Merak Ediyorum, Her İstedikleri Oluyor mu?

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

dreamy

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Eyl 2010
Mesajlar
272
Tepkime puanı
27
insan secimlerini bilincli bir sekilde verdigine inaniyor!!!
Ama bunun hicte böyle olmadigini bilim acik ve net bicimde ispat etti. Hepimiz bir secimimizi daha bilincli bir sekilde yapmadan evvel 6 saniye evvel coktan secmis oluyoruz. Yani bir adami öldürecegimizi onu öldürmeye bilincli bir sekilde karar vermeden 6 saniye evvel belirlemis oluyoruz. Bilimin ispat ettigi bu gercegin üzerinde derin derin düsünmekte yarar var. Belki böylece insanoglunun beynini zorlayan cözümü imkansiz gibi görünen KADER sorusunun cevabina belki bir adim yaklasabiirz.

Bu 6 saniye olayını izlemiştim.Bu benim uzun zamandır kafamı kurcalayan bir konu zaten. yani bizler kendimiz özgür irademizle seçimler yaptığımızı sanıyoruz ama aslında seçimi hayat yapıyor. Bizler sadece en başta kurulan sistemin (kaderin) aracılığını yerine getiriyoruz.
Ayrıca iyi-kötü diye bir kavram olmadığına göre özgür iradenin olması da mantıksız oluyor. Şimdilik böyle düşünüyorum , ki bunu bilim de açıkladığına göre 'düşünüyoruz' desem daha doğru olur..
 

Nursade

Kayıtlı Üye
Katılım
5 Mar 2010
Mesajlar
19
Tepkime puanı
8
Abdül Kadir Geylani Hz. bir kitabinda söyle bir sey okumustum (özetle yaziyorum, cünkü kitap elimde degil)
"ezelde hersey takdir edildi, her sey yasandi bitti... bu yüzden hic bir seyin pesinde kosmaya gerek yok. Sana takdir edilmisse zaten seni bulacak, sana ezelde takdir edilmemisse, kendini paralasanda zaten senin olmayacak..."
Simdi bu satirlari yazarken cok hosuma giden bir hadis geldi aklima
" Allah´in en gazaba geldigi an, kullarinin kendilerine takdir edilmeyeni illada israrla istedikleri andir.." (özetledim yine)
Hem hadis hemde Abdül Kadir Geylani Hz. söyledikleri elbette hemen bir tartisma yaratacak nitelikte. Nihayetinde insanoglunun aslinda herseyi kontorlü altinda oldugu inancini yerle bir ediyor. Bunuda insan oglunun mantigi kavrayamiyor, cünkü akil burada kendi sinirlarinin disina cikamiyor.
Düsünmek en büyük zengiligimiz diye düsünüyorum. Ne mutluki düsünebilecek ve hep kendi sinirlarini zorlamayla mesgül olacak aklimiz var. Tabi kullanmakla yükümlüyüz :))
 

FerdeLance

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2011
Mesajlar
256
Tepkime puanı
24
Konum
İstanbul
İş
Öğrenci
Şunu hep merak etmişimdir. Ve ne zaman din hocasına sorsam istediğim tatmin edici cevabı alamıyorum. Her hareketimiz önceden belli değil mi? Allah bizi bu şekilde yaratmış. Özgür irade diyoruz ancak mesela yemek örneğini vermişsiniz. Ben patates yemeyi tercih ettim. Bunu tercih edeceğim de önceden belli değil miydi zaten? O halde yapacağımız her doğru, her yanlış, işleyeceğimiz günahlar önceden belli değil mi? Biz bunu nasıl değiştirebiliriz? Bu soruların içinden çıkamıyorum açıkçası :)
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Şunu hep merak etmişimdir. Ve ne zaman din hocasına sorsam istediğim tatmin edici cevabı alamıyorum. Her hareketimiz önceden belli değil mi? Allah bizi bu şekilde yaratmış. Özgür irade diyoruz ancak mesela yemek örneğini vermişsiniz. Ben patates yemeyi tercih ettim. Bunu tercih edeceğim de önceden belli değil miydi zaten? O halde yapacağımız her doğru, her yanlış, işleyeceğimiz günahlar önceden belli değil mi? Biz bunu nasıl değiştirebiliriz? Bu soruların içinden çıkamıyorum açıkçası :)

