Mısır'ın Ölüler Kitabı/ Heliopolis-Teb-Saite

Mefetseger

Moderator
Katılım
17 Ağu 2010
Mesajlar
856
Tepkime puanı
291
Konum
Ankara
İş
Uzman Biyolog
Eski Mısır'ın ezoterik yönünü sembolik bir biçimde, en iyi anlatan metinlerin başında "Mısır'ın Ölüler Kitabı" gelir. Bilinen ilk Ölüler Kitabı, 453 Bab'dan oluşan metinlerden oluşur. Bu metinler, Eski Mısır'ın kutsal yazılan olarak kabul edilmişlerdir.

Atlantisli bilgeler tarafından eğitilen Mısırlı rahiplerce hiyeroglif harflerle kaleme alındığı tahmin edilmektedir. Bu metinler, Mısır mabetlerinde yüzyıllarca gizli tutulmuş ve içindeki sembollerde gizlenen sırlar çok az sayıda kişiye aktarılmıştır. Bu orjinal metinler günümüze kadar gelememiştir.

GÜNÜMÜZDEKİ "ÖLÜLER KİTABI"

Günümüzde "Mısır'ın Ölüler Kitabı" ismi verilen ve ikiyüze yakın Bab'dan oluşan metinler, piramit duvarlarından, lahit üzerindeki kayıtlardan ve çeşitli papirüslerde bulunan yazıtların derlenip bir araya getirilmesiyle oluşmuştur.

Günümüze kadar gelen ve "Mısır'ın Ölüler Kitabı" ismi verilen metinler, Antik Mısır'daki "Osiris-Thot Öğretisi" anlayışı üzerine kurulmuş, fakat öğretinin kısmen ilk günkü halinden uzaklaştığı, Mısır'ın geç dönem hanedanları zamanına ait derlemelerdir.

"Mısır'ın Ölüler Kitabı" olarak isimlendirilen üç farklı derleme söz konusudur. Bunlar: "Heliopolis", "Teb" ve "Saite Derlemeleri "dir.

1- Heliopolis Derlemesi;

Sakkara'daki piramitlerin dış duvarlarına, odalarına ve bazı lahitlerine işlenmiş hiyeroglif yazıtlardan derlenmiştir. Beşinci ve altıncı hanedanlar dönemine aittir. Onikinci hanedanlar dönemine kadar bu derlemeler kullanılmıştır.

2-Teb Derlemesi:

Onsekizinci hanedandan yirmikinci hanedana dek papirüslere yazılmış ve lahitlere işlenmiş hiyeroglif yazıtlardan derlenmiştir. Yirmi ikinci hanedan döneminde son halini almıştır.

3-Saite Derlemesi:

Yirmi altıncı ve sonraki hanedanlar döneminde papirüs ve lahitler üzerine hiyeroglif, hiyeralik ve demotik karakterler kullanılarak yazılmıştır. "Ölüler Kitabı "nın son biçimi olarak kabul edilir.

Mısır'ın Ölüler Kitabı'nın en eskisi olan Heliopolis Derlemesi'nin yazılışının M.Ö. 3.500'lerden öncelerine ait olduğu tahmin edilmektedir. Bu derleme, bu tarihten de çok daha eskilere ait metinlerden kopya edilmişlerdir. Bunu yapılan hatalardan anlayabilmekteyiz. Bu kopyalamayı yapanların, ellerindeki orjinal metinlerin bazı bcilümlerini okuyamadıkları anlaşılıyor Çünkü yer yer kendi yorumlarını getirmişler ve okuyanıadıkları yerlerle ilgili tahminler yürütmüşlerdir.

Demek ki, bu metinlerin oluşturulduğu dönemde ilk orjinallerinin bazı bölümleri okunamayacak derecede eskiydiler. Okuyabildikleri ama belki de anlayamadıkları bazı bölümlerle ilgili Mısırlı katiplerin yaptıkları yorumlar ise, orjinal metinlerin ilk halinin bozulmasına neden olmuştur. Bunu çok doğal karşılamak gerekir çünkü ilk metinlerin en az on - oniki bin yıl öncesine ait olduğunu unutmamak gerekir.

