Psişik yeteneklerle ilgili çok etkili ve öğretici bir hikaye, okumanızı öneririm!!

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
QUETZAL'İN HİKAYESİ

Uzak bir diyarda, özel yetenekleri olan insanların yaşadığı bir kabile varmış. Bu kabile, “selam” anlamına gelen "HU" adıyla bilinirmiş. Kabiledeki herkesin özel bir yeteneği varmış. Uçabilenler, kurt adamlar, telepatlar, astral seyahat yapanlar, aynı anda iki farklı yerde olabilenler, rüzgar çıkartanlar, geleceği görenler, ışık hızından hızlı koşanlar .... Ve daha bir çoğu...
Günlerden bir gün kabilede yaşayan ailelerden birinin kız çocuğu olmuş. Her yeni doğan çocuğa yapıldığı gibi onu da Bilge Adama götürmüşler. Küçük bebeğin isminin belirlenebilmesi için Bilge Adamın, kabilenin ataları ile bağlantıya geçmesi gerekiyormuş. Bu sefer ki isim koyma ritüeli her zamankinden biraz daha uzun sürmüş. Bilge adam ritüeli tamamladığında Ataların bu minik kıza "kutsal" anlamına gelen Quetzal adını verdiklerini söylemiş. Kabiledekiler bu yeni bebeğin bembeyaz teni, masmavi gözleri, ince telli sarı bukleli saçları ve huzur dolu bakışı ile Quetzal ismini hak ettiğini düşünmüşler. Hepsi bu güzel bebeğin alışılmışın dışında bir yeteneği olduğuna inanıyormuş.
Yıllar geçmiş, Quetzal, okulunu başarıyla bitirmiş ama yeteneğini hala öğrenememiş olması nedeniyle çok üzgünmüş. Kendisinde bir gariplik olduğuna iyice inanmaya başlamış.
Yeteneğinin olmadığına dair üzüldüğü günlerden birinde, ormanda oturup uçuşan kelebekleri izlerken Bilge Adam’ın kendisine doğru yürüdüğünü fark etmiş. Bilge Adam, gülümseyerek Quetzal’e yaklaşmış ve ona nasıl olduğunu sormuş. Quetzal de Bilge Adam’a;
- Çok mutsuzum. Artık çok iyi biliyorum ki benim diğerleri gibi bir yeteneğim yok.
Bilge adam hafifçe gülümseyerek;
- Sevgili Quetzal, anladığım kadarıyla diğerlerinden farklı olmak seni çok üzüyor. Unutma ki evrende, olan biten her şeyin bir nedeni var. Biliyorum uçabilen, rüzgâr çıkaran, biçim değiştiren, hislerini okuyan içgüdüleri kuvvetli arkadaşların var. Hiç düşündün mü ki tüm bu yetenekler çevrende gördüğün hayvan dostlarının özellikleri. Önemli olan; hayvanları taklit etmek değil, kendimizi ne oranda geliştirip etrafımızdakilere faydalı olduğumuzdur.
- Doğru haklısınız. Uzun zamandır yeteneğimin ne olabileceğine o kadar çok odaklandım ki ailemle bile yemekten yemeğe konuşuyorum. Sanki hiç yaşamıyor gibiyim. Yetenek konusu beni her şeyden uzaklaştırıyor. En iyisi bu konuyu tamamen unutmak olacak. Çünkü tanrı beni terk etti , diye yanıtlamış Quetzal.
Bilge adam Quetzal'in son söylediklerine anlamayarak;
- Sevgili Quetzal, tanrı seni nasıl terk etmiş olabilir ki ?
- Uzun zamandır tanrıya dua ediyorum ve ondan yeteneklerim konusunda yol göstermesini istiyorum. Şimdiye kadar yanıt alamadım. Belli ki beni terk etti, demiş Quetzal.
Bunun üzerine Bilge adam gülümseyerek;
- Tanrı, bizlerle birbirimizle konuştuğumuz gibi konuşmaz. Ondan bir şey istediğinde durup olmasını beklemek yerine isteğine uygun hareketlerde bulunmalısın. Eğer attığın her adımda arzuna gittikçe yaklaştığına dair işaretler alıyorsan, işte o zaman tanrı seninle konuşuyor demektir. İlerlemezsen onu duyamazsın. Eğer pasta yemek istiyorsan un, şeker, yumurta, kakao satın alıp mutfağa getirmelisin ki senin için pasta yapılsın. Pasta yemeyi arzularken patates, soğan satın alırsan hiç bir zaman çok istediğin o pastayı yiyemezsin.
- Hımm, anladım galiba. Ben yeteneğimin ne olduğunu öğrenmek istiyorum. Bu durumda ne yapmalıyım? diye sormuş Quetzal.
