Kur'an-ı Kerim'in Mucizeleri

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
Ozon Tabakası Kuranda yazıyormuydu?

Ozon kelimesi Arapça'da, Türkçe'de ve diğer tüm yabancı dillerde hemen hemen aynı şekilde okunup yazılır. Ozon kelimesini oluşturan O-Z-O-N harfleri 72:6 numaralı ayette geçmektedir. Üstelik bu ayetten sonraki ayetlerde "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesi kullanılıyor. Aslında bu ifade ozon tabakası için de çok yerinde ve doğru bir tanımlamadır. Çünkü ozon gökyüzündeki koruyucu tabakadır ve dünyayı tehlikeli güneş ışınlarından korur.
Halbuki Kuran'ın indirildiği 7.yüzyılda kimse ozon tabakasından haberdar değildi. Bu ayetin dışında 18:90 numaralı ayetin de ayrıca ozona işaret ettiğini düşünüyoruz çünkü bu ayette de "Güneşe karşı bir siper (koruyucu)" ifadesi yer almaktadır. Tüm bunlar için rastlantı diyemeyiz çünkü O-Z-O-N (Arapça'da Vav-Ze-Vav-Nun) harfleri çok nadir olarak binlerce ayette bir yan yana gelmektedir ve "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesiyle aynı bölümde geçmektedir.

Yeni Bir Kur'an Mucisesi : Petrol

İçinde bulunduğumuz çağda maalesef enerji kaynakları uğruna savaşlar çıkmaktadır. Enerji kaynaklarının başında gelen petrolün oluşumuna ve ismine Kuran-ı Kerim yüzyıllar öncesinden işaret etmektedir. Petrol ismine işaret edilmesi mucizevi niteliktedir çünkü petrol kelimesi ilk olarak bir Alman minerologun 1556 tarihli "De Re Metallica" isimli eserinde geçmektedir yani Kuran'dan yüzyıllar sonra... Kısacası Kuran'dan asırlar sonra dünya dillerinde petrol kelimesi kullanılmaya başlanmıştır dolayısıyla Kuran petrol kelimesinin tüm dünyada kullanılacağına önceden işaret etmiştir.(Petrolün farklı dillerdeki yazılışı veya okunuşu hemen hemen aynıdır Türkçe,İngilizce,Arapça'da olduğu gibi)
Petrol kelimesini oluşturan harfler tüm Kuran'da baştan sona sadece iki yerde geçmektedir (harfler soldan sağa doğru ters diziliyor). Bunlardan ilki 6:59 nolu ayettir ve bu ayette petrole işaret edercesine "yeraltının karanlıklarındaki" ifadesi kullanılmaktadır. Yani petrolün yer altında olduğuna işaret edilmektedir.
Ayrıca bilimadamları petrolün oluşum kökenini hem hayvansal hem de bitkisel olarak açıklamaktadırlar. Yani eski çağlardaki yeşil bitkilerin uzun bir zaman aralığından sonra petrole dönüştüğünü ifade etmektedirler. Kuran'daki bir ayet de bununla örtüşmektedir: " (Rabbin) yeşil otu çıkardı, sonra da onu kapkara(simsiyah) bir sel artığına(sıvıya) çevirdi..." (Ala suresi 4,5)

Kur'anda Atomlar

Rn (Radon)
Element isimli surede(Hadid.demir) "R" ve "N" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başlangıcından buraya kadar 86 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Rn" elementinin atom numarası da 86'dır.

