Rahim Cini

aphosiss

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
153
Tepkime puanı
16
Konum
Ankara
"Bir kadının hamile kalamaması ya da çocuklarını sürekli düşürmesi, eğer bedeni bir rahatsızlık sebebiyle değilse, "rahim cini" dediğimiz bir cin sebebiyledir. O cin, genelde sapık bir cindir ki, kadının rahmine yerleşir ve o kadını sürekli içten kullanır. Kadın eşiyle cima ederken zorlanır ve rahatsız olur. İlişki sırasında erkeğin spermi dökülmeye başladığı zaman, kadının rahmine giden damarları sıkarak, meninin rahme gitmesini engeller ve o kadının hamile kalmasına engel olur. Eğer buna mani olamaz da kadın hamile kalırsa, o kadını çocuktan kıskandığı için çocuğun ölümüne sebep olur. Kaç aylık hamile olursa olsun, o çocuğun yaşamasına izin vermez ve o çocuğun ölümüne sebep olur.

O kadının akıntısı çok olur ve sol kaburga kemiğinin hemen altında ya da böbreklerine yakın yerde sürekli bir ağrı hisseder. Beli sürekli ağrır ve bu ağrı bazen kalçalarına vurur. Bazen tuvalete sıkışmış gibi göbek ve rahim kısmında şiddetli sancı olur. Vücudu da genelde, sanki çok iş yapmış da yorulmuş gibi, çok halsiz ve yorgun olur. Doktora gider, yapılan bütün muayene ve çekilen filmlere rağmen doktor bir şey göremez. Tüp bebek yaptırmak isterler, tüp bebek bile tutmaz"
Diyor... :(
Kaynak: WEB
Her şey; hayır da şer de Allah'tan, Allah cümlemizi ve sevdiklerimizi esirgesin...

Admin cevabı:

Konuyu kişisel tartışmaya dönüştürmeyin. Bir konu ilgili olarak birden fazla farklı bakış açısına sahip bilgi paylaşmak, başkasının verdiği bilgiye karşı çıkmak ya da eleştirmek değildir. Bilgi vermeyi kişisel olarak algılamayın.


Konuya basit mantıkla bakalım evvela. Yaratılmış varlıkların bir görevleri vardır ve bu görevleri yerine getirirler. Bir cin de kendi yaratılış özelliğine göre bir görev yapar. Rahim cini demek , rahimde görevli olmak anlamına gelir. Bir cinin böyle bir görevi yoktur.


Cinler kişilerin bedenlerinde konakçı oldukları sürece, bedenlere zarar verebilirler, rahimde sorunların ollışmasınada yol açabilirler. Bu onların Rahim cini olduğunu anlamına gelmez.


Kelime olarak yanlış bir tanımlama. Öncelikle bunu düzeltelim.

Bir kişinin bir hastalığının olmaması, psikolojik ve fiziksel olarak sorunu olmaması, eşininde yanı şekilde sorunsuz olması durumunda bile çocuk sahibi olamıyorsa, Allah'ın çocuk nasip etmediği düşünülür, bir büyü ya da musallat olabileceği düşünülür. Hepside olasılık dahilindedir.


Bir kişinin modern tıp ile rastlanabilen bir sorunu olduğunada yine negatif güçler tesir etmiş olablir. Konakcılar enerjisel olarak sıkıntı verebildikleri gibi aynı ölçüde fiziki sorunda verebilirler. Kişilerde kanser oluşumana , rahim sorunlarının oluşumana sebebiyet verebilirler.


Her hastalık negatif bedensiz varlıklardan kaynaklanıyor gibi yanlış bir kanı sakın oluşmasın. Enerjisel yada fiziki sorun yaratacak musallat vakaları çok çok çok az sayıdadır. Halkımızda var olan bir inanç nedeniyle bir çok kişiye bu yakıştırılma yapılması vakaların çok olduğu anlamına gelmez.


İkinci olarak, rahim ile hipofiz bir birne bağlıdır, aynı şekilde mide, orta kanal, idara kesesi, böbrek meridyeni gibi bedenimizde bununan nadilerde rahimle bağlantılır. Modern tıp enerjisel sorunları, bedendeki elementlerin döngüsünü, yın ve yangı ölçebilir seviyede henüz değiller. Bu nedenle. modern tıp ile nedeni bulunamayan rahime ilişkin sorunlar, negatif enerji varlıklarından kaynaklanıyor gibi bir çıkarım yapamayız. Bedendeki prananın akışını sağlayan nadilerde bir sorun olabilir. Hipofizde ve diğer hormonlarda sorun olabilir. bahsettiğiniz ağrılarda bundan kaynaklı olabilir. rahimde yaşanan fazla ya da az akıntının olmasıda yine aynı sebepten olabilir.


