Çakranın amacı ve işlevi

URUMHAMATAHAYİL

Yönetici
Katılım
5 Haz 2008
Mesajlar
7,096
Tepkime puanı
4,961
İş
Wellness Antrenör/Psikolog/ Sosyolog
Dünya gezegeninde bulunan tüm organizmalardan insan organizması en gelişmiş olan türdür. En önemlisi diğer türleri tanıma ve inceleme yeteneğine tek sahip varlıktır. Görebildiğimiz kadarı ile davranışlarıyla kendini ifade eden canlı varlıklar arasında insan kendini en iyi bir biçimde, karmaşık ve farklı olarak ifade edebilmektedir. Mantık yürütme, soyutlama, idrak etme ve duyguların yaşanmasının ötesinde, bildiğimiz ve bilmediğimiz âlemleri hissedebilme, gerçeklerin ayrımına varma ve gerçeği oluşturabilme yeteneğini bünyesinde barındırabilir. Bilinçaltı gibi sonsuz bir kayıt alanına sahiptir. Görmediği halde beyninde yeniden canlandırabilme (imajinasyon) yeteneği inanılmaz ölçüde gelişmiştir. Beş duyudan da fazlasına erişerek, önsezi aracılığıyla, evrenin yapısında bulunan tüm özleri anlamlandırabilir.



İnsan evreni oluşturan tüm parçaların, gizemli olarak atfedilmiş güçlerini kendi menfaati, gelişimi ve ilerlemesi için kullanabilir. Sanatsal, ritmik, enerjisel farkındalık, psişik yetenekler gibi daha pek çok mucizecide katarsak, insan organizması en mükemmel yaratımdır. Yaptığı her şeyi kelimelerle bilinçli bir şekilde ifade edebilir. Evreni oluşturan en küçük yapıdan başlayarak insana kadar bilinç birçok düzeylerde mevcuttur. Maddi evrende tamamen bilinçli ya da tamamen bilinçsiz hiçbir şey yoktur. İnsanoğlunda bilinç; kendini bilme, kendini algılama şeklinde var olmaktadır. Bilinç, bilinçaltı, yüksek bilinç gibi zihinsel ve ruhsal tezahürleri vardır. Bu yapısı da insanı, diğer bilinçli varlıklardan farklı yapmaktadır. Bilinçli olarak yaptığımız eylemler, farkındalık seviyemizi artır. Farkındalık bir kontroldür. Kontrollü bir farkındalıkta güçtür. Enerjileri yönetmek, hayatımızda olumlu bir güç olarak kullanabilmek içinde bu farkındalık seviyesine ihtiyaç vardır. Bilinçli bir sonsuzluğun ifadesi olan, kendi kuyruğunu ısıran yılan sembolünde anlattığı gibi, enerjiler farkındalık seviyemizi farkındalık seviyemiz enerjimizi artır. Duygusal, zihinsel ve fiziksel yapıya sahip insan, yaşam enerjisi sayesinde hayatına devam eder. Çakraların amacı ve işlevi de bu noktada anlaşılmaya başlanır.



Çakranın amacı, fiziksel, duygusal ve zihinsel enerjilerin senkronize bir şekilde çalışmasını sağlamakta, enerjileri bir katmandan diğer katmana iletmekte ve değiştirmektedir. Enerji merkezleri, enerjiyi aşağı veya yukarı yönlendirir, hızlandırır ya da yavaşlatır, kısacası gerekli frekansta olmasını sağlar. Enerji merkezlerinin esas amacı bedene ve enerji katmanlarına enerjiyi çekmek ve dağıtmak, fiziki, duygusal, zihinsel ve üst spiritüel bedenlerini yaşamsal enerjinin ahenkli bir şekilde çalışmaya devam etmesini sağlamaktır. Merkezlerin yan amaçlarından biri de, diğer yaşam alanları arasındaki etkileşimi koordine etmektir. Normal enerji akışını bozan herhangi bir fiziki, duygusal ya da zihinsel bir engel, canlılığın kaybına ve sağlığın kötüleşmesine sebep olmaktadır.