Eldeki tüm veriler göstermektedir ki, orjinal metinler aradan geçen binlerce yılın ardından kuşaktan kuşağa geçişi sırasında, yapılan kopyalama hatalarına maruz kalmıştır. Metinler mitolojik bir üsluba sahiptir.

Burada bir ihtimali de göz ardı etmemek gerekir Atlantisli bilge Thot vasıtasıyla, ilk kez Mısır'a gelen bu metinler belki de son derece açık bilgiler içermekteydi. Yani mitolojik anlatım üslubuna büründürülmemiş bir haldeydi. Eger bu savım doğruysa, o halde söz konusu metinlerin mitolojik bir üslupta kaleme alınması Mısırlı rahipler tarafından daha sonraki yıllarda gerçekleştirilmiştir ki, bunun böyle olduğuna dair ezoterik bulgular mevcuttur. Daha önceki yayınlarımızı takip eden okurlarımızın hatırlayacağı üzere, sembolik eğitim sistemine geçiş bizim devremizle birlikte yani Demir Çağ'ında başlamıştır.

Sembolik eğitim sisteminin en önemli müesseseleri ise dinler ve mitolojilerdir. Mısır'ın Ölüler Kitabı'nın da anlatım üslubunun mitolojik bir özellik taşıdığı ortadadır. O halde bu sembolik üsluba büründürülme işleminin. Mısırlı rahiplerce gerçekleştirilmiş olma ihtimali oldukça yüksek görünmektedir.

MISIR EZOTERİK KÜLTÜRÜ MISIRLI GİBİ DÜŞÜNMEDEN ÇÖZÜLEMEZ

Bu bölümde sizlere sözünü ettiğimiz bu binlerce yıl öncesine ait sırları içinde barındıran Mısır'ın Ölüler Kitabı'nın çeşitli derlemelerinden çıkarttığımız özeti, içerdiği konularına göre sınıflayarak aktarmaya çalışacağım. Az sonra çok farklı bir dünyanın kapılarını aralamaya kendinizi hazırlayın... Çünkü daha ilk satırlarından itibaren kendinizi Mısır'ın o sihirli dünyasının ve Mısır'ın o kendisine özgü anlatım biçiminin içinde bulacaksınız.

Bu gizemlerle dolu dünyaya girmeden önce önemli bir aynalıya değinmek istiyorum: Sözünü ettiğimiz bu çevirilerin asla tam anlamıyla Antik Mısır Kültürü'nün kavramlarını ve bu kavramlara yükledikleri anlamlan sizlere tam olarak aktarabileceğimizi asla düşünmeyin. Böyle bir iddiada bulunmak Osiris ve Thot'un torunlarına büyük bir haksızlık olur.

Düşünün ki, bu metinlerin ilk başta Batı dünyasınca çözülmesi ve okunabilmesi gerekmekteydi. Çünkü uzun yıllar bu metinlerin grameri çözülememişti. Çözüldükten sonra da, çevirinin ne kadar doğru yapılabildiği ayrı bir tartışma konusu olmuştur. Buna bir de Fransızca ve İngilizce'den Türkçe'ye çeviri hatalarını kuşkusuz ki ilave etmek gerekir.

Mesele bununla da bitmiyor. Bu metinler son derece kapalı sembolik bir dile sahiptir. Bu sembollerin ne anlama geldiğini ortaya çıkartabilmek için Mısır Ezoterik Geleneği'ni çok iyi anlamak halta anlamaktan öte, onların duygu ve düşüncelerini kendi içinizde yaşatabilmeniz gerekmektedir.

Şunu kabul etmek gerekir ki, Mısır Ezoterik Kültürü'ne ait sırlan içinde barındıran sembolleri açmak ,sanıldığı kadar kolay değildir. Ama bir kez bir yerlerden başladınız mı, göreceksiniz ki, gerisi kendiliğinden gelecektir.

Sırların bir gün açılacağı biliniyordu...

