Tarihteki Ünlü Medyumlar

AkuJuk

Banlı Kullanıcı
Katılım
15 Tem 2011
Mesajlar
198
Tepkime puanı
27
Konum
Kâinat
Edgar Cayce :
Onu anlatan sekiz kitap Amerika’da iki milyonun üstünde satis yapti. Baska kitaplarda da yasamina ve hünerlerine bölümler ayrildi. 1900’den günümüze kadar bir çok gazete ve dergide ona yer verildi. Onu bu denli özellikli kilan sey ne idi? Onun özellikleri biraz da insanlarin bakisina baglidir. Birçok çagdasi “Uyuyan Kahin”i yetenekli bir profesyonel fotografçi olarak tanir. Baska bir grup, özellikle çocuklar, ona sicak ve dost bir ögretmen olarak hayrandir. Kendi ailesi ise, harika bir es ve baba olarak...Bazilari içinse, o tümüyle degisik bir insandi; binlerce insanin tanidigi, ruhsal yetenekleri olan, yaptigi yardimlardan minnet duyulan bir insan... Gerçekten de bazilari, herseylerini kaybetmis gibi göründüklerinde, hayatlarini “degistiren” ya da “kurtaran” olarak gördüler onu. O bir tibbi teshis koyucu, gelecegi okuyucu ve derin bilgilerin sunucusuydu.Haziran 1954’de, Chicago Üniversitesi onun yasamini ve yaptiklarini konu alan bir doktora tezini kabul etti. Yazari tezde ondan "inançli kahin" olarak söz etti.

Daha çocuklugunda, 1877 Mart'inda dogdugu Kentucky'deki bir çiftlikte, bes duyunun disina tasan algilama yetenekleri gösteriyordu. Alti ya da yedisinde ölmüs olan bazi yakinlarinin vizyonlarini gördügünü söylerdi. Ana-babasi bunu yalniz bir çocugun asiri faal hayal gücüne verdiler. Daha sonralari okul kitaplarinin üzerine basini koyup uyudugunda, sayfalari bellegine aliveriyordu. Ne var ki bu yetenegi zamanla kayboldu ve çalisma hayatina atilmadan önce, ancak yedi yil okuyabildi.

Yirmibirinde bir toptanci sirketin satis elemaniydi. O sira geçirdigi girtlak adalesi felci sagligini ve sesini kaybetme tehlikesini getirdi. Doktorlar bu durumun fiziksel sebebini bulamadilar, hipnoz denendi, ne var ki, bu da sürekli bir iyilesme saglamadi. Son çare olarak Edgar bir arkadasindan, ona çocukken okul kitaplarini ezberlemesini saglayan hipnotik uykuya sokmasini rica etti. Arkadasi kendisine gereken telkini yapti. Edgar, transa girdi ve sasirtici bir sey oldu: Hastaligini ve sebeplerini anlatiyordu!.. Kendisi için meditasyon ve paslarla tedaviyi önerdi. Ve gerçekten de kisa sürede iyilesti, sesi ve sagligi düzene girdi.

Olay çevresinde yankilar uyandirmisti. Bir grup doktor onun bu ayricalikli yeteneginden yararlanip ondan kendi hastalari için de teshis istediler. Teshis ve tedavisi, her zaman olumlu sonuçlar veriyordu. Sonradan Cayce için gerekli olanin yalnizca hastanin adi ve adresi oldugu farkedildi. Nerede olursa olsun, hastayla sanki odasindaymiscasina kolayca baglanti kuruyordu. Hastayla ilgili baska bilgilere gerek duymuyordu. (Bu yolla, 43 yillik bir dönemde 8 binden fazla hastayi tedavi ettigi belirtilmektedir.) O günlerde genç bir doktor Boston Klinik Arastirma Kurumu'na onun teshis ve tedavi yöntemi üzerine bir rapor sundu. Ve 1910 Kasim'inda The New York Times (Amerika'nin en ünlü gazetelerinden biri) iki sayfasini ona ayirdi. O günden sonra da ünü hizla yayildi, bütün ülkeden dertli insanlar bu "mucize insan"in yardimini istediler.

