Yaşanmış Bir Alkarısı Olayı

novarosa

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Şub 2011
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Ben de çevremde bu tür şeyler yaşayanlar duymuştum. Anlatılanlara göre saçları çok uzun ve simsiyah olan bir kadınmış. Annem anlatmıştı. Dedemlerin yani annemin babasının atları varmış. Alkarısı ata binmeyi çok severmiş. Ata binermiş ve yelelerini örermiş. Dedemler sabah kalktıklarında at terli ve yeleleri örülmüş olurmuş. Bir gün beklemişler ve çuvaldızla yakalamışlar. Bu yüzden yeni doğan bebeğin beşiğinin altına ya da yastığın altına çuvaldız konulur. Sonra yakalayıp yedi sülalaye gelmemesi için tövbe ettirilmiş. Bu sebeple bizde doğum yapanlara gelmez.
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
doğrudur bendekiben..yengemide ayağından birisi ısırmış uyurken..uyandığında baksaki ayağında ısırık izi var ama evde kimse yok..inanmasak dedik ama ısırık izini parmağında bizde gördük ayak başparmağında.eğilip kendisi ısıracak değil ya o halinle sonra annemi çağırmış bir daha yanlız bırakmadık loğusalık çıkana kadar..
 

damned

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Şub 2009
Mesajlar
566
Tepkime puanı
53
Ben de çevremde bu tür şeyler yaşayanlar duymuştum. Anlatılanlara göre saçları çok uzun ve simsiyah olan bir kadınmış. Annem anlatmıştı. Dedemlerin yani annemin babasının atları varmış. Alkarısı ata binmeyi çok severmiş. Ata binermiş ve yelelerini örermiş. Dedemler sabah kalktıklarında at terli ve yeleleri örülmüş olurmuş. Bir gün beklemişler ve çuvaldızla yakalamışlar. Bu yüzden yeni doğan bebeğin beşiğinin altına ya da yastığın altına çuvaldız konulur. Sonra yakalayıp yedi sülalaye gelmemesi için tövbe ettirilmiş. Bu sebeple bizde doğum yapanlara gelmez.

Evet bende çuvaldızla yakalanan bir varlıktan bahsedildiğini duymuştum..demek buymuş o..
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Bence bütün batıl inançların arkasında bir gerçeklik payı olduğuna inanırım.
Bazısı abartılır.Ama bu konuya inanan inanmayan herkez losayı yanlız bırakmaz.
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Al basmasına inanırlar bizimkiler de, cocukluğumdan yeni doğan bebek yüzünü kırmızı tülbetle örterler diye anımsıyorum 40 ı çıkana dek. Ya beşiğin üzerine atarlar yüzü kapatacak şekilde ya da kundağının üstüne. Ayrıca regl olan kadına bebeği asla göstermezler iyi gelmez diye. Annesi de yanlız bırakılmaz bu süreçte. Kırmızı lohusa şerbeti , aslında kırmızılı herşey bir tür uzak dursun diyeti gibi kullanırlar.
 

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
Olaya biraz da tıbbi olarak yaklaşırsak lohusa dönemi bir bayanın vücudunun hormonel olarak yeniden inşası gibidir.9 Ay boyunca bir canlı için vucüdündaki sistemi değişmiş olan bir kişinin tekrar normal hormonal dengesine uyum aşamasıdır lohusalık.Bu yüzdendirki bazı anormallikler yaşanır ben batıl olarak adlandırılsa bile hem bilimsel hemde batıl yönüne inananlardanım.Hormonlar değiştiği için vucüt da bir enerji dengesizliği oluşur bu eterik bedenide alakadar eden bir durum ruhsal açıdan zayıf düşülen bir dönem olmasıda bundan kaynaklanıyor.Ve her türlü negatif enerjilere açık hale geliniyor.
 

obsesif

Kayıtlı Üye
Katılım
2 Eki 2008
Mesajlar
58
Tepkime puanı
1
Ben de çevremde bu tür şeyler yaşayanlar duymuştum. Anlatılanlara göre saçları çok uzun ve simsiyah olan bir kadınmış. Annem anlatmıştı. Dedemlerin yani annemin babasının atları varmış. Alkarısı ata binmeyi çok severmiş. Ata binermiş ve yelelerini örermiş. Dedemler sabah kalktıklarında at terli ve yeleleri örülmüş olurmuş. Bir gün beklemişler ve çuvaldızla yakalamışlar. Bu yüzden yeni doğan bebeğin beşiğinin altına ya da yastığın altına çuvaldız konulur. Sonra yakalayıp yedi sülalaye gelmemesi için tövbe ettirilmiş. Bu sebeple bizde doğum yapanlara gelmez.

