilintilidir.
Bağlantılı olduğu element "hava"dır. Sağlıklı çalıştığında, sevgi, şefkat, barış ve güçlü bir adalet anlayışı olarak tezahür eder.

5.Gırtlak çakrası: Tiroid bezini yönetir. beşinci çakramız boğazımızdadır. Rengi parlak mavidir. Sanatsal yaratıcılığımız ve kendimizi ifade etmemiz için gereken enerjiyi sağlar. Bu çakra dünyaya açılan penceredir.
6.Alın çakrası(Üçüncü göz):Hipofiz bezi ile bağlantılıdır. Rengi çivit mavisidir. Aynı zamanda "üçüncü göz çakrası" olarak da bilinen bu çakra, iki kaşın ortasında yer alır.Sezgilerimiz, durugörü, hayalgücümüz için gereken enerjiyi sağlar.
7. Tepe çakrası: İpofiz bezi ile alakalıdır . yedinci çakramız başımızın tepesinde tam ortasındadır. Rengi mordur. Taç çakra olarak da bilinen bu çakra, saf farkındalık olarak bilinen bilinç seviyesine karşı gelir.Beş duyunun algılayamadığı, zaman - mekan ötesi birlik alemiyle bağlantı noktamızdır. Bilgelimizin ve ruhsallığımızın gelişmesi ve anlayışlılığımızın artması için gereken enerjiyi sağlar.
 

yazboz

Kayıtlı Üye
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
119
Tepkime puanı
5
Yaş
2023
bu kanalların kapanmaması mumkun degıl stres hava kırlılıgı gunumuzun en buyuk kotu etkılerı yedıgımız besınler bıle etkılıyorsa vay halımıze
 

zenithmx

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Haz 2010
Mesajlar
268
Tepkime puanı
17
Konum
Sidre
benim büyük bi sorunum var nefes alma konusunda. nefes alma alanım çok dar. ölçülendirecek olursam bir ayeti kıraatiyle ancak okuyacak kadar nefes alabiliyorum tek ayetin sonuna geldiğimde nefesim tamamen bitmiş oluyor(İnşirah Suresi 5 nci -6nci ayeti okuduğumda nefes tamamen bitiyor bu iki ayet 5 er kelimeden oluşuyor) ve çok yüksek nefes alıp tuttuğumda gözümün önünü hafiften kararıyor kalp atışlarım hızlanıyor sanki gögüs kafesim sıkışıyor gibi. nefesimi bıraktığımda yüzüm ağırlaşıyor. sabah kalktğımda bazen başım dönüyor. ama her zaman değil. hatta bazen bütün vucudumun kontrolünü kaybediyorum yataktan kalkınca yada uzanmış vaziyetten ayağa kalkınca buda her zaman olmuyor kendimi yere atıyorum elimde olmadan çünkü bütün vücud kontolümü kaybediyorum ve gözüm hiç birşey görmüyor. secde halinde bir iki dk durduktan sonra kendime geliyorum. ve soğuk havayı çok seviyorum nefes alma olarak. sıcaklıktan nefret ediyorum ve zayıfım. boyum 1,77 kilom 58. bu 58 hiç değişmiyor 3 yıldır kilom aynı. sigara kullanıyorum ve bırakamıyorum. tadını seviyorum. el alışkanlığı değil yada ağız alışkanlığıda değil. ağzımda bıraktığı tad çok hoşuma gidiyor. ve en çok meyan kökü suyu içtikten sonra tadını alabiliyorum. su olmadan sigara içemiyor ve tadını alamıyorum daha doğrusu zevksiz oluyor da diyebilirim tadını elbette alıyorum ama su içtikten hemen sonraki gibi değil. su olmazsa sigara içmem. çayla içemem kolayla içemem kısaca su haricinde hiç bir şeyle sigara içemem. aç karnına içemem sabah çok iyi kahvaltı yapmazsam içemem. bi ka şey atıştırıp içemiyorum. Meyan köküyle bile içemem ama meyan kökü suyunu içtikten sonra suyla beraber sigaradan aldığım tadı hiç bir yiyecek ve içecekten almıyorum. başkasının sigara içmesinden nefret ediyorum. tıpkı kendi alkol alan birinin başka bi zaman alkollü birinden nefret ettiği gibi nefret ediyorum. başkasının dumanı sinirlerimi bozuyor. ve başka birinin sigara içtikten sonraki kokusu ve ağız kokusundan iğreniyorum. Bu nefes problemim sigaran yada bu yaptığım herhangi şeyden oluyor bilmiyorum. başka sebebi olabilir mi onu da bilmiyorum. bu da nedir böyle beni kim görse şaşırıyor. ne kadar ilginç bir insansın diyorlar. Uzm.Doktora hiç gitmedim kötü bişey çıkmasından endişeleniyorum çünkü doktor kötü birşey söyler ve psikiyolojik olarak kendimi buna adapte edersem. ki ederim bu daha büyük bi sorun olur benim için kendimi hasta hissetmek istemiyorum. edersem herşeyden vazgeçer daha kötü olurum biliyorum. Herşeyi yazdım ki uzman dostlarımdan ne olduğunu anladıktan sonra kesin çözüm olabilecek bir uygulama varsa yardım etmesini isterim. şimdiden teşekkürler.

