Demonlarla Çalışma Metodu

Osiris

Kayıtlı Üye
Katılım
23 Kas 2008
Mesajlar
695
Tepkime puanı
127
Demonlarla Çalışma Metodu

Demonlar karakterimizin, benliklerimizin , zihinlerimizin genellikle bizi rahatsız eden henüz ifşa olmamış kısımlarıdır.
Örnek vermek gerekirse, herkesin içinde bencillik karakteri bulunur. Bazıları bunu dışarı vurmuştur, bazıları hayatları
boyunca bunu ifşa etmemiştir ve cömert biri olmuştur. “Mammon” adlı demonla çalışırsanız paragözlüğünüzü dışarı
vurmayı başarabilir, bencilliğin tabiatını anlayabilir ve hatta bu doğayı hedeflerinize uygun şekilde, bir mason gibi
yeniden inşa edebilirsiniz. Karakterinizin, bilincinizin, yada evrensel bilincin henüz size ifşa olmamış kısımlarını
kavramaya başlamanız sizi farklı bir varoluşa taşır, değişirsiniz ve eski benliğinizi kaybedip yeni bir kişiliğe yelken
açmaya başlarsınız. Demonlarla çalışmanın etkisi kişiliğin topyekün değişimidir. Demonik çalışmaların diğer
çalışmalardan farkı sonuçlarının hızıdır. Demonlarla yapılan çalışmalar buzlu bir pistte kılıç dansı yapmaya benzerler,
hızlı ilerlersiniz ama dengenizi kaybederseniz sonuçlar kötü olabilir. Bu yüzden demonlarla çalışılırken kişinin ya çok
dikkatli olması yada bir varlığa kendini bağlaması gerekir, bu tercih kişiye kalmıştır ve çalışmaların işleyiş biçimi
açısından fazla birşey farkettirmez. Çalışmaların tabiatını anlatmak için tiyatro oyunculuğu hakkında konuşmak
istiyorum.
Sinema ve tiyatro sanatçıları arasında söylenen bir söz vardır: “Oynamaya çalışan kötü oyuncudur”. Aldığınız rolü
'oynarsanız' iyi oyuncu olamazsınız çünkü iyi oyunculuğun sırrı rolünüzü yaşamanızdır, hissetmenizdir. İyi
oyuncular, aldıkları rol 'olurlar', oynamak istedikleri karakter haline gelirler. Oyunculuğun sırrı budur. Bu majikal bir
eylemdir, kişilik gelişimine katkısı en fazla olan çalışmalardan biridir. Bu yüzden kişisel güven ve kendini tanıma gibi
kaliteler oyuncular arasında daha kolay bulunuyor. Majikal okullarda da oyunculuk önerilmektedir.
Bir kişi hakkında bilgi almak istiyorsanız kendinizi onun yerine koyun. Bu majideki basit görünümlü ama derin
olan binlerce sırdan biridir. Kendinizi birinin yerine koymanız sanatçılık gerektirir. Gerçekten “o olmalısınız”.
Kendinizi yerine koymaya çalıştığınız kişi gibi hissetmeye çalışın. Onu düşünün, sanki o sizmişsiniz gibi. Bunun gibi
çalışmalarla hedefinizdeki kişinin psikolojisine bürünürsünüz, onun duyguları, olayları ele alış biçimi, dünya görüşü
size açılmaya ve sizi kaplamaya başlar. Bu taklidin doğasıdır. Taklit öyle bir aşamaya varır ki taklit ettiğiniz şeye
dönüşürsünüz. Bu yöntem ne gibi konularda işe yarayabilir? Yüzyıllar önce ölmüş bir üstaddan ders almak için
durmadan kitaplarını tekrar tekrar okur ve onun gibi hissetmeye çalışırsınız, böylece bir süre sonra “onun gibi olmaya
başlarsınız”, daha doğrusu onun bilinciyle bir bağlantı kurmayı başarırsınız ve onun bakış açısını edinirsiniz. Bir diğer
kullanım alanı da düşmanınızın gizlerini, planlarını yada karakterini öğrenmektir; düşmanınızın karakterine
bürünerek “düşman olursunuz” ve hayal edemeyeceğiniz kadar büyük bir aydınlanma yaşarsınız. Bu yöntemin karşı
cinsi elde etmekte kullanılması da mümkündür.
“Kendini yerine koyma”nın esas kullanım alanı ise Tanrı formlarına bürünmek denen çalışmadır. Bir Tanrı seçersiniz
ve “O olursunuz”. O'nun gibi hissetmeye, kendinizi tamamen O'na açmaya çalışırsınız. Gün içindeki tavrınız buna
uygun olur, hayata böyle yaklaşmaya çalışırsınız. Bu, kişi yeteneksizlikten yada konsantrasyon eksikliğinden muzdarip
biriyse dahi büyük enerji kapıları açan bir yöntemdir.
Demonlarla “kendini yerine koyarak” çalışmanın özü de Tanrılarla çalışmaya benzer. Demon sizden ayrı bir varlık
olarak görülmez, o sizin bir parçanızdır. Demonların beynimizin kısımları olduklarını söylemek biraz sığ bir yaklaşım
olabilir. Günümüzde demonlara daha geniş bir açıdan bakılıyor. İnsan kullanmayı beceremese de evrensel bir zihne
sahiptir ve demonlar zekanızın henüz size açılmamış yollarıdırlar. Demonlarla çalışırken siz o demon haline gelmeye
çalışırsınız, bunun için o demon gibi hissetmeye çabalarsınız ve o şekilde hareket etmekla uğraşırsınız. Bunu
başarabilmenin yolu hissiyat olarak kendinizi demon ile uyumlamanızdır. Bunun için kullanılabilecek bir yöntemi