Enerji merkezleri, evrensel enerjiyi alıp dönüştürürler ve enerji bedenlerin çeşitli düzeylerine dağıtırlar. Çakralar, yaşam enerjisini evrenden kendi özünden, çevresinden ve tüm enerji yapılarından alarak maddi ve enerji bedenin yaşaması için gerekli frekanslara dönüştürürler. Bununla birlikte çevrelerine de enerji verirler. Çakra sistemi aracılığıyla insan çevreyle ve evrenin farklı düzeyleriyle sürekli bir alışveriş içinde bulunmaktadır. Al ver döngüsü kesintisi olarak devam etmektedir. Bedene giren enerji, bedende işlendikten sonra dönüşerek evrene geri iletilir. Dünyanın kendisi, canlı ve cansız varlıklar, diğer gezegenler kısacası car olan her şey enerji kesintisiz bir şekilde almaya vermeye ve iletmeye devam etmektedir. Var olan her şey birbirine bağlıdır. Bu nedenle her şey birdir.
Her çakra varlığımızın çeşitli fonksiyonlarını kontrol eden hormonsal sistemdeki bir salgı beziyle yakından bağlantılıdır. Bu salgı bezlerinin fonksiyonlarındaki dengesizleşmeler ya da tıkanmalar, hayata bakışımızı, ruh hallimizi ve davranışlarımızın geneli etkiler. Salgı bezleri beyine etki eder, buradan da varlığımızın duygusal, zihinsel ve spiritüel yönlerine bağlanır. Bu durumda çakralar, fizik bedenimizde bulundukları yerlerdeki sistemleri, kendileriyle ilişkili olan duygusal ya da zihinsel halleri etkiler ve değiştirir.


Prana, beyaz renktedir ve parlak beyaz küreciğe benzer. Bu beyaz enerji, enerji merkezleri (çakralar) tarafından çekilir, işlenir ve kullanım şekline göre ayrıştırılır. Aynı prizmada olduğu gibi beyaz ışık girer ve altı renk olarak çıkar. Bu altı enerjinin renkleri gökkuşağının renklerine denk gelmektedir. Renkleri uygun miktarda karıştırdığınız zaman elde edeceğiniz renk beyazdır. Bu nedenle beyaz aslında renklerden meydana gelir. Buradan yola çıkarak, beyaz enerjinin; kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor enerjilerden oluştuğunu söyleyebiliriz. Burada yine bilinçli sonsuz akım devreye girer. Renkler beyazı oluşturur, renklerde beyazdan oluşur.


Her renginde bir titreşim seviyesi vardır. Bedendeki renklerin elektrik akımları bizi sağlıklı olarak tutmaya devam eder. Renklerin frekansı bozulduğunda, bedende arazlar meydana gelmeye başlar. Eksik, yanlış, düzensiz ya da fazla olan renkle ve o rengin yönettiği bölgeyle ilgili modern tıbbın hastalık adını verdiği enerji sorunları ortaya çıkmaya başlar. Hastalıklar bu noktada neden değil sonuçtur. Hastalıkların nedeni de çakraların bloke olmuş, aşırı artmış ya da dengesini kaybetmiş olan enerji alışverişidir. Renk terapi, Biyoenerji, Reiki, Aromaterapi, Meditasyon, Doğal taşlarla terapi, Masaj gibi bir çok doğal tedavi yöntemi çakraların daha düzenli ve dengeli olmasını sağlamak üzerine kurulmuştur. Çakraların sağlıklı bir şekilde çalışması fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak refah sağlar.



Çakraların dönüş hızları saniyede 100 – 1600 devirlik bir frekansa sahiptir. Beynimiz 0 – 100, kaslarımız 225, kalbimiz ise 250 devirdir. Her çakra kendi enerji alanı içerisindeki, salgı bezlerini, organları, kasları, hücreleri, kısacası tüm sistemlerin yapısını etkiler. Diğer taraftan, fiziksel bedendeki değişiklikler enerji sistemini etkilemekte ve duygulara yansımaktadır. Korunma güdüsü, sahip olma isteği, cinsellik, yaratıcılık gibi tüm duygularımızı etkilerler. Duru görü, telepati, telekinezi gibi üstün yetilerimizin de temelinde çakraların kontrolü yatar. Beynimiz, sempatik sinir sistemimiz, aldığımız nefesten etkilenir. Beyne yeterli miktarda oksijen gitmediğinde kişiler nasıl çok ciddi hastalıklara yakalanıyorsa aynı şekilde beyne giden Prananın miktarı da çok önemlidir. Ümmi sistemimiz, kal rahatsızlıklarımız, bağımlılıklarımız, psikolojik rahatsızlıklarımız, korku ve endişelerimiz, uyku sorunlarımız, cinsel hayatımızdaki problemler, aşk hayatımız, ailemiz, para ile ilişkimiz, arkadaşlarımız, hayatımızın tüm unsurları çakralarımızın işleyişi işe yakından ilişkilidir.