Cayce'in bir diger paranormal yetengi, 'postkognisyon' (kisinin geçmiste kendisinin bulunmadigi bir olayi algilamasi) medyumluguyla kendini göstermistir. Bu yetenegiyle gerek dünyanin Atlantise kadar uzanan gizemli geçmisini, gerekse kisilerin geçmis yasamlarini açiga çikartmistir. Bu yolla hastalarin psikolojik rahatsizliklarinin çogunun geçmis yasamlarindan kaynaklandiklarini saptamis ve tedavi edilmelerini saglamistir. Cayce, gerçeklesen kehanetleriyle, ayni zamanda bir 'prekognisyon' medyumu olarak da ün yapmistir. (Gerçeklesen kehanetlerinin bazilari, büyük depremlere, uzay yolculugu kazalarina ve AIDS hastaligina iliskin kehanetlerdir.)
Edgar Cayce 3 Ocak 1945'de Virginia'da öldügünde, arkasinda, altmis binden çok insan üzerine, kirk üç yillik bir dönemi kapsayan, on dört binden çok döküman birakti. Bu dökümanlardan "okumalar" olarak söz edilir. "Okumalar" tek insandan çikmis, en genis ve en etkileyici ruhsal algilama kayitlaridir. ilgili kayitlariyla, bildirilenler ve raporlar binlerce ana konuya ayrilmis, psikologlarin, ögrencilerin, yazarlarin ve arastirmacilarin inceleme ve arastirmalarina sunulmustur. Bunun için 1932'de A.R.E (Arastirma ve Aydinlanma Birligi) adli bir vakif kuruldu. (Vakfin adresi: Association for Research and Enlightment, Inc., P.O. Box 595, Virginia Beach, Virginia 23451) Vakif açik bir arastirma toplulugu olarak, bilgileri, arastirma ve deneyleri endeksleme ve kataloglamasini hala sürdürmekte, konferans, seminer ve kurslar düzenlemektedir.

Uri Geller:
20 Aralik 1946'da TelAviv'de dogdu. israilli psisik.
Kimilerince essiz bir medyum olarak nitelendirilir.
Özellikle, psikokinezi yetenegi sayesinde
gerçeklestirdigi, el degdirmeden metal bükme
gösterileriyle taninmistir.

'Prekognisyon' ve 'psikokinezi' yetenekleri üç yasindayken, evlerinin bahçesinde yasadigi bir paranormal deneyim sonrasinda ortaya çikti. Çocuklugundan itibaren, kendi ifadesiyle "bir eglenme araci" olarak, talih oyunlarinda isabetli tahminlerde bulunma, el degdirmeden saatleri ileri/geri alma ve metal nesneleri bükme gibi birçok paranormal tezahür ortaya koydu.
1967'de "Alti Gün Savasi" diye bilinen israil-Arap savasina parasütçü olarak katildi. (Bir baskinda agir yaralanmasina karsin, çok kisa sürede mucizevi biçimde iyilestigi ileri sürülür.) Orduda bulundugu sirada askerler için düzenledigi "göste-riler"le ilgilenen bir tiyatro organizatörü, savas sonrasinda kendisi için ülke çapinda bir turne düzenledi. Bu turne sirasinda oldukça ün kazandi ve israil televizyonunda paranormal gösteriler yapmaya basladi. 1970'lerin sonunda ünü israil disina tasmisti. 1971 'de ABD'li psisik arastirmaci Dr. Andrija Puharich ile tanisti. Bu tanismanin ardindan Puharich'le ABD'ye gitti ve 1972'de, Kaliforniya'daki Stanford Arastirma Enstitüsü'nde (SRI), eski astronot Edgar D. Mitchell, parapsikolog Russell Targ ve Harold Puthoff'un denetiminde çok sayida deneye tabi tutuldu. Deneyler sirasinda çesitli metal nesnelerin el degdirilmeden bükülmesinin yanisira, kül tablasi, kagit tutacagi, fotograf makinesi vb. nesnelerin materyalize ve demateryalize olmasina tanik olunmustu. 1973'te Cambridge Üniversitesi'nde olusturulan uluslararasi bir bilim kurulu Puharich'le birlikte, yetenekleri üzerinde çalisti. Bu çalismalardan sonra Puharich, kendinde saptanilan etkiye "Geller Etkisi" adini verdi ve kendisini dünyaya "ESP ve PK yeteneklerine sahip essiz bir medyum" olarak duyurdu. (Puharich 1974'te yayimladigi "Uri" adli kitabinda, Geller'in siradan bir medyum olmadigmi, dünyadisi bir uygarlikla iliskisi bulundugunu da ileri sürmüstür.)

