Hollandalı fizikçi: Kaderi kanıtladım

egedesouza

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Tem 2011
Mesajlar
236
Tepkime puanı
131
Konum
İstanbul
İş
Öğrenci
Atom parçacığının yönünü ve hızını 43 saniye önceden gören bir geliştiren Hollandalı fizikçi, kaderin varlığını bilimsel olarak ispatladığını savunarak bilim dünyasını sarstı.

Restoranda yemeğinizi bitirdikten sonra genelde bir garson yanınıza gelir ve “Tatlı veya çay alır mısınız?��? diye sorar. Bir süre düşündükten sonra kararınızı verirsiniz. Diyelim ki böyle bir durumda çay içmeyi seçtiniz. Bunu özgür iradenizle mi yaptınız ya da zaten kaderinizde o çayı içeceğiniz yazıyor muydu?

İşte bu ve benzeri sorular, modern insanın varoluşundan bu yana gündeme geliyor. Din adamları, siyaset bilimciler ve davranış uzmanları; yüzyıllardır “insanın davranışlarını kader mi yoksa, özgür iradenin mi belirlediğini��? tartışıyor. Semavi dinler elbette kader kavramının varlığına işaret edip evrendeki tüm varlıkların kontrolünün Tanrı’ya ait olduğunu vurguluyor. Bilim dünyası ise somut olarak ispatlanamadığı için kadere şüpheyle yaklaşıyor.

Karşıtlarının teorisini çürüttü

Örneğin 1926′da kuantum fizikçisi Werner Heisenberg belirsizlik ilkesini ortaya atarak, “Evrendeki bir atomun yerini ve hareketliliğini aynı anda bilmek imkansızdır��? dedi. Bu özetle şu anlama geliyordu; “Eğer aynı anda bir atomun konumu ve hareketleri ölçülemiyorsa, bu atomun gelecekte nerede olacağı ve nasıl hareket edeceği bilinemez.��? Yani Heisenberg’e göre atomlardan oluşan kainattaki nesnelerin hareketleri önceden belli değilse, o zaman kader kavramı da bilimsel verilerle açıklanamaz. Ancak Nobel ödüllü Gerard Hooft’un geçtiğimiz günlerde sonuçlandırdığı 10 yıllık araştırma, kader kavramına karşı çıkan bilim adamlarının dayanak gösterdiği teoriyi çürüttü.

Bilim dünyası yankılandı

New Scientist dergisine kapak olan araştırma kapsamında Professor Gerard t Hooft, “Bir parçacığın nerede ve ne hızla hareket ettiğini��? aynı anda tespit etme olanağı sağlayan bir geliştirdi. Hooft, bir atomun 43 saniye sonra nasıl hareket edeceğini önceden bilme kapasitesine ulaştı.

Çikolatayı yiyeceğiniz önceden belli

Araştırma bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı. New Scientist tarafından dünyanın en iyi matematikçileri arasında gösterilen John Conway ile Simon Kochen, araştırmayı “özgür irade��? kavramının ölümü olarak yorumladı. Princeton Üniversitesi’nde görev yapan Conway şöyle konuştu: “Eğer Hooft gibi bir insan atomun konumu ve hareketini aynı anda tespit edebiliyorsa, üstün bir zekaya sahip olan bir varlık evrendeki tüm parçacıkların etkileşimini takip edebilir. Bir başka deyişle özgür irademizle yaptığımız seçimlerin belirsizliğinin ardında belirleyici bir düzen vardır.��?

Kochen konuyu daha basit terimlerle anlatarak, “Önünüze bir dilim çikolatalı, bir dilim çilekli kek getirildiğini düşünün. Çikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seçiminiz olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ki çikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz özgür olduğumuz düşünüyoruz. Eğer Hooft’un i hatalı değilse özgürlüğümüz sınırlı bir ilüzyondan ibaret olabilir"? dedi.

Princeton Üniversitesi’nin felsefe uzmanı Hans Halvorson ise “Ne olursa olsun, kader ve özgür iradeyi sadece fizikle açıklamaya kalkmak doğru olmayabilir. Özgür irade konusunda fiziğin de cevap veremeyeceği sorular var"? diyerek konunun zamana bırakılması gerektiğine işaret etti.
Bu haber haber7.com’ dan alınmıştır...