Aşk hayatına kimsenin girmediği, tanıştığı kişilerle uzun süre ilişkisini sürdüremeyen bir kişinin, kök çakrası ve boğaz çakrası dengesizleşmiş demektir. Kalp çakarsı ile ilişkilendirilse de bu durum yanlıştır. Aynı şekilde kilo problemi olan kişilerin kök ve göbek çakralarında sorun var demektir. Bununla beraber; çakraların ilişkili olduğu organlarda zarar gördüğü için, farklı hastalıklarda meydana gelmeye başlar. Yine başka bir örnekte, kişinin fazla sinirli olması, kalp ve boğaz çakrasının sorunlu olmasından kaynaklanır. İlerleyen zamanlarda, kişinin karaciğeri de etkilenmeye başlar. Karaciğer etkilendikçe de o organa bağlı hastalıklarında meydana gelmesine neden olur. Sonuç olarak kişi karaciğer büyümesinden şikâyet etmeye başlar. Hastalık burada bir sonuçtur. Tedavi edilecek şey hastalık değil hastalığın nedenidir. Burada neden kalp çakrasının düzensiz işlemesidir. Çakranın doğal ritmine kavuşması ile birlikte, enerji sistemi düzelecek, akabinde de sonuç, yani karaciğer büyümesi de tedavi edilecektir. Çakraların delegesizleşmesine, ritimlerinin bozulmasına, işlevlerini yerine getirememesine, yanlış bir ifade şekli olsa da kapanmasına ne neden olur. Şimdi bu konuyu inceleyelim.


Enerji, Çakra merkezinin çekirdeğinden girmekte, omurgaya ulaşmakta ve enerji kanallarının aracılığıyla belirli organlara yayılmaktadır. Kişisel davranış biçimlerine ve sağlık durumlarına göre enerji merkezlerinin boyutu, renk tonu, hareket hızı, parlaklığı, ritmi ve dokusu değişmektedir. Hastalık süreci enerji merkezlerinin uyumlu hareketleri bozulur ve maddesindeki doku değişir. Ayrıca bilinç kalitesi, kişisel gelişim ve yeteneklerin derecesi enerji merkezlerdeki değişimler sayesinde belli olmaktadır. Gelişmemiş bir insanda Çakra merkezleri küçüktür, hareketleri yavaştır, renkleri solgundur ve dokusu kabadır. Gelişmiş bir bireyde, enerji merkezleri daha geniş, daha hızlı, daha parlak ve daha ince dokudadır. Uyanmış ve tüm yeteneklerini geliştirmiş bir kişide ise Çakra merkezleri tam şekilde çalışmaktadır. Çakra merkezlerinin hem belirli organlarla hem de belirli bilinç halleriyle özel bağları vardır.
 

Ambriel

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
172
Tepkime puanı
69
Konum
''Olmak'' istediğim yerdeyim!
İş
112-Alarm, Hipnoz...
ilköncelikle sunum icin tesekkurler sevgili Urum.
Benim bir sorum var bu konu ile baglantili olarak. Kendi arastirmalarimda gördum ki cakralarin acik (daha dogru zaten acik olan cakralarimizin genisletilmis) olmasi ve duzenli calismalarinin sonucu olarak bize sagladigi yararlarindan bahsediyor ve bunu saglayabilmek icin bircok egzersizler ve uygulamalar yapiyoruz, yani hepimiz, hem ruhani hemde fiziksel olarak duzenli ve ahenkli calisan bir amac pesindeyiz. Soruma gelince, peki bu cakralar gercekten acildigi zaman bize yarari yaninda zararida olmuyor mu (genel olarak). Biz hep tamamen acik olan cakralardan konusuyoruz. Zarar derken cakralarin tamamen acilmasi ve kontrol edilememesi sonucu olarak olusabilecek negatif etkilerinden söz ediyor ve kiyaslamayi da kundaline reiki inisiyelerinden sonra olusabilecek negatif etkileri gözönune alarak soruyorum. Cunku nede olsa kundaline reikinin amaclarindan biride cakralar ile alakali yanilmiyorsam.

Isikla...
 

origanum

Yönetici
Katılım
15 Eki 2008
Mesajlar
3,090
Tepkime puanı
377
Kundalini yanlış uyandırılırsa sorun olur. İşin ehli olmayan kişilere, her önüne gelene inisiye olunmamalıdır bu yüzden.
 

Ambriel

Kayıtlı Üye
Katılım
21 Eyl 2010
Mesajlar
172
Tepkime puanı
69
Konum
''Olmak'' istediğim yerdeyim!
İş
112-Alarm, Hipnoz...
Tesekkurler sayin origanum, size tum kalbimle katiliyorum, her iste oldugu gibi Kundalini de isin ehli tarafindan yapilmasi gerekiyor ama sorun olan belkide Kundalini inisiye, genellikle uzaktan verilebilen bir reiki metoduydu yanilmiyorsam, bu konu hakkinda kucuk bir sohbetimiz de vardi uzun zaman önce. Ama bu konuda inisiye olmak isteyen kisiye ne gibi tavsiyeler verebilirsin (örnegin bana :) ki inisiye yi verecek olanin ehli olup olmadigini anlayabilelim.
 
Üst