Zr (Zirconium)
»» Element isimli surede(Hadid .demir) "Z" ve "R" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başından buraya kadar 40 harf geçmektedir.Aynı şekilde "Zr" elementinin atom numarası da 40'dır.
Ta (Tantalum)
»» Element isimli surede(Hadid.demir) "T" ve "A" harfleri bitişik olarak ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başından buraya kadar 73 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Ta" elementinin atom numarası da 73'tür.
Yb (Ytterbium)
»» Element isimli surede(Hadid,demir) "Y" ve "B" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başlangıcından buraya kadar 70 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Yb" elementinin atom numarası da 70'tir.Ayrıca Yb harflerinin tersi olan By isminde herhangi bir element yoktur.
F (Fluorine)
»» Element isimli surede(Hadid,demir) "F" harfi ilk defa burada geçiyor. Ayetin başından buraya kadar 9 harf geçmektedir. Aynı şekilde "F" elementinin atom numarası da 9'dur.kijen) elementine de işaret edildiğini düşünüyoruz.
Sm (Samarium)
»» Element isimli surede(Hadid,demir) "S" ve "M" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başından buraya kadar 62 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Sm" elementinin atom numarası da 62'dir. Ayrıca Sm harflerinin dizilim olarak tersi olan Ms isminde herhangi bir element yoktur.
As (Arsenic)
»» Element isimli surede(Hadid,demir) "A" ve "S" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başından buraya kadar 33 harf geçmektedir. Aynı şekilde "As" elementinin atom numarası da 33'dür.
Te (Tellurium)
»» Element isimli surede(Hadid,demir) "T" ve "E" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başlangıcından buraya kadar 127 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Te" elementinin atom ağırlığı da 127'dir.
K (Potassium)
»» Element isimli surede(Hadid,demir) "K" harfi ilk defa burada geçiyor. Ayetin başından "K" harfinin olduğu yere kadar 39 harf geçmektedir. Aynı şekilde "K" elementinin atom ağırlığı da 39'dur.
Ti (Titanium)
»» Element isimli surede(Hadid,demir) "T" ve "İ" harfleri ilk defa burada yan yana geliyor. Ayetin başından buraya kadar 47 harf geçmektedir. Aynı şekilde "Ti" elementinin atom ağırlığı da 47'dir.
S (Sulfur)
»» Element isimli surede(Hadid,demir) "S" harfi ilk defa burada geçiyor. Ayetin başlangıcından buraya kadar 32 harf yer almaktadır. Aynı şekilde "S" elementinin atom ağırlığı da 32'dir
Canlıların KopyalanacağıYÜZYILLAR ÖNCESİNDEN KURAN-I KERİM HABER VERİYOR MUYDU?
Kopyalama yüce dinimiz İslam'a aykırıdır ve etik dışı yanlış bir uygulamadır. Fakat genetik biliminin ve embryolojinin olmadığı bir çağda yani 1400 yıl önce indirilen Kuranı Kerim'de sanki bilim adamlarının kopyalama yapacakları haber verilirmişcesine işaretler bulunmaktadır. Kur'an-ı Kerim'in bu ayetinde Şeytan'ın kötü faaliyetleri vurgulanmaktadır.
Kopyalanmış bir hayvandan çok sayıda kopya hayvan üretme (ikinci nesil kopyalama) deneylerinde Kulak Dokusundan hücreler alınarak kopyalama gerçekleştirilmiştir. Yani yakın tarihte yapılan ilk deneylerde hayvanların kulağı kesilip hücre alınarak kopyası üretilmiştir. Kuran-ı Kerimin bir ayeti şöyledir:
"...(Şeytan dedi ki) Mutlaka onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını kesecekler ve yine mutlaka onlara emredeceğim de Allah'ın yarattığını değiştirecekler..." (Nisa Suresi 119.ayet)
Az önce tarihteki ilk 2.nesil kopyalamaların hayvanların kulakları kesilerek alınan hücrelerle gerçekleştirildiğini vurgulamıştık. Ayrıca bu hücrelerin genetik yapısıyla oynayarak yaratılış kanunlarına müdahelede bulunmaya çalışan kimseler de vardır. Dolayısıyla genetik biliminin olmadığı bir çağda yani 1400 yıl önce indirilen ayetteki ifadelerle mucizevi benzerlikler vardır.
Yapılan bazı kopyalamalarda meme dokusundan da hücreler alınmıştır fakat Tarihteki ilk 2.nesil kopyalamalarda hücreler kulaktan alınmıştır.(Japonya'daki Kagoşima Enstitüsünde ve Brezilya'daki Vitoria ineği)
İNSANIN SUDAN YARATILIŞI
Allah, her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üzerinde yürümekte, kimi iki ayağı üzerinde yürümekte, kimi de dört (ayağı) üzerinde yürümektedir. Allah, dilediğini yaratır. Hiç şüphesiz Allah, herşeye güç yetirendir. (Nur Suresi, 45)
Canlıların ve insanın yaratılışı konusundaki ayetlere baktığımızda, bu yaratılışların mucizevi şekilde olduğunu açıkça görürüz. Bu mucizevi yaratılış şekillerinden biri, canlıların sudan yaratılmasıdır. Pek çok ayette açıkça ifade edilen bu bilgiye insanların ulaşmaları ise, yüzyıllar sonra mikroskobun icadı ile mümkün olmuştur.
Bugün en temel ansiklopedilerde "Su, canlı maddenin en büyük öğesidir. Canlı organizmaların ağırlığının %50-90'ı sudur" ifadeleri yer almaktadır. Ayrıca bütün biyoloji kitaplarında bahsi geçen standart bir hayvan hücresinin sitoplazması (hücrenin temel maddesi) da %80 sudan oluşur. Sitoplazmanın analiz edilip bilimsel kayıtlara geçirilmesi, Kuran'ın indirilmesinden yüzyıllar sonra gerçekleşmiştir. Dolayısıyla bugün bilim dünyasının kabul ettiği bu gerçeğin Kuran'ın indirildiği dönemde bilinmesi kuşkusuz ki mümkün değildi. Ancak buna rağmen insanların keşfinden 14 yüzyıl önce Kuran'da bu bilgiye dikkat çekilmiştir