23 Kasim 1973'te BBC televizyonunda çiktigi bir programda, milyonlarca izleyicinin karsisinda metal nesneleri PK yetenegiyle büktü ve bozuk saatleri isler duruma getirdi. (Programdan sonra BBC'yi arayan yüzlerce izleyici, program sirasinda kendi evlerindeki kimi metalik nesnelerin de egilip büküldügünü ve bozuk saatlerinin çalismaya basladigini bildirmistir.)

Yetenekleri 1974-75 yillarinda, Londra'daki Birbeck Koleji Fizik Bölümü'nde, Prof. John Hasted, matematik profesörü John Taylor ve teorik fizik profesörü David Bohm tarafindan incelendi. Deneylerde, özellikle agzi kapali plastik tüpler içindeki metal çubuklari bükmesiyle dikkat çekti. (Bu üç bilim adami, hazirladiklari raporlarda, Geller'in sasirtici biçimde normalüstü yeteneklere sahip oldugunu kabul ettiklerini açiklamislardir.)

1970'lerin sonlarinda halka açik gösterilere son verip, yalnizca bilimsel incelemelere katilmaya baslamisti. Bir süre, bazi madencilik firmalarina, yeraltindaki dogal kaynaklarin yerlerinin belirlenmesi konusunda danismanlik yapti. 1980'lerin baslarinda Londra'ya yerlesti.
Yasam öyküsü, "Mindbender" adiyla, 1995'te, ABD'li yönetmen Ken Russell tarafindan sinemaya uyarlanmistir.

Emanuel Swedenborg:
29 ocak 1688, Stockholm'de dogdu,
29 mart 1772 tarihinde Londra'da öldü.
isveçli bilim adami, filozof, mistik ve medyum.

1709'da Uppsala Üniversitesi'ni bitidikten sonra bes yil boyunca ingiltere, Hollanda, Fransa ve Almanya'da matematik ve doga bilimleri ögrenimi gördü. Bu ülkelerde yeni gelisen bilim dallarinin temsilcileriyle tanisti. ingiltere'de Halley kuyruklu yildizini kesfeden gökbilimci Sir Edmund Halley ile birlikte çalisti. Gezegenlerin olusumunu açiklayan "nebula varsayimi"ni (nebular hypothesis) ortaya atti.

Yeni liman insa yöntemleri, denizalti ve uçak tasarimlari gelistirdi. Yerküre üzerindeki boylamlarin Ay'a bakilarak belirlenmesini saglayacak bir yöntem üzerinde çalisti. 1719'da soyluluk ünvani aldi ve Swedberg olan soyadini Swedenborg olarak degistirdi.

Ellili yaslara geldiginde, bedensiz varliklarla ruhsal irtibata geçebilecegini ve kendisinin bu tür irtibatlarda bulundugunu ileri sürdü. Tüm tezahürlerde ilahi bir kaynagin söz konusu oldugu görüsündeydi. 1759'daki büyük Stockholm yanginini Londra'da bulundugu sirada, 'durugörü' medyumluguyla bildirdi. (Bu paranormal olaya ünlü filozof Imanuel Kant da taniklik etmistir !!! )

1749-71 yillari arasinda yazdigi 30 kadar Latince kitabinin çogunu imzasiz (kendi adini belirtmeden) yayimladi.

Dinsel yazilari ruhsal tebligler olarak kabul edilen Swedenborg'un "Cennet Harikalari ve ve Cehennem Üzerine" adli kitabinin, ruhsal irtibatlarla aldigi vizyonlara dayandigi belirtilmektedir.

Swedenborg'un görüsleri Honoré de Balzac, Charles Baudelaire, Jorge Luis Borges, R. W. Emerson, William Blake ve William Butler Yeats basta olmak üzere birçok sair ve yazara esin kaynagi olmustur.

Robert Hindmarsh tarafindan 1788'de Yeni Kilise (New Church) adiyla kurulan ya da sistemli duruma getirilen doktrin, Swedenborg'un ögretilerinin temsilcisidir; bu yüzden "Svedenborgçu Kilise" (Swedenborgian Church) olarak da adlandirilir.

Ingo Swann:
14 Eylül 1933, Telluride, Colorado'da dogdu.
isveç asilli ABD'li ressam, "cografi durugörü"
medyumu, yazar ve parapsikoloji arastirmacisi.
ABD'de ki psisik arastirmalara yeni bir boyut
kazandirdigi kabul edilir.

