Şimdi Tam Zamanı! EVET Şimdi Tam Zamanı!

şinçeyank

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Eyl 2011
Mesajlar
899
Tepkime puanı
146
İş
üniversite Öğr.
Dedim kendime bugün.
Önce kalktım, oturduğum yerden.
Sonra ilk kez açtım gözlerimi dünyaya.
Şaşırdım.
Derin bir nefes aldım.
"Ben"le doldurdum, kaybettiğim bedenimi.
Ve aynı koltuğa ilk kez oturdum.
İlk kez gördüm, her gün baktığım bilgisayar ekranını.
Meraklandım.
Birdenbire her yanımı saran enerjiden korktum,
Sonra sevdim onu.
Ve onunla birlikte "ben"i.
Bana yabancı "ben"i.
Peki ya siz?
Ne zamandır sürdürmektesiniz, yüzyıllık uykunuzu?
Ne zamandır boşvermişliğin karşı konulmaz çekimiyle kovalıyorsunuz günleri?
Ve uyanmaya değil, yeniden uyumaya açıyorsunuz gözlerinizi her sabah?
Çoook uzun zamandır, değil mi?
Her sabah, bir ertesine "erteliyorsunuz" planlarınızı.
Hiç gelmeyecek işaretleri bekliyorsunuz, silkinmek için.
Uzayda salınan bir cisim gibi hissediyorsunuz kendinizi.
Ve gizli gizli zevk alıyorsunuz, "bekleme odası"ndaki yaşantınızdan.
Çünkü korkuyorsunuz.
Düşlere sizden başka kimse dokunamazken,
Eylemlere dokunurlar, diye korkuyorsunuz.
Beklemek umutları cam fanusta tutarken,
Hareket onları yok eder, diye korkuyorsunuz.
Ve itiraf edemiyorsunuz bir türlü:Siz hayallerinizin, sizden büyük olması olasılığından kaçıyorsunuz.
Üstelik bahaneniz de hazır şu sıralar.
Bahar yorgunusunuz işte.
Havalar bir düzelsin, siz de düzeleceksiniz.
Güneş bir çıksın, dayanacaksınız patronun kapısına,
Anlatacaksınız koskoca planlarınızı.
Tatil ilanları gazetelerde çıkmaya görsün,
Ne zamandır isteyip bir türlü el süremediğiniz kitabın kapağını açacaksınız.
Ve o zaman, çiçekler açtığı zaman başlayacaksınız "siz" olmaya.
Değil, mi?
Artık değil.
Çünkü artık havalar düzeldi.
Güneş pırıl pırıl gökyüzünde.
Çiçekler bahçeleri kapladı bile.
Okuma listenizin başındaki kitap ikinci baskısını yaptı.
Ve siz, "siz"i kaybedecek kadar çok beklediniz.
O zaman aynayı alın elinize şimdi.
Alın da görün önce güzel gözlerinizi, ardından içlerindeki pırıltıyı.
Görün de yakalayın, kaybettiğiniz zamanı.
Ve başlayın da yaşamaya,
Siz de anlatan olun, "bekleyenler"in hikayelerini...
 
Üst