Neden bazı yerlerde olağan dışılıklar yaşanır??

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Reenkarnasyona inanmak ya da inanmamanın dışında Hatay Adana ve çevresinde hep farklı bir enerji olduğunu düşünmüşümdür.Henüz görmediğim zamanlarda bile kendine çeken bir yanı vardı ve anlamlandıramıyordum.Sonra hayatımın bir kaç senesini o bölgelerde geçirdim bilerek denk getirdim diyebilirim.Beklentimin de ötesinde şeylerle karşılaştım kişisel gelişimim duyumsadıklarım hiç bir zaman oradaki kadar yüksek olmadı.Hala bambaşka bir tılsım olduğunu düşünmekteyim belki de kişisel bir şeydir.Ancak orada yaşayan çok insanla görüşme fırsatım oldu ve hangi manada bakılırsa bakılsın psişik yetenek diyelim çakra açıklığı diyelim ruhsal tekamül bakımından olsun geniş bir yelpazeden bakılınca oradaki topraklarda küçücük çocuklardan yaşı olgunlara kadar bunu gözlemlemek sıradan durumda artık.Neden o topraklar? Neden bazı yerler? Öncelikle yorum yapanlardan sadece reenkarnasyon vardır yoktur diye ayet açıklamaları dışında yorumları olanlar yazsın.Aslında oldukça manalı birkonuyu tartışma hengamesinde kaybetmek istemiyorum.O topraklarda olmasa bile belki sizin de evin içindeki bir kısımdan tutun da herhangi bir il bir ülke vs. de kendinizi daha farklı hissettiğiniz olmuştur. Yani hem o topraklar hem de genelde farklı hissedilen yerler açısından ele almakistedim konuyu.Aşağıdaki alıntı örnek olması açısından paylaşıldı iyi forumlar..

Yeniden doğanlarin buluşma yeri Hatay!

Reenkarnasyon konusunda araştırma yapan pek çok bilim adamı soluğu Hatay'da aliyor. Çünkü 'tekrar doğdugunu' iddia eden bir çok kişi bu ilde yaşıyor. Başka bedenlerde yeniden hayat bulanlar, 'geçmis günleri' anlatıyor...

Psikiyatri, önceki yaşamlarının olduğunu söyleyen insanlara 'dissosiyatif bozukluk' (çogul kişilik) hastalığı tanısı koyuyor. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. İlhan Yargıç da toplumda bu hastalığın görülme sıklığının sanıldığından çok daha fazla olduguna dikkat çekiyor.
Bu konuda yapılan araştırmaya göre; Türkiye'deki nüfusun binde dördünde çoğul kişilik bozukluğu var. Örneğin; İstanbul'un nüfusunu 12 milyon olarak kabul edersek sadece Istanbul'da 48 binden fazla kişi bu durumda.
Bu arada başta Avrupa olmak üzere dünyanın bir çok ülkesinde geçmiş yaşam deneyimleri, ölüm ve hastalıklarının bir sonraki yaşama etkileri üzerine araştırmalar sürüyor.

'Beyin kaydediyor'
Çok yeni bir veri olarak; İngiliz nörolog Prof. Dr. Wilder Penfield, beynin yaşam süresi içinde en küçük resimleri dahi kaydedip ani olarak saklandığını söylüyor. Bu da reenkarnasyon öğretisini güçlendiriyor: "Ölüm anında beyin ile ruh arasındaki enerji bilgilerle beraber ruhsal frekansa geçer. Ruh bu birikimiyle öte âleme gider."
Ayrıca başka ülke, zaman ve kişiliklerde yaşadıklarını söyleyen, hatıralarını anlatan, mezarında eski eşyalarını bulduğunu iddia eden insanların sayısı gün geçtikçe artiyor.

Bu ilin sırrı ne?
Hatay ili, öldükten sonra dirilenleri inceleyen yabancı araştırmacılar için önemli bir kaynak. Avustralyali Dr. Yurgen Kail reenkarnasyon araştırmaları için Hatay'a gelip yeniden doğanların öykülerini topluyor. Son 10 yildir kendini reenkarnasyona adayan yeniden doğus arastırmacısı Cevdet Rende'nin yakında çıkacak olan "Tekrar Doğanlar" adlı kitabından Hatay bölümündeki öykülerin bazıları şunlar:
o Ali Kara: Suriye'de ölüp Türkiye'de doğdugunu söylüyor. Hatay Raskiye köyü, 1972 doğumlu. Bir önceki hayatında adi Cabir Rismen. Bilal ve Rahibe'nin oğlu olarak Cennata köyünde dünyaya gelmiş. 1947-1960 yillari arasında yaşamış. Kullandığı traktör devrilince ölmüş.
o Mehmet Aslan: 1987 doğumlu. Bir önceki hayatındaki annesi yeni doğan çocuğu Mehmet'i rüyasında görüyor. Arayip buluyor ve çocuğu ailesinden istiyor. Mehmet, bir önceki hayatında Ata Eryılmaz imiş. Ata'nin anne babası Habib ve Raya Eryilmaz'ın iki çocuğu var. Ata ve Nebil. Nebil 15 günlük iken ölüyor. Ata ise üniversiteyi kazandığı yıl Asi Nehri'nde boğuluyor.
o İpek Kart: Hatay Döver köyünde, Besime adında bir hamile kadın; öldürülüyor. Kocası cezaevine konuluyor. Besime ise İnci-Sabri Kart çiftinin kızlari olarak Hatay'da dünyaya geliyor. İlkokula giden Ipek'in güncesinden okuyoruz:
"Bundan önce de hayatım vardı. Döver köyünde, yeni evli, 8 aylık hamile bir kadındım. Adım da Besime Yayar idi. Eşimle düğünümde takılan takılar yüzünden hep kavga ederdik. Altınlarımı bozdurup kamyon almak istiyordu. Beni sürekli dövüyordu. Bir gün yine altınları istedi karşı çıktım dövdü. Evin damındaydık kocam beni itti, dengemi kaybettim aşağıya düşüp öldüm. Ama geri döndüm, şimdi adım İpek Kart ve 12 yaşımdayım."