- Hepimizin yeteneklerini tanrı belirler öncelikle olmasını arzuladığımız yeteneğin yerine sana ait olanı keşfetmeye ihtiyacın var. Düşün bir bakalım, çaba göstermeden kolayca yaptığın şeyler neler?
Quetzal, çaba harcamadan kolayca yaptığı şeylerle yeteneği arasında bağlantı kuramamış olsa da Bilge Adamın sözünü dinleyerek çaba sarf etmeden kolayca yaptığı şeyleri düşünmeye başlamış. Quetzal’in yavaş yavaş zihni açılmaya başlamış. Ve ;
- Galiba buldum. Benimle birlikteyken insanlar sakinleşiyor ve gözlerinin içi gülmeye başlıyor. Aynı şekilde çevremde sürekli kuşlar, böcekler geziniyor. Geçenlerde çok ilginç bir şey oldu. Kardeşim ile birlikte ormanda dolaşıyorduk. Birden karşımıza kızgın bir aslan çıkıverdi. Kardeşim henüz farklı bir yere ışınlanma gücünü kontrol edemediğinden aslanın korkusundan gücünü aktive edemedi. Ve çaresiz arkamızdaki ağaca yaslanıp tanrıya dua etmeye başladık. Kızgın aslanın gözlerine baktığımda bir de fark ettim ki o da beni izliyor. Bir müddet sonra aslan birden sakinleşerek kedi gibi mırıldanmaya başladı. Önce bizi kokladı sonra arkasını döndü ve yürüyerek yanımızdan uzaklaştı. Bu olay olduğunda ona zarar vermeyeceğimizi anladığı için bizi rahat bıraktığını düşünmüştüm. Kardeşim ise aslana ne yaptığımı sormuştu. Ben ise şaşırarak hiç bir şey yapmadığımı söylemiştim. Kardeşim bana inanmasa da gülerek eve dönmemiz gerektiğini söylemişti. Bundan bir şey çıkar mı acaba? diye Bilge adam’a soru sormuş.
Bilge adam; enteresan, istersen bu konu üzerinde biraz daha düşün sonra tekrar konuşuruz demiş ama o an Quetzal’in kendisini dinlemediğini ve öylece dalıp gittiğini fark etmiş. Quetzal, bir müddet sonra gözlerinde gittikçe parlayan bir gülümsemeyle tekrar Bilge Adam ile konuşmaya başlamış.
- Sanırım bende ne olduğunu buldum. Geçenlerde annem ben dünyaya geldikten sonra kurt adam olan babamın daha da sakinleştiğini söylemişti. Okulda da benzer şeyler olmuştu, herhangi birilerini kavga ederken gördüğümde onların yanına yaklaşır yaklaşmaz kavga aniden bitiveriyordu. Bunun tek bir anlamı olabilir. Galiba ben sakinleştiriciyim. Tüm olanların normal olduğunu düşünmüştüm. Sanırım yanılmışım. Hâlbuki bu benim yeteneğimmiş. Pek rastlanmayan bir yetenek ama olsun bu yeteneğimi çok sevdim. Hemen annemlerle paylaşmalıyım, bana çok yardım ettin, çok teşekkür ederim demiş ve koşarak Bilge adamın yanında ayrılmış.
Bilge adam Quetzal'in gidişini izlerken kendi çocukluğu aklına gelmiş. Annesi, sakinleştirici olduğunu ona ilk kez söylediğinde, önceleri diğer arkadaşları gibi uçamadığı ve ışınlanamadığı için üzülse de sonradan sakinleştirici olmanın büyük bir sorumluluk gerektirdiğini anlamış. Bilge adam olduğunda sakinleştirici olmanın faydasını çok görmüş. Sakinleştirici olması, yıllarca insanların kendi içlerindeki gerçeği yani sevgiyi görmeye aynalık yapmasına yardımcı olmuş.
Bilge adam, Quetzal bebekken isminin belirlenmesi için ilk defa kendisine getirildiğinde onun içindeki sevginin çok güçlü olduğunu ve ileride kendisi gibi kabilenin Bilgesi olacağını hemen anlamış. Artık bu dünyada pek zamanı kalmadığından eminmiş. Kalan zamanını Quetzal’in kabilenin yeni Bilgesi olarak yetiştirmeye harcaması gerektiğini düşünüyormuş. Ertesi gün Quetzal’in ailesi ile buluşmaya niyetlenerek evinin yolunu tutmuş.
Evet, Quetzal gibi yeteneğinizin ne olduğunu keşfetmek isterseniz hiç çaba harcamadan kolayca yaptığınız şeylerin ne olduğunu belirleyin. Ve bunlarla etrafınızdakilere ne kadar faydalı olabileceğinizi düşünün. Yeteneğiniz uzun zamandır orada sabırla sizi bekliyor. Onunla buluşmanın zamanı artık geldi...