Sadece fikirlerinizi almak için paylaştım...
 

deska

Kayıtlı Üye
Katılım
12 Eyl 2011
Mesajlar
67
Tepkime puanı
11
çok acayip bir habermiş.... ama özgür iradenin sonu lafı bana pek doğru gelmedi
 

egedesouza

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Tem 2011
Mesajlar
236
Tepkime puanı
131
Konum
İstanbul
İş
Öğrenci
çok acayip bir habermiş.... ama özgür iradenin sonu lafı bana pek doğru gelmedi

Afrika’nın uçsuz bucaksız topraklarında ilkbahar yağışlarıyla oluşup, yaz sıcağında yok olan “geçici” göller vardır. İşte bu gollerin oluşumuna tanık olan yerlilerin bir sözü :
” Gölde sular yükselince balıklar karıncaları yer, sular çekilince de karıncalar balıkları”
Yani üstünlük bugün karıncadaysa yarın balığa geçebiliyor; ya da tam tersi… Karınca ya da balık olmanın sağladığı üstünlüğe sevinmek kendimizi kandırmaktan öte bir anlam taşımıyor, çünkü kimin kimi yiyeceğini gerçekte “suyun hareketi” belirliyor.


Sağlıcakla...
 

bonusado

Kayıtlı Üye
Katılım
8 Eyl 2011
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Kochen konuyu daha basit terimlerle anlatarak, “Önünüze bir dilim çikolatalı, bir dilim çilekli kek getirildiğini düşünün. Çikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seçiminiz olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ki çikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz özgür olduğumuz düşünüyoruz. Eğer Hooft’un i hatalı değilse özgürlüğümüz sınırlı bir ilüzyondan ibaret olabilir"? dedi.


Dinimizde de bizim inandığımız budur zaten.Allah bizi özgür bırakır bizde yaşamda doğru ve yanlışlar yaparız ama bunun yaşanacağını Allah hep bilir...
 

la79

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Eyl 2011
Mesajlar
160
Tepkime puanı
18
kaderi neden özgür iradeden ayrı ve bağımsız görüyoruz ki,Allah yaptıklarımızı özgür irademize rağmen bilebilir çünkü bizi yaratan odur ve ruhundan üflemiştir bizim özgür irademizle tercih yapmamız onun bu tercihi önceden bilmesine engel değidir,, iki tercih arasındaki kararsızlığımız ve tereddütümüz özgür iradenin varlığına delalettir,
ve bu tercihlerden birini seçerken seçen hem biz hemde o olur,
 

KaraKuzGuN

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Ağu 2011
Mesajlar
75
Tepkime puanı
10
Konum
Anonim
İş
Ä°ÅŸsiz.. Aylak.. Vs.
Kader daha önceden çizilmiş bir yol çizgisiyse; o zaman "yaptığımız hiçbir şeyden sorumlu değiliz" cümlesi akla geliyor. Bu durumda tüm din ilkeleri de alt üst olmuş oluyor. Yaptığımız her şey tıpkı bilgisayar üzerinde zaman yapılanmalı çalışan bir program gibi işlemekte..

Bu durumda Allah'ı, bizi oyunun sonuna ulaşmak için kullanan bir bilgin gibi düşünmemiz lazım; biz sadece kaderimizdeki misyonu gerçekleştiren birer yansımayız. Özgür iradeyle yaptığımız bütün şeyler evrenin kuralları çerçevesinde bizde programlanmış ama örneğin ben bu yazıyı yazarken ki gibi özgür iradeyle yazdığımı sanıyorum oysaki daha önce planlanmış birşeyi gerçekleştiriyormuşum gibi akla sığmayacak şeyler çıkıyor ortaya -sığabilir de-.