Aynı olay bizede vardır.daha çok şey var buna benzer ama burada yazıpta küçümseyen yada yok öyle birşey diyen mesajlarla canımı sıkmak istemediğim için kendime saklıyorum.
 

margarita

Kayıtlı Üye
Katılım
26 May 2009
Mesajlar
16
Tepkime puanı
0
Bu alkarısı denen şey gerçek bi olay fakat sadece lohusalara görünmüyor çok eskiden annemin dedesi yakalamış genellikle ahırlarda yaşarlarmış dedem her sabah kalktığında atının kuyruğu saç örgüsü örülü bulurmuş bi gece beklemişler ve yakalamışlar iğneyi batırınca hareket edemezmiş 3 parmağı varmış ve uzun saçları varmış öldürmüşler insan inanamıyor değilmi ? Ama gerçek ben küçükken memelekete gittiğimde akşamları ahırın yanından tek başıma geçmezdim olay gerçek olmuş aekadaşlar.
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
sadece takıldım yineleyen bir cümleye, saç örmesi nedeni hakkında duyan, bilen var mı acaba ?
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Bu alkarısı denen şey gerçek bi olay fakat sadece lohusalara görünmüyor çok eskiden annemin dedesi yakalamış genellikle ahırlarda yaşarlarmış dedem her sabah kalktığında atının kuyruğu saç örgüsü örülü bulurmuş bi gece beklemişler ve yakalamışlar iğneyi batırınca hareket edemezmiş 3 parmağı varmış ve uzun saçları varmış öldürmüşler insan inanamıyor değilmi ? Ama gerçek ben küçükken memelekete gittiğimde akşamları ahırın yanından tek başıma geçmezdim olay gerçek olmuş aekadaşlar.
Bu örme olaylarını çok duydum ama neden yaptıklarını bende anlamadım. Ayrıca atı binek olarak kullanıyorlarmış.
Giysi üzerine kırmızı birşey takıldı mı yaklaşamazlarmış. Ne derece doğru bilmiyorum.
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Neden neden neden neden neden. Hala ben varlıkların bu korkutma amacını çözmüş değilim. Kendi aralarında oyun mu oynuyorlar bunlar ''ben bu gün iki kişi korkuttum yaşasın'' yada birisi bunlara korkutma karşılığında maaş mı veriyor ne dertleri var anlamadım ki.
 

BeLLa91

Kayıtlı Üye
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
890
Tepkime puanı
268
İş
Asistan, öğrenci
Neden neden neden neden neden. Hala ben varlıkların bu korkutma amacını çözmüş değilim. Kendi aralarında oyun mu oynuyorlar bunlar ''ben bu gün iki kişi korkuttum yaşasın'' yada birisi bunlara korkutma karşılığında maaş mı veriyor ne dertleri var anlamadım ki.

Öteki tarafta biz onları görüp duyabilicekmişiz ama onlar bizi görüp duyamayacakmış. Tam tersi yani.
Biz ikimizde onları korkuturuz merak etme :D
 

kurt_karademir1

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Haz 2013
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Hamilelik dunyanin en guzel ve en hassas donemi :) Allah herkesi korusun ozellikle de yeni dogan tertemiz bebekleri.
 

estarabim

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eki 2012
Mesajlar
29
Tepkime puanı
1
Günaydın site ahalisi:)

Bu Alkarısı denilen hanımefendinin Lillith efsanesinin sosyal bellekte dönüşerek Anadolu halk kültürüne uyarlanmış hali olduğunu düşünenlerdenim ben de.

-Saçlarının upuzun ve simsiyah olması,
-Yeni doğmuş bebeklere ve annelerine musallat olması,
-Kırmızıya ve metale karşı hassas olması,
-Vs. vs.

Geçtiğimiz yıllardan birinde, yaz tatilinde cümle akraba-i taallukat toplanıp köye gitmiştik. Tesadüf işte, akrabalardan birinin kızı ya da gelini, neyse, yeni doğum yapmıştı. Ve haliyle yalnız bırakılmıyordu. Döşeğin altına bıçak konulmuştu.
Halkın belleği güçlüdür.
O doğum ve yapılan ritüellerin üzerine Alkarısı efsanesi de konuşulmuştu.
Ablam psikiyatrist.
O zaman oturup bu meseleyi de konuşmuştuk.
Doğum sonrası depresyonunun geçmişte böyle yorumlandığını anlatmıştı. Eşin ilgisinin azalması, anneliğin yükü, hormonların tamamen değişmesi gibi nedenlerle lohusa kadın bazen kendisine ve bebeğine zarar verebiliyormuş. Ya da hayaller görüyor ve kendi kurgusuna en çok kendisi inanıyormuş.

Bilinmez. Hangisi doğru? Var bir şeyler. Ama bizler, özellikle ben gibi doğum yapmamış, davulun sesi uzaktan hoş gelenler için sır bunlar.
Seviyorum bu efsaneleri. Halkın güzelim kültürünün -ekininin- modern çağa direnişi.

Herkese yürekten sevgiler.
 

67890

Banlı Kullanıcı
Katılım
18 Nis 2011
Mesajlar
437
Tepkime puanı
5
bence al karısı görülmesinin nedeni
üçüncü göz olarak bilinen epifiz bezinin hamilelikte daha fazla aktif olması.
prolaktinin yüksek olması.
prolaktin hormonu yüksek olanlar da duru görü muhakkak görülür.
eller ayaklarda irileşme görülür.gözlerde görme duyusu azalır.
alın geniş olur.
 