(konuyu farklı bir yere açmam gerektiğini düşünen yönetici dostlarım olursa bildirmeniz yeterli olur açarım. bu konuyu okuyunca aklıma geldi ve nefes le ilgili ve alternatif terapi bölümünde olduğu için yazmayı uygun gördüm.)
 

XTX

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Tem 2009
Mesajlar
82
Tepkime puanı
2
Sigara konusunda aynen size katılıyorum, yaşadıklarınızla düşünceleriniz benimkiyle birebir örtüşüyor. Bu konuda arkadaşlarımızın tavsiyelerini bekliyelim.. Ayrıca sayın URUM, size çok teşekkürler, değerli paylaşımlarınızı ilgiyle takip ediyorum, bizlere çok aydınlatıcı bilgiler veriyor ve yardımcı oluyorsunuz, emeklerinize sağlık.
 

Rein

Banlı Kullanıcı
Katılım
10 Mar 2013
Mesajlar
291
Tepkime puanı
26
Konum
İstanbul
İş
Üniversite Öğrencisi
Benim anlamadığım bir şey var kapalı çakrayı nasıl öğrenicez eğer kapalıysa saatin ters yönüne dönsün diyeceğiz fakat hangi çakra olduğunu nereden anliyacak?
 

Lavander

Moderator
Katılım
5 Kas 2011
Mesajlar
1,052
Tepkime puanı
322
İş
Öğretmen
Benim anlamadığım bir şey var kapalı çakrayı nasıl öğrenicez eğer kapalıysa saatin ters yönüne dönsün diyeceğiz fakat hangi çakra olduğunu nereden anliyacak?
usui ile calisanlar enerji farkliligini ellerinde hisseder ve sorunlu noktayi bulur.
Sarkac yontemini kullananlar ters yonde donen cakrayi bulabilir.Sarkac zit yone diner yahutta cok kucuk ve yavas daireler cizer.Boylece bu cakra alaninin gerekli fonksiyonunu yeterince yapamadigini anlariz. burada dikkat edilecek onemli nokta ise bazi cakralarin naturel donus yonleri saat yonununun tersi istikamettedir!Bunun nedeni erkek veya kadin olusumuzdur.Iki cinsin cakrasi birbirini tamamlamak uzere birbirinin zitti yonde hareketle yaratilmistir.Erkekte iki,dort ve alti numaralic akralar saat yonunun tersine donerken kadinda saat yonunde doner,ancak kadinlarda bir uc,bes ve yedi nolu cakralar saat yonunun tersinde donus hareketi yaparlar.Her turlu uyumlama,dengeleme de buna dikkate dilmelidir.Insanlar bu nedenle cogunlukla aslinda duzgun calisan cakrayi bozarqk ters yone dondurmeye calisiyorlar:)
bir diger yol ise yedikleriniz,giydikleriniz ve yasam biciminizi incelemektir. ornegin kirmizi rengi hic sevmemek,devamli uyku hali,herseye evet demek,ofkesini disa vuramamak...gibi bir durum varsa bu kisinin kok cakrasina bakilmasi yerinde olur.Veya tam tersi asirilik durumlari da olabilir.Cogu kez vucut ve ruh bize sinyal verir.O gune kadar sari renk sevmezken birden herseyi sari almaya,israrla bir yiyecek veya icecek yemeye baslarsiniz veya vaniden bir muzik turu size cekici gelir ve bunlari tuketirken sizi iylestirdigi hissine kapilirsiniz.Ben nerede bozuklugum veya fazlaligim oldugunu en rahat boyle anlarim.

Bir diger bilgi de sudur her cakranin zamana bolunen bir donus suresi vardir.Eger cakralariniz uyumla calisiyorsa,
kok cakra 30 saniyede 4 tur
cinsel cakra 30 saniyede 6 tur
gunes cakra 30 saniyede8 tur
kalp cakra 30 saniyede 12 tur
girtlak cakra 30 saniyede 16 tur
3. Goz 30 saniyede 96 tur
tepe cakra 30 saniyede 972 tur donus yapar.
bundan az donen cakralar ilgili duyu,muzik,renk ve besinlerle zenginlestirilmeli,gerekli ruhsalcalismalar yapilmalidir.Fazla calisan cakralar icinde ayni yonlerde perhizlere gidilmelidir. tum bunlar cesitli enerji ve dua calismalari ile de desteklenir.

Sarkacin donus sayisiyla yukaridabelirttigim uzere fonksiyon bozukluklari bulunup duzenlenebilr.

yeni bir yola kendimizi sifalandirarak girelim diye dusundum.Bu nedenle konuyu guncelliyorum.Eminim ki herkesin beceri ve bilgisine gore yapabilecegi birsey vardir cakralarini dengelemek ve yeni bir yili saglikla kucaklamak icin.

Sevgiler
 
Ü

Üye silindi 56746

Şu dönemde yapılması gereken ilk ve malesef en zor şey, bana göre sosyal medyadan uzak kalmak ve alacağımız radyasyon seviyesini en aza indirmek. Sırf internet bile dengemizi bozuyor, strese neden oluyor, kişiyi yoruyor. Eski zamanlardaki huzuru aramamız ve zaman zaman nostaljiye özenmemiz bundandır belki. İnsan fıtratına uygun olanı biliyor.
 
Üst