Apollo astronotları, Ay’da ayrıca 200 metre çaplarında

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Ay Hakkında Gizlenen Gerçekler

Ay’ın ve Mars’ınuydular aracılığıyla bize gönderilen fotoğraflarının insanlaraşaşırtıcı gelmesi normaldir. Sonuçta bu fotoğraflar daha öncearaştırılmamış ve haklarında yanlış teoriler üretilmiş dünyalaraaittir. Son bir kaç yüzyıl içinde Ay’ı gözlemleyen astronomlar parlakışıklar, sis ve bulutlar gibi normal olmayan bazı olaylar raporetmektedirler. Çoğu bilim adamı ise bu gelişmeler hakkında kısayorumlar yapmakla yetinmekte ve ortaya atılan yeni teorileri çürütmeyeçalışmaktan başka bir şey yapmamaktadır.
AY
Doğal uydumuz Ay’ın esrarengiz yüzü hakkında bilinen çok az şey vardır;bu bilgilerin çoğu da bilimsel düşüncenin merkezindekiler tarafındangöz ardı edilmektedir vede saklanmaktadır.. Ay’ın uzay araçlarıtarafından çekilen fotoğraflarında, fizik yasalarına uymayan esrarengizyapılar göze çarpmaktadır. Ay kraterlerinde gözlemlenen bu devasayapılar çevrelerindeki gizemli ışıklar ve bulutlarla kendilerinigöstermektedirler. Ay düzlüklerinde milyarlarca yıllık meteorbombardımanlarına rağmen hala ayakta kalmayı başarmış, şaşırtıcıyüksekliklerde sivri tepeler bulunmaktadır. Bunların varlığına ilişkinfotografik kanıtlar NASA’nın internet sayfasında yer almaktadır kibunlar sadece konunun halka aksettirilen bölümünü oluşturmaktadır.
Bu gizlilik, yayımlanan görüntülerin çoğunun neden kötü kalitedeolduğu; Apollo uzay aracının Ay’a iniş fotoğraflarının neden stüdyokaynaklı gibi göründüğü; NASA’nın Ay araştırmalarını neden durdurulduğugibi soruların cevapsız kalmasına neden olmuştur. Ay, düşünüldüğü gibiölü bir gezegen değildir; Apollo astronotlarının Ay’daki araştırmaları,Ay’ın gerçekte uzaylı varlıkların bir üssü olduğuna yönelik bilgilerinkamuoyuna sızmasını önlemek için sıkı bir şekilde denetlenmiş ve eldeedilen bilgilerin çoğu hasır altı edilmiştir.
Apollo’dan sonra Ay’a gönderilen tek araç askeri keşif amaçlıClementine uydusudur. Peki, ABD Savunma Bakanlığı neden ölü gezegenolduğuna karar verilen Ay’la tekrar ilgilenmeye başlamıştır? Clementinetarafından yollanan fotoğraflar oldukça detaylıdır, fakat ilginçtir kifotoğraflarda daha önce tespit edilen devasa büyüklükteki yapılarailişkin hiçbir iz bulunmamaktadır. Tüm bunlar bize, uzay araştırmalarıkonusundaki resmi gizlilik ve örtbasın hala devam ettiğinidüşündürmektedir.
Ay’da Yaşam
“Moongate: ABD Uzay Programı’nın Gizlenen Bulguları” adlı kitabınyazarı William L. Brian, Ay’la ilgili bu tür teorilerin babası olarakkabul edilmektedir. Brian, NASA’nın Ay üzerinde bulunan uzaylı üsleriile ilgili gerçekleri gizlediğini gösterebilmek için geometrikispatlara dayanan metodolojik bir çalışma yapmıştır. Brian’ın kozmiktezi, NASA’nın “Ay’ın yerçekimi Dünyanın altıda biridir” açıklamasınındoğru olmadığı yönündeki iddiasına dayanmaktadır. Brian, NASA’nın1960’larda Ay’ın yerçekiminin dünyanın yerçekiminin yüzde 64’üne eşitolduğunu öğrendiğini söylemektedir.
Uzay araştırmaları başlamadan önce bilim adamları, Dünya ile Ayarasında yer alan ve hem Dünyanın hem de Ay’ın yerçekimsel gücününsıfırlandığı nokta olan nötral yerçekimi noktasının, Ay yüzeyininyaklaşık 23.900 mil üstünde bulunduğunu tahmin ediyorlardı. Ayınyerçekiminin Dünyanın 1/6’sı olduğu teorisi de bu tahminlere dayanarakortaya atılmıştı. Fakat yapılan araştırmalar nötral noktanın gerçekteAy yüzeyinin yaklaşık 43.495 mil üstünde olduğunu ortaya çıkarmıştır.Gerçek uzaklıklara dayanarak yapılan hesaplar sonucu, Ay’ınyerçekiminin bilinenin aksine Dünya yerçekiminin yüzde 64’ü olduğubulunmuştur.
Brian’a göre bu keşfin anlamı çok büyüktü. Eğer Brian’ın da belirttiğigibi Ay’ın yerçekimi gerçekten de Dünyanınkine yakınsa, bu sadeceNewton’un evrensel yerçekimi teorisini çürütmekle kalmıyor, gelenekselfizik bilimini de temelden sarsıyordu. Ay’ın güçlü bir yerçekiminesahip olması, burada aynı zamanda atmosferin de bulunabileceği anlamınagelmekteydi ki bu da oldukça heyecanlandırıcı bir gelişmeydi: Havanınolduğu yerde yaşam da olabilirdi.
Astronotlar, Ay’ın esintileri altında kendi uzaylı eşlerini bulmuşolabilirlerdi. Brian, Apollo 11 astronotları Neil Armstrong ve Edwin E.“Buzz” Aldrin’in Ay’a iner inmez Ay kraterlerinin üzerinde dev UFO’largördüklerini ve bu UFO’ların astronotları izlediklerini söylemektedir.UFO biliminde sık sık sözü edilen bu olay, eski NASA görevlisi OttoBinder tarafından da onaylanmıştır. Binder, astronotlarla KontrolKulesi arasında geçen bu diyalogun kendi VHF alıcıları bulunan telsizistasyonları tarafından da kayda geçirildiğini bildirmiştir. Armstrong,kayda geçmeyen açıklamalarında ise Ay yüzeyinin uzaylılarla doluolduğunu söylemektedir.
Görüldüğü üzere, UFO’lar NASA’nın insanlı uzay programını yakındanizlemektedirler. Pek çok uzay uçuşunda gözlemlenen, John Glenn’in“ateşböcekleri” adını verdiği parlak partiküller, NASA tarafından UFOegzozu değil “boya kırıntısı” olarak tanımlanmıştır. Uzay roketlerinikullananlar da, NASA uzay kapsüllerinin yanlarında ve arkalarında diskbiçiminde cisimler gözlemlediklerini rapor etmişlerdir. Genelde bugözlemler, elektrikli ekipmanların esrarengiz bir biçimde bozulduğuanlarda gerçekleşmektedir. NASA bu olayları elektronik hatalar olaraktanımlamaktadır.
1950’li yıllar temasçıları George Adamski ve Howard Menger’inaçıklamalarını örnek gösteren Brian, nükleer silahlarla ilgiligelişmelerden rahatsızlık duyan uzaylıların dünyanın savaşteknolojisini denetlediklerini söylemektedir. Brian’a göre, NASA’nınuzay araştırmaları aslında askeri araştırmaları gizlemekte kullanılanbir paravan olduğundan, NASA’nın uzay programı UFO’lar tarafındanyakından izlenmektedir.
Hem George Adamski hem de Howard Menger temaslarının birinde uzaylılartarafından Ay’daki kubbe biçimli UFO üslerine götürüldüklerinianlatmaktaydılar. Adamski’nin Ay’la ilgili anlatımları oldukça dikkatçekiciydi:
“Bu en yakın komşumuz hakkında ne kadar yanlış fikirlere sahipolduğumuzu gördüğümde hayrete düştüm. Kraterlerin pek çoğu gerçekte, Ayyüzeyinde geçmişte yaşanan büyük değişiklikler sonucu oluşmuş engebelidağlarla çevrili geniş vadilerdi. Doğru, kraterlerin bazıları Ayyüzeyine meteorların çarpması sonucu oluşmuşlardı, yine de hiçbirkraterin dibinde baca biçiminde oluşumlar yoktu. Önümüzdeki ekrandanAy’ın yüzeyini büyütülmüş olarak izlerken, yerde ve bazı kayalardaderin pas izleri gördüm; bunlar ancak geniş çapta bir su akışı sonucuoluşmuş olabilirlerdi. Bu yerlerden bazılarında hala bitki gelişimiolduğu fark ediliyordu. Yüzeyin bir bölümü ince ve tozlu görünüyordu,diğer yerler ise taş ve çakıl benzeri daha büyük partiküllerlekaplıydı.”
Bu açıklamalar yıllar sonra bilim çevreleri tarafından dadoğrulanmıştır. Ay’a insansız uçuşlar başlamadan önce, astronomlar Ayyüzeyinin yapısı hakkında tartışmaktaydılar. Greenwich Gözlemevi’ndenDr. Thomas Gold, 1955’te yaptığı açıklamada Ay denizlerinin bir tozkatmanıyla örtülü olduğunu belirtmiştir. Apollo 11 astronotlarındanNeil Armstrong ise 1969’da Ay’a ayak bastığında yaptığı, “yüzey ince vetozlu” açıklamasıyla bu spekülasyonlara son noktayı koymuştur.
Brian, Adamski ve Menger’in anlatımlarını teorisine bir kanıt olarakgöstermektedir. Ona göre, NASA’nın Ay’da yaşam olmadığı yönündeaçıklamaları gerçeği yansıtmamaktadır. Ay, gerçekte safran renkligöklere sahip, ılıman yerlerinde bitki ve hayvanların yaşadığı, içindegöller, ırmaklar bulunan ve çeşitli büyüklükte uzaylı komünlerine evsahipliği yapan bir yerdir.
Brian’ın Ay’la ilgili bir başka teorisine göre ise, Ay’daki kraterleraslında yaklaşık 30.000 yıl önce yaşanan ve Ay’ı da içine alan korkunçbir savaşın ve savaşta kullanılan gelişmiş silahların bıraktığıizlerdir. Bu teoriye göre, Mars ve Jüpiter arasında eskiden var olanboş gezegen, yüksek teknolojili ışınlarla yok edilmiş ve geride astroidkuşağını bırakmıştır. Maldek adı verilen bu astroid kuşağa ait olan Ay,yerçekimi yaratan ışınların yardımıyla Dünya yörüngesine taşınmıştır.
Bunlar, NASA tarafından gizlenen gezegenler arası sırlardan sadece birkaçıdır. NASA, bunlar gibi, UFO’ların yerçekimine bağlı olmayan iticigüçlere sahip olduklarını da halktan gizlemektedir. Brian’a göre, NASAda kendi Ay araçlarında kullanmak için bu tür bir güç geliştirmişolabilir; bu Amerikan Hükümeti’nin UFO’lar konusundaki suskunluğuaçıklamaktadır. NASA aynı zamanda Güneş sistemimizdeki bir çokgezegende üstün teknolojiye sahip varlıkların yaşadığını da bilmektedir.
Clementine ve Geçici Ay Olayları
Ay’ın ölü bir gezegen olduğu yerleşmiş bir bilimsel olgudur. Buna göre,Ay’daki volkanik olaylar milyarlarca yıl önce sona ermiştir. Ay’ınatmosferi bulunmamaktadır, dolayısıyla burada yaşam da yoktur. Fakatyıllar geçtikçe, Ay üzerinde çalışmalar yapan pek çok deneyimliastronom teleskoplarıyla esrarengiz olaylar gözlemlemişlerdir.Birdenbire parlayan ışıklar, gazlar, renk değişimleri ve bulutlarbunlardan bazılarıdır. Hatta bazı astronomlar, Ay üzerindeki arazilerinzaman içinde değişime uğradığını söylemektedirler. Bunlara geçici Ayolayları adı verilmektedir. Bu olaylara Ay’ın bazı bölgelerinde dahasık rastlanmaktadır; Aristarchus bölgesi bunlardan biridir.
Geçici Ay Olayları tabirinin isim babası astronom Patrick Moore, buolayları “Ay’daki depremler sonucu meydana gelen gazlı oluşumlar”olarak nitelendirmiştir. Apollo 11 ve 12 tarafından Ay yüzeyinebırakılan aygıtlar ise yüzeyde su buharı bulunduğunu ve bunların“çatlaklardan gayzer gibi püskürdüğünü” belirlemişlerdir.
Yakın zamanlarda, bu geçici Ay olayları ile ilgili yeni kanıtlar eldeedilmiştir. Astronomy Dergisi’ne göre, Ay yüzeyinin Clementine uydusutarafından çekilen fotoğrafları, amatör astronom Robert Manske’ninrapor ettiği olayı destekler niteliktedir. Manske, Aristarchusbölgesindeki Cobrahead adlı çökmüş lav birikintisinde gölge ya dakarartı benzeri oluşumlar gözlemlemiştir. Master öğrencisi SaschaCalkins’in Clementine fotoğrafları arasında bulduğu Aristarchusbölgesinin Manske’nin bahsettiği anda çekilmiş fotoğrafı Manske’ningözlemine güçlü bir kanıt oluşturmaktadır. Clementine bulguları aynızamanda Ay yüzeyindeki kraterlerden birinin yavaşça renk değiştirdiğinide ortaya çıkarmıştır. Bu bulgular üzerindeki tartışmalar hala devametmektedir.
Ay yüzeyinde araştırmalarda bulunan Amerikalı astronotlar, buradageometrik yapılar bulunduğunu gözlemlemişlerdir. Bunlar doğal oluşumlardeğillerdir ve bu yüzden de dünyadan ya da dünya dışından gelenvarlıklar tarafından inşa edildikleri düşünülmektedir. Fakat ne yazıkki Ay’a giden 6 Apollo uzay aracının biri bile, belki de bilinçliolarak, bu yapıların yakınına inmemiştir. Apollo astronotları, Ay’daayrıca 200 metre çaplarında devasa parlak kubbeler gördüklerini raporetmişlerdir. Astronotlar bu kubbelerin saydam gibi göründüklerini veçevrelerinden daha farklı bir renkte olduklarını söylemişler vebunların büyük ihtimalle plastik bir materyal ya da renkli campanellerinden yapıldıklarını sözlerine eklemişlerdir. Astronotlar Ayyörüngesindeyken devasa bir dikdörtgen şeklinin yanında geometrik birpaterne sahip birtakım sivri uçlu piramitler de gözlemlemişlerdir.
Ay’daki Uzaylı Üsleri
Her geçen gün daha çok insan Ay’da bir uzaylı üssü olduğunusöylemektedir. Anlatılanlara göre bu ay üssü, Ay’ın Dünya’dangörülmeyen karanlık tarafında bulunmaktadır.
Ay araştırmalarının neden durdurulduğunu ve Ay’da neden bir üs kurmayaçalışmadığımızı hiç merak ettiniz mi? Sizce bu uzayda yüzer biristasyon kurmaktan daha iyi bir fikir değil mi? Neil Armstrong’a göre,Ay’da uzaylılara ait bir üs bulunmaktadır, bu yüzden uzaylılar Ay’danuzak durmamızı istemişlerdir. Eski Donanma İstihbarat görevlisi MiltonCooper da, Ay üzerinde bulunan ve istihbaratçıların “Uzaylı Üssü Luna”olarak adlandırıldıkları bir üsten söz etmektedir. Cooper’a göre, Ay’ınuzak kesimlerinde bulunan bu uzaylı üssü Ay’a inen Apollo astronotlarıtarafından da görülmüş ve filme alınmıştır. Ana gemi adı verilen devasauzay gemilerinin bulunduğu bu üste, çok büyük makinalar kullanılarakmaden çalışmaları yapılmaktadır.
1960’larda Pentagon’un Araştırma ve Geliştirme Departmanı’nda görevyapan Yarbay Philiph Corso, ABD Ordusu’nun ve Hava Kuvvetleri’ninelinde astronotlar tarafından çekilen ve Ay’da uzaylıların varlığınıaçık bir biçimde kanıtlayan en az 122 fotoğrafın bulunduğunu iddiaetmektedir.
ABC’ de Ay’la İlgili Haberler
Amerikan ABC haber kanalının web sayfasında yayımlanan, 13 Haziran 2000tarihli makale Ay’la ilgili gerçeklere biraz olsun ışık tutmaktadır.Makalede şöyle denilmektedir:
“Yeni elde edilen kanıtlar, Ay’ın bazı astronomların düşündüğü gibitamamen ölü bir gezegen olmadığını ortaya çıkarmaktadır. Ay yüzeyindezaman zaman yoğun bir hareketlilik gözlemlenmektedir. Uzun aralıklarlada olsa Ay yüzeyinde değişiklikler olduğu rapor edilmektedir. Buiddialar tartışmaya açıktır. Pek çok bilim adamı ise Ay üzerindekiparlaklıklar ve sis gibi zaman zaman rapor edilen gözlemleri ciddiyealmamaktadır. "
Aydınlık Yer: 136 km uzunluğundaki büyük krater Langrenus. Fransız birastronom Ay yüzeyinin zaman zaman bir şeyler tarafından aşındırıldığıyolunda sağlam kanıtlar bulmuştur. Bu gözlem 1992 yılında, ParisGözlemevi’nde görev yapan deneyimli Ay gözlemcisi Audouin Dollfustarafından bir metrelik Meudon teleskopuyla yapılmıştır. Dollfusaraştırma sonuçlarını incelemeyi yeni bitirmiş ve yayımlanmak üzeresunmuştur.
Solan Işık: Dollfus, 30 Aralıkta büyük Langrenus kraterinin tabanındabirtakım parlaklıklar görmüştür. Bunlar o gün ortaya çıkmışlardır.Profesör Dollfus, bu ışıkları bir kaç gün izlemiş ve kraterin içindedans eden ışık kümeleri görmüştür. Dollfus, teleskoptan her baktığındabu ışıkların şeklinin değiştiğini fark etmiştir. Ona göre bu ışıklar,bir gazın Ay yüzeyinden toz kaldırması ve bunun güneş ışığıylabirleşmesi sonucu oluşan bir görünümdür. Bazı Ay gözlemcileri, değişimeuğramadığı sanılan Langrenus krateri üzerinde bu tür bir sisgörülmesini şaşkınlıkla karşılamışlardır.
Profesör Dollfus, detaylı olarak incelendiğinde Langnerus’un tabanındabir çok çatlak izine rastlanacağını söylemektedir. Ona göre söz konusugaz bu deliklerden çıkmış olabilir.”

Alıntı
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
ben şahsıma aya inildiğinden bile emin değilim,yani gördüklerimizin yarısına duyduklarımızın hiçbirisine inanmamak gerkiyor....
 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
peki aya inildiğinden bile emin değilim demiştiniz. Dünya dışı yaşama Kainatta biz insanların dışında yaşayan varlıklar olduğuna uzaylı diye nitelendirilen varlıkların olduğu hakkındaki düşüncelerinizi merak ettim.
 

göçmenoğlu

Kayıtlı Üye
Katılım
10 Şub 2010
Mesajlar
719
Tepkime puanı
128
Yaş
48
Konum
Manisa merkez
İş
Elektironik müh.
Gözümle hiçbir uzaylı görmedim doğrusu uzayda yaşam olduğu ise henüz kanıtlanmış ta değil,birileri ufo gördüğünü iddia ediyor ama ispat edilmiş değil bu güne kadar,ama dünyada bizden başka birileri var mı dersen var...

Amerikalılar birçok konuda dünyayı kandırdıkları gibi vakt–i zamanında Ay’a gittik diye de herkesi uyutmuştu. Amaç her zaman Amerika’nın süper güç olduğuna insanları inandırmak olmuştu. Bunun için dün de senaryolar vardı, bugün de var.
Hatırlarsanız, 1969‘da 3 astronotla beraber Apollo–11 uzay aracının Ay’a gittiğini, astronotların özel bir araçla ay yüzeyinde dolaştıklarını, Amerikan bayrağı dikip toprak nümuneleri aldığını dünya büyük bir heyecanla izlemişti. Bu olay Amerika’nın teknolojik gücünün ne kadar büyük olduğunun dünyaya deklerasyonu idi. Psikolojik şartlandırma tekniklerini çok güzel kullanabilen Amerika, Hollywood’da çektiği bu Ay görüntüleri sayesinde hem dünyaya, hem de özellikle Rusya’ya ’en güçlü Amerika’dır’ mesajı verip herkesi sindirmişti.

Şimdi gelelim işin aslına... 1969 yılında Ay’a insan gönderen Amerika aradan 35 yıl geçmesine rağmen neden bir daha gönderemiyor? Yoksa Apollo–11’lerini mi kaybettiler? Kaybettilerse aynısını bir daha yapamıyorlar mı? O zamanki teknoloji ile Ay’a gidildiyse, uzay savaşlarının konuşulduğu günümüzde Ay istasyonları, ay üsleri falan olması gerekirdi. Hatta şezlongda uzanıp güneşlenmemiz lazımdı.Teknoloji geriye mi gitmiştir ki bir daha Ay’a insan gidemiyor?

Tabii ki hayır. Teknoloji tabii ki ileri seviyelere gelmiştir. Ama Ay’a gitmek bugünkü teknoloji ile mümkün olsa bile Ay’dan geri dönmek mümkün değildir. Yani ‘dönüşü olmayan bir yol’ dur. Dünya’nın yerçekimi etkisinden çıkmadan bir noktaya kadar gidip–gelebilirsiniz ama Ay’a gittiniz mi gelemezsiniz. Çünkü yeryüzünden fırlatılan bir hava aracı hareket etmek için ‘hava kütlesini’ ve havadaki ‘oksijeni’ kullanmak zorundadır. Tüm jet ve roket motorları kullandıkları yakıtı yakmak için oksijen, kendini yerçekiminin tersi istikametine itmek için hava kütlesini kullanırlar.

Diyelimki siz buradan Apollo–11’i fırlattınız. Daha sonra taşıyıcı yakıt dolu roket ağır olduğu için belli bir hızda Apollo–11 kapsülünü roketten ayırdınız. Kapsül o hızla atmosferden ve Dünya’nın yerçekiminden ayrıldı. Uzay boşluğunda fırlatıldığı ivmeyle ve koordinatla hareket etti. Ve ay yüzeyine iniş yaptı. Ondan sonra ne yapacaksınız?
Hadi bakalım Ay’da incelemeler yaptınız; bayrak diktiniz, toprak vs. örnekleri aldınız, koşup zıpladınız, gerekli tüm mesajları ve insanlık için en veciz sözleri Houston’daki arkadaşlarınıza ilettiniz. Nasıl döneceksiniz şimdi? Bu dersi görmedik diyemezsiniz. Derseniz yandınız.

Ay’ın küçük de olsa bir yerçekimi vardır. Bu yerçekimi Dünya’nın çekiminin 6’da 1’i nisbetindedir. Ay’ın çekiminden kurtulup Dünya’ya geri dönmeniz için sizi iten bir kuvvetin olması gerekmekte. Bilindiği gibi Ay’ın hava kütlesi olmadığı gibi oksijen de yoktur. Bu durumda dönüş için Ay’da durağan bir halden hareketli bir hale geçmek, hiçbir motorla veya roketle mümkün değildir. Kaldınız Ay’da... Hayırlı olsun..
Dünya’ya dönmek için belki tek bir çözüm söz konusu olabilir; bir kolunuzla uzay aracınıza, diğer kolunuzla astronot arkadaşlarınıza sarılıp “Hadi hep beraber, biiir, ikiii, üüüç, hoppaaaa” diye bağırıp bayağı ‘sağlam’ zıplayacaksınız. O zaman belki birşeyler olabilir.

Demek ki birileri bizi ‘fena halde’ aldatıyor. Hollywood yapımı olan Ay’a gitme filmi Amerikalıların ne ilk, ne de son yalanıdır.
 

Zeyna

Kayıtlı Üye
Katılım
20 Ocak 2009
Mesajlar
330
Tepkime puanı
60
Konum
İstanbul
İş
yönetici
Dağılmasından sonra KGB arşivlerinden çıkmıştır.Görüntülerde düşen veya düşürülen bir ufodan parçalanmış şekilde çıkaralına bir uzaylıya yapılan otopsiyi göstermektedir.Görüntülerdende anlaşılacağı gibi bu uzaylı otopsisi 80-90 lı yıllara ait.İşte o uzaylı görüntüleri ve otopsisi videoları ve biraz araştırdığınızda bundan öncede bu tip belgelenmiş görüntüleri göreceksiniz. Sizce bunların hepsi yalan ve uydurmamıdır .linki veremiyorum ama internetten araştırdığınızda kendiniz seyredebileceksiniz.

Ayrıca sitemizdede Dünya Dışı Yaşam bölümünde detaylı bilgilere ulaşabilirsiniz. Bu başlıklar altında araştırırsanız hollywood filmleri değil gerçek kayıta geçirilmiş belgeleri ve zamanı belirtilmiş video ve resimlere ulaşabilirsiniz.
 

vasilias

Kayıtlı Üye
Katılım
28 Şub 2013
Mesajlar
31
Tepkime puanı
1
göçmenoğlu hala forumda mısın? Bilmiyorum, ama ben yine de yazayım.
Bak sevgili kardeşim, 1969 yılındaki Ay seyahatinden sonra tekrar neden gidilmedi demişsin? Neden gidilsin? Ne var Ay'da değerli bir maden falan mı var? Bedava mı gidiliyor da sürekli sefer düzenleyecekler. Ay seyahatine harcanacak parayı başka şeylere harcasalar olmaz mı? Sen parasını verirsen her hafta götürürler Ay'a merak etme.
Bu arada Ay'dan geri dönmek mümkün değil, uzay boşluğunda oksijen olmadığından yanma olamaz demişsin. Zaten uzay mekiklerinde yakıt tankı haricinde oksijen tankı da olur ki yanmayı sağlayabilsin diye.
3-4 sene sonra Mars'a da insan gönderecekler. Acaba ona ne kulp takılacak merak ediyorum.
 
Üst