Salt Lake City, Westminister College'da sanat ve biyoloji ögrenimi gördü. Askerligini Uzak Dogu'da yapti. Askerligi sirasinda Uzak Dogu (Japon, Tayvan ve Kore) sanatiyla ilgilendi, 1958'den itibaren profesyonel ressamlik yapmaya basladi.

Çocuklugundan beri psisik deneyimler geçirmis oldugundan, 1960'larin, sonlarinda Amerikan Psisik Arastirma Dernegi'nin (ASPR) 'durugörü' 'telepati' ve 'ölüm-ötesi deneyimi' arastirma programlarina süje olarak katildi. ASPR'de ve daha sonra Stanford Arastirma Enstitüsü'nde (SRI) yapilan deneylerde, 'cografi durugörü' yetenegiyle deneyin yapildigi yere çesitli uzakliklarda bulunan bölgelerin durum ve kosullari hakkinda bilgi vermekle kalmadi, Jüpiter ve Satürn gibi gezegenlerin cografi özellikleri hakkinda da bilgi vermeyi basardi. (Swann'in gezegenler hakkinda verdigi bilgiler, sonradan, astronomik dogrulanmistir.)

Kimilerine göre Swann'in en ilginç paranormal yetenegi, kendisine cografi enlem ve boylam verilen noktada ne oldugunu görebilmesiydi. (Swann bu yetenegiyle, soguk savas döneminde, Antarktika'da buzlar altinda bir Rus denizaltisinin gizli oldugunu bilebilmis ve Ruslar, Amerikalilar'in bunu nasil kesfedebildikleri konusunda saskinliklarini gizleyememislerdir.)

Ressamlik yetenegi de oldugundan Swann, zaman zaman, cografi durugörü yoluyla edindigi izlenimleri resim halinde de ifade etmektedir. ABD'nin birçok kentinde sergiledigi eserlerinden bazilari bu tür "paranormal eser"lerdir.

Jeane Dixon:
3 Ocak 1918 dogumlu Jeane Dixon, Los Angeles'de dogdu ve büyüdü. Babasi ile annesi olan Frank ve Emma Pinckert, çocuklarini, Avrupa geleneklerine göre yetistiren, Alman göçmenlerdi. Jeane'nin olaganüstü psisik yetenekleri hemen konusmaya baslar baslamaz ortaya çikti. Birgün annesine, siyah kenarli mektupla oynayip oynayamayacagini sormustu. Þasiran annesi kendisine, öyle bir mektup görmedigini söyledi. Fakat on gün sonra, Emma Pinckert'e Almanya'daki babasinin öldügünü bildiren siyah kenarli bir mektup geldi.

Bir baska olayda Jeane, o siralarda evden birkaç yüz kilometre uzakliktaki Chicago'da bulunan babasinin eve gelirken, siyahli beyazli bir köpek getirecegini söyledi. Gerçekten de babasi eve, siyah beyaz tüyleri olan Colley cinsi bir köpekle döndü.

Jeane sekiz yasina gelince, annesi onu, Luther Burbank'in evinin bitisiginde yerlesmis olan, Bohemyali bir kadinin kampina götürmüstü. Küçük kizin sol elinin çizgilerini inceleyen falci kadin; çocugun inanilmayacak yeteneklerle dünyaya geldigini söyleyerek ona bir kristal küre hediye etti.

O günü takip eden günlerde Jeane bu küreyi bir oyuncak gibi hiç yanindan ayirmadi. Zaman zaman onunla konusuyor zaman zaman içinde bir seyler görmeye çalisiyordu. Bu arada çevrede Jeane'yi görmek isteyen insanlarin sayisi artiyordu. Jeane 9 yasindayken bir kadin kendisinden ögüt almak istedigini söyleyerek evlerine geldi. Kadin meslegi olan sinema oyunculugundan vazgeçip bir butik açmak istedigini, sinemada basarili olamadigi için Jeane'ye bu konuda ne yapmasi gerektigini sormaya geldigini ifade etti. Jeane, kristal küresine bakti ve kadini deste deste paralarla birlikte gördü.