Alıntı
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Dışarıda ki insanların ne yaptığından çok, içimizde olan potansiyelle ilgilenmeliyiz. Her ne olursa olsun.
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Yonlendirmeler coklukla disaridaki insanlar ornek gosterilerek yapilinca bu kolay olmuyor
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Hiçbir çaba kolayca yapabildiği şeyleri yapan insanlar: seçilmiş insanlar.
Açıkçası ben çabalayarak birşeyleri elde eden çoğunluğa giriyorum.
 

*apollon

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Ocak 2011
Mesajlar
23
Tepkime puanı
4
Çok anlamlı bir paylaşım olmuş teşekkürler.
Kendi kendime yeteneğimi bulmam uzun sürebilir ama üzerinde düşünmek lazım gerçekten.
 

bendekiben

Elit Üye
Katılım
10 Eki 2011
Mesajlar
1,218
Tepkime puanı
199
Konum
Ankara
İşte bu hikaye benim burada bulunma sebebim. Üye ismimden de anlaşılacağı üzere önemli olan bende-ki-BEN.
 

BattleFury

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Ara 2010
Mesajlar
487
Tepkime puanı
72
İnsanların hayatlarını düzene sokabildiğimi, yapıcaklarını görüp kalp kırcakları zaman onları engelleyebilmek, kendini uçurum kenarında görenleri ışığa çekmek, hayatlarını kazanamayacaklarını düşünenlerin ne kadar değerli olduklarını hatırlatmak vs. vs.... Birkaçkez bunları yapabildim umarım kalbim atmaya devam ettiği sürecede yapabilirim. Kafir diyolar bana olsun. "Meleklerin yolundaki dans eden şeytan" :) Mutlu olsunlarda beni bilmesinler görmesinler... Mutlu ve Huzurlu edebiliyorsam bu benim için yeterli... :)
 

CadıAdayı

Kayıtlı Üye
Katılım
17 Eyl 2011
Mesajlar
80
Tepkime puanı
5
Arkadaşlarımın sorunlarına her zaman bir çözümüm oluyor. Sanırım benim yeteneğim bu. Ama hikayeye göre düşününce zorlanmadan yapabildiğim birçok şey var: Müzik dinlemek, yatmak, türkçe testi çözmek vs. :) hepimiz birçok konuda yetenekliyiz. Ama asıl yetenek önemli olan. Bizi birbirimizden ayıran yetenek.
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Bu hikayeden anladığım şu;İnsanlar kendini akışa bırakmalı..Zorlamamalı..Akış yada kader Ona gereken mesajları gönderecektir.Görevini böylece bilecektir..Yada yeteneklerini..Yani sukunete davet ediliyoruz..Ve huzura..Bir de sorumlulğa davet var burada..Üzerimize düşen görevleri yapıp beklemeliymişiz huzurla..
 