TheDarkLord

Banlı Kullanıcı
Katılım
14 Ağu 2013
Mesajlar
109
Tepkime puanı
1
Konum
Mordor
İş
Dark Magician
Al karası eski türk efsanelerindede geçer, lilith olma olasılığı çoktur, ama kuran'da hz Ademin lilith adlı eşinden bahsedilmez, hatta erkeklerin daha üstün olduğunu, kanıtlamak amaçlı hz Ademin alt kaburgasından kadınların yaratıldığına, inanılır musevi kitaplarda.
Madem alkarasından girdik, benim duyduğum bir hikayeyi anlatayım.
Ben aslen makedonya, kökenliyim, metafizik varlıklara merakımda, babaannemin babasından bana geçtiğine inanıyorum.
Babaannemin babasının, babaanneme anlattığına göre, o bölgenin komşu köyünden, yeni gelinin ikiz çocuğu oluyor.
Kadının kocası tarlada çalıştığı için, haliyle evde kadın bebekleriyle kaynanasıyla kalıyor, kaynanasının ani vefatıyla kadın mecburen evde tek kalıyor.
40'gününe tam son gün kala, aynı tas aynı hamam usulü, hergün yaptığı gibi, kadın bebeklerini emzirip beşiğine koyuyo, bebekler yeni hava kış olduğu için şömineyi yakıyor bizim hikayenin kahramanı.
Derken; kadının kapısına çirkin bir kadın dayanıyor, hiç birşey demeden camdan bakıp çığlıklar atıyo kadın ne yapıcağını şaşırarak kapıyı açıp ne olduğunu neden bağırdığını soruyor, çirkin kadın hafif sırıtarak üstüne kusuyor, ortadan dumanlı bir şekilde yok oluyor, kadın içeri girip, leğende suratını yıkamaya girdiğinde, kadının dev bir şekilde çocuklarını, ateşe tuttuğunu görüyor, tabi ana yüreği dayanmaz feryat figan iblisin, üstüne saldırmış babaannemin duyup anlattığına göre, bebeklerin 2'sinide ateşe atan iblis ortadan tekrar esrarlı buharlı bir şekilde yok oluyor, hemen ardından kadınında ağzı yamulmuş, bebekleri kendisinin yaktığının dedikodusunu yapanlar kadının delirdiğini düşünmüşler ama çenesinin kaymasını düzelmemesini birde üstünden hiç gitmeyen bir pis kokuyu açıklayamamışlar.
Kocası bu kadar olayı kaldıramayıp eşini boşayıp babasının yanına yollamış, kadın eskisi gibi hiç konuşamamış, ama okuma yazmağı öğrenmiş, kadın bebeklerinin nasıl kaybolduğunu kağıda yazmış, bu hikayede, köyden köye evden eve dolaşmış gelmiş.
O sebepten ötürü benim kendi inanışıma göre evleniceğim eşimi, lohusalık döneminde, asla yalnız bırakmamayı düşünüyorum.
 

AJA

Elit Üye
Katılım
15 Haz 2010
Mesajlar
3,097
Tepkime puanı
548
Bu hikayelerin hepsi gerçek .Bir çok kişiden şahsen duydum.Ve en kötüsü de bu kadın yada varlık bebeğe anne karnında yada doğdugunda musallat olunca o bebek en fazla 6 yaşına kadar yaşıyor ve hasta doğuyor..Hatta bunun için boy muskaları yapılır temizlenmek için diye biliyorum.Çok iyi korunmak lazım o dönemlerde.
Doğum yapmadım fakat bizim ailede teyzemler ananem annemler herkes bilir ve lohusa kadını yalnız bırakmazlar.
En son 3-4 gün evvel dayımın eşi hamileyken son aylarında yaşadıgını anlattı.Banyo da uzun kalan birisi hep derdim uzun durma normalde de iyi degil derler.Banyoda bazı sıkıntılı durumlar yaşadığnından söz etmişti.
 

dejavu_one

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Mar 2014
Mesajlar
40
Tepkime puanı
1
al karası doğrudur gerçektir arkadaşlar. tabiki bir sağlıkçı olarak işin hormonel kimyasal biyolojik yönlerinide göz önünde bulunduruyorum ama bunlar madalyonun diğer tarafı. halk arasında lohusa kadının 40 gün mezarının kapısının açık olduğu söylenir. buna benzer bir sürü gerçek hikaye dinledim. biz bebeklerin yanına bıçak, kuranı kerim, babasının eşyasını bırakırız. ve gece çamaşırları dışarıda bırakılmaz. akşam olmadan çamaşırları içeri almak gerekiyor. ayrıca çocuk bezide aynen gece dışarı çıkartılmaz. besmelesiz çöpe de atmayın derim.
 
Üst