Genç kadina:
"Butik projesinden vazgeçin, sinemaya devam edin," dedi. Kisa bir süre sonra, Marie Dressler adi, sinemalarin duvarlarinda parladi ve zengin oldu.
Metapsisik ve parapsikolojik alanda arastirma yapan arastirmaci ve bilim adamlarinin çogu, Jeane Dixon ile çesitli deneyler yapmislardir. Alinan sonuçlar her zaman sasirtici ve açiklanamaz nitelikte olmustur. Jeane çok degisik sekillerde kehanetlerde bulunmaktadir. Bazen kristal küresine konsantre olarak, bazen karsisindaki kisinin elini tutarak, bazen de durduk yere gözünün önünde açilan bir ekrandan film seyreder gibi, gelecekteki olaylari görmektedir.

1962 yilinda Reagan'a birgün baskan olacagini söylemistir. Dixon 26 Ocak 1997'de 79 yasinda iken kalp yetmezligi sonucu ölmüstür.

Andrew Jackson Davis:
1826-1910 yillari arasinda yasamis, ABD'li durugörü
ve duruisiti medyumu, ruhsal sifaci; kimilerine göre
ABD'deki spiritualizmin teorik temelini olusturan kisi.

"Poughkeepsie kahini" adiyla da taninan Davis'in ögretisinin temelini 1845-1847 yillari arasinda trans halinde yaptigi 157 konusma olusturur ki, 'teblig' olarak nitelendirilen bu konusmalar, "Doga'nin Prensipleri" ("Principles of Nature") adiyla 1847'de yayimlanmistir. 800 sayfalik bu kitaptaki ögreti, kimilerince E. Swedenborg'un kozmoloji anlayisi ile sonralari Karl Marx'i (1818-1883) etkileyecek olan Charles Fourier'in (1772-1837) komünal yasam ve üretim tezlerinin bir sentezi olarak yorumlanir. Kitapta yer alan "Bir taraf maddi bedende, diger taraf yüksek planlarin birinde oldugu halde ruhlarin birbirleriyle temasa geçmesi mümkündür." ifadesiyle Davis'in, 1848'de Fox Kardesler ile baslayacak olan spiritualizmin dogusuna iliskin kehanette bulundugu ileri sürülür. 1840'li ve 1850'li yillarda, Davis ve arkadaslari tarafindan yayimlanan "The Univercoelum" adi gazetede yer alan yazilar, spritualizmin ABD'de yayilmasinda önemli bir islev görmüstür.

"Yüce Harmoni: Dogal, Spiritüel ve Göksel Evrenin Felsefi Bir Vahyi" adli 2135 sayfalik ve 5 ciltlik yapiti ise ABD'de spiritualizmin basyapitlarindan biri olarak kabul edilir. Davis, yapitinda "Summerland" (Yazülkesi) adini verdigi ruhsal alemin Hristiyanligin cenneti ya da cehennemiyle bir iliskisi bulunmadigini öne sürer ve buradaki varliklarin da yasamlarini "ruhsal beden"leriyle sürdürerek gelisim ve mükemmellik pesinde kostuklarini belirtir. Öte yandan kimileri, Davis'i, kitabindaki "beseri cinsler arasinda mutlak bir esitlik vardir," temasini isleyen anlatimlarindan ötürü ilk kadin haklari savunucularindan biri olarak kabul ederler. Davis, spritualizm hareketinin yönlendirici öncülerinden biri olmasina karsin, dinsel dogmalara karsi çiktigi için, spritualizmi dinsel bir çerçeve içinde benimseyenlerce yeterli ilgiyi görmemistir.

Wolf Messing:

10 Eylül 1899, Kalwaria, Varsova'da dogdu, 1974,
Moskova'da öldü. Polonya asilli Rus psisik.
Durugörü ve prekognisyon yetenekleri de olmakla
birlikte, özellikle, düsünce aktarimi ve telkin
yetenekleri son derece güçlü bir psisik olarak ün yapmistir.

Yoksul bir Musevi ailesinin çocugu olarak dünyaya geldi. Paranormal yetenekleri çok küçük yaslarda ortaya çikti. Gençliginde, dünyayi dolasmak amaciyla biletsiz olarak bindigi trende, kontrolörü, telkin yetenegiyle, bir gazete parçasinin bilet olduguna inandirdi. Berlin'de bir süre tiyatrolarda çalisti. Onalti yasinda Viyana'da, Albert Einstein ve Sigmund Freud ile tanisti. Onlarla telepati, düsünce aktarimi ve telkin deneyleri yapti.

