Düşüncelerimiz yaşamın tohumlarıdır.

Katarina

Kayıtlı Üye
Katılım
24 Ağu 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
74
‎"Kader" nedir? Yaşamımız bu dünyada nasıl şekilleniyor? Bu dünyaya gelişimizde bir amaç var mı? Her gün karşımıza çıkanlar ile baş edebilecek gücümüz var mı? Zorluklar ile uğraşmak yaşama katlanmak mıdır? Bize verilen, adım adım yaratma gücü müdür? Geçmiş, şimdi ve gelecek bir çizgi olarak mı akar, yoksa her şey bir an...´da mı saklıdır? Cevapları kim bilecek?

Zaman Nedir?

Örneğin, Einstein´ın rölativite yani izafiyet teorisine göre her şey bir aradadır. Geçmiş, şimdi ve gelecek bir anlamda paralel katmanlarda, aynı "zaman" içinde, aynı an´da var olmaktadır. Oysa "zaman" kelimesinin genel kullanışı sıralı bir akışı, ´önce´ ve ´sonra´ kavramlarını içerir.
Bio-enerji hocam Moshe´nin tarifi ise şöyle: "Yaşamlarımız bir CD´de olduğu gibi yazılı. Ancak bizler sırası ile izleyerek anlayabiliyoruz ve kavrayabiliyoruz bu bilgileri. Oysa, bütün bilgilere bakmak mümkün, bakmayı bilebilirsek..." Sanırım bu, CD´lerin yeniden yazılabilir olmadığı anlamına gelmiyor. Yaşadığımız olayların, düşüncelerimizin, duygularımızın etkileri sadece şu an´ımızı etkilemiyor. Bir anlamda geçmişimiz ve geleceğimiz beraber oluşuyor. Tabi 3 boyutlu dünyamızda ve 5 duyumuz ile yaşamı algılayabilmek için "geçmiş-şimdi-gelecek" kavramlarına ihtiyacımız var.

Yaşamın Akışını Ne Belirliyor?

Eğer yaşam çizgimizi yazılı olarak kabul edersek, niye halen çabalamaktayız? Nedir bizi iten mekanizma? Bir şeyleri düzeltmek ya da bir hedefe ulaşmak arzusu neden? Ben her birimizin yaşama gelişinin ruhlarımızın öğrenmesine ek olarak, bir hedef içerdiğine, bir nedeni olduğuna inanıyorum. Yaşama geliş için bir amacımız olduğuna… Görünenin ardında bir düzen yattığına…

Doğduğumuzda an´da unuttuğumuz ama öncesinde tasarlanmış bir yaşam… Mümkün mü? Stella Terrill Mann yaşam hakkında şu formüle inanıyor: "Arzula, iste, inan ve elde et." Claude Bristol´a göre ise, "Kaçınılmaz olarak, bizler hayal ettiğimiz oluruz." O zaman, görev ve hedeflerimizi önceden belirlemiş olsak bile, sonuca varmak için yolumuzu seçimlerimiz ile açmamız mı gerekiyor? Platon, "İrdelenmeyen yaşam, yaşamaya değer değildir." diyor. O zaman sormaya devam edelim.

"Kader ya da yazı" diye bir şey varsa, bu, kararlarımızla ve tercihlerimizle nasıl şekilleniyor? Anne ve babamızdan aldığımız genetik kodlar kaderin bir parçası belki de. Ve dünyaya geldiğimiz an´daki bazı şartlar bizi etkiliyor olabilir. Astroloji bu etkiler üzerinde duruyor. Bize verilen ad, taşıdığı enerji ile bizi etkileyebiliyor. Ailemizi, doğum tarihimizi ve yerini ruhsal bir boyutta bizler seçmiş olarak, doğumumuzla beraber maddesel dünyamızda yol almaya başlıyoruz. Ve bu dünyanın aletleri ve kuralları ile yaşam mücadelesini sürdürüyoruz.

Düşüncelerimiz Yaşamın Tohumlarıdır

Düşündüklerimiz çok önemli. Bir düşünceyi seçtiğimiz an, bir tercih yapmış oluyoruz. Muhtelif mistik ekollerde buna "tohum seviyesi" deniliyor. Biz tohumları ekeriz, böylelikle şu an gördüğümüz tüm sonuçlar daha önceden ektiğimiz tohumların meyveleridir. Tohumları farklı yollarla ekebiliriz. Düşüncelerimiz tohumlarımızdır ve düşünmek tohum ekme yollarımızdan biridir.

Judith Leventhal diyor ki: "Somut fiziksel eylemlerimizin, mesela yardımseverliğimizin olası tezahürlerini kabul ederiz. Fakat sadece iyi bir davranışta bulunma düşüncesi bile, evrende bir değişiklik getirecek kadar güçlüdür."

Enerji Seviyenizi Yükseltin

Bana hep sorarlar "Olumlu düşün diyorsun ama kendiliğinden olmuyor. Ne yapmalıyım?" Öncelikle, onaylamaları kullanmayı hafife almayın diyorum. Düşüncelerimizi biz seçiyoruz. Bir tohum küçüktür ama bir süre sonra karşınıza bir meşe ya da çınar ağacı olarak çıkabilir. Nasıl tohumlar ektiğinize dikkat edin. Yaşamın anahtarı orada saklı.
Kendi enerji seviyemizi yükselttiğimiz zaman, olumsuz düşüncelerin barınamadığını keyifle göreceksiniz. Enerji seviyenizi yüksek tutmak için bol bol su içmeyi, taze sebze ve meyveler yemeyi ve gergin hissettiğiniz anlarda derin nefes almayı unutmayın. Ilık bir duş, 20 dakikalık bir yürüyüş, gözlerinizi kapatarak ruhunuza hitap eden bir müzik eşliğinde 20 dakikalık bir dinlenme sizi kendinize getirebilir.

Gerçek Nedir?

"Biz Ne Biliyoruz ki?" adlı filmi seyrettiniz mi? Filmde şu soru tekrar tekrar sorulur: "Gerçek Nedir?" Biz insan olarak, evrende olanların sadece çok küçük bir kısmını görüp inceleme şansına sahibiz. Evren insanoğulları için bilinmezliğini halen korumakta. Çok basit olarak, biz sadece bazı frekansları görebilmekte ve duyabilmekteyiz. Peki, algılayamadığımız diğer frekanslar gerçek değil midir?
Hayatımızdaki yol ayrımlarında bazı kararlar alıyoruz ve bu kararların sonuçlarını yaşıyoruz. Peki, eğer bir karar aldığımızda, aldığımız kararların sonuçlarını yaşamın bir dersi olarak kabul etsek ve geçmişi irdelemek yerine ´şimdi´ye odaklansak; yaşamımızda karşımıza çıkan zorluklar karşısında isyan etmek yerine var olanı, kabul ederek ilerlesek acaba daha mutlu, daha üretken, daha düzenli bir yaşam sürdürme şansımız olur mu? Olanı ve var olanı değiştirmek mümkün olmadığına göre, mevcut duruma göre neler yapabileceğimizi düşünmek hayat kalitemizi daha olumlu etkilemez mi?

Kendi Yaşamınızın Kilitlerini Açmak

Evrenin, Yaradan´ın ilahi zekâsı ve bilgisi ile iletişim kurmak mümkün. Yaradan´ın bu bilgiyi bize sunduğuna inanıyorum. Bizim almaya, duymaya hazır olup olmamamız ayrı bir konu. Yitta Mandelbaum´un diyor ki: "Evren sorularımıza yanıtlar verir. Bunları ancak, yüreğimiz açıp ruhumuzu akışa bıraktığımızda duyabiliriz."

Cevaplar dünyasına bir giriş kodu varsa, bunu nasıl bilebiliriz? Bu kod içimizde. Bu kod öncelikle "sevgi". Kendimize, insanlara ve dünyamıza duyduğumuz sevgi... Bu kadar basit mi? Öz´de evet. Ve tabi ki, ´duymaya açık olmak ve yolumuza çıkan, karşımıza çıkanları görmeye yürekli´ olmak gerekiyor. Bu kod, evrenin bizim için hazırladıklarına teslim olmaya, buna güvenmeye hazır olmak bir anlamda. Her şeyin bizim hayrımız için olduğunu kabul etmek ve anlamsız görünende anlamı aramakta. Bu anahtarlar ile esasında kendi yaşamımızın kilitlerini açıyoruz; yaşamaya başlıyoruz.

Alıntıdır.
 
Üst