Her hareketiniz değil her yolunuz bellidir. Önünüzde seçim yapılacak yollar vardır, birini seçip girersiniz. Bu yolun ortasında ilerlerken yolun sağ kenarından veya sol kenarından gitmek istediniz, kaderinize az biraz müdahale edip gidebilirsiniz bu büyük bir başarı olabilir hatta çizginizi istediğiniz yönde değiştirdiniz diye ama sonra ben bu yoldan bıktım, vazgeçtim, istemiyorum vs deyip de yandaki şu yolu beğendim oradan gideceğim diyemezsiniz, ne yapsanız bariyeri aşıp öbür yola transfer olamazsınız.
Önünüzde yemek seçenekleri sunuldu diyelim patatesi tercih ettiniz, ıspanak, pırasa, kebap, çin yemeği, suşi, balık, hamburger vs gibi bir ton seçenek mevcut önünüzde, siz patatesi tercih ettiniz. Bu kadar bol yiyecek arasından lahana yoktu diyelim, siz ne kadar çabalarsanız çabalayın kaderinizde lahana yok ise bir lokma lahana bile bulamazsınız.
Diyelim çok açsınız hiç paranız yok, önünüze çıkacak seçenekler, ilk gördüğünüz koşamayacak gibi duran birinin çantasını çalmak, yerlere bakıp para düşüren oldu mu diye aramak, büyük marketlerdeki sepetlerin kilit mekanizmasına konan parayı vakti olmadığı veya geri bırakmaya üşendiği için üstünde bırakan biri olmuş mudur acaba deyip etrafta boş sepet bakınmak, pazara gidip de yükünü taşıyamayacak kadar ağır olan kişilere ücret karşılığı yük taşımak. Bunlardan birini seçmek elinizde diyelim, hangisini seçeceğiniz sevabı mı günahı mı sizin elinizde. Size verilen bazı tercih hakları var sadece, mesela katil olup da para kazanmak yok listede, o zaman bunu yapmazsınız zaten.
Her zaman sevaplı günahlı bir ortaya karışık özgür irade seçeneği mevcuttur. Kul kaderinde varolan bu karışık sepetin içinden hangisini seçerse ona göre değerlendirilir.
Bilmem bu şekilde net bir anlatım oldu mu?
 

focus

Kayıtlı Üye
Katılım
14 Nis 2010
Mesajlar
414
Tepkime puanı
26
Ben bir soru sorsam özetle, bu bakış açısına başka bir noktadan bakarak.

Çok para haramsız çok laf yalansız olmaz. Şimdi dünya üzerinde inancımızın onay vermediği haram saydığı her şeyden sakınan bir insan önüne hangi seçenek gelirse gelsin asla çokluk ifadesindeki o fazlalığı elde edemez.

Ya da evren ona bunları planlamış olsa bile o asla tercih etmeyeceği için çok parası olamayacaktır.

Bu sefer şunu sormak gerekir bence Allah istediğine zenginliği veriyor ise şansı zorlamak diye bir şey olabilir mi bu yukarıdaki tercihler diye anlatılanlar.

isyan burada mı başlıyor acaba? Biri yer biri bakar kıyamet ordan kopar sözü gibi.

Şimdi kendime soruyorum dünyanın yarısı obezite olmuş veya adayı iken bir çok insan açlıktan ölüyor.

Paylaşmak ya da paylaşmamak tercihi 100 tane ihtimalin neresinde?

Bana göre insan azmamalı, eğer içindeki nefsiyle Allah'a şükretmeyi becerebilecek bir samimiyet duygusu taşıyorsa dilediği ona sebep kılınarak zaten verilmiştir.

Bir teori belki bu ama ben gökten heşeyin yagdıgına inanıyorum, kimin hakkına ne verilmiş ise kişi sadece onu alıyor.

Zaman yaşanmıyor, yaşanmış ve bitmiş. Biz sadece bilecegiz ve neden cennette ya da neden cehennemde olmamız gerektiğini anlamamız için bu mavi gezegende biçilmiş ömür süremizi sınavımızı, anımızı yaşıyoruz. Allah bilmemizi istediği için bilmeye bulmaya anlamaya başladık, ve bana göre bu bir sevgi işareti emin olun ki bizi yaratan bizi seviyor, korkmak sadece insanın sevgisini gösterdiğini üzünce verdiği bir tepki,

Yani Allah dilemeden kimse dileyemez. Yani milyarlarca ihtimal olsa bile bazen bir şey göz açıp kapanıncaya dek değişiyor, yani bir müdahale oluyor, adına ne derseniz deyin, ama o içsel çoşku anında samimiyetle inanarak kapıyı çaldıgınız o anda size çare sunuluyor. Bazı unsurlar sadece vesile o kadar.
 