Riddick

Banlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2011
Mesajlar
133
Tepkime puanı
20
Ben bir yeteneğim olduğuna inanmıyorum birçok insanında bir yeteneğinin olduğuna inanmıyorum. Bu siteye girişimde çok farklı bir konu yüzünden oldu. Ama insanda bir enerji kaynağı olduğunu, bu kaynağında bir potansiyel olduğunu, bu potansiyelinde sınırlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar egoist canlılardır. bir tanesinin ( istisnalar hariç ) bile eline büyük bir güç geçmesi demek dengenin bozulması anlamına gelir. Ben buna izin verileceğini düşünmüyorum.
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Ben bir yeteneğim olduğuna inanmıyorum birçok insanında bir yeteneğinin olduğuna inanmıyorum. Bu siteye girişimde çok farklı bir konu yüzünden oldu. Ama insanda bir enerji kaynağı olduğunu, bu kaynağında bir potansiyel olduğunu, bu potansiyelinde sınırlı olduğunu düşünüyorum. Çünkü insanlar egoist canlılardır. bir tanesinin ( istisnalar hariç ) bile eline büyük bir güç geçmesi demek dengenin bozulması anlamına gelir. Ben buna izin verileceğini düşünmüyorum.

Sanırım haklısınız..Sınırlama vardır muhakkak..İnsan çok egoist ve acımasız olabilir evet.Ama kontrolü ve sevgiyi öğrenirse bu acımasızlığı büyük oranda yenecektir..Ve dolayısıyle egoyuda..Birçok insan bir diğerine zarar vermekten çok korkar..Korktuğunu bundan uzak durduğunu gözlemlemek zor değil..
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Yetenek demek, illa ki psişik olmak değildir. İnsanlığa, çevresine faydalı işler yapan, hatta insanları mutlu eden, sevgisini cömertçe paylaşabilenler bence en yetenekli kişilerdir.

Sevgi fakiri biriyseniz, kendiniz ve çevrenizle savaş halindeyseniz, çok üstün psişik yetenekleriniz bile olsa sizi mutlu etmeye yetmez.

Ancak en çok dikkat edilmesi gereken nokta, yetenekleriniz ortaya çıktığı zaman ego tuzağına düşmemeniz.
 

Riddick

Banlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2011
Mesajlar
133
Tepkime puanı
20
embriyo
Yetenek demek, illa ki psişik olmak değildir. İnsanlığa, çevresine faydalı işler yapan, hatta insanları mutlu eden, sevgisini cömertçe paylaşabilenler bence en yetenekli kişilerdir.
Sevgi fakiri biriyseniz, kendiniz ve çevrenizle savaş halindeyseniz, çok üstün psişik yetenekleriniz bile olsa sizi mutlu etmeye yetmez.
Ancak en çok dikkat edilmesi gereken nokta, yetenekleriniz ortaya çıktığı zaman ego tuzağına düşmemeniz

Bu yazıyı bana yazdığınızı varsayarak cevaplıyorum. Sizin anlattığınız durumda aslında pek yetenekle alakalı bir şey değil. Bu dediğiniz şey karakter ve kişilikle alakalı. Asıl yetenek dediğimiz şey vücudumuzun yatkın olduğu reaksiyonlardır. Bütün insanlarda herşeyden biraz vardır. Herkes resim yapabilir, müzik besteleyebilir, spor yapabilir, şiir yazabilir,yemek yapabilir. Ama bunları en üst segmentte yani profesyonel ve sanatsal derecede yapan kişi sayısı azdır. Bu az kişinin yaptığı şeye biz yetenek diyoruz. En azından ben diyorum. Ama benim kendi yazımda yetenekten kastettiğim şey psişik yetenekti. Bunu şundan dolayı kullandım. Ne zaman bir konu kapansa yada moderatörler bir uyarıda bulunsa; burası pasapsikoloji sitesi diyorsunuz. Bende bu yüzden psişik yetenek yerine yetenek ibaresini kullandım. Aslında özel güçler olarak adlandırmam daha doğru olurdu.
Kendime gelince ben psişik yeteneklerim olmadığını biliyorum. Olmasınıda istemiyorum. Bunun içinde özel bir çabada sarfetmiyorum. Kişisel ve sosyal olarak Allah'a Şükür herhangi bir problemim yok. olmazda inşallah.
Ego ise istisnalar hariç bütün en iyi dediğimiz insanın içinde bile mevcuttur. Çünkü insanın içinde egoizm vardır.
Her yazılana katılmak zorunda olmadığından dolayı; insan özgür iradesiyle kendi düşüncelerini karşısındaki kişinin kişilik haklarını zedelemeyecek, karşısındaki insana nasihat vermeyecek, karşısındaki insanı tanımadan yorum yapmayacak şekilde belirtebilmesi çok büyük bir siyasi ve stratejik yetenektir.