1915'ten itibaren on yil boyunca dünyanin çesitli ülkelerini dolasti. 1927'de Hindistan'da, Gandhi ile düsünce aktarimi deneyi yapti. Ülkesine döndükten sonra düsünce aktarimi deneylerini halka açik olarak yapti, 'durugörü' yetenegiyle kimi ünlü kisilerin kayip esyalarini buldu. Spiritüalizmin izleyicisi olmamakla birlikte, ruhsal irtibat seanslarina katildi. (Otobiyografisinde, bu seanslarda gözlemledigi tezahürlerin paranormal yeteneklerinin gelisimine katkida bulundugunu belirtmistir.)

Alman-Rus iliskilerinin iyi oldugu ve Hitler ile Stalin arasinda bir saldirmazlik anlasmasinin yapildigi dönemde, ikinci Dünya Savasi'nin çikacagina, Avrupa'nin Naziler tarafindan isgal edilecegine, 1945'te savasin sona erecegine ve "Sovyet tanklarinin Berlin sokaklarini çigneyecegi"ne iliskin kehanetlerinden ötürü, hakkinda Hitler tarafindan ölüm emri çikartildi. Polonya sinirindaki tüm Nazi kontrol noktalarindan düsünce aktarimi ve telkin yeteneklerini kullanarak geçti ve Sovyetler Birligi'ne sigindi. Stalin'in odasina yine bu yetenekleri sayesinde, tüm nöbetçileri atlatarak girmeyi basardi.
Sonraki on yil boyunca Sovyetler Birligi'nde büyük bir ün ve servet edindi. Kazanciyla, ikinci Dünya Savasi sirasinda Sovyet Hava Kuvvetleri'nin iki savas uçagi almasini sagladi. Savas sonrasinda Sovyet Bilimler Akademisi'nde yogun biçimde deney ve incelemelere tabi tutuldu. (Otobiyografisinde, bu dönemde yeteneklerinin tam olarak anlasilamadigindan ve zorla Stalinci materyalist anlayisa uydurulmaya çalisilmasindan yakinmistir.)

1960'larin sonlarinda otobiyografisini yayimlamak istemisse de, (kimilerine göre, dönemin sansürcü anlayisindan ötürü, kimilerine göre de Komünist Partisi'nin üst düzey yöneticilerine iliskin öne sürdügü "olumsuz" kehanetlerinden ötürü) Sovyet yetkililerden, gerekli izni alamamistir.

Eileen Jeanette Garrett:
17 Mart 1893, Beau Park, irlanda'da dogdu
15 Eylül 1970, Nice, Fransa'da öldü. irlanda
asilli ABD'li ünlü medyum. Prekognisyon ve
durugörü yetenekleriyle isim yapmistir.

Psisik yetenekleri çok küçük yaslarda ortaya çikti. 1924-29 yillari arasinda, Londra'daki ingiliz Psisik Bilimler Koleji'nde, James Hewat MacKenzie (1869-1929) ile birlikte çalisarak durugörü, duruisiti ve telepati yeteneklerini gelistirdi.

1930'da Fransa'da düsen, "R-101" adiyla bilinen hava gemisinin, içindekilerin tümünün ölümüyle sonuçlanan kazasini medyumnik yetenegiyle önceden haber verdi. (1926-1929 yillarinda gördügü üç vizyonla, faciayi tüm ayrintilariyla betimlemis ve hava gemisinde gerekli bakim yapilmadan böyle bir yolculugun yapilmamasi gerektigini ilgililere bildirmis olan Garrett, kazayi, oldugu anda da paranormal olarak algilamisti. Daha sonra yapilan bir dizi ruhsal irtibat seansinda, Garrett'e R-101'in düsüs nedenlerine iliskin 'tebligler' verilmis ve bu tebliglerde verilen bilgiler sonradan kaza yerinde yapilan incelemelerle dogrulanmisti.)

Garrett, 1939-40 yillarinda Fransa'da bulundu ve 1941'de Amerikan Psisik Arastirma Dernegi'nin (ASPR) daveti üzerine ABD'ye gitti. Ayni yil, "Tomorrow" adli bir edebiyat dergisi yayimlamaya basladi. Daha sonra "Creative Age Press" adli yayinevini kurdu ve ilk kitabi olan "Telepathy"yi yayimladi. 1940'larda Dr. J. B. Rhine ve W. McDougall'la çalismalarda bulundu. Dr. Rhine, Garrett'le yaptigi çalismalara iliskin olarak, "Bu, parapsikolojide bir dönüm noktasidir" diyordu.