3 Karanlık Evreran'da insanın anne karnında üç aşamalı bir yaratılışla yaratıldığı bildirilmektedir:

Kuran'da insanın anne karnında üç aşamalı bir yaratılışla yaratıldığı bildirilmektedir:
... Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır…(Zümer Suresi, 6)
Yukarıdaki ayette Türkçeye "üç karanlık içinde", "üç katlı karanlık içinde" olarak çevrilen Arapça "fi zulumatin selasin" ifadesi embriyonun gelişimi sırasında bulunduğu üç karanlık bölgeye işaret etmektedir. Bu bölgeler sırasıyla:
a) Batın duvarı karanlığı
b) Rahim duvarı karanlığı
c) Amniyon zarı karanlığıdır.
Görüldüğü gibi bugün modern biyoloji, bebeğin embriyolojik gelişiminin yukarıdaki ayette bildirildiği şekilde, üç farklı karanlık bölgede gerçekleştiğini ortaya koymuştur.
.. Sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır…(Zümer Suresi, 6)
ÇAMURDAN YARATILIŞ
Allah Kuran'da insanın yaratılışının mucizevi bir biçimde olduğunu haber verir. İlk insan, Allah'ın çamuru şekillendirip insan bedeni haline getirmesi ve ardından bu bedene ruh üflemesiyle yaratılmıştır:
Hani Rabbin meleklere: "Gerçekten Ben, çamurdan bir beşer yaratacağım" demişti. "Onu bir biçime sokup, ona ruhumdan üflediğim zaman siz onun için hemen secdeye kapanın." (Sad Suresi, 71-72)
Bugün insan dokuları incelendiğinde, yeryüzünde bulunan pek çok elementin insanın dokularında da bulunduğu ortaya çıkar. Canlı dokuların %95'i karbon (C), hidrojen (H), oksijen (O), nitrojen (N), fosfor (P) ve sülfür (S)'den oluşur ve canlı dokularda toplam 26 element bulunur. Görüldüğü gibi Kuran'da 14 asır evvel bildirilenler, modern bilimin bize söylediklerini -insanın yaratılışındaki malzeme ile toprağın içerdiği temel elementlerin ortak olduğu gerçeğini- tasdik etmektedir.
Alıntı
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Mucizelerle ilgili olarak

Eski medeniyetleri bir şekilde hepimiz biliyoruz, bilmediğimiz sınırları ve nasıl vücuda geldiği.

Bugün bilipte mucize diye sunduğumuz bulguların eskilerce bilinip kullanılmadığına dair kesin bir bilgimiz yok bildiğim kadarıyla. Kur'an mucizesi dendiğinde algılanan daha önce bilinmeyenin keşfinin bizim çağımızda gerçekleştiği ve Kur'anın gerçekliğinin de böylelikle ispatlandığı yönündedir. Yazınıza ilave olarak izin verirseniz Kur'an'ın indirildiği zamanı 0 (sıfır) noktası gibi düşünürsek ayetlerdeki ifadeleri daimi + 0 -----> gibi değerlendirmekten ziyade

< ---- - 0 + -----> bakmak da lazım belki düşüncemi eklemek istiyorum.
 

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
Mucizelerle ilgili olarak

Eski medeniyetleri bir şekilde hepimiz biliyoruz, bilmediğimiz sınırları ve nasıl vücuda geldiği.

Bugün bilipte mucize diye sunduğumuz bulguların eskilerce bilinip kullanılmadığına dair kesin bir bilgimiz yok bildiğim kadarıyla. Kur'an mucizesi dendiğinde algılanan daha önce bilinmeyenin keşfinin bizim çağımızda gerçekleştiği ve Kur'anın gerçekliğinin de böylelikle ispatlandığı yönündedir. Yazınıza ilave olarak izin verirseniz Kur'an'ın indirildiği zamanı 0 (sıfır) noktası gibi düşünürsek ayetlerdeki ifadeleri daimi + 0 -----> gibi değerlendirmekten ziyade

< ---- - 0 + -----> bakmak da lazım belki düşüncemi eklemek istiyorum.

