Cinler ve Sihir Üzerine Sahih Ayet ve Hadis-i Şerifler

zenithmx

Kayıtlı Üye
Katılım
16 Haz 2010
Mesajlar
268
Tepkime puanı
17
Konum
Sidre
Herkes inancını yaşar amacım benimle hemfikir olanlarla paylaşmakdır. bu yüzden "tasavvuf" bölümünde konuyu açmaktayım.

Farklı varlıklara iman edip onlardan yardım beklemek;

Bu hususla ilgili bir ayetinde Yüce Allah şöyle buyurur: "O gün onların hepsini mahşere toplar, sonra meleklere: "Bunlar, size mi tapıyorlardı?" der. Melekler derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz onlar değil sensin! Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çoğu onlara inanmıştı." (261)
Cinlere tapınma işine gelince: Bunun da bazı nevileri olduğunu görüyoruz. Her nevi sihir ve büyü ile uğraşanlar, afsun okuyarak, "...ya tartail, ya semkail! Ya seyyid kendiyas! Sen ve huddamın, benim yardımıma gelin!" gibi cin isimlerin e hitab ederek dua ve azaim yapan, enva-i çeşit tılısımlarla meşgul olan, cinlere sığınıp cin kovan, ruhları çağıran, yaptıkları sihir ve tılısımlara Tahziru'l-Ervah yani ruhlara çağırıp onları huzura getirme sanatı adını verip bu san'atları icra edenler; işte bunların hepsi bu sınıfa girerler. Çünkü bütün bunlar, vaktiyle sihirbazlığın şu veya bu çeşidinde üstad durumunda olanların icad edip beşeriyetin başına musallat ettikleri birtakım saçma ve küfürlerdir. Hz. Ali'nin buyurduğu gibi, "her sihir küfürdür, her küfür de cehennemd edir." Her sihrin küfür olmasının sebebi ise, bütün sihir nevilerin in, ancak cinlerin yardımına sığınılarak, cinlere tapınılarak yapılmış olmasıdır. Allah'tan başkasına manen sığınan bir kimse ise, şüphesiz küfürdedir. Fakat ne kadar acıdır ki, bu cinlere tapınan, yaptıkları azaim ve tılsımlar için cinlere sığınan, onlara yalvarıp yakaran bu kafirler; yaptıkları bu işleri, Allah'ın peygamber lerinden bir zat olan Süleyman (a.s.)'a yahut da İmam Gafer-i Sadık hazretler ine .nisbet etmektedi rler. Veya Allah'ın evliya ve asfiya kullarından bazılarına isnad etmektedi rler ki, bütün bunlar bir İftiradır. O zatlar ise, bunların bu iftirasından kesinlikl e uzak kimselerd ir.
Birtakım kuşları kesip, kara kuzuyu boğazlayıp da bunların kanına bulanmak ve bundan bir uğur ve iyilik ummak da, bir nevi cinlere, hayvanlar a tapınmaktır.
Keza (böyle bir inançla), davul zurna ve çeşitli çalgı aletlerin in eşliğinde raks merasimle ri icra etmek de, bu nevi tapınma sınıfına girer ki.. Mısır'da bunun adına Zâr denildiği malumdur. İşte, cinlerin insanlard an faydalanm a çeşitlerinden biri de şudur: Bilindiği gibi, tasavvuf, iddiasında bulunan bazı kimseler, güya gaipten haber veriyormuşçasına müridlerinden bazılarının evlerinde bulunan şeyleri haber veriyorla r (!) Veya îa uzaklarda bulunan bir şeyi oraya getiriyor lar (!) İşte bu veya benzeri birtakım hokkabazlıkları, birer kera-metmiş gibi insanlara yutturuyo rlar! Halbuki bu kabil şeyler, asla keramet olmayıp, birer ihanet ve nedametti r! Birer bid'at ve dalaletti r! Bunlar; ta kulaklarına kadar bid'at ve dalalete batmış, şeytanın ve cinlerin adamakıllı oyuncağı olmuş kimselerd ir! Ve bu gibi hokkabazlıklar ile, hem kendileri nin, hem de başkalarını, sapıklığını artırıyorlar. Hatta o derece sapıtıyor, o derece küfre dalıyorlar ki, yaptıkları bu hokkabazlıkları, birer keramet gibi müridlerine yuttura-bilmek için, "bu bilgileri, çok yüce bir makamdan, Levh-ı Mahfuz'dan aldıklarını" bile İddia ediyorlar . Din-i Mübin-i İslam hakkında kopkoyu bir cehalet İçinde bulunan pekçok kimseleri n, bu kabil hokkabazlıklara nasıl rağbet ettiğini görürsün. Hatta görürsün ki bazı ilme nisbeti olan kimseler bile, buna rağbet ve ilgi göstermektedirler. Fakat sakın bu seni aldatmışın! Çünkü böyle ilme nisbet edilen veya alim zannedile n kimseler, sadece ilmin suretini yüklenmiş, fakat ilmin hakikatin den cahil ve gafil bulunan kimselerd ir. İlme nisbet edilen bu kimseleri n misali, sırtına kitaplar yükletilmiş bir merkebin misalidir! Merkeb, bir yük kitabı sırtında taşımakta ise de, o kitapların içindeki ilimden haberdar değildir. Allah, bizleri, ilmin hakikatin den haberdar eylediği kullarından kılsın, amin!

Alıntı
(M. H. el-Faki). (İğasetü'l-Lehfan, 2/ 235-236).261. Sebe, 40-41

Selametle.
 
Üst