Kelime-i Tevhid zikri

fthbl

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ocak 2012
Mesajlar
184
Tepkime puanı
11
"Kelime-i Tevhidin tekrar ile zikrine devam etmek, kalbi pek çok şeylerle bağlayan bağları, ipleri kırmak içindir. Ve nefsin tapacak derecede sanem (put) ittihaz ettiği mahbuplardan (sevgililerden) yüzünü çevirtmektir" Bediüzzaman

Üstad hazretleri, burada bize çok derin ve tahkiki bir tevhid dersi vermektedir. Şöyleki: Bir insanın kendisi muvahhit olabilir. Ama o insan zerrelerden ve azalardan meydana gelmiş bir cemaat hükmündedir. Bu zerrat ve azalar cemaatinin de herbirisinin ayrı ayrı tevhitleri vardır. Şayet insan tüm aza ve hissiyatını tevhide yönlendiremezse, o zaman bu insan mutlak kamil olamaz.

Mesela, bir devlet veya millet için "Müslüman devlet" diyoruz. Bundan kasıt, bu ülkenin çoğunluğu Müslümandır. Fakat bu ülkede yine de müşrik olanlar olabilir.

İşte Üstadımız, insanı bir ülke veya bir cemaat gibi analiz ediyor. Bir insan, her ne kadar kendisi " ben muvahhidim" dese de, Onun kulağı Allah rızası dahilinde olmayan sesleri işitmeye çalıştı mı, o uzvun şirki olur. Çünkü Allah'tan başkaları (nefs-i emmare) hesabına çalışmaktadır. Göz de, Allah namına değil de nefis hesabına çalıştı mı, gözün şirki olur. Bütün aza ve hissiyatları buna kıyas etmek mümkündür.

Bundan dolayı, Lailahe İllallah kelimesini sıkça tekrar etmenin, faydaları çoktur. Bunlardan birisi de, her uzvun kendisine münasip şerikiyle irtibatını kesmek ve onu da tevhide yönlendirmektir. Böylece İnsan, muhakkik ve kamil bir mümin olur.
 
Üst