Atlantisliler tarafından eğitilen Mısırlı rahipler daha sonraki yıllarda, bu sırların bekçiliğini üstlendiler. Atlantis kökenli inisiyasyonun merkezi de Mısır olmuş ve sırlar gizli mabetlerde saklanmıştı. Ancak şunu kesinlikle unutmamak gerekir: Tufan Öncesi'ne ait sırlar sonsuza dek saklı kalsınlar diye değil, zamanı geldiğinde ortaya çıksınlar diye buraya gizlenmişti.Bu sırların ebediyen gizli kalması istenseydi, bunlar hiçbir şekilde -üstü kapalı da olsa- gelecek kuşaklara yazılarak aktarılmazdı. Aktarıldı ve yazıldıysa, bir gün mutlaka anlaşılsın diye Mısırlı rahiplerce kaleme alınmış olmalıdır...

İnsanlık ''Evrensel Lisanı" yani "Sembolizmi" okumayı öğrenene kadar bu bilgelik de saklı kalmak zorundaydı. Ve saklı da kalmıştır. Çünkü anlaşılamamıştır.

İşte bu duygu ve düşünceyle şimdi kökeni onbinlerce yıl öncesine ait sırların hiç değilse bir kısmını gün ışığına çıkartmaya çalışacağız... Bunu yapabilmek için kendinizi o devrin Mısırlıları yerine koymanız şarttır. Çünkü Mısır Ezoterik Kültürü, Mısırlı gibi düşünülmeden çözülemez...

REU PERT EM HRU

Mısırlılar'ın kutsal saydıkları metinlerinden derlenerek oluşturulan kitaba günümüzde genel olarak ''Ölüler Kitabı" denir.

Kitap "Reu Pert Em Hru" başlığıyla başlar. Bu nedenle kitabın isminin "Ölüler Kitabı" değil, "Reu Pert Em Uru" olduğunu iddia edenler de vardır.

"Reu Pert Em Hru" İngilizce'ye "Chapters of the Coing Forth by Day" olarak çevrilmiştir. Türkçe'ye bu cümleyi: "Günle Gelecek Olana Ait Bölümler" ya da "Güne Çıkış'ın Bölümleri" olarak çevirebiliriz.

Osiris rahiplerinin burada "gün"den kastettikleri büyük bir ihtimalle gecenin karşıtı olan "gündüz"dür: Yani "ışığa" ve "aydınlığa" çıkış kastedilmektedir.

Burada önemli olan "Işık"la olan buluşmanın vurgulanıyor olmasıdır ki, bu ezoterik geleneğe göre: "Ruhsal Aydınlanma" anlamına gelir. Bu nedenle, bu başlığın içerdiği anlamı, "Aydınlanma ve Uyanmaya Giden Yolun Bölümleri" olarak yorumlamak hiç de zor değildir.

Ölüler Kitabı'ndaki "Ölüler"

Bu yorumumuzu destekleyen bir başka ifade de bizzat kitabın ismiyle ilgilidir: Mısır'ın Ölüler Kitabı...

Evet... Bu metinlere neden Ölüler Kitabı ismi verilmiştir?...

Söz konusu metinlere bu ismin verilmesinin nedeni olarak, belki bu metinlerin ölümden sonrasıyla ilgili çok çeşitli konulara değinmiş olması gösterilebilir. Ki bu yorumun tamamen yanlış olduğunu söyleyebilmek, pek mümkün değildir. Çünkü gerçekten de Ölüler Kitabı'nın büyük bir bölümünün konusu bu dünyada geçmez. Az sonra hep birlikte ayrıntılarıyla göreceğimiz gibi çoğunlukla konuların geçtiği mekân "Öte Alem"dir.

Mısır'ın Ölüler Kitabı'nın bu özelliği bir çok araştırmacıyı, aşağıdaki örneğimizde görebileceğiniz benzer tanımlamalara itmiştir:

Kısmen kendisine öte alemde yardımcı olması amacıyla, ölmekte olan kimsenin huzurunda okunan metinlerden, kısmen ile ölülerin gömülme yönlemlerini açıklayan metinlerden derlenmiş, eski Mısırlılar'a ait bir kitaba verilen isim "Olüler Kitabı'dır. Ölüler Kitabı" ikiyüz civarında sihirli söz topluluğu veya Egyplologlar'ın ifadesini kullanırsak, Bab içermekledir. Bunların bazıları pek uzun bazıları ise birkaç satırdan ibarettir. Bunların bilinmesi ölüye geçmek zorunda olduğu Tuat'ın oniki bölgesindeki maceralı yolculuğu sırasında ona yardımcı olacak mabet kapılarının ve kentlerin koruyucu Tanrıları'nı tanımayı, bazıları Osirise dua gibi olan bu yakarışlarla onların iyi tesirlerini çekmekte ve özellikle pek çok sayıda yırtıcı, sinsi kötü ruhun fenalıklarından veya isimleri, zihni, iç organları yiyen, sürekli ölüler aleminin uluhiyetlerinin gölgesinde yaşayan yılan-şeytanlara yakalanmamasında yardımcı olmaktır-.