Kısacası ne kadar çok cevap o kadar soru.. Bu adam bir soruya cevap verdiğini düşünmüş ama çıkan sorulara cevap vermesi de, 10 yılı bırak 100 yıl çalışma yapması gerekecek. Ne diyelim, Allah kolaylık versin :)
 

GoldenSea

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Eyl 2011
Mesajlar
57
Tepkime puanı
7
Bir ateistin gözünden bakınca kader kavramı insanı dinden çıkmasına sebep olabilir.

Bize sunulan senaryoları oynuyoruz sadece. Senaryosu kötü olan yanıyor mu? Ya da bu kavram bu kadar basit ele alınabilir mi?

Düşün düşün dur...
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
17. yy ortalarina dek cikolata da cikolatali kekte yokmus ama
 

MarlaSinger

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
723
Tepkime puanı
147
Konum
fight club
İş
turist
"Üstün zekaya sahip bir varlık" derken Tanrı kastediliyor sanırım...
Özgürlük, özgür irade kafa kurcalayıcı konular tabi ama ben herşeyin zaten bir illüzyondan ibaret olduğunu düşünüyorum.
Kuantumdaki "gözlemci olayı etkiler" teorisini hatırlattı bana. Sanırım Doppler Etkisi de deniyor buna... Çoook çok uzun hikaye ama gözlemci mi gözlemi etkiliyor yoksa etkilendiğini sandığımız bakış açımız mı bundan emin olamıyorum...
İlahi bir göz tarafından izleniyorsak ve baktığı herşeyi etkiliyorsa (ki öyle sanırım) kader vardır tabii ki...
 

flashboy11

Kayıtlı Üye
Katılım
1 Tem 2011
Mesajlar
57
Tepkime puanı
1
Hiç birşey bize sorumlu değilse cennet,cehennemde yalan oluyorki cennet,cehennem gerçek.Kuran'dada geçiyor.Bana kalırsa insanın tamamı herşeyi kader değildir şimdi o çikolatalı pastayı yemesi kader değilde yolda geçerken bağcıklarını bağlaması ve bir anda kontrolsüz şöförün geçmesi kaderdir ben böyle düşünüyorum tabi yanlışta olabilir :)
 

gümüş

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Kas 2010
Mesajlar
1,683
Tepkime puanı
252
Hayatinda ne yaparsa yapsin, hangi rolle dogarsa dogsun, hangi yolda yuruse yurusun illa ki karsilacagi ve beraberinde tasiyacaklarinin kaderi oldugunu saniyorum ben de :)
 

GoldenSea

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Eyl 2011
Mesajlar
57
Tepkime puanı
7
Hiç birşey bize sorumlu değilse cennet,cehennemde yalan oluyorki cennet,cehennem gerçek.Kuran'dada geçiyor.Bana kalırsa insanın tamamı herşeyi kader değildir şimdi o çikolatalı pastayı yemesi kader değilde yolda geçerken bağcıklarını bağlaması ve bir anda kontrolsüz şöförün geçmesi kaderdir ben böyle düşünüyorum tabi yanlışta olabilir :)

İmanın Şartları madde halinde ve sırasıyla şöyledir:

  1. Allah'a iman
  2. Meleklere iman
  3. Kitaplara iman
  4. Peygamberlere iman
  5. Ahiret gününe iman
  6. Kaderin, Hayır ve Şerrin Allah'tan olduğuna iman
Yani, biz doğmadan iman edip etmeyeceğimiz zaten yazılıydı. Birazda Kalu Bela'ya dayanıyor bu kader ve iman mevzusu.

Dolayısıyla kader vardır. Ancak bu konu hakkında kafa patlatmaktan kendimi alıkoyamıyorum. :/
 

mami11982

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Ağu 2011
Mesajlar
37
Tepkime puanı
9
Kader tanımı biraz yanlış yapıyoruz ve buda bu sorunları beraberinde getiriyor galiba. GoldenSea bir ateist gözünden bakınca dinden çıkmaya sebep olur demiş. Ateist zaten dinin içinde değil :) Bir ateistin gözüyle bakarken bunu göz önünde bulundurmak gerekli sanırım. (İnanan bir kişi için)

Kader bizim oynamamız için yazılmış bir senaryo değil. Bizim oynayacağımız senaryonun Allah tarafından zaten biliniyor olmasıdır. İnsanlar özgür iradeleri ile kararlar verir doğru veya yanlışı seçerek yaşamaya devam ederler. Kader yaşadıklarmızı (yaşayacaklarımızı) bizim seçemiyor olmamız değil bizim seçtiğimiz (seçeceğimiz) her seçeneğin zaten biliniyor olmasıdır. Yani kader bizim seçimlerimize etki etmiyor. En kısa örnkle Allah kimin cehenneme kimin cennete gideceğini biliyor. Ama bunu bizim seçimlerimiz belirliyor.

