Bilinçaltınıza dokunun (bilinçaltımızı tanıyıp temizleme zamanı )

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
BİLİNÇALTINIZA DOKUNUN
Duygu durumlarımız, fobilerimiz, duygu durumlarımızdan dolayı çektiğimiz pozitif ya da negatif durumlarımız ve sayısız alanda hayatımızdaki etkisi nedeniyle, bilinçaltına ulaşma yollarına ve az da olsa işleyişine dikkat çekmek istiyorum.

Bilinçaltı denilince gözümüz korkmasın. Burada, id, ego, süperego gibi kavramları tek tek ele almak, daha bilimsel ağırlıklı yazmak istemiyorum. Bunlar zaten uzmanların işi. Yalnız, kendi hayatımıza çekebileceğimiz, kısa bilgiler ile işleyişine kısa göz atabilirsek, oldukça yararlı olacağını düşünüyorum.
Öncelikle hayatımızı tümüyle etkisinde tutan bilinçaltı, aslında gözümüzde büyüttüğümüz kadar da ulaşılmaz yerlerde değil. 0-5 yaş arası ilk önemli dönem olmak üzere, 5-10 yaş arası da dahil dışarıdan edindiğimiz bilgileri, kendimize kod yaparız. Özellikle ilk 5 yıl alınan kodlar, o dönemi kapsadığından, saf çocuğun gözüyle bakabilir olaylara. Ancak biz yarattığımızdan, çözüm de yine bizdedir.
Ekli dosyayı görüntüle 2222
Nedir bu dönemi baz alan bilinçaltının özellikleri?

-Genelleme yapar; olayları bütünden görerek, genelleme yapar. Misal bir gönül işinde, karşı tarafla ilgili kanı, diğer tüm gönül işi adaylarına yorulur hatta özellikleri bile kodlayabilir; Tüm esmerler şöyledir, uzun boylular böyledir gibi. Yine bu genellemeyle, ahlaklı-ahlaksız, doğru -yanlış gibi vicdan muhakemelerinde bulunmaz. Sadece bir çocuk gibi ister, zararlı-zararsız diye ayrım yapmaz.

-Değişimden nefret eder; herhangi bir kodunuzu değiştirmeye yönlendiğiniz ilk anda, düzeninin değişmesinden hoşlanmayacağı için yerinden oynayan her bir taş, tüm inançları da beraberinde etkileyeceği için direnç gösterecektir. Hatta bir güzel de bunu asla istemeyenin siz olduğuna inandırana kadar da durmayacaktır. Ya da siz onu değiştirip, yeni kod haline getireceksiniz.

-Sürekli çalışır; biz uykudayken dahi -ki aslında rüyalarla kendine kanaliz yolu da bulur-. Biz bilinç halimizle başka şeylerle uğraşırken, o sürekli çalışır. Hatta bilinçli zihnimizin binlerce katı süratte çalışır. Siz konsantre şekilde çalışıyorsunuz, hem de tüm dikkatiniz orada, başka birisi geçti yanımızdan ve göz ucuyla gördük ama farketmedik, işte o kişiyi dahi bilinçaltımıza kazırız. Bazen rüyalarımıza girer, biz daha önce görmediğimiz birisi olduğunu düşünürüz. Bu hallerin dışa vurumu, kimi zaman duygu durumumuzu etkileyerek, kimi zaman rüyalarımızda patlak vererek, olacaktır.

-Şimdiki anı yaşar; bizim hayal gücümüzle, yarına dair ya da dünün anılarını düşlerken, anda yaşar. Şimdiymiş gibi algılar. Yine söylenen, hissedilen her durumu gerçek kabul eder, şaka anlayışı yoktur. Farkedileceği üzere, bizim yargılarımız bilinçaltında yoktur ancak bizim diğer duygu durumlarımızla, zamanla kendine kodlar oluşturmuş olabilir (birisinin canını yakmamayı seçmez ancak birisine zarar verdikten sonra, bizim de canımızın acıması durumundan dolayı uzak durmayı seçebilir). Duygu ağırlıklı değildir ancak duygu enerjilerinden etkilenir.

-Yaşanan durumları abartmaya meyillidir; Herhangi bir trafik kazası tehlikesi atlatıldıysa, sonrasında aynı durumu yaşamamak için kimi zaman işi fobi boyutuna kadar götürebilir. Bilinç halinin aşabildiği durumları, yeniden yaşamamak adına abartabilir.