Bunlara benzer tanmılamalarla birçok kitapta karşılaşmak mümkündür. Ancak bu tanımlama meselenin tamamı değildir.

Konuyu biraz açalım...

Ölüler Kitabı'm, sadece ruh varlığının bedenini terk ettikten sonra karşılaşacağı olayların bir açıklaması olarak görmek, onu gerçek değerinden uzaklaştıracaktır. Her ne kadar bedenini terk ederek Öte Alem'e yani Spatyom'a geçen varlığın (ölünün) karşılaşacağı olaylar hakkında ayrıntılı bilgiler de kitabın konusu içinde varsa da, esas özelliği; varlığın hem bu dünyada, hem de Öte Alem'de sadeleşmesi, arınması ve onların tabiriyle söyleyecek olursak: "Tanrılar'a eşit olabilmesi için öğrenilmesi gereken bilgiler" içermesidir.

İşte bu yüzden, mabetlerde ezoterik bilime inisiye olan adaylara, belirli bir metotla açıklanan sırları bünyesinde sembolik bir dille muhafaza eden Mısır'ın Ölüler Kitabı, her iki açıdan da değerlendirilmesi gereken bir özelliğe sahiptir. Yani Ölüler Kitabı'nda anlatılanları hem bedenini terk eden varlığın karşılaşacağı olaylar, hem de inisiye adayının eğitimi sırasında yaşayacağı şuur halleri olarak görmek mümkündür.

Aslında her ikisini de birbirinden ayırmak oldukça güçtür. Hatta ayırmamak da icabeder. Çünkü her ikisi de birbirinin parçası ve devamıdır. Bunun nedeni, öncelikle İnisiyatik Çalışma'nın ruhsal bağlantılı bir süreç olmasında gizlidir.

Mısırlı rahipler ve bu rahiplerin denetiminde eğitimlerini sürdüren rahip adayları Astral Seyahat Teknikleri ve Durugörü Yetenekleri'ni kullanarak öldükten sonra gidilecek olan Astral Mekânı yani bugünkü tabiriyle Spatyomu (Öle Alemi) daha ölmeden önce inceleme ve o mekânın özelliklerini öğ*renme imkânını bulabiliyorlardı. Hatta Öte Alem'le bu alemi bir arada yaşayabiliyorlar, spatyomdaki varlıklarla da ruhsal irtibatlar kurabiliyorlardı.

Bu, sadece Mısır İnisiyasyonu'na ait bir özellik değil, tüm inisiyatik çalışmalarda uygulanan metotlardan biriydi. Az sonra göreceğimiz gibi bu ruhsal irtibat, sadece Spatyom'daki varlıklarla kısıtlı değil, evrensel - kozmik bağlantılar da söz konusuydu.

Bu konuya az sonra döneceğiz...

Evet... Dikkat ederseniz kitabın ismi bile bizi ne kadar meşgul etti... Bizi kitabın ismi bu kadar meşgul ettiyse, içinin içinden nasıl çıkacağız diye düşünebilirsiniz... Bu düşüncenizde son derece haklı olduğunuzu söylemek zorundayım... Çünkü konu Mısır'ın Ölüler Kitabı olunca, meselenin özüne ulaşmak, gördüğünüz gibi pek kolay olamıyor.