Besmelesiz cinsel ilişki, rahimde bir cinin musalat olmasına sebep olabilir yaklaşımı çok hatalı bir yaklaşım olur.


Müslüman pek çok kadın ve erkek dini ögelere önem verdiği halde, namazsız ya da besmelesiz iş yapmadığı halde çocuk sahibi olamayabiliyor. Aynı şekilde dünyada müslüman olmayan Besmeleyi hiç bilmeyen bir çok kadın ve erkek yaşıyor ve hayatları boyunca besmele çekmiyorlar. Çocuk sahibi olabiliyorlar.


Bilgi kadar düz mantık kurabilmekte önemlidir.
 

lost66

Banlı Kullanıcı
Katılım
21 Şub 2011
Mesajlar
220
Tepkime puanı
25
Garip ilk defa duydum. Zaten cima yapacak kişiler bi namaz kılmalı 2 rekat ve besmele çekmeli.
 

aphosiss

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
153
Tepkime puanı
16
Konum
Ankara
Evet, sevgili kardeşim önemli bir konuya değindin; Allah razı olsun. Besmele... Her işin başı değil mi? Besmele, Besmele, Besmele...
 

kurtyıldızı

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Ara 2011
Mesajlar
151
Tepkime puanı
13
Daha önce ben de böyle bir hissiyata sahiptim.Ama bana göre varlık rahim içinde zaman zaman bulunuyor.Hatta bunla ilgili daha sonra biraz araştırdım.Haklı olabileceğimi farkettim.Yanlış hatırlamıyorsam bu varlıklara "inkibus" deniyor.Benim tezime göre kadın hamile kalsa bile,bu varlık ta devreye girip çocuğun anomalili olmasına yol açıyor.Hernekadar çocuğun babası DNA olarak kendi öz babası olsa da anomalili kısmı inkibusa ait.Şuana dek bu görü sadece bana ait.Sizin yazdıklarınız da beni birkez daha haklı çıkardı.Kaynağınızı merak ettim.Öğrenebilir miyim?
 

aphosiss

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
153
Tepkime puanı
16
Konum
Ankara
Kaynak WEB'ten alıntı... Ama maalesef ben de 'kaynak kişi'yim... Bugün bizzatihi, bir manevi ilimler aliminden duyduk :(
 
S

SoNoL

CIN tanısı (CIN 1, CIN 2, CIN 3) genelde karşımıza rutin alınan bir smear testi sonucunda veya HPV varlığında yapılan takipte yine pap smear testinde bazı hücresel değişikliklerin çıkması ile konmaktadır. Bazen smear testinde ASCUS çıkması sonucu yapılan ileri tetkiklerde tespit edilmektedir. Rahim ağzında tek bir bölgede, genellikle transformasyon alanı denilen bölgede başlayan CIN kendisi kanser olmayıp , rahim ağzı kanserinin öncüsü bir lezyondur.
Alıntı.
Arkadaşlar rahim cin' i olayını ilk kez duydum cehaletimi bağışlayın. Fakat yukarıda tırnak içine aldığım tıbbi latince bir terimdir, sizin bahsettiğinizle asla aynı değildir. Karıştırılmaması için bu alıntıyı yapmak istedim.
 

kurtyıldızı

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Ara 2011
Mesajlar
151
Tepkime puanı
13
CIN tanısı (CIN 1, CIN 2, CIN 3) genelde karşımıza rutin alınan bir smear testi sonucunda veya HPV varlığında yapılan takipte yine pap smear testinde bazı hücresel değişikliklerin çıkması ile konmaktadır. Bazen smear testinde ASCUS çıkması sonucu yapılan ileri tetkiklerde tespit edilmektedir. Rahim ağzında tek bir bölgede, genellikle transformasyon alanı denilen bölgede başlayan CIN kendisi kanser olmayıp , rahim ağzı kanserinin öncüsü bir lezyondur.
Alıntı.
Arkadaşlar rahim cin' i olayını ilk kez duydum cehaletimi bağışlayın. Fakat yukarıda tırnak içine aldığım tıbbi latince bir terimdir, sizin bahsettiğinizle asla aynı değildir. Karıştırılmaması için bu alıntıyı yapmak istedim.