Garrett'in yasammin son dönemlerindeki önemli çalismalari söyle özetlenebilir:
• 1951'de yasaminin sonuna dek baskanligini sürderecegi Parapsikoloji Vakfi'ni kurdu.
• 1952'de Andrija Puharich ile çalismalarda bulundu ve bu çalismalarda önemli durugörü fenomenleri ortaya koydu.
• 1953'te Hollanda'da, Utrecht Üniversitesi'nin yönetiminde, ilk Uluslararasi Parapsikoloji Kongresi'ni organize etti.
• 1960'larda, 'durugörür realite' kuramiyla taninan ABD'li psikolog Lawrance LeShan ile çalisti.

Metapsisik ve parapsikolojik arastirmalara önemli katkilari olmus bulunan Garrett dünyanin en ünlü medyumlarindan biri olarak kabul edilmektedir. Aralarinda, G. Bernard Shaw, H. G. Wells, D. H. Lawrence, Aldous Huxley, Carl Gustav Jung ve Sir Arthur Conan Doyle'un da bulundugu isim yapmis kisilerle tanismis, birlikte çalismis ve bu kisileri etkileyerek, onlarin yasamlari ya da yapitlari üzerinde izler birakmistir. Garrett 1949'da yazdigi,

"Adventures in the Supernormal" (Normalötesi Maceralar) adli kitabinin önsözünde söyle diyordu:
"Benim bir yetenegim var, buna ister psisik güç deyin, ister baska bir sey... Ne denildigi benim için önemli degil. Ben, yillardir bana gösterilen saygi, kusku, acima gibi tepkilerle ve bana açikça yöneltilen hakaretlerle birlikte yasamaya alistim. Yani sizin anlayacagmiz, 'sarlatan'dan 'mucizeler yaraticisi'na kadar türlü adlarla anildim. Yalnizca sunu söyleyebilirim: Ben bunlarin hiçbirisi degilim!"

Leonora E. Piper:
1857-1950 yillari arasinda yasayan
ABD'li medyum. Psisik arastirmalar
tarihindeki en taninmis zihinsel
medyumlardan biridir.

Medyumnik yetenege sahip oldugu, 1884'de, gözleri görmeyen ruhsal sifaci J. R. Cocke tarafindan transa sokulmasiyla anlasildi. Transa girer girmez, erkek sesiyle, bir bedensiz varliktan 'teblig' aktarmaya basladi. 1885'te, ünlü psikolog William James'in (1842-1910) dikkatini çekti. James, Piper ile çok sayida ruhsal irtibat seansi düzenledikten sonra hazirladigi raporda, "Bayan Piper, gözlerinin, kulaklarinin ve zihninin -uyanik durumdayken- normal kullanimi ile elde edemeyecegi bilgiler aktarmaktadir" diyordu.

1887-89 yillarinda Amerikan Psisik Arastirmalar Dernegi (ASPR) ve 1889-90 yillarinda Psisik Arastirma Dernegi (SPR) tarafindan uzun süre deneylere tabi tutuldu. (Bu kurumlarin ve aralarinda Sir Oliver J. Lodge ve Richard Hodgson'un da bulundugu birçok arastirmacinin, hakkinda hazirladigi raporlar bin sayfayi geçmistir.)

1911'den itibaren 'yazici medyumluga' baslayan Piper'in yazici medyumluguyla alinan tebliglerden bazilari, 'çapraz iletisim' (degisik yerlerdeki medyumlarin -ayni veya farkli zamanlarda- ayni bedensiz varlikla irtibatlari sayesinde birbirine paralel veya birbirini tamamlayici bilgiler almalari) fenomeninin taninmasini saglamistir. Piper, adini, "sahte medyum"larin ortaya çikarilmasina katkida bulunmus olmasiyla da duyurmustur.

Eusapia Palladino:
1854-1918 yillari arasinda yasayan italyan
fiziksel medyum. Fiziksel medyumlar içinde
psisik arastirmacilar tarafindan en uzun
zaman deneylere tabi tutulmus olandir.

Napoli'nin küçük bir köyünde yoksul bir ailenin kizi olarak dünyaya geldi. Annesini dogumu sirasinda kaybetti. Medyumnik yeteneklere sahip oldugu, aile içinde düzenlenen ruhsal irtibat seanslari sirasinda, Napolili spiritualist Enrico Damiani tarafindan saptandi.