-Hayal gücü ve psişik yetenekleri vardır; Başımıza gelecek tehlikeleri sezebileceği gibi hayal gücü de yüksektir, sanatsal yetenekleri de vardır. Kişi kurduğu hayalleri, bilinçli yaratmazsa, istemediği gerçekliği yaratacaktır.

-Tekrarlardan etkilenir; İlk dönem 0-5 yaş ve sonraki 5-10 yaş kodları, bir kez oluşur ve hayat boyu korumaya alır kendini. Özellikle 25 yaş sonrası bu kodlar, tamamiyle hayatımızın içinde bize yön verir. Küçük yaşlarda yargılanmayla ve kınamayla büyüyen bir çocuğun, sosyal ve iş hayatında tutukluk yaşaması kaçınılmazdır.

Genel özellikleriyle bilinçaltımız, bu şekilde işlemektedir. Görüldüğü gibi küçük yaşlarda aldığımız kodlar, tüm hayatımızı kökünden etkilemektedir. Bilinçaltı bizden çok uzak düşünülürse, ulaşması da zor olacaktır. Kolay ulaşılır olmaması, insan doğasının anlık duygu değişimlerinin, gel gitlerinden olsa gerek.

Güvenliğimizi sağlamak için % 100 güvendiğimiz, bizi salt korumaya adanmış bir kurum düşünün, o kuruma her değişimde düzenini sarsmak istemediğimizden, bazı kapılar ve şifrelerden sonra ulaşabilir bir yere koyduk. O hala bizi koruyor, ondan şüphe yok ancak kimi zaman bize iyi gelecek misafirleri de hanemize yaklaştırmıyor ya da bize zarar verecek kişileri-durumları da kabul ediyor, eskiden güvenli sandığımızdan dolayı. Her fikir değişikliğimizde, ona ulaşamıyoruz ancak nasıl ulaşılacağını biliyorsak, biraz çabayla, her gerekli ve emin olduğumuz değişimi, ona iletebiliriz. Böylelikle, sadece emin olduğumuz değişimleri yaratabileceğiz. Çaba istiyor ancak imkansız ötesi ya da bizden çok bağımsız bir durum değil.

Peki neler yapmalıyız? Çocuklarımız geleceğimiz, onları yetiştirirken, oluşturduğumuz kodlara çok dikkat etmeliyiz. Artık erişkin olmuş bizler içinse yapılabilecekler var elbette. İmkanımız var ise uzman yardımı alabiliriz. Nlp, hipnoz, subliminal çalışmalar vb. uygulamaların oldukça faydası olmaktadır.
Şayet kendi başımıza yenmek istiyorsak, rüyalarımıza daha önem vermeliyiz, rüyalarımız bilinçaltı patlamalarının, boşalımlarının yaşandığı alanlarımızdır. Mediatif haldeyken de bilinçaltı su yüzüne çıkabilir, hem izlemeli, hem de o salınıma izin vermeliyiz. Bir de daha önce de bahsettiğim, ego kodları temizlik yöntemi vardır ki. Kendi çocukluğumuzla konuşur gibi kodlarımızı bulup konuşabiliriz. Tekrarlarlarla düzenli olarak, direnç göstermesine rağmen yılmadan, onu yeni başka kodlara yönlendirme tekniğini uygulayabiliriz. Biraz tatlı sert, biraz da kendi çocukluğumuzu ikna edercesine sevgiyle. ikna yolunu, hayatımızın parçası haline getirebilirsek, kesinlikle çözüme ulaşacaktır. Olumlamaların da tekrarın bilinçaltına işlemesi sebebiyle, çok faydası vardır.
Ekli dosyayı görüntüle 2223

Bu kodlarımız, kendi hayrımıza yönlendirildiğinde, farkı açıkça görebiliriz. Kuantum anlayışından sonra, bilimin kabul eder olduğu gibi, kendi yaratımlarımız, bizi daha mutlu, daha sağlıklı, daha başarılı olacak şekilde değişecektir. Biz artık, bilinçli olarak mutluluğumuzu yaratma isteğini yaşarken, bilinçaltının çok önemli işbirliğiyle, onu hayatımıza da çekeceğiz. Hem de bir çoğumuzda az- çok oluşan fobilerimize, özgüven sorunu benzeri kişisel duraksama hallerimize, yön verebileceğiz. Uzun ya da zor görünebilir ancak hayatımızı farketsek de etmesek de zaten yönlendiriyoruz, aynı enerjiyi hayrımıza çekebilmek, bizi çok daha mutlu bir kişi haline getirecektir.
Alin
Sevgiyle...
 
Üst