Değerli kardeşim,sizin bahsettiğiniz tıbbi bir test ve "karsinoma insutu" olarak bahsedilen tamamen tıbbi bir tetkik ve araştırma.Bu araştırma sonucu rahim ağzında kanser veya premalin bir olay var mı diye araştırılıyor.Burda benim ve formu ilk açan arkadaş çok farklı bir konudan bahsetmekteyiz.Dolayısıyle herhangi bir karıştırma bulunmamaktadır,sevgiler..
 
S

SoNoL

Değerli kardeşim,sizin bahsettiğiniz tıbbi bir test ve "karsinoma insutu" olarak bahsedilen tamamen tıbbi bir tetkik ve araştırma.Bu araştırma sonucu rahim ağzında kanser veya premalin bir olay var mı diye araştırılıyor.Burda benim ve formu ilk açan arkadaş çok farklı bir konudan bahsetmekteyiz.Dolayısıyle herhangi bir karıştırma bulunmamaktadır,sevgiler..

Siz konuyu bildiğiniz için karıştırmazsınız doğal olarak. Benim gibi ilk kez duyanlar netten araştırma yapmak isteyince bu çıkarsa karşısına diye, kanserle farklı bir olaydır. Kadınlar ben kansermiyim yoksa, karıştırmasın diye. Yoksa sizin konuyu karıştırmanız değil mesele. Teşekkürler ve sevgiler.
 

kurtyıldızı

Kayıtlı Üye
Katılım
7 Ara 2011
Mesajlar
151
Tepkime puanı
13
Kaynak WEB'ten alıntı... Ama maalesef ben de 'kaynak kişi'yim... Bugün bizzatihi, bir manevi ilimler aliminden duyduk :(

Geçen yıl,tarot-ibranice konularında uzman olduğunu sandığım bir kişiye(sadece tek bir kişiye)bu yorumuma benzer bazı tıbbi hastalıkları da içeren bişeyler yazmıştım.Acaba bahsettiğiniz kişi bunu yazdığım kişi olabilir mi diye merakettim şimdi..(bu görü için o da bişey diyememiş,ilginç olarak yanıtlamıştı)

Ayrıca bu formu başlattığınız ve bu konuyu dile getirdiğiniz için size çok teşekkürediyorum aphosiss.Becerebilirsem rep vereceğim,sevgiler..
 

Osiris

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2008
Mesajlar
695
Tepkime puanı
127
Bence direk cine bağlamayın.Ruhani yönden evet zarar söz konusu ama böyle fiziksel tepkiler beklemeyin.
 

aphosiss

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
153
Tepkime puanı
16
Konum
Ankara
Geçen yıl,tarot-ibranice konularında uzman olduğunu sandığım bir kişiye(sadece tek bir kişiye)bu yorumuma benzer bazı tıbbi hastalıkları da içeren bişeyler yazmıştım.Acaba bahsettiğiniz kişi bunu yazdığım kişi olabilir mi diye merakettim şimdi..(bu görü için o da bişey diyememiş,ilginç olarak yanıtlamıştı)

Ayrıca bu formu başlattığınız ve bu konuyu dile getirdiğiniz için size çok teşekkürediyorum aphosiss.Becerebilirsem rep vereceğim,sevgiler..

Sevgili kurtyıldızı kardeşim... Öncelikle ben ilginiz ve desteğiniz için teşekkür ederim. Sanmıyorum ki bahsettiğimiz kişiler aynı olsun. Bu kişi bir yakınımız. Dün birlikte gidip bakım yaptırdık. Bu zat, bölgede isim yapmış, çevre illerden bile ziyaretçisi olan birisi. Aslında ismini de söylemişti bu cinnin; ama şu an çıkaramıyorum. Kaldı ki ben bu foruma üye olmadan evvel de bilirdim bu konuyu... Sebebi ise, Besmelesiz cima etmekmiş diye duyardım. Tamam, hadi cinni bir kenara bırakalım; arkadaşlar bu konuda fikir sahibi değilseler, en azından buna bile dikkat çeksek yeter bence.
Hayır da şer de Allah (c.c.)'tandır. Allah'a emanet olunuz...
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Eğer bir cin insanın bir uzvuna yerleştiği bilgisi doğruysa;
rahmine yerleşmiş olma ihtimali de mümkündür.
 

aphosiss

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
153
Tepkime puanı
16
Konum
Ankara
Bence direk cine bağlamayın.Ruhani yönden evet zarar söz konusu ama böyle fiziksel tepkiler beklemeyin.