DreamDuality

Kayıtlı Üye
Katılım
19 Ara 2009
Mesajlar
1,067
Tepkime puanı
150
Hayatta çoğu isteğine sahip olmuş şanslı insanlar vardır.
Hayatta çoğu isteğine sahip olamamış şanssız insanlar da vardır.
Ama hayatta her isteğine kavuşan hiçbir kimse yoktur.

Kişi çok zengin olabilir ama sağlık sorunları yaşıyordur.
Veya çok sağlıklı birisi de parasal sorunlar yaşıyordur.

Ya da hem zengin hem de sağlıklı birisi ilişkiler konusunda
sorun yaşıyordur. Onu seven bir dostu veya sevgilisi yoktur.

Evrende binbir olasılık binbir farklı hayat var.
Kimin neyin eksikliğini duyduğunu ise bilemeyiz.

Çoğu zaman insanlar zayıflıklarını göstermek istemezler.
Mesela sevgiye ihtiyacı olmadığını söyleyenler,
bir parça sevilmeyi kalplerinin en derinliklerinde gizlerler.
Buna kısaca savunma mekanizması deniyor.

Hayatlarının mükemmel olduğunu düşündüğünüz,
imrendiğiniz insanlar var diyelim.
Bunların sizden tek farkı: zayıflıklarını göstermemeleridir.

Yani o televizyonlarda gördüğümüz harika ünlü şahsiyetlerin
veya çok zengin elit kesimin sırrı budur.

Hayatın sırrı bu şekilde işler;
Kimisi acılarını açıkça ortaya vurup merhamet duymalarını ister.
Kimii acılarını kendine saklayıp güçlü görünür.
Ama iki grup da acı çekiyordur yani.

(Ben bu düşüncemi hayatın geneline bakarak yazdım.
Yoksa sitedeki kişilerin ne yaptıkları , nasıl yaşadıklarına
dair herhangibir fikrim dahi yok).
 

FerdeLance

Kayıtlı Üye
Katılım
25 Tem 2011
Mesajlar
256
Tepkime puanı
24
Konum
İstanbul
İş
Öğrenci
Origanum çok teşekkür ederim. Çok açıklayıcı yazmışsın ancak benim takıldığım, içinden çıkamadığım nokta şu. Param yok ve çalışmak yerine hırsızlığı seçtim. Ama Allah zaten önüme iki seçenek koymuş ve hangisini seçeceğimi biliyor. Ama beni bu şekilde yaratan da O. Mesela hırsızlığı seçtim son anda pişman olup işe girmeye karar verdim. Bu da belliydi önceden karar değiştireceğim, doğru yolu seçeceğim de belliydi. Ama beni bu şekilde yaratan da Allah. O zaman cennete cehenneme gitmek nasıl bizim elimizde oluyor tam olarak kavrayamıyorum. Aklımın karışık olduğu bu konuda en fazla bu kadar açık yazabildim kusura bakmayın :)
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Hangisini seçeceğinizde özgür bırakmış. Nefsine hakim olabiliyorsa günah işlemeyecektir kul. İşte bütün mesele burada. Pişmanlık konusuna gelince de tövbe edince Allah kabul edebilir ama bunu o bilir. Hayattaki genel tutumunuza göre terazisinin hassasiyetini biz bilemeyiz. Ayrıca karar değiştireceğiniz de önceden belli değildi sadece böyle bir ihtimal sunulmuştu, seçip seçmemek gene içinizin bileceği iş. Hırsızlık mı yapardınız yoksa bunun kötü bir şey olduğunu hatırlar ve nefsinize hakim mi olurdunuz? Ne ekerseniz onu biçersiniz, ona göre de gideceğiniz yer sizin elinizde oluyor.
 

medcez

Kayıtlı Üye
Katılım
27 Nis 2011
Mesajlar
44
Tepkime puanı
4
Benim merak ettiğim, yaptıımız işlemleri söylediğimizde etkisi geçiyor mu? Yani neden böyle şeyler söylenmemeli?
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Benim merak ettiğim, yaptıımız işlemleri söylediğimizde etkisi geçiyor mu? Yani neden böyle şeyler söylenmemeli?

Bu gizli ilimleri öğrenmenin en temel kurallarından biridir. Yapacak kişi iseniz detayları nedenleri ile zaten öğretilir ama sizin bu işleri profesyonel olarak yapmak istediğinizi sanmıyorum.
Enerji dengeleri ile alakalı herşey. Söylediğinizde o işe farklı enerjiler yükleniyor. Nasılını anlatmak da gene uzun sürer ve konu dışı.
Zaten bu konu başlığı amacından çıktığı ve ilk soran da çoktan cevabını aldığına göre görevini tamamladı, kilitliyorum.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst