Uyanıştan Sonraki Dinginliğe Girmek!!

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
DİNGİNLİĞE GİRMEK

Aruna Byers

Başlangıç uyanışı gerçekleştiğinde, sonraki adım dinginliğe girmektir, bu uyanışı derinleştirmektir. Bu adım “yapmama”yı gerektirir, çünkü kişi gerçekten uyandığında bu doğal olarak gerçekleşir. Bu son ifadedeki anahtar sözcükler “gerçekten uyanmak” tır, çünkü kendilerinin uyandığını sanan birçok insan uyanmamıştır.
Bir uyanışın başlangıç deneyimi sadece kişisel hikaye (tarih) ile birlikte tüm kimlikler/ özdeşleşme'ler tamamlandığı zaman “gerçek” uyanış olur.

Uyanmanın İşaretleri

1. Artık spiritüel bilgi veya deneyimler için arzu olmaz.
2. Olan şeyden farklı olan herhangi bir şey olma arzusu yoktur.
3. Bağlılık OLMADAN şefkat vardır.
4. Her ne olursa olsun beden/zihin huzurludur.
5. Zihin, geçmis veya gelecek kaygıları olmadan tam olarak şimdidedir.
6. Aynen meditasyonda olduğu gibi düşünceler gelir giderler, ama onlarla özdeşleşme yoktur.
7. Herhangi bir yargılama olmadan “olan şeyin” farkındalığı vardır.
8. En zor durumlarda bile mutluluk sabittir, süreklidir.

Uyanmış Olmak Şunlar DEĞİLDİR:

1. “Spiritüel deneyimlere” sahip olmak.
2. Sürekli keyif, coşku hali.
3. Armağanlara (yeteneklere) sahip olmak (kanallık, telepati, durugörü, duruişiti, şifa yetenekleri, levitasyon yapma, nesneler tezahür ettirmek vs.)
4. Spiritüel konularla ilgili bilgi sahibi olmak.
5. Kundalini deneyimleri yaşamak
6. Özel olduğunu düşünmek
7. Mükemmel sağlığa sahip olmak
8. Duyularla algılanan herhangi bir şeyle ilişkili şeyler
9. Ego/zihnin gerçek olarak taşıdığı şeyler

Bunların herhangi biri veya hepsi uyanmış olan biri tarafından deneyimlenebilir, ama bunlar uyanmış olsun olmasın herkes tarafından da deneyimlenebilir.
Bunlar uyanmış farkındalık ile ilişkili değildir.
“Gerçek uyanışta” sizin bilinç olduğunuzun ve fiziksel duyularla algılanan herkesin ve herkesin bu aynı bilinç olduğunun mutlak kavrayışı vardır.
Zihninizin gevezeliğinin ve tüm zihin ve beden anılarının anlamsız olduğunu, çünkü bunların sadece ego/zihinde var olan hayali bir hikayenin parçası olduklarını şüphe etmeden “bilirsiniz.” Ve sizi yaşamlar boyu yanıltıcı bir transta tutmuş olan bu hikaye ile artık ilgilenmezsiniz.
Aydınlanma kişisel hikayeden tam bir bağlantısızlıktır. Önce uyanış gelir – kendinizin olduğunuzu düşündüğünüz “kişi” olmadığınız kavrayışı. Ve bir uyanış gerçekleştiğinde, beden “kişinin” hayat hikayesine bağlı olan (geçmiş yaşamlar ve boyutlar – arası yaşamlar dahil) taşımakta olduğu tüm reaktifliği (tepkiselliği) hala salıvermelidir.
Bu süreç ilerlerken, ego/zihin sizi rüyaya geri döndürmek ve kontrolüne devam etmek için baştan çıkarma teşebbüsüne devam eder, mesajları ile ilgilenen hiç kimse olmadığına ikna olana kadar. Sıradan yaşam deneyimleri eski reaktivite kalıplarını tetikler, böylece bunlar onları doğuran hikayeyi (veya hikayeleri) düşünmeden duyguları hissederek kolayca salıverilebilir. .

DİKKAT: Eğer derinleşme süreci yeniden –özdeşleşme ile kapatılırsa, daimi bir uyanış olabilen spiritüel bir deneyim bir “insanın” başına gelen bir deneyim olarak kalacaktır.
Zihnin gevezeliği ile yeniden – özdeşleşme başlangıç uyanışını iptal eder, çünkü aynı anda iki realitede yaşayamayız. Ya, kişisel bir hikayeyle özdeşleşme olmadan uyanı gizdir veya zihnimizde hala oynayan rüyaya inanmaya devam ederiz.
Bir rüya, hala uykuda olanlara çok gerçek görünür. “Gerçekten uyanmış” olanlar için, bir rüya sadece bir rüyadır ve bu rüyanın nasıl oynandığı ile ilgili ilgilenen veya kaygılanan yoktur.
“GERÇEK uyanışta” “kişi” (ego) olarak tüm özdeşleşmeler çözünür, bir daha asla “mevcudiyet”e müdahale etmez. Böylece, uyanmış farkındalığın ne olduğunu ortaya koyan bir uyanma deneyimi yaşadıysanız, neden hala spiritüel kitaplar okuyasınız, spiritual workshoplara katılasınız veya daha fazla spiritüel deneyim arayışınız? Bu sadece “gerçekten uyanmış” olmadığınız için olabilir, çünkü kendinizi aydınlanmanın kendi kendisini gözeten doğal, süre giden bir süreçte gerçekleşebilmesi için “boş” kalma yerine “aydınlanmayı arayan bir insan” olarak yeniden – özleştirdiniz.
Babaji şöyle derdi, “Kafanız zaten aslanın ağzında”, bu şu anlama geliyor,
uyanmak için içsel çağrıyı aldığınızda, bu herhangi bir zamanda gerçekleşebilir.
Zihniniz ne zaman olacağını belirlemez – Gerçek Benliğiniz zaman doğru olduğunda kendisine uyanır.
Bunun için yapabileceğimiz tek şey SESSİZ OLMAKTIR.
Bir kez uyanış gerçekleştiğinde, bedene ne olursa olsun okeydir, çünkü olayların farklı olmasını isteyen “kimse” yoktur.
“İyi veya kötü” hissetmek eşit derecede kabul edilirdir.
Duygular gelip gidebilirler; düşünceler gelip gidebilirler; durumlar gelip giderler ve hatta hastalık gelip gidebilir. Eğer bu şeyler onlara bir düşünce vermeksiniz olabiliyorsa,uyanmışsınızdır. Her durumda zihnin ve kalbin dinginliği uyanmış haldir.
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Oldukça öz ve anlamlı bir paylaşım olmuş. İlgilenenlerin göz atmasını öneririm.
 

Kameri

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Ara 2011
Mesajlar
75
Tepkime puanı
5
Yaş
33
Konum
bilmiyor ne t-arafta
İş
pisişik güçler kehanetler,bedensiz varlıklar
tamda beni anlatıyor şu anki bulundugum durum sesizce bekliyorum sanki fırtına öncesi sessizlik gibi paylaşım için çok teşekür ederim,çok faydalı oldu benim açımdan çok teşekürler emeğinize sağlık. selam ve dua ile
 

andrah

Kayıtlı Üye
Katılım
4 Nis 2011
Mesajlar
145
Tepkime puanı
4
İlginç geldi bana uyandıkdan sonra tekrar zihnimizin sesine kapılsak da eski halimize geri dönsek sonra hal böyle iken tekrar uyanma dediğimiz şeyi yaşayabilir miyiz eğer cevap gerçekten hayır ise çok şey kaybetmişim :) ama üzülecek değilim gidene yapacak birşey yok.
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Yazıyı bir daha en başından okumanızı öneririm, cevap zaten açık. Zaten bir çok kişide aydınlanma başlangıcı egonun devreye girmesiyle sadece başlangıç olarak kalıyor. Ne zaman ki ego ile olan savaşınızda galip gelir, karanlıktan kurtulmak istersiniz, işte o zaman ışığı yakıp içinizde ki karanlığa son verirsiniz.
Her şeyin bir zamanı vardır, akışa bırakın. Bırakın aydınlanmayı arıyan bir kişi olmayı, sadece sessizce " An" da OL'un. Zaten ben aydınlandım diyen kişide hala ego konuşuyordur. Uyanmış olan anlatmaz, anlatsa da uykuda olanlar onu duyamaz.
Yol uzun, engelli ve çok virajlıdır, ama önemli olan yola çıkmaya niyet etmek veya adım atmaktır.

Yolunuz açık, farkındalığınız bol olsun:)
 

mecra

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2008
Mesajlar
482
Tepkime puanı
40
Spiritualizmle o kadar icli disli degilim ancak normal hayata kolaylikla uygulayabilecegim bir yazi, tesekkurler:)
 
Üst