'Beni bu topraklara diğer hayat getirdi'
Çocuklugundan beri reenkarnasyona inanan piyanist-besteci Anjelika Akbar anlatıyor: "İnaniyorum çünkü, bu evrene kendimizi ve evrenimizi bilmek için geliyoruz. Bu uzun bir süreç ve bunu tek bir hayat içinde gerçekleştirmek mümkün değil. Milyonlarca yıl bir ruh geliyor gidiyor ve tecrübe ediyor. Insan her geçmis hayatından yarı yarıya tanıdıklarını getiriyor. Örneğin annemiz muhakkak bir önceki hayatınızda sizin ilişkide olduğunuz biri olabilir. Hiçbir sey tesadüf değil. Ben de ta hayatın başlangıcından beri varım. Önceki hayatlarımda kim olduğumu söylemeyeceğim. Nasıl ki şimdiki özel hayatını anlatmazsınız bunun gibi bir şey bu. Küçüklüğümden beri bir çok şeyi yaşıyorum onun üzerine hem Rusya hem de Hindistan'da yillarca eğitim gördüm. Hepimizin binlerce hayatı var. Örneğin ben Türkiye ve Anadolu'yu çok seviyorum. Çünkü bu topraklarda ilk defa yaşamıyorum. Hayat beni buraya bir daha getirdi. Burada kaç hayatımdan arkadaşlar buldum..."
Alıntı.
 

MarlaSinger

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
723
Tepkime puanı
147
Konum
fight club
İş
turist
Bu benim de çok merak ettiğim bir konu... Ve aynı şey Mardin için de geçerli. Hatta bir aile dostumuzun daha 2,5 yaşındayken ve doğru düzgün konuşamıyorken babasının doğduğu büyüdüğü yere gittiğinde birden konuşmaya ve birşeyler anlatmaya başlamış, babasının çocukluğunu, doğduğu yeri vs. biliyormuş ve daha bir yığın şey. Aile korku ve endişe içinde soluğu terapistte almış. Çocuğun yüzünde olgun bir ifade sürekli birşeyler anlatıyor ve anlattıkları kendi babası ile ilgili... Anne ağlamaktan kendini kaybetmiş vaziyette, bu durumun acilen sona ermesini istiyor.
Allahtan bilinçli bir terapiste denk gelmişler. "Üstüne düşmeyin, korkmayın, bir süre sonra unutacak." demiş ki öyle de olmuş...
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
O yörelerde yeterince vakit geçirdim.Belki uzaktan bakılınca alışkanlık gelenek uydurma vs. diye düşünülebilir.Tanıdığım aklı başında çoğu hayata mantıkla bakan görmüş geçirmiş hatta hayatının bir kısmını Avrupa Amerika'da yaşamış kişiler ve anlattıkları hatta gördüğüm şahit olduğum olaylar çok ilgi çekici.Belki de şahit olmasam inandırıcılığı az gelebilirdi ancak birebir gözlemledim.Küçücük çocuklar bilmedikleri eve gidip bilmedikleri dil bile konuşup kendisine ait berjerin nerede olduğunu soruyor akıllara zarar sen şusun sen busun ortanca kızım nerede diyor evin babası olduğunu iddia eden küçücük çocuk.Oradakiler de fazlaca yadırgamıyor bu durumları.Bir de kendi hayatımdaki hatta yetilerimdeki değişiklikler akıl mantık kısmını çoktan çöpe attırmıştı.
 

MarlaSinger

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
723
Tepkime puanı
147
Konum
fight club
İş
turist
Ama enkarne olup olmadıkları konusunda şüphelerim var. Reenkarnasyona %100 inanıyorum diyemiyorum. Genetik hafıza olabilir ve o yörelerdeki insanların bilinci daha açık olabilir diye de düşünüyorum...
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Ben de aynı çelişkiler içindeyim ortak bilinç kaynaklı mı yoksa cidden iddia ettikleri gibi mi ama var bir şeyler.Herkes aynı duyguları yaşar mı bilmiyorum ama kendi adıma da çok farklı deneyimlerim olmuştu.
 