Sayın Osiris... Merhabalar.. Ben ısrarcı olmamakla birlikte; varlıkların, insan vücuduna girmesi ve/veya edeni rahatsızlıklar vermesi ile ilgili duruma inanıyorum. Bununla ilgili hem mabette, hem de başka yazılı ve interaktif kaynaklarda sayısız bilgi bulunmaktadır. İyi forumlar...

İbni Abbas (Radiyallahu Anh) şöyle buyuruyor: "Cinler ateşin duman tarafından yaratılmıştır." Duman ise insan vücuduna rahatlıkla girebilir. (Sigara dumanının girmesi gibi.) Ekseriyetle beyinde karar kılarlar. Çünkü oradan diğer uzuvlara kolay etki edebilirler. Hastanın dilinden konuşan bazı cinlerde, beyinde olduklarını haber verirler. Cinler beyne girip orada yerleştikleri gibi, vücudun herhangi bir yerine de girip yerleşebilir, ağrı ve sancıya sebep olabilirler. Fakat bu ağrı ve sancılar cinni olabileceği gibi, tıbbi de olabilir./QUOTE]

"Cinler İnsan bedeninde de barınırlar .
Kâfir cinler insan bedenini istediklerinde sahiplenirler. Bir insan bedenini sahiplendiler mi saraya yerleşmiş gibi sevinirler. Bedende çok rahat ederler. O kişinin ağzını, gözünü, beynini, kalbini kısacası azalarını kullanırlar. İsteklerini yaptırmak üzere harekete geçerler .
O kişiyi kullanırlar ve istem dışı her türlü hareketi davranışı yaptırırlar. Bu durumda olan kişi normal yaşantısında asla yapmayacağı şeyleri yapmaya başlar.Bu istem dışı davranışlar bazen etraftan fark edilir bazense fark edilmez .
Ama kişide bir tuhaflık olduğu hissedilir ama bir anlam verilemez ,”ne oldu buna birdenbire değişti sanki başka biri oldu” ifadeleri kullanılır.
KÖTÜLÜK YAPARLAR MI ?
Cinler, şua ve enerji gibi varlık olduklarından, vücudun her tarafına nüfuz edebilme kabiliyetini haizdirler.
. Aslı cin olan şeytan için, Efendimiz (sav): “O, kanın damarlarda dolaştığı gibi, insan vücudunda dolaşır” buyurmaktadır.
Bu hadisten anlaşıldığı gibi cinler, vücudun en iç organlarına kadar nüfuz edebilir ve orada
Yaşayabilirler.
bir kısım hastalıklara sebep (şeytani cinler)yada o hastalıklara engel olabilirler.(Rahmani Cinler)
Ancak Kafir Cinlerin vucuda yerleşme sebebleri farklıdır . Bu sebeb göre girdikleri bedene az yada çok mutlaka zarar verirler.
CİNLER NEDEN İNSAN VÜCUDUNA YERLEŞİRLER ?
Cinlerin bedene girmelerine halk dilinde“cinin dokunması yada çarpması denilmektedir”
Cinin insan bedenine girmesi için sebepleri vardır.
Kötülük yapmak:
İnsanın Cine bilmeden kötülükte bulunması :
Bunlar aralarındav sıcak su dökmek ; tenha ıssız alanda bevletmek farkına varmadan üstüne basmak oturmak gibi , konuşmalarda alay etmek gibi davranışlardan dolayı cin intikam almak isteyebilir.
Aşk : Erkek bir cinin kadına yada kadın bir cinin erkeğe aşık olması durumda bedene girmesi söz konusu olabilir .
Bu durumda Cin o kişinin sadece kendisine ait olması arzusuyla evlilikten veya beraberliklerden uzaklaştırabilir.
Zulüm etmek : Cin şehvetli bir duyguyla insan bedenine girebilir.Yaşanan ve anlatılan taciz olaylarının sorumlusu olabilirler.
Ya da bir suçunda dolayı saklanmak amacıyla insan bedenine girebilir ve o kişiye zulüm eder .
Görevi gereği: Bu durumda Cin herhangi bir büyücü tarafından görevlendirildiğinden kişiye musallat olur."
Kaynak: WEB
 

