Arkadaşlar forumdaki ''Wicca'' konulu başlıkları bir süredir takip ediyorum. Bir Wicca değilim ama konuya dair hatırı sayılır zamandır yerli ve yabancı kaynaklardan (akademik yazılar, kitaplar, internet, belgeseller...vb.) araştırmalar yapıyorum. Elimde olan bir kitaptan forumda en çok gözüme çarpan ''başka bir dine mensup olan kişi bir Wicca olabilir mi'' sorusuna dair bir kısmını alıntıladım. Devamını da (en azından genel anlatımıyla) zaman buldukça yine bu başlık altında yazacağım.
Bir Gölgeler Kitabı (Book of Shadows / BOS), bilge kadın geleneği içinde anadan kıza geçer. büyülerin, ayinlerin, tariflerin ve Tanrıça bilgisinin yazılı halidir. Bugüne dek kimse bir tane bile görmemiştir. Muhtemelen ateşli zamanlarda sahipleriyle beraber yanmışlardır. Ya da köklerinden kopmuş olan yakın çağ cadılarının uydurduğu kuruntusal mitlerden ibarettirler. Engizisyon cellatları işlerini iyi yaptılar ve cadı avı öncesindeki cadı kültürlerinden geriye yalnızca söylentiler ve düşlerin fısıltıları kaldı.
Tanrıça her yerde bulunur ve her yerde içkindir. Evrenin yaratıcısıdır ve tüm yaşamın başlangıcında ve sonunda o vardır. Büyük Ana tüm canlılara yaşam verir ve onlar ölerek ona geri dönerler. Tanrıça'dan yayılan doğasal dünyanın gücü ve güzelliğidir. Cadıların, içlerinde bulundurdukları da bu güç ve bu güzelliktir.
Tanrıça özellikle kadınlara güç verir, bu yüzden modern cadıların bir çoğu feministtir. Büyücülük, insanın kendisine bütünsel bir açıdan bakmasını sağlar ve hem karanlığı hem de aydınlığı içine alır. Bu Baba Tanrı (Hristiyanların, Müslümanların ve Yahudilerin Tanrısı)'nın tanımadığı bir bütünselliktir. Babaerkil dinde kadın şeytani olan her şeyle ilgiliyken, Baba Tanrı yalnız iyi olanı kapsar. Tanrıça ise tam tersine bilgeliği, açıklığı, gücü, merhameti, acıyı ve zevki vaat eder. Bize gösterdiği dengeli bir Dünya'dır.
Elisabeth Brooke - Büyücülük Kılavuzu