Allah'a emanet...
 

mami11982

Kayıtlı Üye
Katılım
11 Ağu 2011
Mesajlar
37
Tepkime puanı
9
Ebu hüreyre (ra) den rivayet olunmuştur. Bir gün biz kader hakkında konuşuyorken peygamber çıkageldi. Bize kızdı. Kızgınlığından yüzü kızardı. Hatta nar gibi kızardı. Ve dedi ki: "Siz bununla mı emrolundunuz? Veya ben bunun için mi peygamber olarak gönderildim? Şunu biliniz ki sizden önceki ümmetler bu tür tartışmalara başladıkları zaman helak olmuşlardır. Böyle tartışmalara girmemelisiniz" (Tirmizî, Kader, l.)

Bunuda eklemeden geçmek istemedim.
 

dmkol

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
4,907
Tepkime puanı
529
İş
Web Master
Professor Gerard t Hooft, “Bir parçacığın nerede ve ne hızla hareket ettiğini��? aynı anda tespit etme olanağı sağlayan bir geliştirdi. Hooft, bir atomun 43 saniye sonra nasıl hareket edeceğini önceden bilme kapasitesine ulaştı.
Kochen konuyu daha basit terimlerle anlatarak, “Önünüze bir dilim çikolatalı, bir dilim çilekli kek getirildiğini düşünün. Çikolatalı keki yemeye başladığınızda, bunun kendi seçiminiz olduğunu düşünüyorsunuz. Oysa ki çikolatalıyı yiyeceğiniz zaten belliydi. Biz özgür olduğumuz düşünüyoruz. Eğer Hooft’un i hatalı değilse özgürlüğümüz sınırlı bir ilüzyondan ibaret olabilir"? dedi.

Sıradaki soru şu:
Atom altı parçacıkların hareketinin 43 veya 143 saniye önceden bilinmesi; ruhumuzun, bedende olan ruh uzantısına nakli için geçen süre midir?
Eğer böyleyse hala evrensel bir seçim mekanizmasının işlerliğinden bahsedilebilir. Burada hala maddesel bir denklemden bahsediyoruz.
 

mally

Kayıtlı Üye
Katılım
29 Ocak 2010
Mesajlar
720
Tepkime puanı
225
Adını hatırlayamadığım bir bilim adamının benzer bir araştırması da mevcut.

Hayvanlar üzerinde yaptığı deneyde, canlı hareketi yapmadan yaklaşık 10 saniye önce beyninin ilgili merkezine elektrik akımı giderek uyarılıyor ve hayvan o belirli süre sonunda hareketi yapıyor.

Yani bir şekilde yaptığımız eylemlere, söylediğimiz tüm sözlere bilincimiz dışında karar veriliyor.

Her şey gibi bilim ve din, gün gelecek 1 olduklarını, sadece arada yorum farkı olduğunu tekrar ispatlayacak.
 

Perina

Banlı Kullanıcı
Katılım
7 Eki 2011
Mesajlar
795
Tepkime puanı
64
Yaş
51
Bilim ve din buluşmasını çok merak ediyorum ben..O günleri görürmüyüm bilmiyorum..Sanırım bilim geliştikçe insanlıkta gelişecek ve dini bunca zaman arka plana attığı için yoz ve gerileme sebebi bulduğu için utanç duyacak.Oysa insanlar ön yargılı olmamalı..Neden şans vermiyoruz ki insanlar için kilit olan konulara..Bunları yazmamalıydım gerek de yoktu ama bu durum bence çok üzücü..
 
Üst