şinçeyank

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eyl 2011
Mesajlar
899
Tepkime puanı
146
İş
üniversite Öğr.
Konu musallatla ilgilidir rahim cini diye bir şey olduğunu sanmıyorum. Cinlerin insan vücuduna girmesi çok kolaydır istediği bölgeye yerleşebilir. Tabi hamile bayanlarda düşük nedenleri olarak bende duymuştum ama herşeyide diğer varlıklara yormamak gerekir. Değişik sebepleri vardır sürekli düşük yapan bayanlarda. Hamile bayanlar daha hassastır mesela lahusalık dönemi vardır bu dönemde bebekte annede yanlız bırakılmamalıdır. Çünkü cinler görünüp korkutabilir bunu yakınlarımdan biliyorum. Ama cinler sadece rahime değil vücudun heryerine yerleşebilir. Kişi üzerinde doğum yapamasın diye bir büyü etkeni varsa tabiki sorun rahimdedir. Ama konu web demişsiniz o kadar aratmama rağmen bununla ilgili birşey bulamadım yani "rahim cini" ile ilgili. Herşeyi onlara yormamak lazım.
 

aphosiss

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
153
Tepkime puanı
16
Konum
Ankara
Sevgili kadeşim şinçeyank, merhabalar...
Ama konu web demişsiniz o kadar aratmama rağmen bununla ilgili birşey bulamadım yani "rahim cini" ile ilgili.
Derken..? Yalancı olmadığımı sana kanıtlamam mı gerekiyor yani?
 

şinçeyank

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eyl 2011
Mesajlar
899
Tepkime puanı
146
İş
üniversite Öğr.
Sadece bana değil tüm mabet üyelerine ..
Ve ek olarak başka sebep hiç aramadan rahim cinini yapıştırmışsınız ben sizin için araştırdım :
Düşük kabusunu erkek bebek bekleyenler daha sık yaşıyor. Prof. Dr. Teksen Çamlıbel, ilk düşükten sonra hemen çiftlerin önlem almasını ve üç ay önceden gebeliğe hazırlanmaya başlamalarını öneriyor..
sp.gif

Jinemed Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Direktörü Prof. Dr. Teksen Çamlıbel düşükle ilgili soruları yanıtladı:

* Bu kadar teknolojik gelişmeye karşın kadınlar neden hâlâ düşük yapıyor?
Bugün tıp dünyasının düşüklere dair bilmediği daha pek çok şey var. Bildiklerimiz bilmediklerimizin yanında çok daha fazla. Rahimde birtakım sorunlar olabiliyor onları hâlâ çözemedik, ailesel kökenli hastalıklar olabiliyor, annesi düşük yapan kadınların düşük yapma olasılığı çok daha fazladır. Bunların hepsi düşüklere yol açıyor. Erkek bebeklerin düşük olma riski daha yüksektir. Tabiat bir şekilde kadını tercih ediyor.

İLK DÜŞÜK SİNYALDİR
* Bir kadın kaç kez düşük yaparsa tekrarlayan düşük olarak kabul edilir?
Aslında iki kez düşük yapan bir kadın tekrarlayan düşük yapıyor demektir. Benim şöyle bir amacım var, bir tek kez bile düşürmüş olsa ciddiye alınmasını istiyorum. İnsanlara artık tekrar tekrar düşük yapmak ağır geliyor. Düşük polikliniği kurduk, bu sorunu yaşayan kadınları ilk düşükten itibaren orada detaylı olarak inceliyoruz.

* Tekrarlayan düşüklerin ne kadarı kadın, ne kadarı erkek nedeniyle oluyor?
Büyük çoğunluğu kadın nedeniyle olur çünkü rahimden kaynaklanın bir sürü neden var. Bazen kadınla erkek arasında genetik bir uyum oluyor bağışıklık sistemi sorunu doğuyor. O zaman aşı verilerek erkeğe karşı kadında uyumsuzluk yaratılıyor... Bazen de erkekte kromozom bozukluğu düşük yapabiliyor.

* Tekrarlayan düşüklere yol açan en basit neden nedir?
En sık neden kromozom anemisi. Anne babadan bağımsız yanlış üretim olmasıdır. Doğarsa hayatla bağdaşmayacak kadar ağır anomalilerin nedenidir. İlk üç ay düşüklerinin yüzde 70'inde neden budur. Yani bu bebekler düşmeseler sakat olarak dünyaya gelecek olan anomalilere sahipler. Mongol ya da turner sendromlu ya da çok ağır sakat olarak dünyaya gelebilecek bebekler.

40 YAŞINDA ÇOK ZOR
* Yaşı ilerleyen kadınlarda düşük riski artıyor mu?
Yirmili yaşlarda düşük riski çok azdır, otuzdan sonra belirgin bir şekilde artış gösterir ve 40 yaşından sonra büyük ölçüde artar. Bünye yaşlandıkça kromozom bozuklukları artıyor. Çünkü bir hücre bölünürken kromozomun da sağlam olarak bölünmesi lazım ama yaşlandıkça bunu çok beceremiyor.

* Düşüklerin ne kadarı tedavi ile önlenebilir?
Düşüklerin sebebine bağlı. Düşük polikliniğine gelenler içinde detaylı araştırma yapılanların yüzde 70'inde başarılıyız.

* Her düşükten sonra tedavi daha mı zorlaşıyor?
Evet, düşük kadını biyolojik ve psikolojik olarak zorladığı için daha sonra gebelik riske giriyor. O nedenle eskiden arka arkaya yapılan üç düşükten sonra tekrarlayan düşük kabul edilip tedaviye alınan kadınlar artık iki kez üst üste düşük yaptığında hemen riskli sınıfına sokuluyor. İşi ciddiye almak şart.

* Düşükten sonra inceleme yapmak aileler için çok maliyetli değil mi?
En pahalı bin, binbeş yüz liralık tetkik gerekir. İlk düşükten sonra yapılacak tetkikler daha azdır. Kromozomlara bakılabilir. İkinci ve üçüncü de inceleme maliyeti giderek artar. Adet düzensizlikleri olan kadınlarda düşük riski fazladır. Onların tedavi edilmesi gerekir, kan pıhtılaşmasına bakılmalıdır. Bazen rahmin içine dürbünle bakmak gerekiyor, galiba en maliyetli uygulama da budur çünkü küçük bir operasyondur.

ÜÇ AY SONRA DENEYİN
* Düşükler sizi de bir doktor olarak korkutur mu?
Doktor olarak bizler için de zordur, bazen gece yarıları büyük kanamalarla hastaneye gelirler. Ölüm korkusu yaşarlar bunlara tanık olmak çok zor. 4 Düşükten ne kadar sonra çiftler tekrar hamileliği denemeli? Eğer özel bir durum yoksa üç ay beklemek yeterlidir. Rahim kendini toparlar. Kendilerini yaşadıkları olaya hapsetmemeliler.

Gıdaları iyi yıkayın!
Birçok hazır gıdanın tazeliğinin korunabilmesi için nitrat içeren katkı maddeleri kullanılır. Gebelik döneminde bu ürünlerin tüketilmemesi önerilir. Bunun yanında taze meyve ve sebzelerin üretimi sırasında kullanılan böcek ilaçları ve gübrelerin içerdiği kimyasallardan arınabilmeleri için yenmeden önce çok iyi yıkanması gerekir.

Metaller zararlı!
Çalışma ortamında ve çevremizde birçok metale maruz kalabiliriz. Bu metaller üreme sağlığını ve gelişmekte olan bebeği son derece olumsuz etkiler.
* Kurşun, etrafta yaygın olarak bulunur ve çevre kirliliğine yol açar. Kurşun hem erkeği, hem de kadını etkileyerek düşük ve anomalili doğumlara yol açar.
* Civa ise, sulara karışarak balıklara ve bu balıkları tüketenlere bulaşır. Civa, üreme organlarında birikerek düşüğe yol açar.

Evinizi boyatmayın!
Gebelik öncesi ve gebelik döneminde evi boyatmaktan, duvar kağıdı kaplatmaktan, ilaçlatmaktan kaçınılmalı veya bu işlemlerden sonra iyice havalanma sağlamadan evde kalınmamalıdır. Temizlik maddelerini kullanırken eldiven giyilerek, cildin bu maddelerle temasından kaçınılmalıdır. Ayrıca, iyi havalanan ortamlarda çalışılmalıdır.

Gözleriniz dinlensin!
Bilgisayar ekranlarının özellikle arka kısımları radyasyon yayar. Bilgisayarla çalışıyorsanız; 2 saatte bir, 15 dakika dinlenmeniz gerekir.
Düşük Nedenleri

* Genetik faktörler.
*
Anatomik nedenler.
* Rahim ağzı yetmezliği.
*
Aşerman sendromu.
* Miyomlar.
*
Kalıtsal rahim anomalileri.
* Luteal faz yetmezliği.
*
Polikistik over sendromu.
* Tiroit bezi hastalıkları.
*
Şeker hastalığı.
* Enfeksiyonlar.
*
Sigara.
* Alkol.
*
Kafein.
* Çevredeki toksik maddeler.
*
Evde kullanılan zararlı maddeler.
* Radyasyon.
Doğum kontrol hapları düşükleri artırıyor

sp.gif


sp.gif

Doğum kontrol hapını bırakır bırakmaz hamile kalan kadınları düşük tehlikesi bekliyor. Prof. Dr. Neşe Kavak, "Gebe kalmayı, doğum kontrol hapını bıraktıktan en az iki ay sonra deneyin" diyor..
sp.gif

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Kavak kendisi de düşük yaşamış bir doktor. Kavak, hamile kalan her üç kadından birinin başına gelen düşükle ilgili tıp dünyasında yapılan son çalışmalarla ilgili bilgi verdi:

20 HAFTA!
* Düşük tam olarak nedir?
Düşük, gebeliğin, yirminci gebelik haftasından önce sonuçlanması, yani bitmesidir. İlk 20 haftadaki kayıpları biz düşük diye tanımlıyoruz. Gebelik n0 haftalık bir süreçtir, yirminci haftadan sonra olursa olay erken doğuma girer. Diğer bir tanımı da 500 gramın altındaki bebeğin doğumu ya da kaybıdır. İlk haftalar daha tehlikelidir, düşüklerin yüzde 62'si gebeliğin ilk 12 haftasında, yani ilk üç ayında ortaya çıkar.

* Düşüğe neler neden olur?
En sık düşük nedeni yüzde 60 ihtimalle kromozom anomalileridir. Bebeğin yapısında genetik bir problem vardır. Yaradılışında bir problem varsa, doğa bunları kendiliğinden eler ve bebek düşer. İkinci sıradaki düşük nedeni ise bilinmeyen nedenlerdir. Her yüz düşükten otuzunun nedeni bulunamaz. Çok küçük bir oran da, annenin enfeksiyonları nedeniyle görülür ama bunlar tekrarlayan düşük nedeni kabul edilemez. Yine travmalar düşüklerin nedenlerinden biridir. Annenin karnının üzerine düşmesi, çarpması da düşük nedenleri arasındadır. Annenin yumurtalığında tümör çıkması da düşüğe neden olabilir. Anne adayının tiroit ya da nedenlerinden biridir. Günümüzde şehirli kadınların geç yaşta doğumu tercih etmesi, düşükleri artırıyor. Otuzundan sonra anne olmaya başlayan kadınlarda kromozomal sorunlar artıyor. Dolayısıyla düşüklerin görülme sıklığı da artıyor. Doğum kontrol haplarını kullanıp bıraktıktan sonra hemen hamile kalan kadınların bebeklerinde kromozom anomalisi görülme riski çok fazla. Bu da düşüğü artıran bir neden. O yüzden biz doğum kontrol hapını bırakan hastalara muhakkak iki ay korunmalarını öneriyoruz. İki aydan sonra hamile kalmalarını teşvik ediyoruz ki, bebekte bir poblem olmasın.
Doğum kontrol hapları düşükleri artırıyor

sp.gif


sp.gif

Doğum kontrol hapını bırakır bırakmaz hamile kalan kadınları düşük tehlikesi bekliyor. Prof. Dr. Neşe Kavak, "Gebe kalmayı, doğum kontrol hapını bıraktıktan en az iki ay sonra deneyin" diyor..
sp.gif

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Kavak kendisi de düşük yaşamış bir doktor. Kavak, hamile kalan her üç kadından birinin başına gelen düşükle ilgili tıp dünyasında yapılan son çalışmalarla ilgili bilgi verdi:

20 HAFTA!
* Düşük tam olarak nedir?
Düşük, gebeliğin, yirminci gebelik haftasından önce sonuçlanması, yani bitmesidir. İlk 20 haftadaki kayıpları biz düşük diye tanımlıyoruz. Gebelik n0 haftalık bir süreçtir, yirminci haftadan sonra olursa olay erken doğuma girer. Diğer bir tanımı da 500 gramın altındaki bebeğin doğumu ya da kaybıdır. İlk haftalar daha tehlikelidir, düşüklerin yüzde 62'si gebeliğin ilk 12 haftasında, yani ilk üç ayında ortaya çıkar.