Saygılarımla
 
  • Beğendim
Tepkiler: AJA

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Sayın Riddick, ben sizin yazınıza istinaden yazmadım. Yazınızdan sonra konuyla alakalı olarak, kendi fikrimi belirtmek istedim. Üstünüze alınmışsınız, ben asla tanıdığım veya tanımadığım kişilere bahsettiğiniz şekilde yorum yapma taraftarı değilimdir. Kendi bilgim ve fikrim varsa genel anlamda onu belirtirim ancak hiç bir şekilde hakaret ve küçümseme içermez. Eğer bilgim dahilinde bir konuysa, bilgilendirmek amaçlıdır. Asıl siz burada cevabı üstünüze alınıp, bana ithaf ettiğiniz şeyleri kendiniz yapıyorsunuz. Birde hatırlatayım, yetenekten bahsetmişsiniz, ama yazdığınız 'siyasi ve stratejik yetenekte' bahsettiklerinizle örtüşmüyor.

Evet burası parapsikoloji sitesi, ancak şahsi fikrim; kişisel gelişimin, farkındalığın ve inancın
( kişilere göre değişir) çok daha önemli olduğudur. Bunlar olmadan zaten kişilerin psişik yeteneklerinin bir işe yaramayacağı inancındayım. Keşke herkes önce bunların önemini kavrayabilse.
Evet ego herkeste var, içimizdeki karanlık taraf, ancak ışık gelmeye başladığında karanlık azalacaktır.
Benim bahsettiklerim sizin için yetenek sayılmayabilir, ancak bence kişiliği bir heykeltraş gibi olumlu şekilde yontabilmek, hırslarından arınabilmek de benim için hem meziyet hem de yetenektir. Ben zaten sanatçıyım, sizin bahsettiğiniz genel anlamda yeteneğin ne olduğunu gayet iyi biliyorum.
Ama bence zaten en mükemmel sanat eseri insan, en büyük sanatçıda Allah'tır.

Sizi kırdıysam kusura bakmayın, ancak kesinlikle öyle bir niyetim yoktu. Burası forum ve konu hakkında herkes fikir beyanında olumlu veya olumsuz bulunur. Bende yaptığım alıntıya sizden sonra kendi fikrimi yazma özgürlüğümü kullandım. Zannedersem sizin de başka görüşlere tahammülünüz yok.

İyi forumlar :)
 

Riddick

Banlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2011
Mesajlar
133
Tepkime puanı
20
Sıra sıra gideceğim.
1) Üstüme alındığım doğru. Ama ilk yorumunuzun ikinci paragrafında yazdıklarınıza istinaden yorum yaptım.
2) Siyasi ve stratejik yetenek derken orada eksik ve yanlış kelime kullanmışım. zeka kelimesini yazmalıydım. O cümleyi yazmadığım için cümlede anlam kayması oldu. Ayrıca cümleyi kendim için kullanmadım.
3) İkinci paragrafınızın %70'ine katılıyorum.
4) Yanlış anladığım için asıl siz kusura bakmayın. Yineliyorum, benim üstüme alındığım nokta yazmış olduğunuz yorumdaki ikinci paragraftır. Son cümleniz ise hiç olmamış.
Çünkü öle biri değilim herkesin inandığı ve savunduğu şeye her zaman saygım vardır. Siz daha beni tanımıyorusunuz bile. ilk paragrafta yazdıklarınızla son cümleniz arasında ciddi anlamda kopukluk var. Ama önemli değil sonuçta benim yanlış anlamamdan kaynaklı bu yüzden tekrar kusura bakmayın.
 