Yaklasik 20 yil boyunca araliksiz olarak, Avrupa'da ve Amerika'da, çok sayida psisik arastirmaci ve bilim adami tarafindan incelendi. [Palladino, 'seans' sirasinda, diger medyumlarin çogundan farkli olarak, seans odasinin kösesine medyumlar için kurulan 'kabine'nin disinda otururdu ve kimi kuskucular bununla da yetinmeyip Palladino'nun el ve ayaklarini baglardi. Bu çok siki denetlenen kosullarda ortaya koydugu medyumnik tezahürlerden ötürü kimi arastirmacilarca "kabine kraliçesi" olarak anilmistir.]

Palladino'nun deneylerde ortaya koydugu fenomenleri incelemis bilim adamlari arasinda en taninmis isimler olarak, italyan suçbilimci ve psikiyatr Cesare Lobrosso, Fransiz fizyolog Prof. Charles Richet ve nörolog Prof. Enrico Morselli gösterilir. Bu bilim adamlari Palladino'nun 'materyalizasyon' , 'levitasyon' , 'ektoplazma' , 'darbeler' , esyalarin yer degistirmesi (psikokinezi) ve 'dogrudan yazi' fenomenlerini incelemisler ve ayri ayri hazirladiklari raporlarda Palladino'nun ortaya koydugu medyumnik fenomenlerin gerçek oldugunu açiklamislardir.

Maurice Barbanell:
3 Mayis 1902, Londra'da dogup 17
Temmuz 1981'de ayni sehirde ölen
ingiliz medyum, spiritualist, yayinci ve yazar.

Gençliginde ateistti. 1920'de, içinde bulundugu bir edebiyat toplulugunun kendisini görevlendirmesi üzerine spiritualizmi arastirmaya basladi. Bu amaçla çesitli ruhsal irtibat seanslarina katildi. Kendisinin de -kendiliginden- transa girip bir bedensiz varlikla irtibat kurmasi üzerine medyumluk yetenegi oldugu ortaya çikti. irtibat kurdugu bedensiz varlik, tebligleri sonraki yillarda uluslararasi üne kavusacak, "Silver Birch" takma adli bir bedensiz varlikti. O günden itibaren medyum olarak sayisiz ruhsal irtibat seansinda bulundu.
1932 Mayisi'nda dünyanin tek bagimsiz spiritualist gazetesi olarak kabul edilen Pychic News'i kurdu. Daha sonra, metapsisik alani konu edinmis olan Two Worlds dergisinin de yöneticiligini yapti.

Aralarinda Türkiye'nin de bulundugu çok sayida ülkeyi ziyaret ederek çesitli topluluklara spiritualizm üzerine konferanslar veren Barbanell, ayni zamanda, iyi bir konusmaci olarak kabul edilir. Yayimlanmis 10 kitabi bulunmaktadir.

Gladys Osborne Leonard:
1882-1968 yillari arasinda yasamis olan
ingiliz medyum. Psisik arastirmalar tarihindeki
en taninmis zihinsel medyumlardandir.

Çocuklugundan itibaren paranormal tezahürler ortaya koydu. Yirmi yasinda, arkadaslariyla düzenledigi bir ruhsal irtibat seansinda ileri düzeyde bir medyumnik yetenegi oldugu ortaya çikti. Yetenegi sonraki yillarda Psisik Arastirma Dernegi'nce (SPR) yogun biçimde incelendi. Oliver Lodge'un Birinci Dünya Savasinda ölen oglu Raymond'la irtibat kurmasina aracilik etmesiyle büyük ün kazandi.

Leonard'in ortaya koydugu paranormal tezahürler, birçok arastirmacinin ölüm-ötesi yasam konusundaki düsüncelerini etkilemis ve teorilerinin biçimlenmesine katkida bulunmustur.

Ölümünden sonra, birçok uluslararasi parapsikolojik yayin organinda, medyumluguna iliskin 40'in üzerinde makale yayimlanmistir.

_alıntıdır_
 

Tecelligah

Kayıtlı Üye
Katılım
3 Ağu 2011
Mesajlar
192
Tepkime puanı
41
Aklıma birde Medyum Memiş ve Keto geldi.
Kayboldu onlarda. :)
 
Üst