* Düşüğe neler neden olur?
En sık düşük nedeni yüzde 60 ihtimalle kromozom anomalileridir. Bebeğin yapısında genetik bir problem vardır. Yaradılışında bir problem varsa, doğa bunları kendiliğinden eler ve bebek düşer. İkinci sıradaki düşük nedeni ise bilinmeyen nedenlerdir. Her yüz düşükten otuzunun nedeni bulunamaz. Çok küçük bir oran da, annenin enfeksiyonları nedeniyle görülür ama bunlar tekrarlayan düşük nedeni kabul edilemez. Yine travmalar düşüklerin nedenlerinden biridir. Annenin karnının üzerine düşmesi, çarpması da düşük nedenleri arasındadır. Annenin yumurtalığında tümör çıkması da düşüğe neden olabilir. Anne adayının tiroit ya da nedenlerinden biridir. Günümüzde şehirli kadınların geç yaşta doğumu tercih etmesi, düşükleri artırıyor. Otuzundan sonra anne olmaya başlayan kadınlarda kromozomal sorunlar artıyor. Dolayısıyla düşüklerin görülme sıklığı da artıyor. Doğum kontrol haplarını kullanıp bıraktıktan sonra hemen hamile kalan kadınların bebeklerinde kromozom anomalisi görülme riski çok fazla. Bu da düşüğü artıran bir neden. O yüzden biz doğum kontrol hapını bırakan hastalara muhakkak iki ay korunmalarını öneriyoruz. İki aydan sonra hamile kalmalarını teşvik ediyoruz ki, bebekte bir poblem olmasın.

ALıntı

Daha pek çok şey koyabilirim kaynak internet
 

aphosiss

Banlı Kullanıcı
Katılım
16 Kas 2011
Mesajlar
153
Tepkime puanı
16
Konum
Ankara
Ben rahimi cini ille de vardır diye bir iddiada mı bulundum sevgili kardeşim. Beni ne ile itham ettiğini bilmem fark ediyor musun ama; bence kendine gel. Okumadan anlamadan dinlemeden; kendini ortaya atma.. Sana iddia etmediğim bir şeyi ıspatlamak zorunda değilim. Ben sadece internette edindiğim ve bizzatihi yaşadığım bir olayı paylaştım. Sen google'ı kullanamıyorsan ben ne yapayım. Ama rahim cini vardır diye de ısrar etmedim. Varlıkların insan bedenine yerleşebileceği ile ilgili bilgiler paylaştım akabinde. Bununla ilgili ben değil mabet sahipleri ve moderatörleri bile çalışmalar yapıyor. Olmasa idi yapmazlardı.
Kaldı ki neyin çözümü için kaynaklar sundun onu da anlamadım. Ne düşüğü, ne hamileliği, ne rahim ağzı kanseri.. Bence sen konuyu baştan sona bir kere daha oku...
Allah'a emanet ol...
 

şinçeyank

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eyl 2011
Mesajlar
899
Tepkime puanı
146
İş
üniversite Öğr.
Çok komiksin kendini düşürdüğün duruma benim baktığım yerden baksan inan yüz ifaden değişirdi :) Daha ne dediğinin farkında değilsin ben seni suçlamadan sen kendini yargıladın zaten :) İlahi güldürdün beni :D
 

DARKKING011

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
410
Tepkime puanı
18
İmam şibli'nin cinlerin esrarı kitabında eüzü besmele çekmeden ilişkiye girildiği zaman şeytanda karışır bu ilişkiye ve mazalla cin çocuğu yani muhannes doğmasına sebep olunabilir o yüzden dikkatli olmak gerek.
Yemek yerkende besmele çekmeden başlarsanız şeytanda sizinle birlikte yer.
Yani kısaca her işin başı besmele olmalı hayatınızda.
 
Üst