örnek olarak veriyorum. Yöntem demonun sigili ile beraber yapılan ve demonun isminin mantra olarak kullanıldığı
meditasyon çalışmasıdır. Her gece aynı saatte yapılmalıdır. Öğrenci önce 15-20 dakika süren bir gevşeme çalışması
yapar, zaten bu her tür çalışma için bir ön şarttır. Kuzeye yönelerek sırtını bir yere dayamadan yere oturur ve sırtını dik
tutar. Karşısına koyduğu Furcas* sigiline odaklanır ve (isim Latincedir) “FUUUR – KAAAS” şeklinde mantrasını
söylemeye başlar. Mantra söylemek şu anlama gelir: bir sözü uzatarak söylemek, sonra durup nefes almak ve yine
tekrar uzata uzata söylemek demektir, gayet yavaş yapılır ve odaklanılan şeye derinleşmek gerekir. Belli bir süre sonra
sigile bakmak yerine gözler kapatılabilir ve sigil hayal edilebilir. Genellikle mantrayı tekrar sayısı 100'ün altına düşmez.
Öğrenci mantrayı her söylediğinde içinden kendisinin Furcas olduğunu tekrar eder ve Furcas gibi hissetmeye çalışır.
Öğrenci, demonun kendi varlığının bir parçası olduğunun bilincindeyse, Furcas'ın kendi ruhu ve bedenini kullanarak
bu boyuta ayak basmasına kanallık ettiğini hissetmeyi de deneyebilir, bu durumda öğrenci ruhunun derinliklerinde
henüz uyanmamış durumda bulunan Furcas'a seslenmektedir ve böylece uyanmasını ve bedenini kontrol etmesini
istemektedir. Bu tip çalışmalar genellikle iki ay süresince yapılır. Yapılan çalışma sonucunda Furcas'ın kişinin aklına ve
psikolojisine yapacağı etki çok güçlüdür, Furcas mantık melekelerini kuvvetlendirdiğinden öğrencinin dünyaya
bakışında akılcı bir değişim görülür.
Demonlarla yapılan çalışmaların oyunculuktaki “rolü hissetmeyle” benzerlikleri açıktır. Bu yönteme genellikle “içeri
davet” (invocation) denmektedir, normal davetten (evocation) farklıdır. Normal davette öğrenci çağırdığı varlığa
kendisi dışında bir varlık muamelesi yapar ve karşılıklı iletişim kurmaya çalışır. Bu yöntemin artıları bulunsa da bazı
durumlarda kişinin kendisiyle savaşmasına yolaçabilir ve bu durumların sonu genellikle kötü hastalıklar yada
ölümdür. İçeri davet ise zaten gönüllü bir posesyon halidir, örneğin Tanrı formlarına bürünme çalışmasıyla Şeytan
olmaya çalışan biri, gönüllü olarak Şeytan'ın posesyonuna uğramaktadır. Davet edilen varlığın karakterinin kötü
olduğunu düşünmek bir psikolojik çatışma durumudur ve bunun gibi durumlarda (örneğin kişi invoke ettiği varlıktan
içten içe korkuyor ve ona güvenmiyorsa) öğrencinin istenmeyen bir yaratığa dönüşmesi gibi sorunlar ortaya çıkabilir,
bu durumda öğrenci genellikle ölmez ve zaman içerisinde eski benliği yada yeni benliği lehine kişilik çatışmalarını
çözer.
Demonlarla çalışırken öğrencinin kişilik olarak demona dönüşmesi lazımdır. Bunun için öğrenci günlük yaşamının
içinde kendini demon olarak hissedebilmelidir. Gün içinde bu duygusal hali sürdürmeyi gece yaptığı
meditasyonlardaki hissiyatı hatırlamaya çalışarak başarır. Bu kendinizi demonla uyumlamanızdır. Demonlarla
çalışırken başarıya ulaşmanın sırrı budur. Gün boyu, bir önceki gece yaptığınız mantra çalışmasında sahip olduğunuz
ruh halini hissetmeye çalışırsınız ve böylece başarılı olursunuz. Tüm günleriniz ve tüm yaşamınız meditasyon olur, ta
ki transformasyon gerçekleşene dek.
Demon çalışmalarını öğretmek için yazdığım bu yöntem aynı zamanda elementlere, sayılara, gezegenlere yada
Kabalistik sembollere yönelik olarak da kullanılmaktadır. Su elementini anlamak için “su olmalısınız”, ateş elementi
olmak için de ateş olduğunuzu hissetmeniz gerektiği gibi. Nehir olun, akın. Toprak olun. Ağaç olun ve çiçek açın.
Güneş olun ve aydınlatın. Kartal olun ve Yılan olun. Hepsinin çalışması aynı şekildedir. Olumlu çalışmalar için doğuya
yönelebilirsiniz, bu tamamen tercihinize kalmıştır.
*) Furcas hem Pseudomonarchia Daemonum'da, hem Demonographia'da hem de Goetia'da bulunan bir Demondur.
Demonolojistlerin adı ve sigili üzerinde anlaştıkları varlıklardan biridir. Yine de kişi Furcas'la çalışmaya başladıktan
sonra zamanla Furcas'ın sigilini kendisi çizebilir, kişi güçlü şekilde hissediyorsa böylesi daha doğru olur.

Kaynak:İnternet

Alıntıdır.
 

Fire in Darkness

Kayıtlı Üye
Katılım
13 Ağu 2013
Mesajlar
76
Tepkime puanı
10
Bu konuda alıntı da olsa bir bilginizin olduğu açık. Bilgilendirici bir yazı teşekkürler
 
Üst