MarlaSinger

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
723
Tepkime puanı
147
Konum
fight club
İş
turist
Bir belgeselde izlemiştim; kuşların her sene göç ettikleri okyanus üzerinde belli bir noktada inip, suya düşüp boğularak öldüklerini gözlemlemişler ve bunu araştırmışlar. Kuşların indikleri noktada çok eskiden bir ada varmış ve muhtemelen göç yolları üzerindeki bu adada dinleniyorlarmış...
Ve genetik hafıza...
 

alin

Kayıtlı Üye
Katılım
9 Ara 2010
Mesajlar
723
Tepkime puanı
338
Konum
İstanbul
Evet dediğinizi anlıyorum mantıkta var içinde oladabilir ancak.Orta kızım evlendi mi? Koltuğumu nereye kaldırdınız diyen 3 yaşındaki çocuk... Konu spesifikleştikçe akıl iyice karışıyor.Mantıklardan birisi de o ise bile neden orada bu kadar alenileşiyor?Hadi diyelim inandıkları için..Anlamlar yüklendiği için ama şahit olduğum bazı şeyler mantık çerçevesini biraz yıkıyordu diyebilirim.
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
MarlaSinger'in görüşlerine katılıyorum..Evet Hatay yöresinde yüksek enerji olabilir..Yani kişilerin ruhsal durumunu karıştıracak yada hızlandıracak girişler olabilir..Ve bence ruhsal gelişimimiz için tek bir hayat yeterlidir..Hatta birçok kişi için uzun bile olabilir bir öür..Çünkü bazı insanlar daha yolun başında yakalarlar zirveleri..
 

bluecat

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Mar 2012
Mesajlar
142
Tepkime puanı
16
Konum
İstanbul
Sene 2009 da GAP turuna kapılmıştım, o yörenin insanlarından okuyan varsa kimse alınmasın kırılmasın lütfen ama oralardaki ağırlık(enerjisi) beni rahatsız etmişti, Hatay'a geçtiğimizde huzura kavuştum,tam manasıyla çiçek açtım diyebilirim.Belki doğasındandır, heryer toprak rengi,az yeşillik olmasındandır bilemiyorum.

İstanbul'da Sultanahmet'te de aynı hoş titreşimi hissederim.Artık pek boş vaktim olmadığından gidemesem de eskiden orayı sık sık ziyaret eder, bir banka oturup, o hoş titreşimi dinlerdim.
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
allah allaaah...biz niye rast gelmedik böyle garip şeylere acep ki...nerde bir monotonluk var beni bulur zaten....
 

Salick

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Tem 2011
Mesajlar
269
Tepkime puanı
38
Ben ailem de onceki hayatini hatirlayip anlatan , onceki hayatlarindaki cok ozel bilgilerle kanitlayan en az uc kisi var diyebilirim.Hatta iki tanesi onceki hayatlarindaki yara ve ameliyat iziyle dogdu.Ben de yorenin yuklu oldugu enerjiye bagliyorum. Enerjinin ve frekansin etkisi buyuktur eminim.En cok hatirlama yasi 2,5 ,tam konusmaya baslanildigi donem.Ben de daha once hic gitmedigim Savannah ve Massachusetts e gittigim ilk anda yogun bir enerji hissettim , sanki oralari biliyordum.Enerjiden dolayi sanirim ozellikle Massachusetts te her gece cok etkileyici ruyalar gordum.
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
Bende manisada devlet memurluğu yaptığım sıralarda sık sık izmire giderdim arkadaşlarla...ne zaman izmire gitsem bir çok yerinde sanki ben burada daha önce yaşamışım dürtüsü doğar bende...oturur düşünürüm bir sigara içimi ama bir türlü çıkaramam ama sanki yaşadım ben bu şehirde yüzyıllar önce...
 

Özlemi özled

Banlı Kullanıcı
Katılım
6 Ara 2010
Mesajlar
383
Tepkime puanı
22
Konum
İstanbul
İş
DiÄŸer
Erkek kardeşim hayatta boğazına dokundurmaz, elimizi şaka yollu yada kazara sürdüğümzde kasılır.Sebebini bilemedik. Birgün tesadüf makedonyalı bir medyumla karşılaştık hakkımızda hiçbirşey bilmiyordu kardeşime önceki hayatında boğazının kesilerek öldürüldüğünü söyledi çok şaşırdık. Annem Paris aşığı her sene parise giderdi ve dönüşlerinde inanılmaz üzülürdü çocuk sen fransızmışsın dedi. Bense sol tarafıma hiç yatamam çocukluğumdan beri ter basar nefes alamam 43 yaşında kalp krizinden öldüğümü söyledi. Rum bir erkek köylüymüşüm. O zamana kadar hiç inanmazdım ama şimdi emin değilim ya tesadüf yada gerçekten var.Sonra o çocuğu kaybettik ve hiçbir yerde bulamadık, inanılmaz güzel değişik bir insandı.Böyle tecrübeleriniz varsa paylaşın arkadaşlar çok merak ediyorum.
 
Üst