AYDİNLANMA YOLU'NDA RUHUN SAFLAŞMASI

Mısır'ın Ölüler Kitabı ruhsal değişim için, hem ölünün hem de ölüye yardımcı olacakların yapmaları gereken bir dizi ritüelden bahseder. Bu ritüellerin çoğu majikal unsurları da içinde barındırır. Sözü edilen bu ritüellerin uygulanmasından sonra ne olacağını da, yine o kendisine has üslubuyla şöyle dile getirir:

Ölüler Kitabı'nın ana konusu "Ruhun Saflaşması"na yardımcı olmaktır. Ölünün ya da inisiyenin Öte Alem'in çeşitli safhalarından geçerek "Tanrılar'ın Huzuru"na çıkabilmesi için yapması gerekenler, Mısır'ın Ölüler Kitabı'nın Bablarını oluşturmuştur. Yani ölmeden önce ya da öldükten sonra inisiye rahiplerin yaptıkları ruhsal deneyimlerin ve kozmik irtibatların mitolojik bir üslupla anlatılmasıyla ortaya çıkmış metinlerdir bunlar...

İçerdiği konular...

Mısır'ın Ölüler Kitabı, daha sonraları bir araya getirilen Mısır yazılı kayıtlarından derlenerek oluşturulduğu için, işlediği konular arasında tam bir devamlılık söz konusu değildir. Bu özellik daha sonra bir araya getirilen bazı Kutsal Kitaplar için de geçerlidir. Bir örnek vermek gerekirse Kur'an-ı Kerim'in içindeki sureler de, vahyin iniş sırasına ve içerdiği konularına göre yer almamıştır. En son Kutsal kitap olma özelliğine sahip olan Kur'an-ı Kerim'in de içerdiği konular belirli bir sıra takip etmez. Neyse bu ayrı bir konu...

Biz şu anda incelemeye başlayacağımız Antik Mısır'ın Kutsal Kitabı'nı, içerdiği konulara göre sınıflayarak ele alacağız. Böylelikle içerdiği temaları daha kolay ortaya çıkartma imkanına ulaşabileceğiz.

Derlemelere verilen İsimler...

Mısır'ın Ölüler Kitabı'nın önemli bir bölümünün çeşitli papirüslerden alınan yazıtlardan derlenerek hazırlandığını söylemiştik. Bu yazıtlar, o papirüsleri kaleme alan katiplerin isimleriyle anılır. Nu Papirüsü, Ani Papirüsü, Anhai Papirüsü, Nefer-uben-f Papirüsü, Turin Papirüsü gibi...

Bu nedenle de bu papirüslerde çeşitli konuların başlangıçlarında: "Osiris Nu der ki: ...", "Osiris Ani der ki:..." gibi ibarelere rastlanır.

Osiris Nu, Osiris Ani gibi tanımlamalar o papirüsü kaleme alan katibin bir Osiris Rahibi olduğu anlamına gelir. Yani Osiris Öğretisi'nin sırlarına vakıf inisiyeler demektir. Evet.. Bu küçük hatırlatmadan da sonra, artık bu gizemli kitabın satırları arasında dolaşmaya başlayabiliriz...

PS: Yazı bir internet sitesinden alıntıdır. Devamı geldiğinde yine burada paylaşacağım. Sevgi ve ışıkla...
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Ben bu kitabı doğumgünümde hediye edilmesi sebebiyle
okuma fırsatı buldum.
Ama hiçbirşey anlamadım.

Bunun nedenini de şuna bağlıyorum.
Papirüslerden sırasıya aktarım olmamış.
İşe yarar bölümlerse kasıtlı olarak kitaba eklemiş sanırım.

Hal böyle olunca; konu bütünlüğü yok.
Büyü uygulaması, uygulanacak birşey de yok.
Aynı kitabın diğer tarafında; Tibetin ölüler kitabı da var.

Bu konuda genel bir bilgi edinmek isteyenler okusun.
Ama okumayanında pek de birşey kaçıracağını sanmıyorum.
 

ptaah

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Kas 2010
Mesajlar
280
Tepkime puanı
20
Konum
Allah'ın anıldığı yerlerden
Mısır Ölüler kitabının çoğu kısmında daldım özellikle yarısından sonra ama ilginç tespitlerde mevcut.


...Çünkü ruh hem bir kadının karnından çıkarken, hem de yaşamı süresince kapıldığı tutkular yüzünden kirlenmiştir ve ruh bedeninin kirlendiğini hisseder. Ancak "Ölüler Kitabı"ndaki dua ve formüller sayesinde ruh Ra'nın ateşinde tutuşmadan, 42 hakimin önüne çıkmaktan korkmayacaktır.