Bu bulguların o zamanki teknolojiyle kullanılması veya uygulanması zor olabilir mesela vücudun % 80 ninin sudan oluştuğunu o günkü teknolojiyle ispatlamak olanaksız mucizelerin bugün keşfedilmiş olmasının sebebi bu elde kanıtlar var ozaman bu kanıtları ortaya çıkaracak teknoloji yoktu malesef

sevgili gümüş bir reform yaşandığından <----- -0+ -----> teorine katılıyorum
 

ChiReiki

Kayıtlı Üye
Katılım
30 May 2011
Mesajlar
185
Tepkime puanı
72
Ömer Çelakıl'ın calışması bu degilmi?
 

spawnz

Banlı Kullanıcı
Katılım
24 Mar 2011
Mesajlar
180
Tepkime puanı
24
Konum
Bulgaria
İş
Chemistry Engineering
Farklı bir açıdan bakacak olursak;Bu ve bu tarz mucizeler önceden keşfedilemez.Mesela ozon tabakası demişsiniz.Kur'an baz alınarak bulunmadı ozon tabakası.Petrol Kuranda yazan ayetlerden yolaçıkarak bulunmadı.Yada periyodik tablo Kur'an'a bakarak hazırlanmadı.Ancak böyle şeyleri keşfettikten sonra Kur'an'da olduğunu görebilirsiniz.Yani günümüzde keşfedilmeyen bir şey,Kur'an'da yazar.Ama bunu farketmezsiniz,ne zaman ki keşfedilir,ondan sonra Kur'an'da olduğu anlaşılır.
 

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
Kur'an-ı Kerim daha yeni yeni çözümlemeye başladılar tabiki daha bilmediğimiz çok şey vardır eminim.
 

spawnz

Banlı Kullanıcı
Katılım
24 Mar 2011
Mesajlar
180
Tepkime puanı
24
Konum
Bulgaria
İş
Chemistry Engineering
Kuran-ı Kerim daha yeni yeni çözümlemeye başladılar tabiki daha bilmediğimiz çok şey vardır eminim

Evet bilmediğimiz çok şey var.Beni demek istediğim bu değil.Mesela;periyodik tablodaki boş olan yerleri Kurana bakarak dolduramayız.Yeni bulanacak elementin atom ve kütle numaraları,elektron ve proton sayıları Kuranda yazıyordur şu an.Niye bulamıyoruz peki?Yani Kuran tek başına yeterli değil.
 
S

SoNoL

Evet bilmediğimiz çok şey var.Beni demek istediğim bu değil.Mesela;periyodik tablodaki boş olan yerleri Kurana bakarak dolduramayız.Yeni bulanacak elementin atom ve kütle numaraları,elektron ve proton sayıları Kuranda yazıyordur şu an.Niye bulamıyoruz peki?Yani Kuran tek başına yeterli değil.[/QUOTE

Sevgili spawnaz haklısınız, yanlış anlamadıysam spawnaz şunu demek istiyor;
Buluşlar Kuran-ı Kerim de önceden yazabilir, fakat buluşlar Kuran-ı Kerim'e göre bulunmuyor. Bulunduktan sonra 'aslında yazıyormuş zaten bakın şifrelenmiş' diye araştırmacılar yeni çözüyor. Keşke henüz bulunmayanı bulabilsek ve Kuran-ı Kerim' in yol göstericiliğini anlayabilsek.
 

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
Evet bilmediğimiz çok şey var.Beni demek istediğim bu değil.Mesela;periyodik tablodaki boş olan yerleri Kurana bakarak dolduramayız.Yeni bulanacak elementin atom ve kütle numaraları,elektron ve proton sayıları Kuranda yazıyordur şu an.Niye bulamıyoruz peki?Yani Kuran tek başına yeterli değil.[/QUOTE

Sevgili spawnaz haklısınız, yanlış anlamadıysam spawnaz şunu demek istiyor;
Buluşlar Kuran-ı Kerim de önceden yazabilir, fakat buluşlar Kuran-ı Kerim'e göre bulunmuyor. Bulunduktan sonra 'aslında yazıyormuş zaten bakın şifrelenmiş' diye araştırmacılar yeni çözüyor. Keşke henüz bulunmayanı bulabilsek ve Kuran-ı Kerim' in yol göstericiliğini anlayabilsek.

Bunun için hepimize bir görev düşüyor Kuran-ı Kerimi öğrenmek bunun için meallerini değişik yorumlamalarla okumak araştırmak birimizin göremediğini başka biri görebilir bu sayı çoğalırsa çözümlemelerde o kadar artıcaktır kanaatındayım
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Kur'an ve İslam hakkında sanırım bilmediğimiz daha çok şey var..ve bunlar bulununca insanlar daha kolay görecekler ve daha az yanılgılara düşecekler belkide..
 
Üst