embriyo

Elit Üye
Katılım
19 May 2010
Mesajlar
2,217
Tepkime puanı
884
Konum
Ankara
İş
Ressam
Forumda konular altında tartışmalar yaşanması, konunun dağılması gerçekten forum kirliliğine sebep oluyor. Okuyacak üyelerimizden öncelikle konuyu uzatmış olmaktan ötürü özür diliyorum. Ancak sayın Riddick, cevap hakkımı kullanarak konuyu noktalamak istiyorum.
'ilk paragrafta yazdıklarınızla son cümleniz arasında ciddi anlamda kopukluk var.' demişsiniz.
İlk paragrafta genel site içerisindeki tutumumdan bahsetmiştim, son paragrafta yazdığım;

Burası forum ve konu hakkında herkes fikir beyanında olumlu veya olumsuz bulunur.( Yani siz veya başkaları fikirlerini hakaret içermediği müddetçe belirtebilir, zaten bunu hepimiz biliyoruz) Bende yaptığım alıntıya ( konuyu ben açmıştım ve dolayısıyla benim yaptığım bir alıntı) sizden sonra kendi fikrimi ( sevgiyle ilgili bir şeyler yazmak istemiştim) yazma özgürlüğümü kullandım.
Nasıl anlam kopukluğu olduğunu anlayamadım, neyse daha fazla uzatmayalım.
İyi forumlar
 

Riddick

Banlı Kullanıcı
Katılım
1 Nis 2011
Mesajlar
133
Tepkime puanı
20
Bu konuya son kez bir şeyler yazıyorum.

ikinci yorumunuzdaki, ilk paragraf ile aynı yorumda benim için yazmış olduğunuz '' Zannedersem sizin de başka görüşlere tahammülünüz yok'', cümlesi arasındaki kopukluğu belirtmek istemiştim. Birbirlerine uzak duruyorlar.
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Yetenek demek, illa ki psişik olmak değildir. İnsanlığa, çevresine faydalı işler yapan, hatta insanları mutlu eden, sevgisini cömertçe paylaşabilenler bence en yetenekli kişilerdir.

Sevgi fakiri biriyseniz, kendiniz ve çevrenizle savaş halindeyseniz, çok üstün psişik yetenekleriniz bile olsa sizi mutlu etmeye yetmez.

Ancak en çok dikkat edilmesi gereken nokta, yetenekleriniz ortaya çıktığı zaman ego tuzağına düşmemeniz.

Size kesinlikle katılıyorum..En büyük yetenek kişinin çevresini mutlu etmek için harcadığı sonsuz çabadır..Sonsuz diyorum çünkü bunun sürekliliği de önemlidir..Arkasında durmazsak gösterdiğimiz ilgi ve sevginin sonsuza taşıyamazsak verdiğimiz sevginin ne anlamı olur ki..Ve çevreyi gözlemliyorum da insanların çoğunluğu sanki hala sevgi düzeyine gelmiş değil..İnsan insanın kurdu modunda olabiliyor..

Ve izninizle şu konuya müdahil olabilir miyim..Yani alınganlıklarımız konusuna..Diyelim ki forumda biri bize alındı..Yapılacak ilk ve hatta son iş o kişiyi sevmek,kucaklamak olmalı..Ona izah ve ikna etmeliyiz..Kalbini onarmalı ya da kazanmalıyız..Yoksa bunu yapamazsak bir kalp kırılırsa tek bir kalp yaşamın ne anlamı olur ki..ya da sevgimizin..Seviyorum dememizin ne anlamı olur ki..Bunları yazdım çünkü net ortamında yüzlerce kez kırılıp belki onlarca kez onarılmadım..Ve çok üzüldüm,çok..Neyse bunlara hiç dönmeyeyim şimdi..Diyeceğim o ki gözlemlediğim kadarıyla gizlimabed sakinleri herkesi sevip kucaklıyor..Ne güzel..en güzeli de bu zaten benim için..Sonsuz sevginizin devamı dileklerimle.:)
 

blcknghtmr

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Ağu 2011
Mesajlar
944
Tepkime puanı
91
Konum
uzay
Benim yeteneğim ne diye düşündüğümdeee... :( Yok ki :( Aralıksız yarım saat düşündüm ama sıradan birisiyim işte :( Üff
 
Üst