Tanrıların yazıcısı olan Thoth ve mezarlıktan koruyan Anubis, ölüyü dinledikten sonra teraziye bakacaklar ve eğer Thoth terazinin iki kefesinin dengede olduğunu yazabilirse. kefenin birisinde ölünün vicdaninin ve iradesinin simgesi olan kalbi, diğerinde ise Maat'ın yani gerçeğin tüyü vardır, yani gerçek tüy kadar hafiftir. O zaman ibiş kuşu kafalı Thoth, ölüler tanrısı Osiris'e dönecek ve ölünün kalbinin doğru olduğunu ve kalbin tüyden ağır olmadığını söyleyecektir. İşte o zaman ölü, ebediyen istediği yerlere gidebilir, canlıların arasına,yerin altına, Samanyolu'nun derinliklerine... artık o bir ölü değildir ,ölümsüzlerle beraberdir,bulunduğu yerde yiyecek tarlaları vardır.incir ağaçlarının gölgesinde serinliği tadacaktır ve tanrıçaların sütünden içecektir. Bu arada kötülerin yerini de görecektir, orada kendi iç organlarını yiyen krallar, işkenceci tanrılar, kafaları kesik ama vücutları olan belleksiz ruhlar vardır".

Ölünün heykeli yüzü güneye doğru konur s.62

Kitabın bir yerinde Mısırlıların bu bilgilere,metni tam hatırlayamıyorum, izole edilerek karanlıkta ulaştıklarını yazıyor.
 

Aral

Banlı Kullanıcı
Katılım
10 Nis 2009
Mesajlar
13
Tepkime puanı
0
Tanrıların yazıcısı olan Thoth ve mezarlıktan koruyan Anubis, ölüyü dinledikten sonra teraziye bakacaklar ve eğer Thoth terazinin iki kefesinin dengede olduğunu yazabilirse. kefenin birisinde ölünün vicdaninin ve iradesinin simgesi olan kalbi, diğerinde ise Maat'ın yani gerçeğin tüyü vardır, yani gerçek tüy kadar hafiftir. O zaman ibiş kuşu kafalı Thoth, ölüler tanrısı Osiris'e dönecek ve ölünün kalbinin doğru olduğunu ve kalbin tüyden ağır olmadığını söyleyecektir. İşte o zaman ölü, ebediyen istediği yerlere gidebilir, canlıların arasına,yerin altına, Samanyolu'nun derinliklerine... artık o bir ölü değildir ,ölümsüzlerle beraberdir,bulunduğu yerde yiyecek tarlaları vardır.incir ağaçlarının gölgesinde serinliği tadacaktır ve tanrıçaların sütünden içecektir. Bu arada kötülerin yerini de görecektir, orada kendi iç organlarını yiyen krallar, işkenceci tanrılar, kafaları kesik ama vücutları olan belleksiz ruhlar vardır".


En çok ilgimi çeken bu metinlerdi.Musa nın osiris rahipleri tarafından inisiye edildiğini okumuştum bir kitapta. Ruhun bedenden ayrıldıksan sonra görmüş olduğu ilahi mizan,günah sevap ayrımı,vizdanı ile yüzleşmesi bütün semavi kitaplarda yazar.Bu konudaki benzeşmeler çok ilginçtir.
Bu vicdan muhasebesinde kullanılan terazi,kıl,tüy gibi mataryeller bize hiçte yabancı değil..Kutsal kitapların birbirinden etkileşimlerinide düşünürsek insan karmaşık düşüncelere dalıyor..

Ölüler kitabı çözülmesi gereken büyük sır..
 

Qualified

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Ağu 2014
Mesajlar
29
Tepkime puanı
0
Üsenmedim sonuna kadar okudum,
Cok kaliteli bir paylasim..
Tesekkürler.
 

azdaka

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Tem 2011
Mesajlar
169
Tepkime puanı
12
Çok ilgimi çekti. Yazının devamını merakla bekliyorum. Özellikle sayın Ptaah'ın eklemesiyle daha çok dikkatimi çekti diyebilirim. İnsanın aklında farklı şeyler canlandırabileceği bir kitap gibi duruyor. Kendine çeken bir gizemi var gibi. Bir de rahiplerin astral seyahatle Öte Alemi görmeleri falan çok ilginç.
 
Üst